@soldeinvierno
|
Keyifli okumalar... 🐚 Yorum ve oy vermeyi unutmayın🦋 ~Yekta ben seni öldirmem yaşatırım sevdiğim gerekirse sadece benim için yaşa.~ Bölüm şarkısı:Acıyı sevmek olur mu? ✧─── ・ 。゚★: *.✦ .* :★. ───✧ Bazzı günler vardır geçmişi görürsünüz ve o geçmiş sizi mahveder ama bir yandan da kalbinizde ufak bir huzur yer eder işte o huzur bende küçük değildi büyüktü evet babasını onu tam kalbinden vurmuştu ama bunu benim babam yapmamıştı ben onu engellemiştim. Ne isterse yapmıştım ve babam sözünü tutmuştu. "Yekta'm bu yara ne nasıl oldu?" sesim kendini ele vermişti sesim o kadar cılız ve hafif çıkmıştı ki. "Babam işte kalbimden vurdu ve iyileştirdi daha çok canımı yakmak için keşke o an ölseydim uzun bir süre komada kaldım." ellerini yara izine bastırdım tam kalbinin üzerine. "Birdaha sakın ölmeyi isteme seni mahvederim yekta keskin." konuyu dağıtmam gerekiyordu şuan şimdi bilmemeliydi bana sorgulayıcı bakışlar ile bakıyordu. "Dersem nolur? Ölsem çok mu üzülürsün?" ne diyordu bu aptal? Mahvolurdum paramparça olurdum o giderse. Omzuna sertçe yumruğumu geçirdim. "Aptal aptal konuşmayı kes yoksa o dilini keserim." bu halim hoşuna gitmiş olacak ki tatlı tatlı bakmaya başladı. "Dilini uzatsana." sorgulamadan uzattım. Ve pisliğin ısırması ile neye uğradığıma şaşırdım. Ama beni daha çok bozguna uğratan şey ısırdığı yeri emmesiii. "Off acıdıı napıyorsun." aslında acımamıştı çok. "Hiiç." sustuk sonra o konuşmasya başladı. "Ama sen gelmeden ölmek istiyordu bu adam ya gidersen?" güvensizdi, korkuyordu. "Yekta keskin gittiğim gün kafama sık." "Sende benim kalbime. " Boynuna sımsıkı sarıldım gitmeyecekmiş gibi. Gitmezdim ben ondan asla hiçbir güç beni ondan alamazdı o da gitmesindi çok gitmişti benden. "Sonra noldu nasıl iyileştin?" boynuma sokuldu başı uzun bir süre dinlendi orda saçlarını okşadım bekledim O güzel sesini. "Uzun oldu bir süre sakat kaldım yürüyemedim biliyor musun? Üzülmemiştim yonca yalnız kalacak diye üzülmüştüm sadece savaştım çok savaştım o savaştan kanlar içinde çıktım ama yine de kazandım aslında hiç kazanmamıştım ki aslında ruhum paramparça olduktan sonra kazansam kaç yazardı? Bende hiçbir zaman savaşı kazandım diyemedim hep o savaş alanı beni içine yuttu mahvetti ama şuan sorsan iyiyim uzun zaman sonra gerçekten iyiyim sen varsın ya yetmez mi?" konuşurken ki ses tonu, boynuma değen nefesi o kadar güzeldi ki. Ve aslında kazandığı savaş boynuma dudakları değiyordu ama ürkmüyordum hiç hemde orayı öpücükler ile donaltasa da artık korkamzdım o çocuktu bedeni büyümüş bir çocuk ruhunu kirletemediler sevgilim bunu ona demek istedim ama sustum saçlarını daha çok okşadım daha çok sevdim. Nefes seslerini dinledim uyumuştu yarası bile artık canını yakmıyordu onun canı daha çok yanmıştı. Yavaşça çektim kafasını boynumdan, usulca kalktım kucağından. Onu zor bela yatağa yatırıp yanına kıvrıldım yarasına bakamazdım bu kadar güzel uyuyorken ona acı vermekten daha fazlasını olmazdı. Başını hızlıca göğüslerime yasladım anında kuruldu yuvasına kollarıyla belimi sımsıkı sevgili olalı kaç gün olmuştu bilmiyordum ama hergün böyleydik yıllarca uyunamış gibi kokumu solduğu anda uyuya kalıyordu ve bu sayede onu daha çok izliyordum. Aklıma gelen şey ile yavaşça kalktım yataktan üstümdeki elbise çok rahatsız ediciydi ve onu çıkarmalıydım. Yektanın odasının kapısını kilitledim o herif gelebilirdi sonra giyinme odasına girdim heryer o kadar düzenliydi ki sinirlerim bozulmuştu ben çok dağınıktım ama yekta bir o kadar düzenliydi. Kıyafetlerini tek tek rengi rengine dizmişti! Bir sürü sweatshirt'ü vardı bu iyi bir şeydi çünkü o kadar çok giymeyi seviyordum ki. Bir sweatshirt aldım maviydi en sevdiğim onun gözleri gibi. Üstümdeki elbiseden hızlıca kurtuldum ve eşofmanlarına baktım hiçbiri bana gelmezdi ki. Köşedeki poşete takıldı gözüm içinde kıyafet vardı herhalde hızlıca açtım ve bir pijama gördüm bu kadın pijamasıydı. Bakarken bir not düştü içinden notu elime aldım ve yazan şey içimi sıcacık etti. Dalyam'ma Yazıyordu ve pijamanın üstünde küçük küçük kediler vardı beni kediye mı benzetiyordu gerçi lunaparkta demişti çok güzeldi. Hızlıca onu giydim ve yektanın yanına uzandım. Saat epey geç olmuştu artık uyusam iyi olurdu. Ağrı kesici içiyordu ben gelir gelmez onu bıraktı ve bana sarıldı. "İçmeyeceksin ve evet artık yarana bakma vakti koca bebek bırak beni bakayım." daha sıkı sardı. Çocuk ya çocuk. "İstemiyorum kiiiii. Uyucammm." Kafamı göğsüne yasladığım an müptelası olduğum sesini duydum. "Pijama yakışmış kedime." üstümü görmüştü hemde ışıklar kapalıyken! "Ya hani uyuyordun?" beni kendisine çekip sımsıkı sarıldı anında karşılık verdim. "Evet uyuyordum ama yanımdaki kedicik kaçtı onu merak ettim bide şey yaram acıyor ağrı kesici içecektim sen geldin versene şurdan. " tabiki vermemiştim fark etmiştim çok içiyordu. "Vermem çok içiyorsun. Hadi yaraa." omuz silkti. "Hayır tabiki uyucam bennn." ve daha çok sokuldu çocuk ya. "Kalk koca bebek yarana bakmam lazım hadi kalk. " yine dinlemedi. "Yekta kalk koca bebek ya. " "Seninse neden olmasınnn. " çocuk ya çocuk. "Canım sevgilim kalk ya yaran kötü uyudun diye sustum tamam ama yeter be öleceksin beni de peşinden sürükleyeceksin. " birden ciddileşti. "Delirtme beni döverim ha ben ölünce peşimden gelirsen varya hortlar seni döverim." dediği şey ile kocaman bir kahkaha attım ciddi ciddi söylemişti ama hiçbirini yapmazdı biliyordum. "He he hadi kalk." yine kalkmadı ve bana dik dik bakmaya devam etti. "Yekta ne öyle bakıyorsun." dibime girmesi ile nefesim kesildi çok yakındı hemde çok dudaklarını oynatsa dudaklarıma değecekti ve ben kül olacaktım. "Bence öpüşmemiz gereken konular var." dediği şey ile ağzımdan sadece şaşkınlık nidası döküldü. "Hih." konuşurken zaten dudaklarımız değmişti ve alev almıştım. "Çok mu tatlı bir sevgilim var benim?" hala bilerek yapıyordu dudaklarını dudaklarıma sürtüyordu fırsatçı herif ama bende şaşırtmasını bilirdim. Kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımızı birleştirdim. Onu bu sefer öpen bendim. Yavaş yavaş öptüm onu içime çeke çeke. Bana uyuyordu hızlanmıyordu ama kendini tuttuğu o kadar belliydi ki arada hızlanıp hemen geri çekiyordu kendini. Ama daha fazlasını istiyordum. Alt dudağını ısırmam ile dayanamadı ve üstüme çıktı daha sertti şimdi öpüşü ve bende aynı serilikle karşılık veriyordum. Tişörtümü eteklerinden sıyırıp çıplak belimi okşamaya başladı. Ürpermiştim ve ondan az uzaklaşmam ile hemen geri çekilmişti nefes nefese kalmıştık. Nefesi nefesime karıştı alnını alnıma yasladı aniden aklıma gelen yarası ile onu yataktan fırlattım ve çıkan "Küt" sesi ile kesin o uzun gövdesi bir yere çarpmıştı offf. "Yektam iyi misinn?" şuan tatlı olmam gerekiyordu malum adamın bir yeri kırılmıştı. Ses gelmedi yataktan başımı sarktım ve odaya boylu boyunca serilmiş adama baktım yazık yaa. "Sevgilimm." tek gözünü açtı açmaz olaydı o tehdit dolu bakışta geberdim elendim. "Dalyam vücudum yamuldu yalnız belanı sikmeme ramak kaldı." nah çektim. "Ulan ne itiyorsun anasını satayım?" masum masum baktım denizlerine. "Yaranı hatırladım yeter artık çok kötü oldu kesin. Bırakta pansuman yapayım." yavaşça kalktı gerçekten yarası kötü gözüküyordu ne ara üstünü çıkardı bu adam? Hiç hatırlamıyordum kafam uçmuştu o öpücüğü ile. "Offf tamam." kocaman gülümsedim. "Pufff gell." pıtı pıtı kalktı ve karşıma oturdu bende pansuman malzemelerini yine dizdim. Ve sonunda pansumanını yapmaya başladım. Tek ses bile çıkarmamıştı ama kasılan bedeninden acı çektiği belliydi. "Gevşe sıkma kendini yektam acını benim yanımda yaşayabilirsin." başını usulca salladı. Temizleme işim bitmişti. Bir sargıyı çıkardım ve usulca yarasına sarmaya başladım bir an dengemi kaybettim ve Allah kahretsin ki yarasına elimi bastırmıştım destek almak için. "Ahh." elimi hızlıca çektim ve panikleyerek napacağıma şaşırdım. "Özür dilerim özür dilerim. Çok acıdı mı? Sikeyim sakarlığımı yekta ya gerçekten özür dil-" Cümlemi tamamlayamamıştım çünkü aniden hızlıca dudağıma ufak bir buse kondurup geri çekilmişti. "Hiç önemli değil senin elinden olsun acım, ölümüm ne mutlu bana. " her zaman nasıl bu kadar içime işliyordu. "Yekta ben seni öldürmem yaşatırım sevdiğim gerekirse sadece benim için yaşa." Köprücük kemiğine bende hızlı bir buse kondurup hemen çekildim. "Dalyam bunlar senin için de geçerli yaşa sevdiğim benim için ölme mesela benim için yaşa ben böyle bir aşığım." başımı usulca salladım her kelimesi her harfi içime öyle bir işliyordu ki. "Uyumak ister misin? Daha sabah bile olmadı" aklıma yine o iz düştü gözümün önündeydi ve ben susuyordum canım yanıyordu onu sarıp sarmalamak ve herşeyden korumak istiyordum. "Eh sevgilim göğsünü verecekse neden olmasınnn?" hızlıca yatağa yerleştim ve kollarımı ona açtım hemen kuruldu yuvasına. Elim o bembeyaz saçlarına gitti okşadım yavaşça uyuması da aynı anda olmuştu nefes sesleri artık düzenliydi. 3 HAFTA SONRA Aşkın Offf puff sıkılmıştım ya çözdüğüm kaçıncı testti bu? Şerefsiz yavrum ya yaptı sevgiliyi ne zaman gitsem yanına o enişte kılıklı oluyordu. Ama benim kardeşim mutluydu önemli olan buydu dün gitmiştin bugün gitmeye gerek yok malum sevişme izlemek istemiyorum dün ona sorduğumda rüzgar'ın dokunuşlarının onu rahatsız etmediğini söylemişti bu iyi bir şeydi kardeşim iyileşiyordu önemli olan tek şey buydu. Eğer o rüzgar onu üzerse onu kendi ellerimle öldürürdüm çünkü kimse benim en kıymetlimi üzemez. Dünde şeyma salağı ona sataşayım dedi çok güzel yoldum yav. Dışarı çıkmak için hızlıca üstüme iki parça bişi aldım eşofman, crop yeter de artar. Anahtarlarımı da cebime koyduğumda tamdın. Boş boş dolandım sokaklarda küçük çocuklar ile oynadım onlara az sövdüm ve yüzüme gelen top ile orayı terk ettim. Okulun oralara geldiğimde bir şey dikkatimi çekti bu benim eniştem değil mi? Bir çocukla dip dipe girmişti kesin kavga var. Ama yanlarındaki kızda neyin nesiydi? LAN ŞEREFSİZ YAVRUMU MU ALDATIYOR ONU ASARIM. Kız ona yiyecek gibi bakıyordu. Aniden diğer taş gibi çocuğun rüzgardan uzaklaşması ile onlara doğru gitmeye başladım. Taş çocuk yanındaki kızın belini kavradığında göz devirdim. Onun sevgilisiymiş be. Of çocuk fazla yakışıklıydı oysa. Yanlarına vardığımda gözler anında bana döndü noluyo ayol. "Ooo hatun buymuş demek iyiymiş zevkini sevdim esmer severiz. " bu mavi yeşil gözlü piç ne diyor. "Seni gebertirim doruk siktir git." sakin ol küçük enişte çocuğun adı dorukmuş güzel isim tam piç ismi. "Enişte noluyo burda bu yelloz kız kim ya?" artık müdahale etme vaktim gelmişti. "Kimse aşkın senin burda ne işin var anasını satayım başına bela mı arıyorsun?" yemin ederim göz devirmekten gözlerim yamulacak. "Eniştecim hadi yeni olmana veriyorum da biz yavrum ile belanın ta kendisiyiz bize hiçbir şey olamaz yani rahat ol. Bu elamanlar ne iş?" eniştem konuşmadan adını doruk olduğunu öğrendiğim bol renkli gözlü taş konuştu. "Enişte demek hatun bu değil mi bak nasıl üzüldüm nasıl. Güzellik seninle eğlenebiliriz. " bir dakika bana mı dedi bu sakinim. Rüzgar bana baktı tepkimi ölçmek istedi herhalde ama buna zamanı olmadı. Yumruğumu hızla doruğa geçirdim. "Yavşağa bak ya ben senin yanındaki sürtükten değilim haddini bil." o yellozda hemen çığlık attı ve dorukla ilgilenmeye başladı. Artık hayranlık ile değil nefretle bakıyordu doruk ay çok umrumda. "Hadi enişte kılıklı yavrum seni bekliyordur git sen bende eve gidicem benim yerime de öpme." bir şey demesine izin vermeden ordan uzaklaştım. Herife bak ya yavşak herif acaba olay neydi? Neyse yavrumdan öğrenirim. Eve varmak üzereydim hemen markete girip birkaç aburcubur aldım. Ve eve gittim. Kapı açıktı hırsız mı girmişti valla ağlasın hiç değerli bir şeyim yoktu kitaplarım hariç. Kapının yanındaki sopayı elime aldım ve daldım. Korkmamı mı bekliyordu? Nah. Ama içerde gördüğüm manzara ile orda donakaldım. Annem bide o üvey babam olacak piç salonumda oturmuş bana bakıyorlardı. "Sizin ne işin var burda gidin burdan hemen." o piç anneme baktı ve o konuştu. "Güzel kızım sakin ol aaa seni görmeye geldik bizi böyle mi karşılaşıyorsun çok ayıp." yıkılmayacaktım. Bu adam umrumda değildi ama annem ulan ben senin için katil oldum anne. "Boşver murat bu kız anlamaz kibarlıktan direkt isteyelim gidelim görmeye dahi katlanamıyorum. Para lazım babanın mirası sana kaldı paran var biliyorum ver o parayı." bu muydu? Gerçekten konu para mıydı? Hiç mi özlemedi? Hiç mi merak etmedi? İçimde olan parçalar daha çok parçalandı yaram yeniden kanamaya başladı. "GİT SANA VERECEK PARAM YOK BENİM HEPSİNİ BAĞIŞLADIM OLDU MU? BEN O ADAMIN PARASINI KULLANIRIM Mİ SANDIN LAN. SİZDEN HİÇBİR ŞEY İSTEMİYORUM SİKTİRİN GİDİN HAYATIMDAN YETER." yüzüme yediğim tokatla başım yana düştü onunla eş değer gözümden bir damla hızlıca sildim ve başımı dikleştirdim. Ona baş eğmeyecektim. "Terbiyesiz, ahlaksız aynı baban gibisin. Allah cezanı versin. Haram olsun hakkım sana. " ve gittiler. Kapının kapanma sesi ile oraya çöktüm. Ve bağıra bağıra ağlamaya başladım hiç mi sevmedi? Bu kadar mı değersizdim onun için oysa ben onun için katil oldum çocuk hapsinde kaldım. İntihar ettim küçücük bedenim ile. Canım yanıyor neden beni sevmiyorsun anne? Ben seni çok seviyordum... (Yüsra'nın anlatımı ile) Üç hafta geçmişti o akşam yemeğinden sonra neredeyse bir ay ve biz mutluyduk hemde çok onu daha çok tanımıştım o da beni. Az önce acil işi çıktı diye çıkmıştı evden hala gelmemişti kaç saat oldu be. Aklıma aşkın geldi dün gelmişti ama yekta var diye çok kalmamıştı onun yanına gidebilirdim belli ki yektanın işi uzun yavrumu ziyaret edeyim bende. Onu biraz boşlamıştım onu fark ettim ve artık telafi etmem gerekiyordu. Defalarca aradım ama cevap veren olmamıştı oysa onun elinden telefon düşmezdi ki. Başına bir şey mi gelmişti? Hızlıca yekta'ya kısa bir mesaj yazdım ve evden çıktım. Evi bana yakındı küçükken acılarımızı yan yana yaşamışız meğer. Evin önüne geldiğimde yerde duran poşet dikkatimi çekti bu onun en sevdiği aburcuburlardı. Buraya neden bırakmıştım ki? Kesin başına bir şey gelmişti. Bana verdiği yedek anahtarla içeri girdim. Salonda gördüğüm görüntü ile yere çakıldım. Heryer darmadağındı sinir krizi geçirmişti. "Aşkın aşkım nerdesin ben geldim bebeğim." ses gelmiyordu tek tek bütün odaları dolaştım ama yoktu. Hayır hayır aşkın lütfen bunu yapmiş olma. Banyoya girdiğimde yaptığınu anladım. Küvette yatıyordu ama bende onu tanıyorsam su buz gibiydi ve ağlıyordu hıçkırıklarının sesimi duyuyordum. "Bebeğim napıyosun sen böyle hasta olacaksın aşkın lütfen kalk burdan." başını hızlıca iki yana salladı. Konuşmuyordu benim kardeşimi sessizliğe itecek kadar ne yaptınız lan? "Aşkın kalk şurdan su buz gibi ve anlat noluyor?" hıçkırıkları daha çok büyüdü. Zor kullanmam gerekiyordu herhalde. Hızlıca zorla da olsa çıkardım onu sudan o kadar soğuktu ki tır tir titriyordu. Sessizdi bu onun için çok kötüyüm demekti. Bu sadece sarılmana ihtiyacım var demekti. Hızlıca bornozu üzerine geçirdim ve birşey demeden onu odasına götürdüm. O da artık ağlamıyordu susmuştu. Onu yatağa oturttum ve hızla birkaç kalın kıyafet çıkardım. "İstemiyorum boşver beni." sinirleneceğimi bile bile demişti. Ben onun şuan ne yapmaya çalıştığını gayet iyi anlıyordum. Güya sinirlendirecek ve ne halin varsa gör dememi bekleyecekti. Eğer bu kadar kötü olmasaydı ceza olsun diye yapardım ama şuan o kadar kötüydü ki bunu yapan kişiyi boğazlayarak öldürecektim. "Amacını biliyorum o yüzden hiç deneme aşkın öyle bir şey olmayacak. Şimdi şunları giy delirtme beni. " hala titriyordu bir an önce giyinmesi lazımdı. "İstemiyorum dedim iyiyim böyle uyucam zaten." yatağa yatması ile kafama kan sıçradı. Onu sertçe çektim ve giydirmeye başladım karşı koymaya çalıştığını ama o kadar çok titriyordu ki şansı yoktu. Saçlarını da kurulayıp gözlerine bakmaya başladım bana öyle bir baktı ki. Hızlıca kollarımın arasına aldım. Yine hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Saçlarını okşadım daha çok soktum onu gövdeme neyin vardı kardeşim? Ağlaması durmuştu nefes sesleri de yavaşlamıştı. Başını göğsüme koydu ve uyudu bıraktım uyusundu. Uyanınca herşeyi anlatacaktı ama yorgundu şuan. Uzun bir süre öyle kaldık derin bir uykuya dalmıştı. Aniden sayıklamaya başlaması ile onu hızlıca sarsmaya başladım kabus görüyordu. "Aşkın aşkın bebeğim uyan hadi kabus görüyorsun." "ANNE." İrkilerek uyanması ile hemen aldım kollarımın arasına aldım. "Şşş sakin ol geçti anlatmak ister misin?" hızlıca başını salladı. Yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Sevmezdi gıcık olurdu hemen homurdandı "Yavru yaa neyse annem geldi işte babandan kalan mirası istiyorum falan bende bağışladım siktir git diyince tokat attı. Hakkım haram falan dedi o adamda yanındaydı. Neden böyle ki ben onun için katil oldum hapiste kaldım, intihar ettim ben onun için herşeyi yaptım o neden benim için hiçbir şey yapmıyor neden o kadar çok ağladım ki kendimden nefret ediyorum değmiyor farkındayım ama elimden bir bok gelmiyor." annesi o kadar şey yapmıştı ki baba sevgisi nedir bende bilmezdim ama ben annemin sevgisini tatmıştım ama o hiç tatmamıştı buna rağmen çok güçlüydü. "O anneni geberticem artık yeter yaptıkları o parayı kullanacağını düşünmesi bile iğrenç midemi bulandırıyor benim yavrum o kadın için evet değmez ama bu kadar hırpalamak oldu mu? O adam sana bir şey dedi mi?" başını hızlıca iki yana salladı. "Sadece iğrenç iğrenç baktı rahatsız edecek kadar başka yok gittiler sonra." aklıma gelen şey ile saçını çektim. "Ah deli misin ya ne çekiyorsun?" "Beni neden aramadın şerefsiz." masum masum bakmaya başladi bende işe yaramaz ki oh olsun. "Seni dün rüzgar ile çok mutlu gördüm dedimm kii Mutluğu bozulmasın şimdi toparlayınca anlatırdım. " birtane de kafasına çaktım. "Mal o an yanında olamadıktan sonra kaç yazar birdaha yaparsan asla konuşmam." başını hızla iki yana salladı aferin. "Lannn ben eniştemi kavga ederken gördüm. " nasıl dercesine baktım. "Şimdi ben sıkıldım dolaşayım sonra aburcubur alır eve gelirim diye düşündüm sonra bizim okulun orda gördüm işte rüzgarı bir çocukla burun burunaydı ve ve ve bir tane kız vardı onun hesabını soracaktım ama yanındaki çocuk kızı belinden tutunca anladım ki o sürtük eniştem ile alakasız gittim selam verdim falan o piç herif bana yürüdü yavşak yavşak yumruğu geçirdim gittim ordan. " dediği şeyler kafamı karıştırmıştı işi kavga etmek miydi yani? Sinirlerim ile oynuyor bu herif. "Anladım mal işte işim var dedi gitti bugün burda kalcam oh olsun ona. " memnun bir ifade ile o da inadına sulu sulu öptü yanaklarımı sıkınca hemen uzaklaştım. "Yavaş be acıyor dövcem he." "Tamam yaa uyuyalım uykum var." "Hıhıı."birbirimize sımsıkı sarılarak uyuduk bir aşkın bir yekta alışmıştım onlarla uyumaya. Ertesi gün Sabah kapının öküz gibi çalınması ile uyandım aşkın hala uyuyordu. "Ne var anasını satayım sabah sabah ya." kapıyı açınca burnundan soluyan boğa ile neye uğradığıma şaşırdım. "Yekta." hızlıca bişey demeden içeri daldı. "Şu siktiğimin telefonunu neden icat ettiler? He. " "Kavga etmen için mala bak ya uyuyordum Allah Allah. " "Ben uyumadım nedense acaba neden?" omuz silktim oh olsun. "Banane kavga etmeden önce düşünecektin sen başına bela mı alıyorsun bari bensiz alma ya. " dediğim şey ile kocaman kahkaha attı yapma etme bu kahkaha kalbe zarar be. "Tamam sevgilim bir sonraki kavga da seni çağıracağım tamam mıı?" şerefsiz alay ediyor bide. "Hele bir çağırma bak noluyo." "Hmm tamam ya kızma öpeyim. Ohhh." tüy gibi öpücüğü beni gülümsetmişti. "Şimdi sana ufak bir ceza dalyam en nefret ettiğini ortam varya hani oraya benimle geliyorsun bu yarın akşam." NE ASLA.
|
0% |