Yeni Üyelik
28.
Bölüm

26.Bölüm|Kabus

@soldeinvierno

Keyifli okumalar bu bölümdeki yurt sahnesi sonradan çok güzel bir şeye dönüşecek;)

Oy ve yorum yapmayı unutmayın 🦋

Bölüm şarkısı|Söyle ruhum

 

Ben sen değilim herşeye rağmen kendimi sevemiyorum yaşananan herşeye rağmen aynada göz göze bile gelemiyorum çünkü biliyorum kendimle bakıştığım an yıkılacağımı biliyorum kendimden nefret ediyorum.

Rüzgar Y. Keskin

-Rüzgar-

Ona iyi gelmek isterken ona iyi gelmemiş miydim yoksa? Hçkırığının içindeki çığlıklar canımı öyle bir yakmıştı ki sanki acısı bana geçmişti ve ben o acıyı on katı kadar yaşamıştım. Acısı onu bayıltacak kadar çoktu peki buna rağmen bu kadar güçlü kalması işte bu yüzden hayrandım ona herşeyine hayrandım en çok gücüne ve duruşuna.

Şimdi yatağında kollarımın arasında huzurla uyuyordu. Onu zorlamıştım ama eminim ki artık rahatlmıştı. Düşüncelere dalma zamanıydı.

Dolunayı yetimhaneden almam gerekiyordu bir süre bizde kalmalıydı kanında uyuşturucu vardı o geçene kadar yetimhanede kalamazdı kendine ve çocuklara zarar verirdi aklımdan çıkmıştı. Bu aralar bu unutkanlık çoğalmaya başlamıştı kendimi toparlamam gerekiyordu. Daha kötüsü olamaz dedikçe daha kötüsü oluyordu. Yonca onunla vakit geçirmeyi o kadar çok özlemiştim ki ama artık öncelliğim o değildi öncelliğim sevdiğimdi. Buralardan gitsek herkesi arkamızda bıraksak ne güzel olurdu ama bunu dalyaya yapamazdım burda bir düzeni ve hayatı vardı.

Daha fazla düşünürsem başıma ağrılara girecekti en iyisi bende azcıkta olsa uyuyayım gerçi ne mümkün hanımefendi benimle oynuyordu hala bir yerlerim szılıyordu şayet.

-YARIM SAAT ÖNCE-

"Ya kızım bayıldın ayıldın uyumadın ki ne diye uyku sersemisin anlamıyorum ki." Yağmur yağmıştı ve haliyle ıslanmıştık arbada uyanmıştı sevdiğim sonra geri uyuya kalmıştı ama şuan ise üstünü değiştirmeye çalışıyordum ama mümkün değildi hiç yardımcı olmuyordu.

"Susadım bana su getirr ben giynirim." işime gelmişti çünkü ona hata yapmak istemiyordum onu yarı çıplak görmek bile kalbe zarardı.

"Hızlı giyin güzelim hızlı." mutfatkatn suyunu da sevdiği çikolatayı aldım. Odaya girdiğimde gördüğüm manzara beni bozguna uğrattı bu kız benim sinir sistemim ile mi oynuyordu gerçeekten? Çıplaktı tamamen çıplaktı altında sadece küçücük bir kumaş parçası vardı ama onun dışında çırıçıplaktı dokunmak yok. Bakmak yok. Sadece giydireceksin. Aynen.

"Dalyam suyunu getirdim noldu sana aniden ya?"

"Çok soğuk çok kafamı kaldıramıyorum." gittim hemen yanına alnından öptüm uzun uzun ateşi vardı belliydi zaten hasta olduğu bu yağmurda tadı tuzu olmuştu.

"Ateşin var seni duşa sokalım sonra sirkeli suyla alnına bez koyarız olur mu güzelim?" bakma sakın bakma bakarsan kendini kaybedersin olmaz ama elimde değildi gözüm kayıyordu en çokta çıplak göğüsüne.

"Hayırrr ben nasıl ısıncağımı biliyorumm." bir bokluk vardı hadi hayırlısı.

"Nasıl bebeğim?" üstümü çıkardı napıyordu bu kız? Gidiyordum ben yavaş yavaş.

"Senin sıcaklığın beni ısıtırrr." ve koala gibi yapıştı gövdeme baya baya sanki ağaca tırmanır gibi tırmandı kucağıma yerleşti çıplak çıplak imdat diye bağırsam yeridir. Zor durumdayım kadın. Yerleşmek için kıpırdandı yok birazdan bayılcam ben.

"Dalya duşa girmemiz lazım olmaz böyle."

"Yo olur göğsün çok sıcakk ısınırızz." kalbe zarardı ama yapacak bir şey yoktu. Ayağa kalktım ve o da kucağımda göğsüme sinmiş bir şekilde kaldı. Düşüncelerimi bir kenara attım ve onu iyleştirmem gerekiyordu. Önce suyu açtım kocaman bir çığlık attı. Tir tir titredi,bana vurdu,çıkmak istedi izin vermedim. Beş dakika beklettim onu suda son bir dakikada sakinleşmiş bana daha çok sokulmuştu. Güzelce havluya sardım heryerini,güzelce kuruttum her yerini tek tek. Sıra giydirmeye gelmişti hadi bismillah.

"Yektaa annem dışında kimse bana bu kadar güzel bakmamıştı teşekkür ederim lütfen ısıt çok soğuk çok." sustum öfkem dinmiyordu ona dokunan babasını düşündükçe öfkemde nefretim de artıyordu öyle böyle değil. Keşke o zamanlar yanından olsaydım keşke o zaman onu kurtarsaydım o zaman sarsaydım yaralarını. Sırtındaki kırbaç izleri canımı daha fazla yaktı başka ne işkenceler etmişti bu küçücük bedene.

"Seni ısıtacağım küçüğüm hiç üşümeyeceksin ben varken asla miniğim." o benim küçüğümdü,miniğimdi,güzel kızımdı. Babası ona babalık yapmamış olabilirdi ama ben ona anne de baba da olacaktım yeri geldiğinde ise sevgili belki koca ister miydi ki? Beni düşüncelerimden çekip sıyıran şey dudaklarıma yapışan sevgilimdi. Bu kız napıyordu lan zaten kendimi zor tutuyordum bide böyle kendisi öpüyor.

"Düşündüğünü biliyorum düşünme. Seninle iyiyim iyleşiyorum halim yok beni giydirir misinn?"

"Bebeğim ben sadece o zamanlar yanında olsaydım diye düşünüyorum hep başka bir şey değil."

"Geçti ama şuan yanımdasın şuana bakamaz mıyızz ben böyle iyiyim seninle mutluyum ama şuan yorgunum iyleştir beni doktor." Yanağına en kocamanından bir öpücük kondurdum.

"Emrindeyim hanımefendi hemen kıyafetlerinizi seçelim." dolabını açtım ve aklıma gelen fikir ile onu eğlendirmeye karar verdim.

"Pijama partisine ne dersinn? " kocaman bir kahkaha döküldü dudaklarından yanağındaki gamzesi beni benden alıyordu oysa benim için gamze hiçbir zaman zaaf olmamıştı artık hep zaaf olacaktı sanırım.

"Genelde bunu kızlar yapar arada aşkınla yaparız amaa sevgilimle pijama partisine asla hayır demem ama bir şartla." bornozu açılmıştı ve bu kız beni deli ediyordu o kumaş parçası işe yaramıyordu çünkü ıslaktı. Elime tutuşturduğu şeyle bakışlarım ondan ayrıldı. Elimde ayıcıklı bir eşofman altı vardı yok artık!

"Dalyam sakın bak sakın asla giymem bu ne be." yaklaşma kadın yaklaşma bana böyle olmaz.

"Benimm için hadi ya bende senin bana aldığın kedili pijamayı giycemm." o eller boynuma tırmanmasın bana hayır hayır.

"Tamam tamam uzaklaş bakayım güzelim." anlamış mıydı? Bence anlamıştı o yüzden sinsi sinsi sırıtıyordu.

"Niyeymiş sevgilime dokunuyorum şuan." tırnakların boynumda gezdirdi hayır olmaz böyle yapmamalı kendime hakim olmayıp yanlış yapabilirdim ona karşı.

"Iıım dalyam yapma etme senin için."

"Yaptımm." daha fazlasını yapacaktı belliydi. Benimde aklıma gelen fikirle hızlıca onu kucağıma aldım şaşırma sırası ondaydı.

"Şimdi sana dokunacağım yavaş yavaş alışacaksın seni iyleştirceğim ne dersin dur dediğin anda duracağım."

"Tamam benim için çaba veriyorsun iyiki varsın yekta keskin." verebileceğim en güzel cevabı verdim dudaklarımızı birleştirdim uzun uzun hissedercesine öptüm onu elim usulca göğüslerine gitti bir tanesini avuçladım inlemesi doldurdu aramızı. Dur demedi devam ettim yavaşça korkutmadan okşadım göğüslerini göğüs ucunu iki parmağım arasında aldım ve sertçe ezdim. Bu onu delirtmişti ve ufak bir çığlık koptu dudaklarından. Dur demedi aksine tırnaklarını omuzlarıma geçirdi siktir delirmek üzereydim kendimi kaybetmeme az kalmıştı.

"Yektaa." adımı inleyişi aklımı kaçırcam siktir.

"Söyle de yapayım söyle emrindeyim söyle ruhum."

"D-dur." anında ellerimi çektim göğüslerinden iyiki çekinmeden beni durdurmuştu.

"Durdumm noldu anlatmak ister misin?"

"Senden korkmadım sadece bir an o belirdi özür dilerim." kurban olurum herşeyine kadın kurban.

"Tamamm yavaş yavaş bence bu bir adımdı arada bir yaparız sende atlatacaksın söz."

"Hıhıı daha iyiyim giynebilirim sende sirkeli suyu yap iyleşmem lazım okulu aksatamam."

"Tamam ama yarın okula gitmek yok itiraz etme." anında melül melül bakmaya başladı okulu seviyordu dersleri bile çok seviyordu ama hastayken onu nasıl yollayayım okula.

"Yekta ya sabaha kadar bekleyelim bu karar için bence ateşim düştü baksana." gir dibime gir. Alnını yine öptüm sahiden de düşmüştü.

"Tamam düşmüş sabaha kadar iyi olmazsan gitmezsin onun dışında gidersinn." yüzümün heryerini öpmeye başladı aniden gelen sevgi patlamalarına alışmıştım çoktan.

"Ohhh hadii çıkta giyneyimm." yerde gördüğüm ayıcıklı eşofman ile unuttuğunu umarak kaçarcasına çıktım odadan arkamdan kafama atılan eşofman ile kaderim belli oldu. Hayır bana gelmişti ulan bilerek almıştı belli ki. Birkaç kuruyemiş,sandaviç ve sirke suyu ile herşey hazırdı. Vişne suyu bitmişti onu almam gerekiyordu. Hemen altımdaki eşofmandan kurtuldum ve siyah eşofmanıma kavuştum. Koşarcasna markete gittim haber vermemiştim korkabilirdi. Vişne suyunu ve sevdiği çikolatan bir kutu alarak eve döndüm. Hala odasında mıydı? Çıkmamış mıyd? Garip bir şey vardı hissediyordum.

"SİKTİR GİT EVİMDEN." Dalyanın sesiydi bu ses tonunda korku vardı anında daldım odasına ve gördüğüm manzara ile sinirden gözüm döndü. Dalya yarı çıplaktı üstünü yorganla örtmeye çalışıyordu mert piçi ise üstünü çıkarmıştı ve dalyamın yatağında yatıyordu.

"Yekta ben anlatabilirim." bu kız fazla salaktı olmaz bundan zaten şuan herşeyin Mert'in oyunu olduğunu biliyordum.

"Ah yakalandık yüsracım korkma seni korurum." cevap verme sakinleş.

"Anlat bebeğimm ama önce." hızlıca öptüm dudaklarından titriyordu heryeri kahretsin.Yorganı daha çok sardım bedenine ve kucakladım.

"Ne bu gövde gösterisi mi oysa az önce biz öpüşmüştük rüzgar rüzgar sen sevileceğini düşündüysen hata sende." beni kışkırtmaya çalışıyordu ama kanmamlıydım kanmayacaktım şuan kucağımda sevdiğim vardı korkuyordu sakin kalmalıydım onu odadan çıkarana kadar sakin kalabilrdim bence de.

"Yekta ben uyuya kaldım sonra ben uyurken bu beni öptü uyku sersemliği ile sen sandım sonra hemen anladım yemin ederim ittim onu." hala açıklama yapıyordu. Çakacaktım birtane.

"Lan sikicem şimdi salak mısın sen tabiki de inanmıyorum ona bir çıkarayım seni sikicem belasını aaa." fazla mı yükselmişti sesim sikeyim beni sikin öldürün şuan ona bağıracağıma gebereyim.

"Bana bağırma sakın. Bırak ben ona dalacağım kendimi korumasını biliyorum." hay ben böyle işi sikeyim. Sike sike herşeyi sikiyorum anasını satayım.

"Dalyam öyle değil ben sana sinirli değilim ki biliyorsun sana bağırır mıyım? İçerdeki piçe öfkem şimdi beni burda bekle olur mu sana çikolata aldım al bakalım ye ben gelene kadar." kırılmış mıydı? Kırılmasındı ses tonumudan ayarınından yedi ceddini siksinler. Öfkem daha çok arttı. Hemen geri döndüm mertin yanına. Hala yatıyordu hay hay.

"İyi bayılmalar piç." çaktım yumruğumu sikilesi suratına.

"Hadi ama ne bu öfke daha başlamadım Rüzgar Keskin seni bitircem."

"Senin sikilesi suratını sike sike sikeyim orospu evladı aaa pardon ciddi anlamda orospu evladıydın bakma böyle yarana mı denk geldi?" üstüne çıktım ve vurmaya devam ettim yüzü kana bulanmıştı ama bu yetmezdi daha o dudaklarına kezzap dökecektim.

"Annem hakkında düzgün konuş lan piç kurusu." aklınla oynayacağım daha bekle sen.

"Kardeşinde orospu olmuş sen daha sevgilisi olan bir kadının peşinden dolaş oğlum önce kardeşine sahip çık lan." karnıma yediğim siktiğimin tekmesi ile sendelendim ve piçten bir yumruk yemiş oldum istdiğim kavuşmuştum öyle tek dövüşmek olmazdı sonuçta.

"Hadi işte böyle az adil olsun. Yüsra benim sevgilim beni seviyor bu kadar bana ait değil ama seninle birlikte olsaydı benim kadınım diye dolaşacaktın bunu çok iyi biliyorum mert ama Yüsra öyle biri değil anla seninki takıntı. Ve yüsram seni asla istemeycek." onu kızdırmayı başarmıştım atıldı sonunda bana vurmasına müsade ettim ama o kadar sinirliydi ki vuramıyordu bile. Bana kalkan yumruğu tutup ters çevirdim ve zorladım kırılma sesi gelmişti ardından bir çığlık.

"Siktir git evimden mert korkmaz."

"Seni şikayet edeceğim kork benden rüzgar keskin." kapıda bana gülümseyerek bakan meleğe baktım o bu gülüşü görmemeliydi anında onu iteledim gözlerini kapatmayı da ihtmal etmedim.

"Hey hey napıyorsun anasını satayım?"

"Görmemen gereken kadar güzel biri var bu evde canım haydi haydi seni birdaha görmeyeyim piç kurusu." debelenmesi hiç işe yaramamıştı valla o gülüşü kimse görmesindi ben bile höst kendimden bile kıskanıyordum anasını satayım.

Güzel bir tekme ile onu şutlayıp gülerek sevgilime döndüm.

"Dalyam dinlenme vakti yat yatağa ve neden giyinmedin?"

"Sen giydir istemiştim aslında bilemezdim kızdın mı?"bazen salak olabiliyordu.

"Dalya salak mısın beş saattir bunu sorgulyorum da ben." gözlerini devirdi sonunda moralini yerine getirmiştim.

"Okul birincisi var karşında kendine gel." bak sen dercesine kaşlarımı kaldırdım.

"Hmm sana asla kızmayacağımı bilmiş olman gerek o zaman bebeğim kızmadım dalya suçun yoktu hallettim zaten. Şimdi aslancık olma vakti giydirelim seni."

-Yüsra-

Beni bebek gibi kucaklayıp yatağa taşıdı bir bebeğe dokunur gibi dokundu yavaş ve temkinli üstümde onun bana aldığı kedicikli pijama vardı onun altı da ayıcıklı eşofman. Nasıl da korkmuştum merti öyle görünce bir an yekta bana inanmayacak sanmıştım çünkü kim öyle görse yanlış anlardı ama yekta yine farklı olduğunu belli etmişti. Ateşim düşmüştü ama yok öküz inadı işte alnımda sirkeli suya batırdığı bez vardı.

"Uyu artık uykun çok bölündü bugün." dediğini yaptım ve uyudum annemi görme umudu ile uydum.

Bir ormandayım birini kovalıyorum gitme diyorum ama kime dediğimi anlayamıyorum üstümde simsiyah bir elbise var aniden babam beliriyor karşımda ve yanında annem annemi boğazından sertçe tutmuş boğuyor. "Yapma yapma bana yap." diye bağırıyorum ama babam sadece gözlerime bakıyor ve devam ediyor engellemye çalışıyorum ama diğer tarafımda yine annem ve babam ama bu sefer babam anneme tecavüz ediyor yine yapma dedim buna rağmen yaptı korkudan kaçıyorum ordan ormanda kayboluyorum etrafıma bakıyorum heryer bir anda kararıyor ve aniden bir anı canlanıyor gözümün önünde bu sefer babam bana dokunuyor beni yatağa bağlamış elleri heryerimde dolaşıyor."Yapma baba ne istersen yapma lütfen yalvarırım yapma." diyorum ama babam zevk sesleri çıkarmadan başka bir şey demiyordu. Aniden bıraktı ve ben ağlamaya başladım.

"Sana misafirim var güzel kızım." diyor ve içeriye yekta giriyor ne alakaydı yekta şuan bakışları bambaşka bakıyor bana babam gibi...

"Beraber ona sahip olabiliriz çok güzel herşeyi."

"Olur." diyor yekta ve bana yaklaşıyor. "Benim dalya sevgilin,miniğim yapma lütfen" beni duymuyor sanki sadece bedenimle ilgileniyor gibi ve o gece iki kemer tek tek açıldı biri babamın biri de sevdiğim adamın. Bir çığlık koptu dudaklarımdan sonra devamı gelmedi...

"Dalya dalyam uyan kabus görüyorsun sevgilim hadi." sıçrayarak uyandım kabus muydu? iyi'ki kabustu iyiki ama gitmiyordu aklımdan şuan yektadan uzak durmak istiyordum bakışları öyle farklıydı ki. Şuan ki bakışlarına baktım endişe vardı,korku ve aşk. Oysa kabusta öyle değildi. Şuan gerçek dünyaya döndün kendine de gel. Haklısın iç ses ama elimde değildi bazı şeyler uyumak istemyordum ama konuşmakta istemiyordum.

"Dalya bir şey de artık korkutuyorsun beni."

"Hiç haklısın bir kabustu şey saat kaç?"

"Sabahın yedisi." işte aradığım bahane.

"İyiyim okula gideceğim sınav var hazırlanayım." Cevap vermesine izin vermeden kıyafetlerimi aldım ve banyoda giyindim. Odaya döndüğümde düşünceli bir şekilde beni bekliyordu o da hazırlanmıştı aslında tek başıma gitsem iyi olurdu.

"Yekta motorla tek başıma gidebilir miyim biraz denemek istiyorum kullanmayı biliyorum zaten."

"Dalya kabusta ben vardım ve sana dokunuyordum sende bu yüzden benden kaçıyorsun " bozguna uğratmıştı bu dediği bakışlarında öfke vardı ama bana olmadığına biliyordum.

"B-bunu nerden anladın yoksa sayıkladım mı?"

"Sayıkladın ve ben orda öldüm. Sayıkladın ve uyanamadın seni defalarca sarstım yine de uyanmadın bir ara beni ittin neyse gidelim." yaşananlar onu üzmüştü kırmıştı kırgınlığı bana değildi yaşadıklarımaydı.

"Yekta ne diyeceğimi bilemiyorum ama o kadar korkunçtu ki şuan yaptığım hiçbir şeye anlam veremiyorum. Senden korkmuyorum ya da belki biraz o da kabus yüzünden onun dışında senden asla korkmam. Sadece biraz yalnız kalabilir miyim?" cevap vermedi bana bir şey uzattı başta ne olduğunu anlamadım. Sonra elime alınca motorun anahtarı olduğunu anladım. Ona minnetardım bu kadar çok şeyi sorgulamadan kabul etmesi...

-Saatler sonra-

0545*****:Yüsra ben yonca beni yanlış anladığını düşünüyorum bunu düzeltmek için sen ve yekta ile vakit geçirmek istiyorum umarım teklifimi geri çevirmezsin abimi özledim.

Sahilde oturmuş bana gelen mesajla bakışıyordum yonca ortaya çıkmıştı ve yekta hiç onunla vakit geçirmemişti benim yüzümden acılarım ortaya çıkınca geri içeri girmiyordu işte en nefret ettiğim huyumdu. Birkaç aydır hayatımı bir türlü düzene sokamıyordum ama buna rağmen iyiki yekta girmişti hayatıma aylardır iyiki hayatımda asla pişman değilim ama bende farkındayım ki artık bir şeyleri yoluna sokma vaktiydi belki de bu bir fırsattı.

Siz: Olur bana adres at yektayla geliriz.

0545****:*Konum*

Eve dönecek ve yektaya haksızlık etmeyecektim alt tarafı bir kabustu sonuçta. Ve bu kabus aramızı bozmamalıydı o mahvolmuş ifadesi gözümden gitmiyordu zaten. Sahile gidip hava aldıktan sonra eve gidebilirdim nasıl olsa. Baya uzun bir süre kalmıştım sahile yarım saat sonra dolunayla gelmişlerdi. Şuan beni izlediğini biliyordum yanında da dolunay vardı ama yanıma gelmiyorlardı uzaktan uzaktan. Ben gittim yanlarına dolunay yektanın kolları arasında uyuyordu yektanın gözleri pür dikkat bendeydi her adımımı tek tek izledi en son önünde durduğumda dimdik baktı gözlerime bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi.

"Uzaktan uzaktan izleme beni arkamda durma tam yanımda dur."

"Bugün bunu istemedin ki şimdi olayım." kırılmış mıydı yani şimdi amacım o değildi o da biliyordu ama haklıydı bazen bilmekle kalmayız. Kalamıyorduk.

"Hayır yanlış anladın hep istedim seni yanımda ne önümde ne de arkamda." anladım dercesine başını salladı.

"Yaa yapma böyle yektam konuşalım neden yaptığımı biliyorsun kırılma bana."

"Kırılmadım dalya." yanına yanaştım konuşmam gerekiyordu.

"O zaman neden kırgın kırgın bakıyorsun bana?" cevap vermedi karşıya bakmaya devam etti sorunu bu sefer anlamıyordum gerçekten bu kadar kapalı kutu olması haksızlıktı. Çenesinden tuttum ve bakışlarını kendime çektim.

"Rahatsız olacaksan zorlama dalya bana bak demen yeterdi. " yutkundum.

"Yekta yapma."

"Ben sana kızgınım niye biliyor musun? Çünkü bunu önceden düşündün bilinç altına yerleşmiş ki rüyanda gördün uyanınca anladım haklısın ama bunu tek başına atlatmaya çalıştın boşuna mı varım? Boşuna mı varım? Anlıyorum yemin ederim ki anlıyorum ama yalnız kalmak isteyişinin bu kadar saat sürmesini anlamıyorum." yarama derman olamadığı için böyleydi bende kabustan sonra ondan korktum diye öyle sandım. Herif ona sığınmadın diye kırgın hep ona sığın acını tek yaşama istiyor. Tamam iç ses bende bu kadarını anladım yani.

"Rüzgar." bir anda bana öyle bir baktı ki ağzımdan kaçmıştı yekta diyeceğime rüzgar demiştim Allah kahretsin.

"Dolunayın başında durmam lazım seni eve bırakayım ben istersen."

"Yekta ağzımdan kaçtı bırak kendimi anlatayım."

"Seni anlıyorum ki iyi değildin o sersemlikle düşünemedin dönmek istediğinde de geç kaldım diye düşündün." doğruydu herşeyi ile.

"Yekta öyle ama ben şimdi sana geliyordum yonca ile konuştum buluşalım diyor haklı kız benim yüzümden görüşemedin bile gidelim mi?"

"İstemiyorum dolunay ile kalacağım."

"Yekta beni anlıyorsun uzaklaşma benden."

"Hani yoncadan haz etmiyordun ne değişti şimdi zorlama kendini."

"Kendimi zorladığım yok herkes ikinci şansı hak eder haydi haydi aldım ben dolunayı." bir şey demesine izin vermeden dolnayı kucakladım ve arabaya doğru ilerlemeye başladım Allahtan arabayı getirmişti. Arrkamdan gelmişti

"Peki motorun anahtarını ver. Ben arkanızdan motor ile geleceğim." daha fazlasına izin vermeyecektim.

"Yektam yapma böyle hadi ya tamam birdaha yapmayacağım."

"Söz mü?"

"Sözz." yanağına ardı adrına öpücükler kondurdum aklıma dün yaptıkladım geldi adamın kucağına çıplak oturmuştum nasıl bir sersemlikti bu benim hasta olmamam gerekiyordu.

"Hadi hadi delii."

"Sana deliyim yektamm." ve başladı benim imtihan. Önce dolunayı aşkına bıraktık ne kadar gelmesini istesem de dolunayı oraya götürmek istemedim o da zaten kabul etti. Atalay neden ona yakın davranmıştı mesela yapmamalıydı gerçi aşkın iki harekete aşık olacak değildi ama hayatında biri varken başka bir kadına yakın davranan adamdan ne beklenirdi?

"Düşüncelisin neyi düşünüyorsun?'

"Herşeyi en çokta atalayın piçliğini kusura bakma ama senden yıllarca saklamış yetmezmiş gibi doruk varken aşkına yakın davrandı ama yonca ortaya çıkınca aşkına az kalsın şiddet uygulayacaktı. Mdem yonca var baştan beri uzak duracaktı."

"Bana aşkın ile doruk arasında bir şey yok de." düşüeyim yoktu yani doruk aşkını severse olurdu sevmezse olmazdı ama aşkında maldı fazla cesurdu sevince seviyodu bazı hatalara bile göz yummacağına emindim.

"Bilmem olabilir aşkının ilgisini çekti. Ama doruk asyayı seviyor gibi anlamadım olayları."

"Asya gitti ama."

"Hayır geri dönmüş onu tanıyor musun yoksa?"

"Onun yüzünden aramız bozuldu zaten asya varsa doruk kör o yüzden aşkına başka kapıya de çünkü beni bile düşünmden sildi o kadın için." bunlar gerçek miydi? Asya bu kadar yalancı biri miydi? Hep iki kişiydik sonra aramıza onu aldık üçüncümüz bildik ama onun bize anlattığı herşeyin yalan olduğunu öğrenince o çoktan gitmişti bizde dersimizi almıştık bize üçüncü hiçbir zaman lazım olmayacaktı.

"Düzgünce anlat bu ne demek."

"Yıllar önce biz zaten dorukla çocukluk arkadaşıyız hatta tek arkadaşımdı küçükken babam arada evde hapsederdi bizi ama doruk bir yolunu bulup yanıma gelirdi. Meybuz getirirdi bana ben bayılırdım meybuza bu yıllarca devam etti büyüdük rakı masalarına da beraber oturduk ailemizle kavga ettik beraber kalacak yer bulduk. Lise sondayız okula yeni bir kız geliyor onuncu ya da dokuzuncu sınıf hatırlamıyorum doruk ona aşık oluyor ve yaklaşmaya başlıyor kız çok yüz vermeyince ve doruk üzülünce olaya müdahele etme kararı aldım ve kızın yanına konuşmaya gittim namıdeğer asyanın yanına işte doruğun gerçekten sevince sevdiğini ona bir şans vermesi gerektiğini falan ama olaylar istediğim gibi ilerlemedi bir anda dudaklarıma yapıştı ne olduğunu dahi anlamadan doruk gördü bizi ve bana siktiri çekti dinlemeden etmeden sonra bunlar birlikte oldu mutluydu doruk değmişti demek ki bende yoluma baktım. Asya da onu terk etti." sinirlenmiştim hatta öyle bir sinir bastı ki tırnaklarımı avucuma batırdım akan kanı hissediyordum Doruk piçin tekiydi asya ise sürtüğün sevdiğimi öpmüştü lan sevdiğimi.

"Anladım asyayla biz arkadaştık lise kaçta ben bile hatırlamıyorum ama bize söylediği şeylerin yalan olduğunu öğrenince o çoktan gitmişti."

"Anladım o elleri aç." daha çok batırdım. Elleriyle açtı gördüğü kanla bana sinirli sinirli baktı.

"Acaba kızsam mı acabaaa kanatmışsın dalya birdaha yapma bunu." içimde tuta tuta nereye kadar tutacaktım.

"Bunu kim söylüyor yekta kollarında,boynunda,göğsündeki izlere ne diyeceksin? Hiçbiri de eski değil yeni olanlar bile var." cevap vermedi benden kaçıyordu arabayı yine çalıştırdı. Ne ara durduğumuzu bile anlamamıştım. Büyülü herif.

"Ne o kaçacak mısın rüzgar?" işler ciddiye binince acımasız isimlerimize dönmemiz can yakıcıydı ama benden kaçmamalıydı.

"Kaçtığım yok konuşulacak kadar önemli bir konu olduğunu düşünmüyorum. Vardık."

"Ne saçmalıyorsun? Canının yanışı mı önemsiz? Öyle mı düşünüyorsun?" derin hatta çok derin bir nefes aldı aptal herif.

 

"Ben sen değilim herşeye rağmen kendimi sevemiyorum yaşananan herşeye rağmen aynada göz göze bile gelemiyorum çünkü biliyorum kendimle bakıştığım an yıkılacağımı biliyorum kendimden nefret ediyorum." şuan herşey üst üstte bindi şuan patlama anı yaşıyordu daha fazlasını istemiyordum daha fazla düşünsün İstemiyordum. Kafasını dağıtacak en kolay yola başvurdum dudaklarımızı birleştirdim.

"Bende burdayım yekta abi. " gülüştük arabadan indiğimizde asyayı gördüm.

"Rüzgar."

 

Loading...
0%