Yeni Üyelik
42.
Bölüm

38.Bölüm|Deli yürekler

@soldeinvierno

Keyifli okumalar🐚

Yorum ve oy vermeyi unutmayın 🦋

Şarkılar:

Soner sarıkabadayı:Buz

Edip akbayram:Hasretinle yandı gönlüm

Galavera deresi

Rüzgar'dan

Melis bu sefer naneyi yemedin mi? Delirtti artık beni yeterdi bu kadar ben ondan hoşlandığım zaman boş boş davrandı sonra peşimi bırakmadı. Pek konuşmadık dalya ile bu konuyu önemsiz bir hoşlantıydı. Geçip gitmişti.

Evine gittim kapıyı yumrukluyordum artık sakinliğe dair hiçbir şey kalmamıştı. Delirdim! Deli ettiler lan.

"MELİS AÇ LAN ŞU KAPIYI AÇ." Kapı usulca açıldı. Hemen salona geçmişti bu yerdeki peçeteler cam kırıkları da neyin nesiydi?

"Senden değil yalan aldın cevabını git sevgiline yalnız bırakın beni özür de dilerim senden ondan herşeyden." noluyordu be?

"Kafan mı güzel melis?"cidden birde bununla mı uğraşacaktım.

"Evet kafam güzel. Allah'ım ya git istemiyorum kimseyi istemiyorum." girdim peşinden.

"Noldu?"

"Yüsra yanlış anlar git hadi." daha önce dalyamı bu kadar düşünseydin.

"Anlat sonra test yaptıracağız." bir anda ağlamaya başladı ağlama sesinden nefret ederdim. Sakin ol dalya için test sonucunu ona sunman lazım yoksa inanmaz çünkü güvenini kırdın.

"M-meriçten bebek ama senden dedim ona hırs uğuruna aşık olduğum adamı harcadım gitti gelmedi birdaha da gelmeyecek meriç yok artık çocuğımun babası." meriç? Arkadaşım olan meriç ne sikko olaylar dönüyordu burda? Meriç ve melis ne alakaydı?

"Git o zaman yanına git herşeyi anlat sana sırtını çevirmez o öyle bir adam değil. Bizim de hayatımızdan çık rica etsem babamı da hallet bir zahmet otur hatalarını telafi et sonra terk et burayı kendine bir hayat kur."

"Bilmiyorum nasıl olacak ben hiç çaba nasıl verilir bilmem ki."

"Şuan yüsrayı geri kazanmak için canımı ortaya koyarım sende öyle yapacaksın dediklerimi yap ben sana Meriç'in yerini bulurum kalk hastaneye gidelim bu test bana lazım başıma bela oldun."

"Tamam teşekkür ederim özür dilerim hırsım beni ele aldı yemin ederim bilmiyorum herşeyi düşünmeden yaptım beni istemeyişini hazmedemedim. " cevap vermedim çıktım evden aşağıda beklemeye başladım. Demek melis ve meriç keşke bu kadar olay olmadan önce farkına varsaydı melis. Şuan benim yapacağım tek şey ve son iyliğim Meriç'i bulmak ve bu testi yapmak.

Gelmişti konuşmadan bindi arabaya. Artık konuşacak bir şey kalmamıştı çok bile konuşmuştuk. Hastanede de sessizdi rahatsız etmedim. Testi yaptırdıktan sonra evine bıraktım. Test daha hızlı çıksın rüşvet vermiştim resmen yapacak bir şey yoktu. Bebek benden değildi. Şimdi aklımdaki diğer planı uygulamak vardı.

"Doruk atacağım konuma gel. İki siyah maske ve iki siyah takım elbise bul gel." cevap vermeden kapattım yüzüne bekle beni sevdiğim bu sefer başka yollara başvuracağım ve bu seni çok sinirlendirecek. Olsun sevdiğim sinirlen sonumuz iyi olsun yeter.

Birkaç saat sonra

Resmen sevdiğim kadını adam kaçırır gibi kaçırmıştım sarhoştu ilk kez onu sarhoş görüyordum zaten pek sevmezdi hatta nefret ederdi. Ama şuan o kadar tatıydı ki.

Onu bir sandalyeye bağlamıştım. Gözüme de lens takmıştım o beni gözlerimden tanırdı. Bunu şuan isyemiyordum onunla küçük bir oyun oynayacaktım dayayabileceğimi de pek düşünmüyordum.

"Nerdeyim ya ben lan." yanına gittim karşısına geçtim.

"Günaydın güzellik." seni deli edeceğim dalya keskin.

"Güzellik senin anandır pardon orospu falandır o." kalkmaya çalıştı ama bağlandığını yeni fark ediyordu.

"Çok asisin ama." daha çok debelendi ama ben kıyamazdım ki ona.

"Lan piç kimsin götün bile yemiyor yüzünü açmaya açsana hadi ama nerde arar o yürek sende."

"Şimdi bir konuyu konuşacağıs öyle açacağım." ne var dercesine baktı gözlerine kurban be kızım.

"Sevgilin şuan kötü durumda ah pardon sevgilin değildi değil mi?"

"Noldu yekta iyi mi? Neyi var? Babası mı bir şey yaptı? CEVAP VERSENE LAN." döndüm arkamı ona. Allah'ım gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Bugün kesinlikle dayak yiyecektim kaçarı yoktu.

"O sana evlilik teklifi ederken reddettin ya nasıl güldüm varya aşırı komikti."

"CEVAP VERSENE YEKTA İYİ Mİ?" çıldırmıştı resmen.

"Çok mu merak ediyorsun onu?" bana öyle bir baktı ki korkmuştum. Bizde öyle hanımdan korkacaksın benim hanım sadece fazla korkunç olabiliyor.

"Onu affedersen getiririm ben bir dostum."

"ONU GÖTÜNE SOK İYİ Mİ DEĞİL Mİ? KİMSİN YA SEN YETER BU KADAR SAÇMALIK SİKİCEM BELANI BEKLE SEN BEKLE." kurban olurum senin sinirine.

"İçecek bir şeyler ister misin? Papatya çayı falan sakinleşirsin." bir anda ayağa kalkmasıyla neye uğradığıma şaşırdım lan ipleri açmıştı işte şuan kelimenin anlamıyla sıçmıştım.

"Sakin olacağım şimdi orospu çocuğu. Yekta ve aşkın nerde?" hala aşkın diyordu. Bu kız resmen kumamdı kuma.

"Bil-" devamı gelmedi bana öyle hızlı gelip maskemi açtı ki engel olamadım.

"Yekta." masum masum güldüm ama bu sefer gülüşüm bile beni kurtarmayacaktı. Yüzüme yediğim yumruklarla kahkaha atmaya başladım işte istediğim buydu.

"Gülüyorsun birde Allah'ın cezası herif. Psikopat mı kaldın lan başıma?" bir yumruk daha.

"Sana kalacaksam herşey olurum. Deli psikopat, ruh hastası ne istersen dalyam ne istersen yeterki senle olayım seninle olayım benim ol yarım affet bu aptalı." yediğim tekmeyle iki büklüm oldum. İşte sonunda. Onu bacaklarından tutup kendi üstüme çektim.

"Allah belanı versin ödüm koptu lan kafayı yedim." resmen ağzıma sıçıyordu. Onu kollarından tutup sımsıkı sarıldım gitmeye çalıştı izin vermedim. Gidemezdi artık gidemezdi bırakmaya niyetim yoktu.

"Bırak lan dokunma bana şerefsiz nefret ediyorum senden." bunu içten dese alınırdım belki ama kolları dolanmıştı bir kere bana artık hiçbir şeyin önemi kalmadı.

"Aynen nefret ediyorsun en çok sen ediyorsun. Et anasını satayım et öldür beni ama gitme."

"O zaman sen gitmiş oluyorsun gerizekalı ben çok mu meraklıydım gitmene?" onu kucaklayıp sandalyeye oturdum O da kucağımda yavru kedi gibi kalmıştı.

"Ben beni hemen affetmeyeceğini boynuma atlamayacağını biliyorum ama şans vereceksin ve ben bu şansı kullanacağım vermem dersen burdayız esirimsin." kafa attı deli yeminle.

"Sen iyice çıktın sıvadan delirdin." ensesinden tuttuğum gibi yüzlerinizi yaklştırdım artık isyan vardı.

"Delirdim evet delirdim kokusuzluğun delirtti sensizliğin delirtti sesini unuturum düşüncesi kafayı yedirtti artık deliyim zır deliyim beğenirsen." çekilmeye çalıştı izin vermedim her konuşmamda dudaklarımız birbirine sürtünüyordu yutkunduğunu görünce sorıttım. Onun inadı serttir demir gibidir. Umarım geçer çünkü kırmak gibi bir niyetim yoktu. İstesemde yapamayacağım bir şeydi dalyanın inadını kırmak.

"Beğenmiyorum lan." cevabım güzel dudaklarını ısırmak oldu. İnlemesiyle güldüm.

"Dokunma bırak indir evime gitmek istiyorum." kucağıma bastırmam ile ikimizde inledik.

"Rüzgar dur." bu benim için emirdi hemen indirdim kucağımdan.

"Şans verecek misin?" omuz sıktı ne ya

"Bilmem ister veririm ister vermem beni evime bırak bir dakika aşkını o piç arkadaşınla yalnız bıraktım deme sakın." aha şimdi sıçmıştım çok sinirli bakıyordu.

"Şey bıraktım ama seviyor belki hallederler."

"Ortada bir bebek var isteselerde artık uzak durmak zorundalar." duraksadı o bakışı hiç beğenmedim. "Bizim gibi vakit olmadı tebrikler melis için." onu kendime öyle hızlı çektim ki her zerresi çarpmıştı bana zar zor tuttum kendimi inlememek için.

"Sakın bizim aramızda bir bebek yok." uzaklaşmaya çalıştı bu sefer sikseler bırakmam.

"Melis hamile ya hani bebek sendenmiş." aklıma gelen testle hemen uzaklaştım masaya bırakmış olmalıydım.

"Al şu zıkkımı iyi oku. Ben ona dokunmadım. Senden aile kurmak isterken ondan çocuk mu yapacağım birde? Oysa çocuklarimiz olursa isimleri bile var yüreğimde dalya."

"Yekta ben yapamam aile çocuk yapamam işte olmuyor benden tamam bebek senden değil ama bizden de olmaz bu saatten sonra."

 

"Ne diyorsun lan bu zamana kadar olmadı mı? Tamam yanlış yaptım elimden geleni de yapacağım valla telafi edeceğim." onun yaralı haline dayanamıyotdum. O herifin bıraktığı enkazın altında ediliyordum.

"Yekta." kapadım ağzını çektim göğsüme.

"Sus deme onu bitmeyecek herşey asla deme nolur deme evine bırakayım." bana sarılmadı öyle bir beklentim de yoktu.

"Birdaha yapma korktum babam yani o adam bağlardı." bunu diyince kalbime öyle ağır bir ağrı saplandı ki sersemledim olduğum yerde. Allah belamı versin. Ulan ne sarardım sevdiğime. Sarıldı şimdi ben ona kendime sımsıkı satmaktan korkuyordum.

"Özür dilerim yalvarırım öldür beni de." saçlarımı sevmesi benim için kırılma noktası oldu boynuna gömüldüm. Benden bağımsızdı gözyaşlarım. Erkekler ağlamazdı erkekler onun hasretini çekmemişti ki.

"Affet nolur ben onu hatırlatmak istemedim." daha çok sevme saçımı lütfen ben sevgiye aç bir çocuğum yapma utanmadan ağlarım çocuk gibi yapma. Ama çekilemiyordum da.

"Saçmalama yekta o yüzden mi ağlıyorsun?"

"Hasretinden ağliyorum anasını satayım hasretinden şu koku benim yaşam kaynağım. Şu gözler benim hayatım, nefesimsin. Dudakların bana nefes gözlerin bana hayat kokun ise oksijen anlamıyorsun sensizliğin ne kadar kötü olduğunu bilmiyorsun." saçımı aniden çekmesiyle neye uğradığıma şaşırdım.

"Ben mi bıraktım seni bensiz şerefsiz. Ben seni asla bırakmazdım herşeye rağmen. Sen bizi bıraktın şimdi ağlıyorsun napcaz? Seni öldürsem yeridir." haklıydı pişmanlık heryerdeydi sevgi heryerdeydi aşk değildi bu kara sevdaydı kapkara.

"O zaman öldür."yine kucağıma aldım boynum ağrımıştı eğilmekten.

"Öldüreceğim zaten uzun olmama rağmen hala sana kısayım şaka gibi."

"Ehh naparsın hadi öldür." boynuma bir anda dayanan çakıyla şokla baktım beni her zaman şaşırtmayı nasıl beceriyordu?

"Öldürürüm beni sınama." asla ondan beklenmeyecek bir şey yaptı genelde aniden ben yapardım. Dudaklarıma saldırdı. Karşılık verirken öne eğilmemle boynumda keskin bir acı hissettim çekmemişti. Anında çekti. Çekmeseydi kendimi daha çok iterdim. Çok güzel olmaz mıydı? Sevdiğim kadının kollarında onunla öpüşerek ölmek hayalimdi.

"Aptalsın." cevap vermedim. Ensesinden tutup deli gibi öpmeye başladım. Nefessiz bırakana kadar da çekilmesi. Yetmedi bu bana soluklanır soluklanmaz yine yapıştım dilimi ağzının içine itmemle ağzıma inledi. Kendini bana bastırmasıyla dillerimiz artık dans ediyordu dilini ısırmamla acıyla inleyerek çekildi.

"Gerizekalı." doyamıyordum durmak istemiyordum duramıyordum ki. Çenesinden boynuna ilerledi öpücüklerim.

"Dur dur dokunma dur lütfen." kriz geçirecekti kriz geçiriyordu. Durdum hemen kucağımdan indirip sandalyeye oturttum.

"Tamam dokunmuyorum yok bir şey bana odaklan benim yekta." transa geçmiş gibiydi haykırmaya başladı. Allah'ım bu nasıl bir imtihandı?

"DOKUNMA ACIYOR DUR DUR YALVARIRIM DUR ACIYOR BABA." atak geçiriyordu kendine zarar vermeye başladığı zaman ellerini sıkıca tuttum. Sarılsam mı bilmiyordum kahretsin.

"DALYA KENDİNE GEL BENİM BENİM." sesim onun irkilmesine neden oldu ama olsun azda olsa kendine gelmişti.

"Burdayım burdayız kimse yok sevdiğim ben ve sen varız sadece hayat gözlüm."

"Yyekta gitmiyor gitmiyor her gece peşimde öldürdüm yok yekta olmuyor ben onu yok edemiyorum ben sana yar olmam bırak hatalı ben olayım bitsin." bitmeyecekti hiçbir şey istese hayatımın son günü olsun artık vazgeçmek yoktu. Bu sevda kara sevdaydı kara sevdadan vazgeçmek bize haramdı. Kendime çekip sımsıkı sarıldım. Allah'ım lütfen bu son olsun onsuzluğa.

"Ben senden artık vazgeçmem anladın mı? Yar olma lan herşey yatağa girerek olmuyor delirtme adamı." önceden zaten konuşmuştuk bunları benim gözüm yatakta değildi ki dalya da hiç olmamıştı o benim sevgilimdi yarimdi yetmişti bana fazlasıyla.

"Olsun birgün gelecek isteyeceksin işte." Allah'ım bu kız beni sınıyordu.

"Ulan bana bak elimi kullanırım tövbe tövbe illa delirtiyor adamı." güldü bu dediğime. Gülüşü ile güldüm bende.

"Heh şöyle güleceksin artık bize gülmek yakışacak ağlamak değil ağlayacaksak beraber öleceksek beraber."

"Ölüm deme nolur ölüm deme."ölümden o kadar çok korkuyordu ki. Ona uymaktan başka hiçbir şey yapamadım.

"Tamam ölüm yok." göğsüme çekmek istedim çekildi. Mal mal bakmaya başladım lütfen seni yanlış tanımış olayım dalya da bana vereceğin ceza sensizlik olmasın.Ama ben dalyayı tanıyordum o beni tanıyordu.

"Evett mal mal bakma rüzgarcım bana dokunmak yasak aynı evde kalmak yasak öpmek yasak koklamak bile yasak."

"Al lan silah vereyim öldür daha iyi." gülmüştü bu dediğime içim gidiyordu. Ne zaman gülse içim içime sığmıyor daha çok güldürme isteği oluyordu gamzesine batırın beni orda can vereyim gömün beni oraya.

"Silaha gerek yok sürüm sürüm sürüleceksin rüzgarcım şimdi götür beni aşkının yanına çünkü şuan benim kardeşim değil senin kardeşin zor durumda buna eminim." hızlıca başımı salladım o sıcak gülüş benim dengelerim ile oynamıştı

Yüsra'dan

Sürüm sürüm sürülecekti hemen affetmeye asla niyetim yoktu. Sadece sadece artık bu durum beni yoruyordu. O varken babam yoktu. Kabuslar yoktu. Ama yekta yokken babam ve kabuslar heryerdeydi. Buna bir son verilmesi gerekiyordu. Yoksa ben bu sefer gerçekten delirecektim. Şehirden uzaktaydık. Kuş sesleri bunun kanıtıydı. Ağaç ve kuş sesleri heryerdeydi.

Ayı sesi de pardon rüzgarmış.

"Üst kattalar çıkalım." cevap vermedim ve göreceğim manzara için kendimi hazırladım. Ve tahmin ettiğim manzara vardı. Aşkın iplerden kurtulmuş doruğa saldırıyordu. Doruğa şöyle baktığımda kaiı ve dudağı patlamıştı. Yeterliydi şimdilik.

"Aşkım bırak şunu da gidelim." sesimi duymasıyla hemen bana geldi.

"Gidelim yoksa katil olacağım."

"Bırakayım ben sizi bari şehirden uzaktayız. " tahmin ettiğim gibiydi. Ama oyun oynayabilirdim değil mi?

"Olur ama önce bizi doyurun açız aç." aşkının şaşkın bakışlarına göz kırptım hemen anlatıyor

"Ee abi eve hiç gelmiyorum ki hiçbir şey yok."

"Yok yok kesinlikle gelmişsindir karınla lütfen haksızlık etme. Güzel geçmiştir gece."

"Aşkın gelmedim onunla bir yere anla." atışmakarını izlemek zevkli olacaktı. Bir anda elime dolan çekirdekle kahkaha attım. İkili koltuğa oturup atışmalarını izlemeye başladın.

"Sana inanmıyorum ben hiçbir şeyde. Çocuğu da ben ve uğur yaptık naklettik karına bak." uğur kimdi lan he spor hocası Allah'ım bu kızı ne kadar iyi yetiştirmişim.

"Uğur kim lan?" doruğun yüzündeki ifade çok zevkliydi kafama kazıdım. Olmayan biriyle rüzgarı deli edecektim.

"Bilmem yakın bir dost kudurma senden daha yakışıklı bak."

"Ha baktın birde herife."

"Bakmadığım herifin adını nasıl bileceğim acaba gerizekalı?"

"Ne adını ne de tipini bilme o zaman aşkın." oyyy çok zevkli Allah'ım.

"Bilicem herkese bakıcam hepsi seni tekler elimi sallasam ellisi sende işte asya ile çocuklu mutlu geçinirsiniz." bu deli etmiş olmalıydı doruğu aşkını belinden tutup kendine yapıştırmıştı resmen ikisinden çıkan inleme beni daha da keyiflendirdi. Elimdeki çekirdek pisliğinin alınıp yeni çekirdeklerin konmasıyla rüzgara baktım bana bakıyordu tepkilerimi inceliyordu. Anca incelerdi. Az önceki kriz her zaman olan krizlerden biriydi o yüzden toparlanmam bir hayli kolay olmuştu.

"Dalyam." sesi o kadar yumuşak çıkmıştı ki onaylayan bir mırıltı çıktı dudaklarımdan sadece.

"Çok güzelsin." omuz silkim.

"Biliyorum ben bunlarla yumuşamam yalnız haberin olsun."

"İçimden geldi kapıya bakayım kim gelebilir ki?" bende merak etmiştim aşkın ve doruk çok yakındı ve hala tartışıyorlardo. Aşkının aldığı nefesler ile doruğun kokusunu içine çektiğini anladım vay çakal.

"Selam ahali nabersiniz?" duyduğum sesle bende şok oldum. Asya karnı burnunda karşımızda dikiliyordu.

"Beni görmeyi beklemiyordunuz sanırım. Olsun bende sevgilimi görmeye geldim zaten sizi değil veya bir sürtüğü değil."

O sürtük aşkın mı oluyordu? Yok bu sefer ben susmam ama ne ben ne de aşkın bir şey demeden doruğun bağrışını duyduk.

"LAFLARINA DİKKAT ET ASYA SENİ ŞU ORMANA ATMAYAYIM." anında gözleri dolmuştu Asya'nın kahretsin ki hamileydi. Aklıma gelen anıyla olduğum yere sindim.

Geçmişten

Durmuyordu babası durmak nedir bilmiyordu. Bu sefer başka bir ağrı vardı.

"BABA LÜTFEN DUR ÇOK ACIYOR DUR LÜTFEN." Çığlık atıyordu ama zalim adamun umrunda değildi onun çığlıkları onu mutlu ediyordu. Daha çok çığlık atsın diye durmadı ama bir anda gelen kanla hemen kızının içinden çıktı ne oluyordu?

"Dalya senin ben." yine suçu kızında bulmuştu. Öyleydi kenan hep insanlar suçluydu o masumdu. Dalya küçiktü hamile olduğunu nerden anlayacaktı ki? Anlamadı da. Ama kenan gelen kanın ne olduğunu anlamıştı. Kızı hamileydi şimdi de düşük yapmıştı.

"Baba bu ne baba canım çok yanıyor hastaneye gidelim hadi." öyle bir şey olmayacaktı kenan için doktor çağırdı kızını tedavi etsin diye kahretsin bunu beklemiyordu. Artık kana tahammülü yoktu. Pişmanlık yavaş yavaş geliyordu kenana. Çok geç kalmıştı. O bıraktığı kızı onun eceli olacaktı. Bunu kenan isteyecekti. Kenan hiçbir zaman aptal bir adam olmamıştı. Yetimhaneye bıraktıktan sonra ona gelmesinin nedenini anlamıştı ve kızının elinde ölmek istemişti. Halit'i ise uyarmıştı kızı hapse girmeyecekti. Bütün kanıtları halit yok edecekti ve kenanı gömecekti. Plan talır takır işlemişti. Kenan kötü bir adamdı. Ama kızına bir gelecek bırakmıştı. Ona ev bırakmıştı. Para bırakmıştı. Pişmandı pişman ölmüştü ama kızını tanıyordu. Kızı ondan da güçlüydü. Mutlu olmanın yolunu bulacak kadar mutlu kenan güçlü bir adam hiçbir zaman olmamıştı. Yaşadığı herşey onu dibe gömmüştü. Kalbini karartmıştı. İçindeki son iyiliği kızına sunmuştu.

(Kenana burdan da veda ediyoruz canı cehenneme diyenler olacak dmdmdmdmmdmdms)

Şimdiki zaman

"Dalyam iyi misin?" değildim hatırladığım anı beni mahvetmişti. Hamile kalmıştım. Ve yine tecavüze uğrarken düşük yapmıştım. Ben nasıl anne olacaktım? Yapamazdım ben gerçekten yapamazdım. Yekta var diyordu bir yanım. Evet o vardı. Ama hep bir ama vardı içimde.

"Yekta ben hamileydim. Sonra o yine dokunarak bebeğimi öldürdü. Hastaneye bile götürmedi beni." diyecek hiçbir şey yoktu ondan sarıldı sandım ama bir anda dediği şeyle içim öyle bir doldu ki.

"Senden bir parçaydı o o yüzden ona ağla ona üzül dalyam sen anne olamam da diyorsundur. Emin ol öyle bir anne olacaksın ki çocukların sana hayran olacak. Sen bana anne oldun dalya sadece bir sevgili olmadın göğsüne yaslıyorsun saçlarımı okşuyorsun anne kokusu var sende anne yüreği var daha doğurmadan var bunlar doğurunca o kadar mükemmel olacaksın ki sevgilim benim akışına bırak hayatı artık ne olacaksa olsun ölümse ölüm yaşamaksa yaşamak." bir şey diyemedim pek diyecek bir şey yoktu. Aşkına baktım odanın en köşesindeki koltuğa sinmiş izliyor. Doruk kötü davranıyordu iyi davranmıyordu pek Asya'ya.

"Hep böyle mi davrandı bize mi şov yapıyor rüzgar?" ellerimi tutmuştu fırsattan istifade hep çektim.

"Hep benimleydi onunlayken de vardım hep böyle sandığınız gibi bir ilişki yok evlilikte olmadı sadece bebek." öyleydi ama hep bir ama olacaktı.

"Ama anne ve babaya muhtaç bir bebek var ortada bu kadar basit siktirin gidin yemek alın." bende başımla onayladım yapacak hiçbir şey yoktu. Maden böyle olacaktı bizde ayak uydururduk doruk ne dese asya yerinden oynamamıştı bizimle kalmıştı resmen. Rüzgar sen gel kafanı kıracağım.

"Eee naber yüsracık siz böyle kardeş kardeş takıla takıla aynı kaderi yaşiyorsunuz he meliste hamile ama utanmaz arlanmazsınız değil mi?" gelde şiddet uygulama.

"Hamilesin ya ona şükret hergün o çocuğa şükret. Yoksa şuan seni parçalardım." umursamadı dediğimi pek bende aşkının peşinden gittim. Yatak bulmuş yatıyordu.

"Aşkım uyuyacak mısın?"

"Evet uykum var çekemem şunu elimden bir kaza çıkacak." hak verdim elimizden bir kaza çıkacaktı. Yanına uzandım bende.

"Rüzgardan değilmiş bebek test gösterdi." saçlarımla oynamaya başladı bu hiç iyi değilim demekti onun için.

"Sevindim şansınız var kullan bu şansı."

"Sizin de var gibi yani doruk nasıl davranıyor gördün o da memnun değil bu durumdan hiç hemde napacağını sen bilirsin." hıçkırdı. Ağlamamlıydı çok yaşı dökmüştük artık dökmemeliydik.

"Bebek var bebek kafayı sıyıracağım artık karnı burnunda görmedin mi? O bebek benim sevdiğim adamdan. Benim ona istesem de veremeyeceğim bir şey bebek." ne? Bir ara regl zamanları çok ağrılı geçiyor diye test yapcam demişti sonuçları mı çıkmıştı? Benim kardeşim istese de anne olamayacak mıydı?

"Deme nolur."

"Dedim bile olsun zaten biz olamayacağız ki bende ondan başkasını istemem oldu bitti işte." sesi tır tir titriyordu. Onu göğsüme çektim vereceğim tek bir teselli bile yoktu. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı bu neyin sınavıydı Allah'ım neyin?

Doruk gözüktü kapıda o da pek iyi görünmüyordu Allah'ım sen bize yardım et neydi bizim sınavımız? (benim SNDMMDMDMDMDM)

"Ona biraz sarılabilir miyim? Çok uykusuzum." onu seviyordum iyi bir arkadaştı hergün yazmıştı rüzgarla ayrıldığımız zamanlarda hal hatır sormuştu. Ona iyilik yapabilirdim.

"Olur o kız hala burda mı?" başını hayır anlamında salladı en azıbdan kimseye dalmak yoktu. Onları orda yalnız bırakıp gittim. Aşkın uyanınca canımı okuyacaktı ama olsun.

Salona gittiğimde rüzgarı gördüm. Koltuğa kıvrılmış uyuyordu. Elinde bir şey vardı ne olduğunu anlamak için yanaştım bu benim fularımdı. Hep böyle miydi?

Yanına kıvrıldım nasıl olsa ondan erken uyanır uzaklaşırdım. (He he)

Loading...
0%