@soldeinvierno
|
Keyifli okumalar💙 Yorum ve oy vermeyi unutmayınnnn💛 (İpucunu fark edenler heheheheheh) Bölüm şarkısı|mavi gri:Kır çiçeğim ~Çünkü hayat var gözlerinde sen benim hayatgözlümsün sen benim hayatımsın~
Gözlerimi zor bela açabilmiştim nerdeydim ben? Rüzgar gelmemiş miydi peşimden? Evet gelir diye kaçmıştım ama gelmemişti. Boğazımdaki yumru büyüdü. Etrafı inceledim evimdeyim hatta yatağımdaydım. Aşkının odaya elinde tepsi ile girmesi daha çok şaşırdım noluyordu? "Günaydın yavrum uyanmışsın yaran nasıl acıyor mu?" ben buraya nasıl gelmiştim asıl şuan ki soru buydu. "Aşkım ben neden burdayım yani en son yağmurun altındaydım. Sonrası yok." elindeki tepsiyi bıraktı ve yanıma geldi. "Biliyorsun yağmur yağdığında hemen dışarı çıkarım yine öyle oldu sonra sana uğramak istedim rüzgar ile konuştum uyuyor demişti. Geldiğimde kapının önünde baygındın sahi noldu?" bir bilsem noldu noldu bana? Rüzgar nerdeydi? Bu saatte kadar napıyordu şerefsiz. "Bilmiyorum bilmiyorum bugün annemin ölüm yıldönümü işte rüzgar doktor ile kavga etti kötüydüm o an düşünmeden hareket ettim ve odayı terk ettim ama iyi değildim bir anda bayıldım ama evin yakınında dahi değildim. Rüzgar peşimden gelir sandım. " düşünceli bir hale büründü şuan bende öyleydim. Hangi bela vardı başımızda. "Tamam düşünme şimdilik ya işi çıktı ya da şerefsizlik yapmıştır ki öyle bir şey olursa kafasına sıkarım." cidden yapardı. "Hıhı ben çok aşık oldum." kocaman bir kahkaha attı komik mi? He komik mi lan? "Lan komik he ne gülüyorsun şerefsiz." "Bunu biliyorum zaten yani anlamamak mümkün değil amaa o enişte kılıklı herifi dövmem lazım ve kıskanırım köpek." bende onun sevgilisi ya da sevdiği olursa kıskanırdım be ama onun yoktu ki. Biraz dalga geçme vakti. "Haklısın senin yok kii benim var ve defalarca öpüştük." onu kıskandırmayı seviyordum. "Sana inat beni sevmediğim biri ile sevgili yaptırma neyse konumuz bu değil." buydu der gibi baktım. "Hayır değil yavrum konumuz şu rüzgar seni öperken hiç çekilmek istedin mi? Ya da korktun mu off kısaca aklına hiç baban geldi mi?" bunu hiç düşünmemiştim. Ondan hiçbir zaman korkmamıştım çünkü bana hiç öyle bakmamıştı. Bana şefkatle yaklaşmıştı hep. "Hayır rüzgar bana hep şefkatle yaklaştı evet kırdı inkar edemem bunu ama sardı da hemen sarıyor." kocaman bir gülümseme belirdi dudaklarımda. Onu düşünmek bile beni bu hale sokuyorsa bitmiştim ben. "Şu tipe bak mal mal sırıtıyorsunn. Sen aşık olmuşsun. Ama o rüzgar varya o seni üzerse neyse devamını biliyorsun okula gidecek misin yarın?" rüzgar yine ortalıktan mı kaybolmuştu eğer öyleyse bu sefer kolay kolay affedeceğimi sanmıyordum. "Tabiki geleceğim gelmem lazım eksik kaldım derslerden okul birinciliğimi kaybedemem." okul birincisiydim aşkın ise okul ikincisiydi. Gözü yükseklerde değildi o kadar avukat bir an önce avukat olmak istiyordu bende doktor. "Hiç endişe etme birinci olabilirsin ama bende ikinciyim yani notlar bende var en azından birkaç dersimiz aynı onları aradan çıkarmış olursun." yesinler. Eşit ağırlık dersleri vardı sayısalda. Maalesef. "Teşekkür ederimm offf nerde bu adam ya." özlemiştim ey insanlar. Aşkın hanım kıs kıs gülmekle meşgüldü tabi. "Lan böyle güleceksen yallah." sustu ha şöyle. "Tamam tamam sadece çok güzelsiniz." biliyorum benim gibi bir şahane ile birlikte sonuçta. Bir dakika biz sevgili değildik ki biz birleşmedik. Yüzümün düşmesini anlayan yavrucağım hemen konuştu. "Noldu resminiz mi yok aman çekersiniz." "Sorun bu değil resmimiz varda biz birlikte değiliz ki hiç açılmadı konusu zaten çok kısa sürede gerçekleşti herşey biz şuan ne arkadaşız, ne de sevgili." cidden böyleydi NEDEN BÖYLEYDİ ÖKÜZ HERİF. "Resmi göster bakayım." hay hay dercesine kafamı salladım ve telefonumu aramaya başladım telefonum yok. "Telefonum telefonum yok hayır ya hastanede kaldı sanırım rüzgar getirir napalım." onaylayan bir mırıltı çıkardı. "Neyse yemek ye bakayım. Sana yemek yaptım en sevdiğin biber dolması." dalga geçmem gereken bir konu çünkü tabakta gördüğüm dolmadan çok bambaşka bir şeydi patlamıştı. Kocaman bir biberdi ama patlaktı. "Aşkın ne bu lan?" göz devirdi ne dedik be. "Gülme Allah Allah ya yaptım bir şeyler ama cidden kötü görünüyor ama valla tadı mükemmel ben yaptım sonuçta." ego... Tadına baktığımda en azından görüntüsü kadar kötü değildi güzeldi hatta. "Ellerine sağlık." hızlıca saçıma kocaman bir öpücük kondurdu ve tepsiyi topladı. Kapının çalması ile heyecanlandım yekta gelmişti. Başka kim gelecekti ki? "Ben bakarımmm." aşkından onaylayan mırıltılar çıkmıştı. "Hoşg-" derken lafın devamını getiremedim çünkü gelen yekta değildi. Kocaman siyah takım elbiseli adamlardı. Kimdi lan bunlar hayatım diziye dönmüştü birkaç günde. "Sizde kimsiniz?" Allahım çok büyükler. "Halit beyin adamlarıyız bunu size vermemizi istedi sizi arayacakmış." elim bir telefon tutturdu ve adamlar başka bir şey demeden yok oldular. "Kim gelmiş yavrum?" bende anlasam aşkın elimdeki telefona boş boş baktım. "Bilmiyorum ki anlamadım bende halitin adamlarıyız dediler yani rüzgarın babasının adamları." ikimizde düşünceli bir hale büründük. Bir oyun vardı dönen ama çözmek zordu. Hissediyordum yekta iyi değildi şuan içimden söylüyordum sadece ama en kısa sürede ona sormak istiyordum. Sana yekta diyebilir miyim? Demek istiyordum çok istiyordum. "Bir bokluk var yavru elindeki telefonda hiçbir şey yok anasını satayım sadece bir numara." öyleydi karıştırmıştık ama sadece bir numara vardı ve yapılacak tek bir şey. "Arayalım." hemen onayladı ve nuamarayı aradık. "Ooo ben arayacaktım oysa dalyacık dayanamadın sanırım ee nasıl gidiyor yaran falan iyisin iyisin ama oğlum iyi mi bilememm."değildi işte değildi.Hissetmiştim işte. "Ne diyorsun ya sen nasıl bir babasın uzak dur ondan uzak dur artık sal bırak." kahlaha atıyordu Allah'ım aklımı kaçıracaktım gerçekten ama yeterdi. Bu adam nasıl biriydi böyle. "Hadi ama babandan da mı beterim benn?" kelimeleri uzatıyor canımı yakıyordu. Baba ne kadar acınası bir kelimeydi böyle. Ben babasının katili bir kadındım. Babasından nefret eden biri. Aşkının elini elimde hissettim herşeyi biliyordu ve kötü hissettiğimi düşünüyordu ama hayır artık hissizleşmiştim. Benim için baba annemin katiliydi sadece. "Babamdan bile betersindir sen şimdi yekta nerde söyle bana. Hemen. " kahkahaları durmuştu en azından. "Tabi aç kamerayı." sorgusuzca açtım. Böyle bir görüntü beklemiyordum. Asla hemde neden böyle olmak zorundaydı? Neden? Rüzgar bir demire bağlanmıştı. Üstü çıplaktı. Ve işkence gördüğü belliydi. Göğüsünde bir sürü yara vardı hareketsizdi. Ama fark etmiş gibi kafasını kaldırdı ve bakmaya başladı etrafına ama bir şey göremedi kamera olması gerekiyordu odada ona dik dik baktı. Suratı da yaralar içindeydi ama o herşeye inat ifadesizdi. O kadar çok ifadesizdi ki benim yanımda kahkaha atan yektayı bir an tanıyamadım. Onun maskesi buydu. "Y-yekta neden bunu yapıyorsun bıraksana bırak onu ne istiyorsun?" aslında biliyordum. Kötülük yapmak için bazen neden olmaz zevk almak içindir sadece onlar için gerçekten kötü insanların. Kötülük onlar için bir zevk meselesiydi. Atılan her çığlığı duydukça içlerindeki canavarı dizginliyorlardı. Nerden mi biliyorum? Babamdan o bana dünyada gerçek canavarların da olduğunu kanıtlamıştı. "Bak dalya şimdi güzelce uyarayım yektayı unutacaksın onun canını yakacaksın terk edeceksin anladın mı?" anlamamıştım ama kafamı hızlıca iki yana salladım. "Tamam halit keskin bana bu kadar çok mu içerlendin? Annemden kaynaklı mı acaba? Öyledir belki ama bu sefer kazandın yektayı terk edeceğim ama sende onu ordan çıkaracaksın bana zaman vereceksin tamam mı?" aşkın bana hayretler içinde bakıyordu ulan bir dur tabiki planımız var. "Tamam. Hastanenin adresini atarım." ══✿══╡°˖✧✿✧˖°╞══✿══ 2 saat sonra Piç herif anca iki saat sonra hastanenin konumunu atmıştı ama olsundu. Aklımda bir plan vardı ikimizi de güvende tutacak bir plan. Sevdiğim adam için katlanabilirdim. Aşkında gelmek istemişti ama izin vermemiştim şimdilik onun bulaşmaması en iyisi olacaktı ikimiz içinde. "Rüzgar keskin için gelmiştim oda numarası nedir acaba?" görevli kadın hemen tuşlara basmaya başladı. "Hemen bakıyorum neyi oluyorsunuz?" ilk ve belki son. "Sevgilisiyim." hızla başını salladı. "818 numaralı odada üçüncü kat koridorun sonu." hızlı bir baş sallaması ile yanından ayrıldım ve tarif ettiği yere gittim. Odanın önünde durdum derin bir nefes al dalya ver al, ver. Al, ver. Ve girdim. Gördüğüm manzara kanı beynime sıçrattı. Melis'in burda ne işi var? Kapıyı fark eden rüzgar anında bana döndü. Somurtkan ifadesinin yerine bir tebessüm belirdi tamam eridik iyi günler. "Yüsra hoşgeldin." melisi görmezden gel melisi görmezden gel. Evet bunu yapabilirdim bence yapardım yani. "Hoşbuldum iyi misin? Ne zaman çıkabilirsin?" o kadar çok boşvermişim ki elini kavramıştım. Diğer elim yerini buldu saçlarında. "İyiyim merak etme özür dilerim gelemedim peşinden." yine kendini suçlayacak bir şey bulmuştu beyfendi. "Birdaha kendini suçlarsan valla bu sefer döverim. İyi ol çıkalım mı yani doktora soralım tabi." tam ağzını açmış bir şey diyecekti ki Allah'ın gerizekalısı melis konuştu. "Tatlım bende burdayım o eli çekelim bakalım yoksa yolmayayım o saçını." sakinim sakinim DEĞİLİM. Allah'ım bu adam aşktı be iki elimi birden kavradı. "Tamam melis hadi yallah gördün iyiyim yalnız bırak bizi." melis gitti hayrett neyse kullan kızım fırsatı. "Rüzgar sana yekta diyebilir miyim?" çekinerek sormuştum çünkü hala yarasını bilmiyordum. "Diyebilirsin biz yalnızken ama olur mu?" hızlıca kafamı iki yana salladım. Yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. "Ohh iyi olacaksın." yatakta daha çok yanına kıvrıldım konuşmamız gerekiyordu. Daha da yaklaştım aramızdaki mesafeyi sıfırladım. "Napıyorsunn." yaptığım şeyle yüzünde muzip bir ifade belirdi. "Bilmem." "Bu böyle olmazz." bir şey demek istedim ama diyemedim şayet kendileri beni kucağına çekmişti ve ben bir şeyleri hissediyordum Allah'ım aklıma yardım et.
"N-napıyosun." kocaman bir tebessüm vardı dudaklarında. İyi değildi fiziksel olarakta, ruhsal olarakta. "Yardım ediyorum sana." kendini kaybetme kızım yaparsın. "Hıhıı konuşmamız lazım." utanç gitmişti artık aklıma gelen planı söylemeliydim. "Hı dinliyorum." elleriyle saçlarımın ucuyla oynamaya başladı. Kulağına yaklaştım ve fısıldayarak konuşmaya başladım. "Baban seni bırakmamı istedi. Bende kabul ettim. Tabiki seni bırakmayacağım ama bir süre uzak durmamız lazım yekta seni kaçıran sana bunları yapan o seni gösterdi bana seni böyle görmek içim gitti yapalım bunu uzak duralım birbirimizden ve babanın babamla, annemle olan bağlantısını bulalım. Özür dilerim. " belimdeki elleri sıkılaştı ve gözlerini gözlerime dikti. Bu gözler sonum olabilirdi buna razıyım. O kadar çok güven vericilerdi ki oysa deniz beni ürkütürdü, korkardım ama onun denizi beni ürkütmüyor aksine güven veriyorlardı yoksa rüzgar bana bu kadar yakın olamazdı. O daha bir şey demeden gözlerini sevdim. Uzun kirpiklerini okşadım. "Gözlerin güven kaynağım çok güzeller. " "D-Yani yüsra." Sözünü kestim. "Bana dalya diyebilirsin hatta demeni istiyorum lütfen." "Dalya sen kendi gözlerinin güzelliğini biliyor musun? Hiç neden çok bakıyorum diye düşündün mü?" evet düşünmüştüm gözlerim güzeldi ondandır yani. "Hıhıı. Güzeller işte ekstra bir şeyleri yok." Kafasını hızlıca iki yana salladı. "Çünkü hayat var gözlerinde sen benim hayat gözlümsün sen benim hayatımsın." yutkunamadım. Bu adam böyle laflar bilir miydi ki böyle? Hani danaydı,hani öküzdü. "Siz öküz değil miydiniz yekta bey?" kocaman bir tebessüm belirdi dudaklarında. "Arada romantik mod'umuz açılıyor ve uzak durmayacağız konu kapandı." sakinim bu adam ölmek mi istiyordu? Babasından korkmıyordum ama o adam çok tehlikeli biri, psikopatın önden gideniydi. "Saçmalama artık. Halini görmüyor musun acaba?" omuz silkti delircem. "Umrumda değil ilk değil sonda olmayacak." sakin değilim! "Bana bak oğlum delirtme lan beni döverim seni." yüzünde serseri bir ifade belirdi deli edicek bu beni ya. "Dövsene elin değer." gözlerimi öyle bir devirdim ki kör olmasam iyiydi. "Ulan adam deli mi edeceksin beni babanla anam ilişkisini öğrencez sen demedın mi hem ozok dorolom yosro. Noldu?" Kahkahası odayı doldurdu işte bu ilkti bu kadar çok gülmemişti hiç. "Bilmem kiii. Çok tatlı gibisiniz dalya hanım." sırıttım en kocamanından. "Bilemiyorum ki yekta bey neyse konuyu dağıtma babandan asla korkmuyorum ama annemle olan ilgisini bulmak istiyorum suyuna gitmemiz lazım görmüyor musun halini? Yüzün mahvolmuş ama Allah kahretsin nasıl oluyorsa hala yakışıklısın." yine o kocaman kahkahasını bahşetti. "Dediklerin mantıklı ama bırakmayacağım." delircem. Kucağından hızlıca indim ve tepesinde dikildim. Yaptığıma şaşırmıştı daha çok şaşırırsın yekta efendi. "Hayda kızım rahattık öyle bence fazla güzeldi neden kalkıyorsun?" Gülmek istedim ama hayır. "Dediğimi yapıyor musun yapmıyor musun?" omuz silkti tatlı olma be! "Yapmıyorum lan yapmayacağım ki banane banane yeter çok ayrı kaldık anasını satayım bıktım be." bunu yapmak istemezdim ama bu çocuk kaşınıyor. "Gidiyorum ben be yapacaksın bay bay." bir şey demesine fırsat vermeden kaçarcasına gittim. Geri adım atmaktan korktum çünkü zarar görüyordu görüyorduk babasının annem ve babam ile olan bağlantısını bulmam gerekiyordu. Ama ondan önce rüzgarı kendimden uzak tutmam gerekiyordu. Aşkını aradım. "Aşkım senin şu saçma sapan flörtlerinden biriyle olan herhangi bir konuşmanın ss'ini atsana yeni olsun ama." "Tam yerinde aradın o kadar saçma bir konuşma varki ağlicam engel atmak üzereydim işine yarayacaksa atıyorum." Ah ah kim gelmişti bu sefer acaba? "Tamam bekliyorum umarım kusmam." "Şüphe ediyorum ben kusacaktım da. " "Hıhı." Hastanenin bahçesindeki bankalardan birinde kuruldum. Gelen ss'e baktım cidden midem kalkacak şimdi. Aşkın ses atmıştı çocuk ise. Sesinin tatlılığı nutelladan bile güzel izin verirsin dimi nutella gibi yalamamaa? KUSCAM KUSCAM BEN BU SS'İ RÜZGARA ATAMAM BENİM YERİME O KUSAR LAN. Sakin ol sakin ol tamam yapıcam. Ama şimdi olmazdı zaman geçmesi lazım yoksa asla inanmaz. (Saatler sonra) Sen: *bir fotoğraf gönderildi* Sen: Sevgilim var o yüzden uzak dur yekta. Anında çevrimiçi olmuştu. Deniz gözlüm: SMNDNDNDNDNNDNDNNDNDNDNDNDNDNDNNDMDMDNDND. Deniz gözlüm: Tamam şaka zamanı bitti nerdesin geleyim çıkıyorum hastaneden. Sen:Böyle yapacağını bildiğim için ss attım ya. Deniz gözlüm: Dalya deli etme beni sevgilin falan yok sikerim her kimse. Sen:Az saygı be hem ben sana haber vermek istedim arkadaşım olarak gidiyorum ya. (Görüldü)
Yanlış bir şey mi yapmıştım? Çok kararlı görünüyordu uzaklaşması gerekiyordu o da şimdilik zaten ama bay öküz istemedi.
(1 hafta sonra) Yelkovan akrebi takip etti akrepte yelkovanı saatler geçiyordu ama bir daha asla ne çevrimiçi olmuş ne de yazmıştı. Günler günleri kovaladı ve bir haftayı arkamızda bıraktık. Cama çarpan bir cisim ile irkildim yatağımdan kitap okuyoruz be. Balkona çıktım ve cama vuran danaya baktım. Yekta ne işi vardı burda? Arabasına yaslanmıştı ve telefonu ile uğraşıyordu. Telefonumun melodisi evi doldurdu Allah kahretsin. Arayan oydu. Sakinim cevap verdim. "Ne var? Napıyorsun ya?" "Aşağı in." emir mi verdi? "Yekta bana emir veremezsin. Bunu baştan da belirttim. " "Aşağı in işte in uğraşamam şimdi. " sesi boğuktu içmiş miydi? "İçtin mi sen?" "Önemi mi var anasını satayım? Var mı ki in. " "İnmiyorum lan. İnmiyorum bay bay." Yüzüne kapattım iki dakika da nasıl deli etmesini beceriyordu anlamıyorum ki. Hayır bu kadar öküz de olunmaz arkadaş. Aşağı baktım hala ordaydı sigara içiyordu. Zıkkım iç! Aptal herif aptal neden kıyamıyorsun ki bırak gebersin deli ettiği günlere say. Ama olmuyor anasını satayım sevdik mi bok çukuruna düşüyoruz. Biraz daha izledim onu ince parmaklarına yerleşen sigara yakışıyordu ama onu tüketiyordu. Demir gibi yüz kaslarına baktım serti,demirdi mimik oynamazdı genelde. Dayanamadım ve montumu hızlıca giydim ve aşağı inmeye başladım hava soğuktu soğuk. Yerden taş almış tam cama vuracakken beni fark etti. "İyice alıştın sende o cam kırılırsa seni gebertirim." Mimikleri oynadı. Sonunda tebessüm etti sadece. "Ne o orda mı kalacaksın gel buraya. " göz devirdim. "Tamam tamam gelir misin?" şimdi olmuştu öğreniyordu aferin. Yanına gittim. "O piç kurusu kim? He kim kim? Öldürcem onu. " gülme gülme devam et oyununa. "Sevgilim hakkında düzgün konuş neden bu kadar çok kudurdun yekta?" dibine girmiş gözlerine gözlerimi kilitlemiştim ama unuttuğum bir şey vardı ki ben onun gözlerine hep yenilen taraftım. İçki ve sigara kokuyordu kendi kokusu gitmişti. "O senin hiçbir şeyin anladın mı lan beni? Hiçbir şeyin. " sona doğru sesi kısılmıştı peki neden sahi neden bu kadar çok kötü olmuştu? "Sevgilim dedim yaa." belimden sertçe kavradı ve kendine sertçe bastırdı. "Senin amacın ne? Sevgilin olamaz lan anladın mı?" öfkelenmeye başlamıştım. "Neden olamazmış? He söyle melis senin etrafında dolaşırken iyiydi senin oluyordu. " "Melis benim hiçbir şeyim değil defalarca dedim." ondan hızlıca ayrıldım zorlamadı. "Ondan mı hep etrafında?" aslında melis umrumda değildi sanırım bu dediklerim içimde tutuklarımdı. "Umrumda değil etrafımda kim var kim yok umrumda değil ama sen olmadığın an umrumda olur." o gözlere bakma bakma kaybedersin. Ama bunu bile bile baktım gözlerine. Çok yoğunlardı. Yaklaştım çok yaklaştım boyu yüzünden ona bakmak için kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım deve herif. "Neden yekta neden?" beklemediğim bir anda kükredi. "ÇÜNKÜ SEVİYORUM HERŞEYDEN ÇOK." korkma korkma. "B-bağırma bana." yapamadım babamın bıraktığı en büyük izlerden biriydi. Biri bağırınca kısılmak. "Özür dilerim şşş benden korkma çok seviyorum kızım seni bak her şeyden çok seviyorum çok dengesiz davrandım ama korktum babam yüzünden herkes gitti sen gitme istedim be kızım." kolları sardı beni sımsıkı en sevdiğimden şefkatle. "Bende seviyorum ama ben senden asla kaçmadım hep senin peşinden koşan taraf oldum kaçma benden Yektam. " sımsıkı sarıldım büyük gövdesine zayıftı, hayır zayıflamıştı. Ayrıldığımızda sormadı ama gözlerimle çoktan ona o izni vermiştim. Soğuk dudaklarını sıcak dudaklarımda hissettim. Sonra sıcak dilini. Dudakları soğuktu ama beni yakmıştı. Kavruldum. Daha çok sokuldum gövdesine. "Sevgilim beni öptüğünü öğrense napar acaba?" onu kışkırtmak, deli etmek mükemmeldi. "Sen dayak mı istiyorsun? Yok dimi? Şakaydı oyun oynadın bana giderim diye." ondan uzaklaştım eğlenen bir ifade takındım. "Bilmem kiii var olabilir olmayabilirrr." mutluydum bu sesime de yansımıştı. Uzun zaman sonra. "Gel lan buraya." koşarak etrafta ona boş boş tür atırdım sarhoştu ve düzgün konuşamıyordu bile bir anda durdum ve hızını alamamış olacak ki üstüme düştü ikimizden de acı dolu bir inilti kaçtı. Yuh ama şuan üstümdeydi. Benim sütyenim yoktu ki. "Dalya?" bana öyle bir baktı ki ufak bir sesten başka bir şey çıkaramadım. "Hııı." "Sen sütyen giymedin mi? Beni mi sınıyorsun?" onu sertçe üstümden ittim. "Pis sapık be hem çok rahatsız edici. Sen ben sana sevgilim var diye mi içtin cidden?" göz devirdi ya kör olcan adam. "Yok ben psikopat biriyim böyle zevkine içiyorum sarhoş oluyorum midemi bozuyorum kuscam." Ve olan oldu yekta önündeki ağca kustu. "İyi misin?" başını hızlıca iki yana salladım ve o an gördüm. Yüzündeki yorgun adamı. "Sevgilim yok aşkının flört ettiği herhangi biriydi tanımıyordum bile." onu rahatlatmak istedim o yorgun ifade beni bile mahvetmişti. "Bunun cezası olacak yalnız ama şuan tek isteğim beni uyutman. Bir hafta oldu uyuyamıyorum kii." çocuk gibi dudak büzmüş bana bakıyordu. Buna maalesef kıyamadım. "Tamam gel." ve eve girdik üstümdeki montu çıkardım ona da yardımcı oldum. Bir şey demeden hızlıca yatağa kuruldu ve bana kollarını açtı beni bekliyordu. Bir an sütyen giyip giymemede tereddüt ettim. Ama ona güveniyordum dokunma dersem dokunmazdı. "Gelsene." gittim ve sımsıkı sarılışında boğulmadım huzur buldum. Yarı uyur durumdaydı sesi boğuk çıkmıştı. "Benim sevgilimsin dimi?" deli edelim az. "Yo Bartu'nun sevgilisiyim." huzursuzca göğüsümde kıpırdandı. Kitap karakterini de kıskanmak ne bileyim. "Lan o piç kim ya sikerim eceli olurum paramparça ederim." ellerim yumuşacık saçlarını buldu hala bembeyazdı. "He he o seni siker o mükemmel kasları ile. " gözlerim kocaman açıldı çünkü yekta tişörtüme elini sokmuş ve göğüsümü sıkmıştı!
Melis'ten Halit amca yine yapmıştı bir şeyler beni de aramıştı amacını biliyordum işime gelirdi. "Hastanelerdesin gene rüzgar." "Gelmeni babam söyledi değil mi? Daha ne kadar canımı sıkmak istiyorsa." bu kadar rahatsız edici biri miydim? "Bilmem belki de seni birinden uzak tutmak istiyordur." durmayacaksın o kızdan biliyorum. "Durmayacağımı ilet ve git lütfen artık etrafında bir sürü erkek var zaten onlardan biriyle olabilirsin benden uzak dur artık çok yorgunum bak uğraşamam daha yeni yeni kavuşuyorum onu çok seviyorum tamam mı melis çocukluğumuza az saygın varsa. "Kendimi açıklamak için ağzımı açtığım an kapı açıldı ve o kız girdi. Konuşmayacaktım burda. Beni kovduklarında itiraz etmedim gittim. Babam beni zorluyor rüzgar anla artık anla benimde babam mükemmel değil... ✧─── ・ 。゚★: *.✦ .* :★. ───✧ BU ÇOCUK DELİ VE SAPIK SMMDMDMDÖDMZÖ Yapay zeka bizimkileri birleştirdiiii |
0% |