Yeni Üyelik
32.
Bölüm

29.Bölüm|Yüreğim davacı

@soldeinvierno

çok uzun bir ara vermeden bölüm atabildim tahminlerinme göre her iki haftada bir kesin bölüm gelir eminde değilim aman Allah vergisi diyelim dmdmdnldbdös

Keyifli okumalarrr🫐

Şarkılar
Bak bana-Sena şener
Bana öyle bakma-Teoman
Ölümle yaşam arasında-Mavi gri

yalnız kuş-Göksel

Medya:Benimkilerr

 

─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───


Garip garip sesler geliyordu noluyordu ya? Hızlıca yataktan kalktım hay demir eksikliğini ben. Yektanın sesini duyuyordum kimle konuşuyordu böyle.

"Tamam kız arkadaşımla konuşmam lazım korkar beni görmezse beş dakika bekleyebilir misiniz?" kim neyi bekliyordu? Hızlıca kapıya gittim.

"Yektam noluyor?" korkuyordum kapıda polis vardı bişey mi yapmıştım?

"Bir şey yok sevgilim benim karakola gitmem gerek işim var biraz yemek yaptım sana güzelce ye beni bekle." ne diyordu lan bu?

"Delirtme beni noluyor bende gelicem son sözüm." koşarak odama gidip üstüme bir hırka aldım Allah'tan yekta üstümü değiştirmişti. Salona geri döndüğümde yekta yoktu. Koşarak merdivenlerden indim ona yetişmem lazım yalnız bırakamazdım.

Ellerinde kelepçeler vardı arabaya bildiriyorlardı eline kelepçe hiç yakışmamıştı.

Sağda duran polisin yanına gittim.

"Lütfen sizinle geleyim ağzımı hiç açmayacağım ama yanında olayım lütfen." adam bana acıyarak baktı umrumda değildi.

"Peki tek ses edersen arabadan indiririm."

Hızlıca başımı sallayıp yekta'nın yanına oturdum.

"Biliyor musun? Senin yüzüne noldu böyle kavga etmişsin biriyle kimle kavga ettin beni nasıl anlamadım nasıl uyurum."

"Dalyam saçmalama istersen iyiyim doruk şikayet etmiştir senin evine geldi kavga ettik öyle önemli değil çok ani uyandın başın dönüyordur. " hala beni düşünüyordu şaka gibi.

"Bir kere şu hayatta ilk kendini düşün sadece bir kere yekta." cevap vermedi konuşmadım bende kelepçeli ellerini sımsıkı tuttum nabzını okşamam hoşuna gidiyordu benimde gidiyordu. Bir şey derler diye sessiz kaldım oysa sormak istediğim çok soru vardı. Neden böyle olmuştu? Dorukla bir anda neden araları alevlenmişti.

Aşkın arıyordu bugün bana gelecekti kapıyı açık bırakmıştım merak etmiştir diyerek açtım.

"Kelebeğim bir geldim kapı açık yemek sofrada dokunulmamış noluyor iyi misin?"

"Değilim bir anda polis geldi yektayı aldı onlarla gittim dorukla kavga etmiş galiba şikayet etmiş orospu çocuğu bir bakalım haber veririm merak etme."

"Anladım asıl sen merak etme benden gelecek aramayı bekle." napacağını anlamıştım o yapmasa ben yapacaktım ama yektanın yanında olmam gerekiyordu.

"Tamam dikkatli ol. "

Aşkın

Şerefsiz herif hayır tam mutlu oldu kardeşim diyorum rüzgar efendi ona iyi geliyor mutlu ediyor derken şaka gibi doruk bey geliyor bozuyor yok ya sikerler. Asyayı aradım doruk beye ufak bir süpriz yapabilirdim iki yumrukta ben atardım.

"Asya o sevgilin nerde çabuk söyle yoksa seni dövemediğim her an için döverim."

"Ya sen kimsin de sevgilimin nerde olduğunu soruyorsun? Senin o arkadaşının açtığı belalardan hastanede. Kolu kırık." daha fazla konuşmasına müsade etmeden yüzüne kapattım burdaki hastanededir değilse de çok yakında bir hastane daha vardı. Hemen kayıt yerinin oraya gittim taş gibi bir bey vardı sonra bakacaktım ona. Hiçbir zaman bakmayacaksın bunu biliyoruz. Sus iç ses.

"Merhaba ben doruk aslan için gelmiştim acaba kaydı bu hastanede mi? Pek bir şeyi yok zaten kolu mu ne kırılmış paşamızın." adam bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı ay sanki bir şey dedik.

"Neyi oluyorsunuz?" hiçbir şeyi diyemedim tabi.

"Çok yakın bir arkadaşıyım hadi hızlı olur musunuz?" yakışıklı ama salaktı olmazdı bundan.

"Kız arkadaşı mısınız?" ya sabır artık sus.

"Ondan evet o'yum hadi oda numarasını ver Allah rızası için."

"56." cevap bile vermeden koşarak odayı aramaya başladım üst kattaydı koş kız koş bir yumrukta benden yiyecekti o piç.

"Selam piç ben mükkemmel aşkın sende şerefsiz doruksun." yatakta yatmış yüzü yara bere içindeydi valla içim hiç acımamıştı.

"Ne işin var burda senin?" onun yaptığı son piçliğe karşı bende onunla uğraşmaya karar verdim. Kucağına oturdum şaşırmıştı ama acı dolu bir inleme kaçmıştı canı yanmıştı oh olsun.

"Napıyorsun deli kadın in acıyor."

"Geber bana bak doruk. Yemin ederim ki seni en korkunç yanımla tanıştırırım 8 yıl hapiste yattım biliyor musunnnn?" alayla baktı belli ki beni hafife alıyordu. Bende acılarımı şakaya vurmayı seviyordum.

Elimi yumruk atmak için kaldırdım anında tuttu ve sertçe sıkmaya başladı canım yanıyordu ama susacaktım.

"Çok komiksin güzellik ama bana sökmez bunlar çık şimdi de." fazla sıktığının farkında değil miydi acaba?

"Elimi bırak." yeni fark etmiş gibi hemen bıraktı esmer tenime karşın kızarmıştı morarır birkaç saatte.

"Fark etmedim." kesin öyle olmuştur elimi incelemek için tuttuğunda anında çekmiştim zaten etkileniyordum daha fazlasına gerek yoktu.

"Neyse ne istediğini söyle yapacağım."

"Hangi konuda kaçak?" anlamıştı ama piç işte.

"Ne kaçağı anasını satayım." kaçarcasına indim kucağından inadına daha çok bastırıp canını yaktım.

"Deli kadın yeter napıyosun istemiyorum bir şey o orda kalacak."

"Delirtme beni anasını satayım daha yeni mutlu oldular salın yeter ne istiyorsan yapacağım ama o şikayet geri çekilecek."

"Ne istersem mi?" en fazla ne isteyebilirdi ki hiç benimle işi yok zaten.

"Evet o şikayeti geri çek yeter onlar artık mutlu olsun."

"Peki klişe bir şey isteyeceğim ama benim için önemli. Asya'dan intikam almak istiyorum sevgilim olacaksın şu sahte olanlardan canı az benimki yandığı kadar yansın kıyamam zaten çok." kıyamazdı çünkü seviyordu nasıl kıysındı aşıktı acı dolu bir tebessüm oluştu dudaklarımda kabul edecektim başka çarem yoktu zaten iyiliğim dokunmuş olurdu.

"Tamam kabul şikayetini geri al konuşuruz sonra." gitmek için kapıya gitmiştim ki sesiyle durdum.

"Gidemezsin çünkü intikamım şimdi başlıyor gelecekti şimdi asya." hazır değildim ki şuan kendimi hazırlamam gerekirdi kalbime kilit vurmam gerekirdi.

"Şimdi şikayetini geri çek bende haber vereyim çabuk."

"Birazdan arar çekerim." sinirlerim ile oynuyordu.

"ÇEK DEDİM SANA ÇABUK." zaten kalbimi bir kenara atıp kabul etmişim hala oyalanıyordu.

"Sinirlenince korkunç olmuyorsun." ya sabır.

"Ondan ara. Benim biriyle konuşmam gerek." tek kaşını kaldırıp tip tip bakmaya başladı.

"Ne?"

"Kimle konuşacaksın?" sakinim çok sakinim sahte sevgili olmamız onun bana hesap soracağı anlamına gelmezdi. Gelmemeliydi.

"Sevgilimle ebenle sanane lan." yüz ifadesinde değişik bir ifade vardı çözememiştim.

"Sevgilin varsa ayrılacaksın tüh. Çünkü kimse ile uğraşamam."

"Sana soracak değilim işine bak." aptal herif, orospu çocuğu beyimize soracağız ben onun sürtüğü ile uğraşacaktım ama.

Hemen kelebeğimi aradım ona ihtiyacım vardı.

"Hallettim canımın içi birazdan çıkar nezaretten eve geçin istersen." sesimi stabil tutmaya çalışmıştım ama tutamıyordum olmuyordu titriyordu.

"Aşkın çeksin diye naptın?" kötü bir şey yapmamıştım ama hoşlandığım adamdı başka bir kadın için yapacağı işe dahil olmuştum can yakıcıydı.

"Hiç sonra konuşuruz nasıl olsa."

"Aşkın naptın dedim sana. Hastanede misin?"

"Evet canımın içi ama gelmene gerek yok birazdan ben geleceğim sana zaten." cevap vermeden telefonu yüzüme kapattı ah ah şu kızın inadı ne dersem gelecekti nasıl olsa. Odaya geri döndüğümde doruk daha rahat bir pozisyon almıştı kendine.

"Bitti mi sevgilinle vedan?" birde bu vardı dimi başımda.

"Ondan asya gelince napcam söyle sonra gideceğim."

"Ne bu acil işin aşkın eğer aldatıldı derlerse arkamdan kötü olur."

"Allah Allah nolcak ya nolcak söylesene sen zaten bu işin sonunda aldatılan tarafı ben olarak göstermeyecek misin zaten? Neyin tehdidi bu istersem öyle davranırım. Sende canın yanmış gibi gidersin asyana mutlu mesut yaşarsın bulaşma bana." ne ara sinirle yanına o kadar yaklaşmıştım bilmiyordum bile sinir bana yaramıyordu hep yanlış şeyler yapıyordum sonucunda bir anda kucağına çekmesi ile ağzımdan bir çığlık kaçtı.

"Napıyorsun Allah aşkına yavaş."

"Neden hapse girdin küçük yaşta." anında bakışlarımı kaçırdım.

"Seni ilgilendiren benim hapse girmem değil rolüm o yüzden ötesini merak etme."

"Merak ediyorum." neyim olarak ediyordu Allah aşkına aklı sıra kafamı karıştıracaktı ilgi verecekti.

"Etme beni merak falan iyiyim böyle."

"Söylesene." başımı olumsuz anlamda iki yana salladım.

"Hadi söylesene." ben cevap vermeden kapı bir anda açıldı ve asya içeri geçti.

"Doru- noluyor burda?" başlıyordu rol galiba kucağına daha çok yerleştim ve boynuna sarıldım. Kulağına yaklaşıp fısıldamaya başladım.

"Napacaksan ne diyeceksen de ben bir objeyim senin için."sevdiğiniz adam sizi böyle bozguna uğratırdı onun için sadece objesiniz.

"Senin ne işin var burda? Sevgilim ile beni yalnız bırak asya." ağlamayacaktım.

"Ne sevgilisi doruk sen beni seviyorsun daha dün herşey güzeldi birlikte olduk." ağlamamalıydım.

"Umrumda değil çık." ağladım gözümden akan yaşı hemen elimin tersiyle sildim Allah'tan boynuna sarılmıştım yüzümü göremiyorlardı.

"Çıkmıyorum neden sustu o sürtük? Bari eski arkadaşının sevgilisiyle olacak kadar düşmeseydin." benimde sabrımın bir sınırı vardı dimi yani. Doruğun kucağından kalkarak karşısına geçtim hemen dövme aşkın birazdan kelebeğin gelir o da döver onsuz olmaz.

"Arkadaşım? Yalancı arkadaşım mı? Hayatı hakkında herşeyi yalan olan bir sürtükten farksız arkadaşım aynısını doruğa da yapmışsın çok yazık doruk biliyor mu burakla yattığını? Bilmiyor." anında telaş yapıp kaçışmaya başladı. Bırakır mıydım? Asla.

"Sus. Benim gitmem lazım."izin vermeyecektim doruğun kucağından indim hemen beni tutamadı bile.

"Yok öyle. SEN AZ ÖNCE BENİM KARDEŞİME VE BANA SÜRTÜK MÜ DEDİN? AL SANA SÜRTÜKLÜK." saçını ellerime dolayıp kafasını duvara sürtmeye ve vurmaya başladım.

"B-BIRAK DORUK YARDIM ET." tüm hastane gelse seni bırakmam anasını satayım.

"AŞKIN BIRAK KIZI BIRAKSANA." bir anda doruğun itmesi ile yere düştüm karşımdaydı şuan o kızın yanında. Bana bağırmıştı.

"Naptığını sanıyorsun sen? Cani misin?" öyleydim. Babasının katili olan bir caniydim ben.

"Evet caniyim. Noldu korktun mu? Al sürtüğünü başına çal oyundu asyacık canını yakmak istedi güya ama bak kıyamadı bebeği, en sevdiği. Mutluluklar karşıma sakın çıkmayın ikinizde." çantamı alıp kapıya gittim ama bunu yapmazsam içimde kalırdı benden de bir yumruk yesindi.

Var gücümle attım yumruğu doruğun yüzüne.

"İğrenç bir adamsın bende cani bir kadınım bunu hiç unutma doruk aslan. "

"Böyle yaşarsan seni kimse sevmez aşkın."

"Sevilmek isteyen kimmiş? Kimse ben sen değilim doruk sevgiye ne açım ne de tokum."

"Offf git artık istenmediğin yerde kalma. " Asya'ya cevap vermedim doruğa dik dik bakmaya devam ettim. Bir şey demeyecekti bende beklemiyordum kendisinden.

Hızlıca o iğrenç hastane odasından çıktım ayaklarım beni tutmuyordu. Gözyaşlarım hücum edecekti ama olmazdı şuan olmazdı. Sertçe bir cisme çarptım zaten dönen başım iyice dönmüştü.

"Aşkın iyi misin?" kelebeğimin sesiydi bu güvendeydim daha fazla dayanamadan bıraktım kendimi.

Yüsra

Aşkının bir anda kucağıma bayılması ile neye uğradığıma şaşırdım bir şey olmuştu.

"Doktor doktor çağır yekta."

"Tamam tamam sakin ol." hayır olamazdım bir şeyi olmuştu yanağında kurumuş gözyaşı izi vardı kim yakmıştı canını böyle? Tabiki doruk onun yanındaydı.

"Yekta aşkınla ilgilen hemen geliyorum." cevap bile vermesine izin vermeden aşkının geldiği yönden ilerlemeye başladım gördüğüm danışmanla daha hızlı adımlarla gitmeye başladim.

"Merhaba doruk aslan hangi odada acaba rica etsem çok yakın bir arkadaşıyım?"

"Bakıyorum hemen 56 hanımefendi." çok şükür zor olmamıştı odayı bulmak.

Kapıyı tıklamadan daldım odaya orospu çocuğu bir şey yapmıştı ama hiçbir şey olmamış gibi asyayla kucak kucağıydı.

"Aşkına naptın?" beni görünce asya bir afalladı ama anında kendini topladı.

"Hemen yetiştirmiş bu da ay bir bitmediniz salın doruğu hatta yektayı da sen salıver." elimin tersiyle yüzüne okkalı bir tokat attım.

"Bu yekta dediğin içindi. " bir de yumruk attım.

"Bu da ne istiyorsun bırakalım ikisi sana kalsın öyle mi canım öyle mi tatlım sikerler kızım yetmedi galiba aşkından yediğin dayak."

"Sen nerden biliyorsun be nasılda yetiştirmiş görüyor musun sevgilim burda o kadar ahkam kesti. " elim kaşınıyordu dorukta anca sussun. Sertçe asyayı kucağından fırlattım.

"Konuş naptın kıza?"

"Napmışım anasını satayım asyayla kavga etti işte git sor anlatsın." bir kavgayla bu hale gelecek biri değildi aşkın.

"Anlatamaz gerizekalı bayıldı bir anda hiçbir şey anlatmadı ben anladım senin bir bok yediğini." gözleri endişeyle parlamıştı. Bu herif seviyor muydu sevmiyor muydu belli değildi anasını satayım.

"İyi mi? Nerde ki gidelim yanına benim yüzümden mi bayıldı? Çok mu ağır konuşmuşum?" ne demişti lan.

"Sanane doruk Allah Allah gebersin hatta." bu kızın sesini bir an önce kesmeliydim. Saçından tutarak odadan fırlattım kapıyı da kilitleyip doruğa döndüm.

"Ne dedin kıza orospu çocuğu ne dedinde o hale geldi."

"İyiydi bir şey olmamıştı yüzünde ifade değişmedi ki." hala lafı geveliyor.

"NE DEDİN KIZA."

"Cani dedim Asya'ya bir anda saldırınca bir türlü ayıramadım gücümü fazla kullandım yere düştü." düşmesi değildi sorun sorun cani demesiydi annesi için babasını öldürürken hapisten çıkınca annesinin ona dediği ilk kelimeydi cani.

"Sen varya iğrenç bir adamsın Allah senin belanı versin. Sen neye sebep olduğunun farkına varsan şuan kendini öldürmek isterdin." yüzündeki pişmanlık azda olsa içimi rahatlatmıştı ama şimdi aşkını nasıl toparlayacağımı düşünmem gerekiyordu.

"Yüsra dur gitme lütfen artık bana bir çıkış yolu göster. Ben ona çekilmek istemiyorum korkuyorum çünkü çok hatalı bir insanım rüzgarı yarı yolda bıraktım şimdi aşkını mahvettim ama bana hiçbir şey hissetmiyor ki." aptaldı bu çocuk gerçekten.

"Doruk aşkın sana aşık bildiğin hiç mi bakmadın kızın gözlerine hiç mi odaklanmadın mimiklerine o severse saklayamaz nefret ederse de öyle ama o seni sevdi kendi bile farkında değilken sen anla istedi ama sen anlamadın Atalay onu iterken kızan sen onu ittin hemde bir hiç uğruna seninde canın yanacak doruk çok yanacak. Asya sandığın gibi bir kadın değil o zaman yekta olmayacak, ben, aşkın hiçbirimiz olmayacağız gerçekten pişman olduğun zaman çık benim kardeşimin karşısına. "

Cevap vermesine fıtsat vermeden çıktım odadan. Asya hala kapıdaydı öldürmek istiyordum.

"Umarım doruk o zamanlar yektayı sadece Burak'tan hamile olduğunu anlamasın diye suçladığını öğrenir o zaman değerin kalacak mı? Ah pardon şuan kapıda öğrendi kolay gelsin tatlımm." yüz ifadesinden çok güzel keyif almıştım bazen laflarla da dövmek gerekir. Aşkın nasılda güzel bulmuştu gerçekleri ben doruk ve yektayı barıştırmak için uğraşmıştım ama onlar birbirini dövmüşlerdi.

Yektayı aramam gerekiyordu sonra bugünü bir an önce bitirmek.

"Yektam nerdesiniz?"

"Dalya sen beni deli mi edeceksin Allah aşkına? Soruyorum sadece. Nerdesin anasını satayım aşkın yeni uyandı serum taktılar."

"Geliyorum hemen sevgilim." şimdi yapmam gereken şey aşkına iyi gelmek ve zorla yektaya pansuman yaptırmaktı.

"Ben geldimm iyi misin aşkımm?" yanağından kocaman öptüm o intihar ettiği geceyi birdaha ona yaşatmayacaktım.

"İyiyim kelebeğim öyle başım döndü." acaba yekta var diye mi anlatmıyordu?

"Hoppa ben ona kelebeğim diyorum lan." aşkın bir anda rüzgara öyle bir döndü ki bir an ben bile ürktüm.

"Bana bak lan şerefsiz enişte seni doğrarım seni parçalara ayırırım anladın mı lan? Sen yokken ben vardım sen yokken ona kelebeğim ben diyordum. Dimi canımın içi he dimi?" ben bunların arasında kalamam valla. O yüzden gömüldüm aşkının göğsüne.

"Lan bebe büyümüşler."

"Yok lan sütyen var." ikimizde gülmeye başladık.

"Ulan bir şeyimizde normal olsun benim niye kız kumam var?" bu sefer aşkınla büyük bir kahkaha attık genelde kızlar erkek arkadaşının agasına kuma der bizde aşkın kumaydı. Sımsıkı sarıldı bana aşkın.

"Sana çok ihtiyacım var b-bana çok kötü davrandı annem gibi."

"Tamam aşkım dur."

"Yektamm haydi yallah pansumana pansuman yapmadan dönersen ayrılırım yallah."

"Siktir dalya bu nasıl tehdit gittim." yekta çıkar çıkmaz aşkın ağlamaya başladı başka şeyler olmuştu.

"Anlat herşeyi anlat güzelim."

Uzun bir süre herşeyi anlattı teklifi kabul edişi olanları kardeşimi ikinci kez böyle görüyordum ve bu canımı yakmıştı.

"Ağlama artık lütfen o senin annen değil sana ne kadar iyi gelir mi bilmem ama çok pişman oldu ve herşeyi öğrendi bana anlattığın burak olayını ona bilerek duyurdum kötü gibiydi. Sana çektirdiklerini çekti. "

"Biliyor musun? Çok güzel öpmüştü bir an ben miyim sevdiği diye düşünecek kadar güzel öpmüştü belki öpmeseydi bu kadar canım yanmazdı." beni ilk kez öptüğü zaman bırakmıştı yekta anlıyordum o hissi benim acım sadece yektayla geçmişti.

"Bir şey daha var ama sakın ümit etme tamam mı? Sana bağlanmamak için böyle yapmış çoğu şeyi başka şeyler var mı bilmem ama artık canımız yansın istemiyorum hissediyorum sen doruktan başkasını sevmeyeceksin çağırayım mı yektayla barışsın ama onunla konuşma bırak pişman olsun." anında gözyaşlarını sildi başlıyordu rol.

"Tamam canımın içi görmezden geleceğim. Açım ben şuan bir lahmacun olacaktı." benimde anında gözlerim patladı

"Offf Allah seni kahretmeyesin benimde canım çekti sana bişi diyeyim mi ama kızmak yok sevgiliyle yenilen lahmacun bambaşkaymışş." anında kafama yastığı yedim ayı o kadar hızlı atmıştı ki kaçamamıştım.

"Şerefsiz ben varken o enişte kılıklı mı köpek ayrıl biz evlenelim." bu sefer kahkahamız fazla olmalı ki yekta daldı odaya.

"Noluyo lan sevgilimin ırzına geçiyorsun dimi? Senin bu yüzünü biliyordum." bilerek yapıyordu aşkını güldürüyordu ulan bir adama daha ne kadar hayran olacaktım ben.

" canım sevgilim kıskanıyor naparsınn bulalım buna birini salsın." anında o güclü kolları sardı heryerimi.

"Buluruz buluruz."

"Bulmayın Allah Allah." doruğun sesiyle ona döndük anında sessiz olmuştuk aşkın yorganı kafasına çekmiş sırtını bize dönmüştü.

"Barışın artık doruk hatasını fark etti dimi doruk?" bana minnetle baktı yazık ya daha büyük bir intikamım vardı oysa.

"Özür dilerim kardeşim."

"Benim kardeşim yok çık." karışmayacaktım doruk kararlıydı nasıl olsa.

Aşkının yanına gidip sarıldım uykum vardı uyuyalım biz.

"Uyuyalım onlarda birbirini yesin uyanınca lahmacun gömeriz."

"O göğüsleri alayım." çocuk ya yasladım göğsüme hemencecik uyumuştu zaten bende yektaya kaş göz yaptım çok şükür anladı öküzüm. Dışarı çıkıp doruğu da peşinden sürükledi.

Saatler sonra...

Odada dolan kahkaha sesleri ile uyandım noluyordu anasını satayım. Aşkına baktığımda çoktan uyanmış ama belli etmiyordu.

"Bir barışmışlar varya beş saattir gülüyorlar utanmazlar uyku bırakmadılar." ah şu kızın hafif uykusu.

"Uyarsaydın aşkın bilmiyorlardır ki uykunu." omuz silkti.

"Yok yok iyi oldu konuştukları herşeyi öğrendim bar dediler gitti seninki elden oh şükür." göz devirdim.

"Şerefsiz misin kızım ayrılayım diye dua etmediğin kaldı be. "

"Yok maalesef ayrılma ağlama zırlama diye dua ediyorum gerçi günahım bol kabul olur mu çok içten vallahi." Allah'ım ya salaktı işte ama seviyordum napalım biz çok gördük aramıza üçüncüyü alıp nasıl gittiklerini oysa hiç ayrımcılık yapmamıştık neyse.

"Barışmışsınız ama aşkımı uyutmamışsınız şerefsizler." ikisinin bakışları bize döndü yektanın yüzündeki tebessüm bana huzur verdi mutluydu.

"Günaydın hayat gözlüm uyuyordunuz yaa."

"Aşkının uykusu hafif uyanmış sizin sesinizle sıçarım ağzınıza ha neyse sevgilim kalk bakalım lahmacun alacağız canım çekti."elimi sımsıkı tuttup götürdü az yalnız kalsınlardı.

Doruk'tan

Anladığım kadarıyla ben bu sefer büyük bok yemiştim. Hiçbir zaman amacım aşkını kırmak değildi ama uzak durmaktı napabilirdim ki. Birdaha kırılmayı göze alamazdım beni aptal sanıyorlardı haklılardı asya konusunda ne kadar aptal olduğum ortadaydı ama bırakamıyordum yapamıyordum ta ki aşkını öpene dek asyayı unutmak için yüzlerce kadınla yatmıştım hepsi gözümde aynıydı hiçbir his hissetmemiştim onlara karşı birkaç saatlik zaman çalmaydı kafam dağılıyordu nasıl olsa kafasındaydım ama yok olmuyormuş böyle. Asyayı ilk gördüğüm an kalbim atmıştı unutmadım sanmıştım ve onunla birlikte olmuştım ama diğerleri gibi hiçbir şey hissetmemiştim buna rağmen oyunuma devam ettim. Ben bu kız uğruna kardeşimi kaybetmiştim şimdi de daha elde dahi edemediğim aşkını kaybedecektim az kalsın belki de kaybetmiştim. Ona o teklifi ona hissettiğim duygulara inat etmiştim çünkü unutmalıydım kafasındaydım şuan hala öyle miyim bilmiyorum. İstediğim tek şey birdaha o dudakların tadına bakıp dünyadan kopmaktı.

"Ben bilemedim ilk kez aşık olunca insan yapamıyor rüzgar aptallaşıyor şuan çıkmaz bir yoldayım zaten seni kazandım geri o onu napacağım?" tam kazanmış sayılmazdım rüzgarı ama biz fazla küs kalamazdık barıştıktan sonra.

"Bilmiyorum aşkın delidir fevridir çokta tanıdım sayılmaz ama dalya ona bu kadar güveniyorsa demek ki sağlam kız. Ama sen çok ileri gitmiş gibiydin kızın hıçkırıklarını duydum çok içtendi doruk büyük hatta ettin. " haklıydı pişmandım canilik ne alakaydı bir anda ağzımdan kaçmıştı.

"Bilmiyorum rüzgar acımasız laflar ettim."

"O zaman katlanacaksın doruk çaba vereceksin kırdığın kalbi onaracaksın bende dalyayı çok kırdım onardım ama o iz duruyor biliyorum keşke onu da yok etsem ama maalesef öyle bir şansımız yok. " onu ilk kez böyle görüyordum çocukluğundan beri gözlerindeki ışık sönüktü şuan yanıyordu.

"Çok pis aşık olmuşsun sen sonun olmasın."

"Olmaz onun sonu olurum diye korkması gereken kişi benim. Neyse dalyanın yanına gidelim." ne demek istiyordu? Bir boklar olacaktı ama hayırlısı.

"Biliyor musun babamlar bizi terk etti arya yalnız kaldık lise üçte arya hala yürüyemiyor ama çok çabuk büyüyor artık liseli ama okula gitmek istemiyor." kimse bilmezdi aryayı rüzgar dışında engelli kardeşimdi biri duyar onun canını sıkar diye pek söylemezdim ama rüzgarı o kadar çok severdi ki.

"Seninle konuşmuyor olabilirim ama ben zaten arya görüşüyorum herşeyi biliyorum. Şirketi tek başına ayakta tutmaya çalışıyorsun ama babamla çalışarak yapamazsın bunu hem planlarım var ikimizi de kurtaracak bir plan." tilkileri vardı şuan hepsi etrafı sinsice süzüyordu bazen plan konusunda bu kadar yetenekli olması nedense beni şaşırtıyordu.

"Tilkilerin yine iş başında ama sağolasın kolumu kırdığın için çizim yapamam bu demektir ki yeni takı koleksiyonum yok oldu."

"Umrumda bile değil hakkettin." ikimizde gülüşerek odaya girdik aşkın sırtını dönmüştü yüsra uyuyordu galiba. Biraz daha sohbet edip gülüştük.

Yüsra uyanır uyanmaz ağzımıza sıçtı demek ki aşkın uyanıktı bu kadar süredir.

"Neyse biz gittik doruk onar." hızlıca başımla onayladım nasıl yaklaşacağımı bilmiyordum oysa.

"Daha iyi misin? Nasıl bayıldın."

"Normal bayılma işte açlıktandır." değildi doktor ile konuşmuştum ve önceden de olduğunu söylemişti.

"Aşkın önceden de olmuş neyin olduğunu biliyor musun?" elini tutmak istedim ama izin vermedi anında çekti ellerini benden.

"Sanane çık odamdan uyucam zaten."

"Aşkın söylesene. Yapma böyle." bana cevap vermedi sırtını bana dönüp yatmaya devam etti.

Bu böyle olmayacaktı yatağa kurulup bende arkasından ona sarıldım.

"Bırak dokunma bana." kırılmış olduğu sesinden belliydi.

"Beni dinle sonra giderim." istemesizce kokusunu içime çektim. Ne kokuyordu böyle çok güzeldi.

"İstemiyorum seni dinlemek gidicem zaten iyiyim. Yeter bu kadar." kalkmak için yeltendiği an sımsıkı tutup kendime çevirdim vücudunu.

"Napıyosun bırak beni doruk dokunma. " korkmuş gibiydi.

"Sen benden korkuyor musun? Sakin ol konuşmak istiyorum."

"Sen kimsin de senden korkucam be kimsin. Konuşma diyince susacak isteyince gidecek isteyince gelecek biri değilim ben ha istiyorsan ayarlayalım sana bir eskort ne zaman ararsan kapında." beni sinirlendirmeye başlamıştı ama annem escorttu babamda bunu biliyordu hatta bazen annemle gider ona eşlik ederdi iğrenç zamanlardı Allah'tan bizi terk etmişlerdi.

"Laflarına dikkat et aşkın." dik başlıydı hemde çok işim yaştı.

"Etmiyorum noldu etrafında bol zaten ben söyleyince mi battı?" susmalıydı çünkü kızacaktım.

"Sus artık kapat şu konuyu Allah Allah."

"Bırak susayım seni benle yalnız bıraktılar resmen. Gucıklar." dediği gülmeme neden oldu bakışları bir an bir noktada takılı kaldı gamzemde sevmiş miydi? Al al bakıyordu çünkü.

"Noldu sevdin mii parmak bandırabilirsin kimse yapmaz arya dışında bak şanslısın."

"Arua kim? Asya'dan daha çok sevdiğin eski sevgilin mi?" kıskançlık kokusu buram buram geliyordu ve çok tatlı olmuştu.

"He benim liste kabarık anasını satayım bitmiyor önüme gelene aşık oluyorum."anında burun kıvırmıştı.

"Şaşırmam karıdan karıya doymazsın gavatsın gavat." dediği lafla gözlerimi büyüttüm bana gavat mı demişti?

"Sen bana gavat mı dedin?"

"Değil misin gavat? Karıdan karıya. Gidiyorsun." bu kızın dik başları insanı çileden çıkaracak türdendi.

"Öyle mi hanımefendi?" onu kendime sertçe çekip kendime bastırdım.

"Napıyorsun Allah aşkına öyle değil miydi?" heycan yapmıştı ve tatlı duruyordu.

"Değil." kollarımdan kurtulmak için çırpındığında onu kendime daha çok bastırdım.

"Bıraksana be gidicem zaten." omuz silkip daha çok sokuldum ona bana göre ufaktı vücudu.

"Kolum acıyor sıkma." ne ara Kolunu sıktığının farkında bile değildim. Morarma vardı kolunda şuan olmuş olamazdı.

"Bu morluk nasıl oldu şimdi mi?"

"Hayır ittin ya öyle işte." bunu ben yapmıştım. Hemde bilerek.

"Aşkın özür dilerim çok özür dilerim."

"Uyumak istiyorum. Uyuyacaksan uyu lütfen."

"Peki ama bir şartla göğsümde uyuyacaksın." onu göğsüme çektim şefkatle gözümden gitmiyordu o morluk artık Asya'ya hiçbir şey hissetmiyordum nefrette dahil. Sonuçta nefrette bir duyguydu genelde sevdiklerimizden nefret edebiliriz sevmediklerimize değildi o hissettiğimiz bu farkı çok geç öğrenmiştim ama olsun.

"Tamam iyi geceler gamzeli çocuk."

"İyi uykular aşkın en güzel hali."

Rüzgar

Bir bu eksikti başıma babamın karakol olayını öğrenmesi.

Dalyayla lahmacunlarımızı almış aşkının yanına gitmiştik ama doruk'la sarmaş dolaş gördükten sonra uyumalarına izin verdik ve lahmacunu evde gömmeye karar vermiştik zor ikna etmiştim dalyayı aşkını bırakması için ama şuan doğru olan doruk'la yalnız kalıp bir şeyleri ya halletmek ya da başlamadan bitirmekti. Ama babamdan gelen mesajla dalyaya belli etmeden okumaya çalıştım şükür ki duşa gireceğini söyleyip gitti. Aradım.

"Arama beni ne var anasını satayım?" artık saygı da yoktu aramızda baba da demiyordum bunun için geç kalmıştum zaten babalığı batsın onun.

"Hemen yanıma gel yekta bey hemen. Bir karakolun eksikti başıma iş var davete katılman lazım önemli iş adamları gelecek." anlamıyordu ben onunla mafyacılık oynamayacaktım artık yonca da ortaya çıkmıştı.

"Katılmaycağım halit beni aramaktan da vazgeç nefret ediyorum senden yoncayı sakladığını zorla tuttuğunu biliyor mu annem? Hiç sanmam. Ama öğrenecek halit emin ol bundan. "Annemin içinde bir şeyler oynardı belki de

"Öğrensin oğlum. Sende sevgilin olmadan yaşamayı öğren çünkü onu yaşatmayacağım yekta." gerilmiştim dalya ile tehdit edemezdi beni bu bambaşkaydı.

"Beni sakın yüsra ile tehdit etme halit keskin. Emin ol seni mahvederim." iğrenç kahkahası doldu kulaklatıma.

"Sen bana hiçbir şey yapamazsın ama ben sana yaparım oğlum o yüzden kararını çabuk verirsen sevinirim bay bay." yüzüme kapanan telefonla duvara bakmaya başladım. Zarar verir miydi? Verirdi. Ama ben dalyasız yapamayacak kadar bağlanmıştım. Hem onu bırakırsam canı yanardı sözler vermiştim ona canı yansın istemiyordum. Kafam allak bullaktı yine bir günümde düzgün geçsin anasını satayım.

Telefonuma gelen yeni bildirim ile elime yine aldım. Yazan melisti attığı saçma sapan resimlerden atmamıştı bu sefer o yüzden okuma gereği duymuştum.

Melis: Rüzgar benim olman için çok az kaldı o kız sana göre değildi zaten babanda aynı fikirde nasıl olsa bay bay öptüm müstakbel sevgilim.<3

───── ⋆✩⋆ ─────≺
Şu kızı öldüreyim mi ne dersiniz SMMSNDLDMXBDKSÖMS

Loading...
0%