Yeni Üyelik
23.
Bölüm

21.Bölüm|Yaban gülüm

@soldeinvierno

Keyifli okumalar🦋

Yorum ve oy vermeyi unutmayın az zırlayın bu böümdee🐚

Bölüm şarkıları:Vay/Another love

Bir söz vardır bilir misin? Bazen öpünce geçmez ama sen ne zaman öpsen geçer o sözü de mi yok ettin varlığınla?"
Dalya sakın.


•.:°❀×═════════×❀°:.•

Ne diyordu ya bu ciddi miydi birbirimizi tanımıştık hemde çok ve en nefret ettiğim ortamı biliyordu. Şu zenginlerin davet adında sahte gülücükler saçtığı, karakterlerinin yerde olduğu iğrenç davetler.

"Yekta hiç aklından dahi geçirme asla gelmem ölsemde." belimden kavraması ile bedenim bedeniyle bütünleşti.

"Gitmemiz lazım ceza olarak sana onu verir miyimm benim başka cezalarım var."

"Neden gidiyoruz ki?" ona yanaşan bendim kollarımı boynuna doladım ve gömüldüm boynuna.

"Babam mecburum çok kalmayız bu akşam yarında başka işimiz varrr." anında gözlerim parladı onunla bir şeyler yapmayı seviyordum.

"Napcazz?" cebinden bir şeyler çıkardı görmek için daha çok sokuldum.

"Sevgilim ile maça gideyim dedim ne dersin Fenerbahçelisin zaten başka seçenek yok." ufak bir oyunun sakıncası olmazdı sonuçta.

"Yooo nerden biliyorsun ki belki beşiktaşlıyım ya daa Galatasaraylı?" anında öldürücü bakışları ile karşılaştım.

"Seni döverim ha ne beşiktaşı ya ne Galatasarayı onlar kim Fenerbahçe varken öyle dedin banaa." bunu unutmuştum ona Fenerbahçeli olduğumu söylemiştim ama oyuna devam edebilirdim.

"Şaka yapmıştım onu ya ciddiye mi aldın? Bilet almışsın sevgilim ama o iş yaşş." oysa şuan heycandan olduğum yerde atlayıp zıplamak istiyordum. Fenerbahçe maçıı! İlk kez gidecektim.

"Beni ilgilendirmiyor yaaa Fenerbahçeli ol istediğini yaparım." dediği şey ile kocaman bir kahkaha attım.

"Senin bir şey yapmamak gerek yok ki benim kanım Sarı-lacivert oğlumm. Seni sevmek şereftir kanaryamm. " dediklerim ile gözleri devrildi onu sinir etmek bu dünyada ki en güzel şeydi herhalde.

"Bana oyun oynadın ha?" başımı hızlıca salladım. Üstüme gelmeye başlaması ile hızlıca aşkının odasına kaçtım.

"Aşkımmm kurtar beni peşimde katil var." hala uyuyordu ayı üstüne atlamam ile sıçrayarak uyandı.

"Noluyo be. " onu önüme siper ettim ve yektaya bakmaya başladım. "Koru beni yavrum bu katil beni ısırıcakk." anında savunma pozisyonuna geçti.

"Kimse benim yavrumu benden sonra ısıramaz." kocaman bir kahkaha attım bu kız deliydi.

"O benim sevgilim be. Çekil."

"Yolarım lan o beyaz saçlarını uzak dur yavrumdan." rüzgar dinlemedi bana uzanmaya çalıştı ama aşkın asla izin vermeyip yumruk atmıştı. Daha çok güldüm.

"Lan sevgilin ben senin komik mi? Hem sen küçücük bir şeysin nasıl yumruğun güçlü?" aşkınla bakıştık ve kahkahayı patlattık. Çünkü benim yumruklarım daha güçlüydü ama rüzgara hiç vurmamıştım o kadar sert illa bir gün öğrenirdi.

"Komik mi gel lan buraya. " yine yakalamaya çalıştı ama çevik bir hareket ile yataktan kaçtım ve banyoya girdim. Arkamdan gelen yekta ile napacağıma şaşırdım lan yerde su var ben kesin düşerim.

"Kaçacak yerin kalmadı." üstüme üstüme geliyorlar anam aşkın nerdesin lan hain. Bende geriye gittim.

"Napacaksın?" daha çok üstüme geldi.

"Napmamı isterdin?" bu tehlikeli dedi sevmedim ben ey ahali.

"Hiçbir şey. Ya ne geliyorsun üst-" cümlemi tamamlayamadan ayağım kaydı ve küvete düşmemek için yektaya tutundum ama o da beklemediği için ikimizde küvette düştük üstümdeydi. Nefesim kesildi dudaklarını o kadar yakındı ki.

"Dalya dalya deli edeceksin beni." masum masum bakmaya başladım ama öpesim var!

Her yerimiz ıslanmıştı ve su çok soğuktu. "Soğukk ısıtsana." arsız ben yine iş başındaydı şuan dudakları o kadar güzel gözüküyordu ki. Öpmek istiyordum hemde çok.

"Nasıl ısıtayım?" bir anda kasıklarımın arasında hissettiğim sertlikle irkildim korkmadım vücudumda bir elektrik dalgası yayıldı.

"B-bilmem kalksana be hadi." bu adam beni neden bu kadar çok etkisi altına alıyordu ki.

"Heycan mı yaptın?" hızlanan nefeslerim bunun işaretiydi zaten. İçimdeki arsız kadın bırakmak istemedi. Ve sertçe dudaklarını dudakkarıma bastırdım. Hareket etmemiştim sadece bastırıyordum ama bu ona yetmemişti. Dili dilime karıştı üstümdeki baskısı artınca istemesizce ağzının içinde inledim bu onu daha delirmiş olacak ki dişlerini dudaklarıma geçirdi.

"Ah napıyosun yaa." nazlı bir sitemdi benimkisi malum şuan bazı yerlerim onu istiyordu ama ya korkar onu itersem diye çok korkuyordum.

"Bilemiyorum kii aklımı, başımı ruhumu bile ele geçiriyorsun anasını satayım." elleri ıslak tişörtüme kayınca ona yardım ettim. Kollarımı kaldırmam ile bunu cevap olarak aldı ve hızlıca çıkardı. Karşısında sadece bir sütyenle duruyordum ve küvetteydik. Nefes seslerimiz duvarda yankılanıyordu ikimizde o kadar hızlı nefes alıyorduk ki. Elim ıslanmış tişörtümden baya belirginleşen köprücük kemiğine gitti onu okşadım sevdim. Dayanmadım dudaklarımı oraya bastırdım zaafı vardı bunu her yaptığımda delirmesinden anlamıştım.

"Hmmm çok özelsin, güzelsin, teksin ama hepsini eleyen seçenek sevgilimsin." kafasını göğüs arama soktu ve derin bir nefes aldı her gece uyumadan bunu yapmaya başlamıştı. Bu sefer sağ göğsüme taşan yerinden ufak bir ısırık bıraktı.

"Ah acıdı yaa." acımamıştı azıyoruz be.

"Öperim geçer kii." geçerdi hep geçti.

"Bir söz vardır bilir misin? Bazen öpünce geçmez ama sen ne zaman öpsen geçer o sözü de mi yok ettin varlığınla?" bu dediğim hoşuna baya gitmiş olacak ki ardı ardına öpücükler kondurmaya başladı. Elim ıslanmış saçlarını buldu ve ufak ufak çekiştirmeye başladım. Bu onu delirtiyordu öpücüklerinin yanına ısırıklar bıraktı. Yukarılara çıktı en sevdiği yere ulaştı dudakları. Boynuma yuvam demişti günler önce burası onun yuvasıydı.

(Günler önce)

Sabahın altısında çalan telefon ile uyanmak zorunda kalmıştım bugün pazartesiydi ve okul vardı. Arayan tabiki aşkındı beni bu saatte başka kim arardı ki? Kalkmak istedin ama üstümdeki ağırlık ile duraksadım yekta boynuma gömmüştü başını uyuyordu onu uyandırmak istemedim ama fark ettiğim bir şeyle uyuduğundan şüphe ettim. Boynumu emmiyordu kaç gündür uyandığımda boynuma mor oluyordu uyurken emiyordu salak.

"Yektam uyann hadii." hala emmeye devam ediyordu.

"Hıım." değişik değişik sesler çıkardı ama hala kalkmıyordu. "Sevgilim öküz hadi okulum var. Gene morartınn." asla rahatsız değildim hatta hoşuma bile gidiyordu ama onunla uğraşmak güzeldi. Anında kalkmıştı tatlı tatlı bakmaya başladı. Arsızca emmiyordu zaten bir çocuğun annesinin göğsünü nasıl muhtaçlıkla emiyorsa öyle emiyordu.

"Yaa off istemeden oluyor kızdın mıı?" o kadar tatlı demişti ki ama uğraşmaktan zarar gelmezdi.

"Bilmem gece nasıl uyurken yapıyorsun acaba bak ya mosmor. Nasıl dışarı çıkacağım ben?" benim için bu izler ile çıkmak sorun değildi hiçbir zaman onun izleri sorun olmayacaktı. Sinir etmek çok güzeldi.

"Kocam yaptı dersin Allah Allah uyurken oluyor dedim ne kızıyorsun." biraz daha sinir etmek şart oldu o kaşlarını bana çatmayacaktı.

"Evli değiliz yekta okula gidiyorum ya ben." kalkmak için adım attığım an durdurdu ve üstüme çıktı yapma adam nefesimiz kesiliyor.

"Nereye gidiyorsun acaba hayat gözlüm." ellerini iki yanıma yerleştirdi ve kaçmamı imkansızlaştırdı.

"Okula gidiyorum nereye gideceğim belki çıkışta aşkın ile erkek kesmeye gideriz bak bunu demeyi unuttum." böyle bir şey olmayacaktı yani aşkın kesecekti bende yektama bakacaktım.

"Öyle mi dersin? Sence ben varken böyle bir seçenek var mı?" hızlıca başımı salladım dudağmı ısırması ile koluna vurdum.

"Acıdı ayı. Dağ ayısı var erkek kesmeye gidiyorum ben bay bay çekil be üstümden." öküz ya kanamıştı işte dudağım. Boynuma derin bir öpücük kondurması ile durdum ve nefesimi tuttum çok güzel öpmüştü ama.

"Öperim her zerreni geçer her zerreme karışan kadınım." büyüsüne kapılmamam gerekiyordu çalan telefon ile de kapılamadım.

"T-telefon." ve hızlıca altından sıvıştım. Öküz de yattı ayı ya.

"Aç bakalım aç kaç kaç kim arıyor lan sabah sabah sıçtı uykumuzaa." alayla söylemişti o da biliyordu aşkının aradığını öyleydi de cevap vermeyince yüz kere arıyordu deli.

"Alo noluyo be sabah sabah."

"Kapının önündeyim götüm dondu arıyorum açan yok açım kahvaltı yapamadım dedim yavruma ısmarlarım dışarda yeriz ama yavrum belli ki başka şeyler yiyor." söylediği edepsiz ton ile tabiki anlamıştım o da boynumdaki izleri görmüştüm ne kadar anlatsam da uğraşmayı seviyordu.

"Hee sanane be ama beleş yemeğe asla hayır demem okul var zaten geliyorum hemen."

"Tamam bekliyorum ben." ve yüzüme kapattı bunu illa ona döndürecektim. Arkama döndüğümde dibimde olan yekta ile çığlık attım.

"Ya napıyosun ya korktum." sarılması ile anında karşılık verdim. "Burası benim yuvam benim evim herşeyim anladın mı? Benim nefes alabildiğim tek yer." boynuma gömülen başı ile saçlarını okşadım.

"Biliyorum anladım hep senin olacak." hızlıca yamağına bir öpücük kondurdum ve geri çekildim. "Okula gitmem lazım sen napacaksın?"

"Ben biliyorsun uğramam lazım halit şüphelenmesin." hızlıca başımı salladım babasının pis işleri demekti bu.

"Bir şey içme sakın zor atlattın uyuşturucuyu." çok zordu ama atlatmıştı hep kendine zarar vermek istiyordu ama izin vermemiştim ve atlatmıştık.

"Tamam görüşürüz hatun." dediği şeyle kıkırdadım hoşuma gidiyordu.

"Görüşürüz küçük adam."

(Şimdiki zaman)

Emdiği yerler morarmıştı yine daha aşağılara indikçe arzumda korkum da artıyordu.

Aniden kapının açılması ile onu üstümden ittim of aşkın.

"Hey hey bana bakın yolarım sizi benim duşumda benim küvetimde olmaz bakın ben burda kocamla iş pişirirken sizi hatırlarım zaten inlemelerinizi duydum bana o kadarı yetti." kocaman göz devirdim.

"Saçma sapan konuşma düştük sadece." yekta ise başını ovuyordu bu herifin boyu ona zarardı banane.

"Ulan baldız değil düşman gıcık oluyorum sana." başlıyordu bizim savaşlar. Başlamadan durdurdum.

"Sakın ama sakın kavga etmeye kalkışmayın giderim. " ve anında sustular arada bir kavgaya başlıyorlardı varya.

"İyi be hadi gidelim sevgilim." aşkını yalnız bırakamazdım ki.

"Davet ne zaman?"

"Bu akşam sekizde güzelim yarın da maç." bu iyiydi akşama kadar aşkınla kalabilirdim.

"Yektam bugün aşkın ile kalacağım akşam beni alırsın olur mu?" anlayışla baktı hemen çok seviyordum bir bakışımdan anlamasını.

"Tamamm görüşürüz hatunumm görüşmeyelim baldız." aşkın dil çıkardı çocuk gibi ya.

"Görüşmeyelim tabi tabi sen ispiyonladım ki oh olsun." kocaman bir kahkaha attım. Tam yekta bir şey diyecekti ki izin vermedim.

"Hayır kavga yok haydi yallah." yanağımdan öptü yetmiyordu ki. Hiçbir zaman yetmeyecekti.

"Güzel olmaa." omuz silkim.

"Olurumm." ve o bir şey demeden aşkın kapıyı yüzüne kapattı adamın üstü ıslak.
Geri dönmediğini göre hallederdi herhalde.

"Ne kapatıyorsun ya öpecektim."

"Ay yeter be olan var olmayan var zaten canım küvetimde yiyişiyorsunuz az edep." üstümdekilerden kurtuldum o sıra aşkına laf yetiştiriyordum.

"Sus be seni de göreceğim gerçi sana yasak sevgili bulursun en şerefsizi." dolaptan onun kıyafetlerinden birkaç parça aldım ve giydim.

"Ulan duyan seninki hiç şerefsiz değil." haklıydı yekta şerefsizdi.

"Olabilir neyse söyle ağzındaki baklayı." bir saattir bir şey diyecekti kıvırıyordu.

"Ya ben bir şey sormak istiyorum korkmuyor musun rüzgar dokununca falan? Atlattın mı? Çok korkuyorum bir gün korkacaksın dokunmasına izin dahi vermezsin sanmıştım ben aslında. Ama gayet rahat dokunuyor ve sen asla rahatsız olmuyorsun şaka bir yana gelmeseydim sevişebilirdiniz bile. Durdurmaya niyetin yok gibiydi." haklıydı ben erkeklerden korkardım ama beni ezecek bir korku değildi o cinsel ya da temastan asla hoşlanmazdım babam yüzünden.

"Merak etme beni aşkım çünkü dur desem duracak bir adam rüzgar korkmuyorum hiç ondan her dokunuşunda bir şefkat var. Korkmuyorum yani sen takma kafana bu akşam davet varmış babası gene bir şeyler peşinde yanında olacağım ama hayır kal dersen de kalırım iyi değilsin." anında başını iki yana salladı.

"Saçmalama gerçekten daha iyiyim teşekkür ederim yavrum iyiki varsın hadi seni hazırlayalımmm." yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.

"Ya yapma diyorum yaa sende iyiki varsın hazırlanacak bir şey yok ki elbise giyerim yeter saçımı örersin sadece. Daha çok var akşama." hızlıca dolabındaki bütün elbiseleri çıkardı ben daha yeni yeni elbise giymeye başlayan biriydim o yüzden onda daha çok vardı.

"Ya makyaj falan? Gerçi sevmiyorsun bende sevmiyorum boşver ruj sürelim ama kırmızııı." deliydi valla.

"Saçmalama önce bir elbiseyi bulalım hangi renk giysem ki?" önümde iki seçenek vardı onlardan birini seçecektim ama ikisi de güzel. Şimdiden seçecek ve bu gece eğlenecektim.


"Bence beyaz olan sade ve şık ona da kırmızı ruj iyi gider." seçeneklere baktım haklıydı. Beyazı aldım ve giydim.

"Nasıl oldu?" aynanın karşısına geçtim ve kendimi incelemeye başladım yakışmıştı aslında çok abartı da değildi.

"Çok güzel oldun bebeğim. Saçını öreyim mi açık kalsın mı?" saçlatım kısalmıştı eskiden kalçama gelen saçlar artık omzumdaydı bu canımı yaktı.

"Evet örsene." ve beraber vakit geçirdik o saçlarımı ördü bende onunkini ördüm okuldaki dedikoduları anlattı onu dinledim o beni dinledi artık rüzgar konusunda o da beni sonuna kadar destekliyordu ve bu beni sevindirmişti aşkın hayatımda olan biriydi onun fikri benim için önemliydi.

"Hadi hadi saat sekiz oldu gelir birazdan enişte kırmızı ruj süreyim nolurrrr." salak ya sevmezdim makyaj yapış yapış.

"Of tamam hadi sür ya sabır."

"Amin yavrum ohh mis gibi oldu bak geldi mal enişte." garezi vardı rüzgara kesin.

"Ben kaçar kendine iyi bak telefonun açık olsun tamam mı? Arayınca açmazsan ordan gider gelirim hemen." hızlıca başını salladı.

"Tamam tamam eğlenmeye çalış o ortamlardan nefret edersin biliyorum ama enişte var onun için eğlen." haklıydı. Hızlıca aşağı indiğimde onu gördüm. Simsiyah sade bir takım elbise giymişti ve nefes kesiciydi.

"Ben geldim." bana döndüğü an gözlerindeki beğeni beni memnun etti. "Hoşgeldin hatunum bu bu çok güzel ama güzel olma demiştim." omuz silktim ve ona sarıldım ne oluyordu lan bana hemen özlemiştim.

"Bende sana olurum demiştim gidelim mi?" saçlarıma derin bir öpücük bıraktı ve bana o güzel gülümsemesini bahşetti.

"Bence gitmeyelim fazla güzel oldun ben giderim gelme." kocaman bir kahkaha attım.

"Hmm ben sevgilimi böyle gönderir miyim tek?" o da çok yakışıklı olmuştu sonuçta.

"Mmmm yakışıklı mı olmuşum yani. " dudak büzdüm.

"Ehh idare eder işte." onunla uğraşmak yaşama sebebim olacak derecede güzeldi.

"Allah Allah diyorsun eh tek gideyim işte idare eder sonuçta kimse bakmaz. " o da benimle uğraşıyordu.

"Cık gidemezsin beraber gidicez." sarmaladı belimi kocaman elleri.

"Önce o idare ederi düzelt o ruju dağıtmayayım." omuz silktim ve bende kollarımı boynuna doladım.

"Kalıcı ruj dağıtamazsın. Ve idare eder." göz kırptım ve yanağına bir öpücük kondurup arabaya kaçtım tabi sinsice çalmıştım anahtarları.

"Lan ne ara aldın?" yine kahkaha attım şaşkın halleri o kadar güzeldi ki. "Bu kadar çok etkim altıma aldıysam seni." homurdana homurdana geldi yanıma sürücü koltuğuna oturduğunda hızlıca yola koyulduk.

"Sen beni mi kandırdın bakayımm." başımı hızlıca iki yana salladım.

"Napacaksın kii. Ceza mı vereceksin?" şakağıma kondurduğu öpücük ile gülümsedim.

"Hangi tür ceza istersin bende bol var valla." sesindeki ima gözümden kaçmamıştı yine güldüm. Çok tatlıydı.

"O zaman size bırakıyorum bayım karar sizin."

"Tabii hatun."

Kısa bir yolculuktan sonra varmıştık kocaman şık bir otelin restaurantundaydı davet ve burdaki herkes o kadar iticiydi ki. Girdiğim an anlamıştım. Hızlıca etrafı inceledim elim yektanın elindeydi. Yüzü kaskatı kesilmişti az önce gülen şakalaşan çocuk yok olmuş yerine olgun bir adam gelmişti.

Heryerde yuvarlak masalar ve sayamayaağım kadar ikramlar vardı. İnsanlara baktığımda herkes çok şıktı bir o kadar sahte kadınların bir yerleri açıktı dekolteli elbiseler giymişti erkekler ise jilet gibi takım elbiseleri. İçeri girmek için adımızı söylüyorduk herhalde çünkü rüzgar oraya yöneldi.

"Gel güzelim." onu takip ettim hemen.

"Hoşgeldiniz beyfendi adınız?" görevli kadın bile dekolte yapmıştı kendine ya sabır.

"Rüzgar ve yüsra keskin." dedikleri ile ona şaşkın bir ifade ile baktım keskin onun soyadıydı ve bana öyle seslenmişti içimi sıcacık eden bu duyguyu çok sevdim.

"Geçin iyi eğlenceler." bir şey demeden en köşedeki masaya götürdü beni.

"Neden öyle dedin?" ciddi ifadesini hemen bozdu ve bana gülümsedi.

"Bugün keskin ol istedim rahatsız oldun mu? " başımı hızlıca iki yana salladım.

"Hayır tabiki düşüncesi bile beni mutlu etti sevgilim." yanağıma konan tüy gibi öpücük ile cevabımı almıştım.

Çalan hafif müzikle yektanın kalkmasını beklemiyordum.

"Bana bu dansı teşrif eder misiniz leydim?" kibar olurken o kadar zorlanıyordu ki normalde olsa 'kalk lan dans edelim' derdi.

"Tabi beyfendi memnuniyetle."
Ve dans etmeye başladık şarkının sözleri çok hoşuma gitmişti ama en çok yektanın gözlerime baka baka mırıldanışı daha çok hoşuma gitmişti.

Bekledim aylarca belki de yıllarca sessiz
Geçip giden ömrümün akşamların da gizlenip
Bekledim aylarca belki de yıllarca sensiz
Diyemedim ki kimseye özledim

Ah yanıyorum eriyorum bu nasıl acı
Sevmeye kıyamıyorum zaman ilacı
Ah ölüyorum büyüyorum çıktı canım
Kalbime taşındı sarhoş kiracı

Yaban gülüm büyümedin ki saksılarda
Ya sevmedin beni ya da kuru toprağından
Dokunsam bir koklasam bırakmasam yar
Ama dallarında can yakan dikenlerin var...

"Çok seviyorum adam."

"Aşığım aşık." muzip bir ifade belirdi suratımda.
"Aşk mı o ne yeniyor muu?" yüzünde çapkın bir ifade belirdi.
"İsteğine bağlı" dedi ve göz kırptı tabiki fesat ben anlamıştım ama yanaklarımın aynı hızla kızarması ile başımı göğsüne gömdüm.

"Noldu bir morardın sankii?"

"Sus Allah'ın cezası sus." ve kocaman bir kahkaha attı bir an nerde olduğumuzu unutmuştu ve gülmüştü. Anında yüzündeki eğlenen ifade gitti ve o duygusuz maskesini taktı.

Ve müzik devam etti herkes kendi halinde dans ediyor eğleniyordu şimdiye kadar herşey çok güzeldi hatta yektanın varlığı nefret ettiğim ortamı bana unutturmuştu.

Masaya geçtiğimizde gözümden kaçmayan bir detay ile yektanın elindeki kadehi aldım ben ağzıma dahi sürmemiştim ama o içmişti baya.

"İçme artık çok içtin." benim acilen ona içkiyi bıraktırmam lazımdı.

"Güzelim çabuk sarhoş olmam unuttun mu?" olsundu.

"Olsun benim için içme." hızlıca başını salladı ve bakışları bir noktaya sabit kaldı oraya baktığımda haliti gördüm bizi izliyordu. Ve yekta ya baş hareketi yaptı bu gel demekti sanırım.

"Geliyorum güzelim." ceketini omuzlarıma bıraktı üşümüştüm biraz nasıl fark etmişti ben bile ceketini koyduğu an anlamıştım.

"Geleyim mi seninle?" hayır diyeceğini bile bile sormuştum aslında.

"Hayır geliyorum ayrılma burdan." başımı salladım bir şey demedim. O da yanağıma derin bir öpücük kondurup gitti.

On dakikadan fazla zaman geçmişti ama yekta hala yoktu nerdeydi? Merak etmeye başlamıştım. Yanımdaki sandalyenin çekilmesi ile gülerek o tarafa döndüm yekta geldi sanmıştım ama gelen o değildi. Sarı saçlı, mavimsi gözlü ve ben yavşağım diyen bir gülümseme ile bana bakıyordu o da takım elbise giymişti ponponu vardı.

(KOCAMMMMM)

"Ne var?" ani çıkışım onu güldürmüştü.

"Sakin ol prenses sende sevgilin gibi kabasınız be ama senin kabalığın sana seksilik veriyor ben doruk sende yüsra olmalısın." uzattığı eli ittim. Bu aptal da kimdi?

"Sanane şimdi burdan siktir olup git uğraşamam." ve önüme döndüm yekta nerdeydi ya?

"Ayıp oluyor tanışalım güzellik." cevap vermedim ve bize doğru gelen yekta ile gülümsedim birkaç düğümesini açmıştı ve saçları dağılmıştı bir şey olmuştu. Ama yekta bize varmadan yanıma gelen yavşak kolunu omzuma attı aniden yaptığı hareket ile afallladım. Ve bir şey yapmama gerek kalmadı çünkü yekta ışık hızında gelmişti ve o yavşağın elini çekmişti omzumdan. Ama bu ona yetmemişti kolunu ters çevirmesi ile çıkan kırılma sesi beni bozguna uğrattı.

"YEKTA." beni dinlemedi bile.

"Noldu hatuna yaklaştık diye mi bu sinir sakin ol kardeşim baya iyi bir seçim bak bu seferki seçimini çok beğendim. Sıkılınca bana veririsin artık bu afeti." bu aptal neler diyordu. Yektayı durdurmayacaktım biri bana onun hakkında böyle şeyler dese bende durmazdım ve beni durdursa çok kızardım o yüzden izlemeyi seçtim.

"OROSPU ÇOCUĞU SENİ BURAYA GÖMERİM." Ardı ardına attığı yumruklar salonda yankılanıyordu ve herkes izliyordu bize doğru sinirle gelen haliti gördüğümde artık yektayı tutmam gerektiğini anladım.

"Sevgilim hadi lütfen dur bak baban geliyor." durmadı beni duymadı bile hızlıca önüne geçtim ve beline sımsıkı sarıldım durmuyordu durmuyordu.

"Dalya bırak. Bırak." öfkesi bana değildi o yüzden aldırmadım ve daha sıkı tuttum.

"Dur artık baban geldi kavga edeceksiniz." başını hızlıca iki yana salladı.

"Umrumda değil dalya emin ol umrumda olan tek şey onu öldürmek bırak sevdiğim. Sana dokundu." sesi acı doluydu bana babam çok dokundu beni mahvettiler diyemedim şimdi böyle bile acı çekiyorken ona nasıl derdim.

"Hayır hayır sadece sen dokunuyorsun şuan sakin ol burdayım ben kollarındayım." kolları bedenimi sardı içime kötü bir his doğdu bir şeyler olacaktı.

"YEKTA NAPIYORSUN SEN BIKTIM SENDEN YETER ÇOK BIKTIM HERYERDE BİR SORUN HERYERDE BİR KAVGA UTANIYORUM SENDEN UTANIYORUM KEŞKE OĞLUM OLMASAYDIN KEŞKE ÖLEN SEN OLSAYDIN EN AZINDAN YONCA HEP KAVGA HEP REZİL ETMİYORDU BENİ." bu laflar içime oturdu benim bile canım yandı benim ruhum parçalandı. Ama yektanın sakinliği daha kötüydü şuan bağırması çağırması gerekirdi. Herkesin gözleri bizdeydi herkes yektanın tepkisini bekliyordu.

"Keşke bitti mi diyeceklerin ba baa" sakindi sesi çok sakindi ama akan acıyı fark ettim öyle bir ettim ki yüreğim daha çok yandı elini daha sıkı tuttum ama elleri ellerimden kaydı.

"Bitti daha fazla rezillik çıkarmadan git." yekta bir şey demedi ve hızlıca çıkışa doğru gitti beni unutmuştu ben geride kalmıştım onun gerisinde...

Ama durdu bu durması benim içimi ölmekten kurtardı döndü bir şey unutmuş gibi ellerimde kocaman ellerini hissettim ve hızlıca çıktık ordan.

Kapıda gemide gördüğüm adam vardı.

"Atalay yüsrayı evine bırak çabuk." ne ben itiraz dahi etmeden arabasına bindi.

"YEKTA." Duymadı ve arabası yanımızdan rüzgar gibi geçti atalaya döndüm o da anlamıştı hemen.

"Tamam bin çabuk çabuk." neden böyle oluyordu beni nasıl bırakırdı nasıl yapardı bunu? Koşarak bindim atalayın arabasına ve hızlıca başladık yektayı takip etmeyi çok hızlıydı bir şey olacaktı.

Kar taneleri yağmaya başlamıştı hava soğuktu ve sevdiğim adamın canı yanıyordu.

"Biraz daha hızlı lütfen yetişelim." başka bir şey diyemedim atalay elinden geleni yapıyordu ama olmuyordu yektaya yetişemiyorduk. Gördüğüm şey ile kocaman bir çığlık attım yalvarırım olmasın yalvarırım o araba ona çarpmasın lütfen lüften Allahım sevdiğim adamı koru şuan gözleri kördü ama ona doğru gelen bir tır vardı.

"ATALAY ATALAY ÇARPACAK LÜTFEN YETİŞ." artık sakin kalamıyordum artık sakin kalmak imkansızdı ve aniden araba durdu ve onun eşliğinde bir gürültü ,kocaman bir görültü ,kalbimi parçalara ayıran bir gürültü ve görüntü. Arabadan nasıl indim nasıl oraya kadar yürüdüm. Nasıl yetiştim bilmiyordum ama gözlerimden akan yaşlar görüş alanımı bulanıklaştırıyordu.

Yekta kanlar içindeydi sevdiğime araba çarpmıştı sevdiğimin yüzü kanlar içindeydi. Yüzünü kavradım o güzel yüzü kanlar içindeydi.

"Yektam yalvarırım sana gitme lütfen gitme sevdiğim yapamam tamam mı sensiz olmaz." gördüğüm şey ile daha çok mahvoldum. Yektanın gözünden akan yaşı tek bir yaş iki kalbi mahvetti.

"S-s-sana A-aşığım D-dalya Keskin."

✧─── ・ 。゚★: *.✦ .* :★. ───✧

Yapma etma demaaaa öyle demaa.

Loading...
0%