@soldeinvierno
|
Keyifli okumalar bölümün sonu hepinizi şok ediyorum oynatın bakalımmmm🦋 Bölüm şarkıları: Canan erçetin:Gamsız hayat Gripin:Nasılım biliyor musun? Afra:Yasemen Yalın:Yeniden ∘₊✧──────✧₊∘ Uyandığımda göğsümde uyuyan yekta ile afalladım. Gerçekten mi? Hani uyanacaktım ondan önce? Sinirlenmiştim ben kalkmadan evde bir çığlık sesi yükseldi. Aşkının sesiydi bu. "SEN HANGİ HAKLA BENİMLE BERABER UYURSUN? BİRDE O YETMEZMİŞ GİBİ ÖPERSİN ŞEREF YOKSUNU SİKTİR GİT." "Arkadaşın gene modunda günaydın herşeyim." anında sıyrıldım yanından. "Nerden herşeyin oluyorum pardon? Ben cevap vereyim hiçbir yerden hayde bizi evimize götürün." omuz silkti ve uyumaya devam etti. "Kalksana hadi evimi istiyorum sevmedim burayı sende peşime dolanma." aşkının olduğumuz yere bir bomba gibi gelmesi ile ona döndüm bana kızgındı ama öfkesini kuşanmıyordu bir bana öfkelenmiyordu zaten onun aksine gayet asi ve sinirli bir yapısı vardı. "Neden diye sormayacağım ama hemen şuanda beni burdan götür lütfen." başımı hızlıca iki yana sallayıp yektayı yattığı yerden ittirdim yeri boylamıştı acıyla inliyordu. Gebersin be. "Aşkın Allah aşkına bir dur ya." ve işte beklenen an geldi aşkın doruğa elleri saçlarında döndü saçlarını avuçlamış sinirle dönmüştü bu kıyamet demekti hatta öyle bir bakmış olmalı ki doruk bir adım geriye gitmişti. "ASIL SANA DUR DORUK SANA DUR YA BEN KENDİMİ TEKRARLAMAKTAN YORULDUM ANLA ARTIK SENİN BİR BEBEĞİN OLUYOR BİR BEBEK MASUM BİR CAN ANLAMIYOR MUSUN NASIL ANLATAYIM SANA? SEN BENİM ETRAFIMDA OLDUKÇA BEN KENDİMİ İKİNCİ KADIN GİBİ HİSSEDİYORUM BAZEN KARŞI KOYAMAM DİYE ÖDÜM KOPUYOR ANLA ARTIK BENİ BEN SENİN METRESİN OLMAYACAK KADAR SENİ SEVIYORUM GİT MUTLU OL MUTLU BİR BABA OL DİYECEK KAD-" Devamı gelmedi aşkın bir anda susmuştu sonra yere yığılmak üzereyken doruk tutmuştu. Ama olan olmuştu aşkın yine bayılmıştı. "Aşkın kardeşim uyan kardeşim." "Aşkın güzelim." "Bayıldı kucakla kızı hastaneye götürelim ikinizde nefes alın." alamıyordum işte bir anda olmuştu ve bu beni endişelendiriyordu. "Odada ona dedin? Ne dedin doruk söyle." "Demedim öptüm onu. Bir anda kendime hakim olamadım. O günden sonra bu kadar hassaslaştığını fark etmedim." ne günü neyden bahsediyordu? "Ne günü doruk?"arabaya bindik yekta zorla beni ön kapıya ittirmişti. "Senin vurulduğun zaman aşkın eve gitti sana bir şeyler getirmeye üvey babası ve annesi gelmiş üvey babası ona dokunuyordu geldiğimde öyle kurtardım." bana anlatmamıştı bana bunu anlatmaya vakti bile olmamıştı ama bu onda büyük bir travma yaratmıştı şimdi de acısı çıkıyordu. Aklıma babamın yaptıkları geldi bedenimi bir ürperti ele geçirdi evet ölüydü ama burdaydı heryerdeydi gitmiyordu bitmiyordu. Elimin üstünde bir el hissettim işte bu el çok güvenliydi herşeyden çok güvenli. "Ben burdayım uzun uzun kovarsın kapından şimdi değil." tutuşu sıklaştı ve elimi bırakmadan arabayı sürdü. Hastaneye gittiğimizde panik atak başlangıcı demişlerdi benden çok doruk perişan olmuştu kendini suçluyordu ister istemez. Aşkının nasıl aşık olduğunun farkındayım doruğun da öyle ama aşkın doğru yapıyordu. Ortada bir bebek vardı. Aşkının başından hiç ayrılmadım yekta da başımızdan ayrılmadı. Yavaş yavaş uyanmaya başladığında hemen ayaklandım. "Kardeşim ne uyku meraklısı çıktın ya." "Noldu bana?" "Valla doruğa haddini bildirirken çat diye bayıldın. Doktor panik atak başlangıcı dedi." sustu o da nedenini anlamış olmalıydı. "Onu bıçaklamak istedim ama yapamadım çünkü artık kaybedecek şeylerim var ama canım çok yandı doruk kurtardı sığınmak istedim ona sonra olmuyor. Engeller çıkıyor karşıma." saçını sevdim. Ben o acıyı kısa zamanda bile dayanamamıştım benim acım kısa sürmüştü peki kardeşimin ki? İlla görecekti o çocuğu canlı canlı doruk buna rağmen devam ediyordu peşini bırakmıyordu uyarmak istiyorum ama uyarmak istemiyordum da. Öyle bir durumdu ki elim kolum bağlı kardeşimin yıkılılışını öı izleyecektim? "O engel çok büyük özür dilerim kardeşim. Özür dilerim seni ihmal ettim o gece seni mahvetmiştir ama sen benim peşimden koşturdun." öfkeyle baktı gözlerime. "Yapma şunu vakit olmadı ki o geceyi gerçekten atlattım sandım içimde böyle bir yangın oluşturduğunu bile fark etmedim ben etmezken sen mi edeceksin?" evet ben edecektim hep ederdim aşkın içine kapanıktı bazen o bile kırıldığını anlamazdı ben anlardım. "Evet unuttun mu seni senden daha iyi tanıyorum." "Öyle bende seni o yüzden suçlu değilsin nasıl bir kargaşanın içinde olduğumuzun farkında mısın? Ben saklarım sakladım olan oldu önüme bakacağım." "Bakalım bu sene kazanalım üniversiteyi aşkım unut doruğu."kafasını salladı belli belirsiz. "Unutacağım deniyorum zaten eminim çocuk doğduktan sonra bana bulaşmaz sen rüzgarı unutma amaa." göz devirdim salaktı bu kız. "Rüzgar orası karışık çok kırgınım kızgınlığım geçti ama kırgınlığım hemen geçmez." "Haklısın kardeşim zamana bırak süründür içinden geleni yap." saçlarına bir öpücük kondurdum bu hep hoşuna giderdi. "Yaaaa boşver rüzgarı evlenek biz." tam cevap vereceğim sırada rüzgar ve doruk odaya girdi. "Bana bak kuma rahat dur koca bul kendine benimkinden uzak dur." "Ne kocası kes sesini sende kardeşini satıyorsun." "Dalyam için hepinizi harcarım lan siz kimsiniz?" rüzgarın dediğine gülmek istedim ama kendimi tuttum şimdi değil sürüneceği çok zaman olacaktı onun. "Rüzgar kişisi sende yüsra dediğin kişi yani karım olan senin neyine? Gel yavrum." hemen gittim yattım yanına. "Aferin yani sana da beni bir kızla aldat tam olsun." kahkaha attım. Rüzgarın bu halleri çok hoşuma gitmeyi başlamıştı eskiden bir şeyler için çabalayan kişi ben olurdum hiçbir zaman bu kadar açık sözlü değildi rüzgar belki de bu yüzden bu hoşuma gidişleri. Rüzgar ne zaman sana kendi içimde yekta diye sesleneceğim? Niye bu kadar fazla kırdın beni? Gözlerimiz kesişti sanki o an anladı herşeyi mahcubiyet ile eğidi başını. Ben hala bir patlama yaşadığımı düşünmiyordum. Ama yaşamakta istemiyordum ben hala rüzgarı kırmak istemiyordum. "Çıkar mısınız aşkınla yalnız konuşmak istiyorum." doruğun sesiyle ona döndüm. "Konuşamazsın doruk artık anla konuşamazsınız siz yasak size kendini çocuğuna ada bu kadar." doruğu hem seviyor hem sevmiyordum. Çok iyi bir arladaştı evet ama kardeşimin de kalbini paramparça etmişti. "Lütfen söz son." aşkına baktım onaylayan bakışlar atıyordıu kafa salladım. "Uzun sürmesin kapıdayım." odadan çıkınca arkamdan bir beden hissettim çokta düşünmeme gerek yoktu kim diye çünkü bu koku ezberimdeydi asla silinmeyecek kadar ezberimde. Deniz gibi kokardı. Vatan gibi. Yuva gibi. Ölüm ve yaşam gibi. "Konuşmayacağım yanına oturacağım sadece." daha bir şey demeniştim oysa. Az önce olan bakışma onu gerçekten etkilemişti. "Bir şey demedim zaten naparsan yap." oturduğum yerde insanları izlemeye başladım. Beyaz önlüklü doktorlar, koşturan stajyerler hepsi o kadar çok ilgimi çekiyordu ki. Bende böyle olacaktım ve bu benim içimdeki azmin artmasına neden oluyordu. "Sana çok yakışacak dalyam o kadar yakışacak ki gelinlik gibi. " dediği şeyle olduğum yere çakıldım. Gelinlik rüzgar bana evlilik teklifi etmişti. Ama konu birdaha açılmamıştı vakit olmamıştı ya da birdaha açılmamak üzere kapanmıştı. "Ondan gelinlik giymeyeceğim." "Tabi teklifimi reddettmiştin." göv devirdim. Cevap vermeyecektim. Birden önümde diz çökmesi ile yutkunamadım. "Yapmayacağım şimdi teklif korkma." sadece gözlerine bakmak istiyordum ama bakamıyordum. Bakarsam öyle bir yenilirdim ki. Denizinde kaybolmak istemiyordum. Bakamadım karşımdaki duvara sabitledim başımı öyle konuşmaya başladım. "Korkmadım yine hayır derim işte ne mutlu bana." "Birgün gerçekten yüsra keskin olacağını biliyorsundur umarım." herşeyden çok istiyorum rüzgar keskin ama engeller arttı sen artmalarına neden oldun. Eskiden benim geçmişim vardı şimdi ise kırgınlıklarım var öfkem var. "Rüyanda görürsün anca." "Rüyamda görmediğimi kim söyledi?"göz devirdim. "Sapıksın zaten senden başka bir şey bekleyemiyordum." "Nasıl gördüğümü bilmeden çok konuşma istersen sen hamileydin ikinci çocuğumuza deniz ise etrafta paytak paytak geziyor aşermişsin o yüzden huysuzsun bende aş aşerdiğin şeyi yapmaya çalışıyorum tabi heryeri dağıtmışım." daha fazla dinlemeden yanından ayrıldım. Hamilelik diyordu oysa ben o kadar ileri gidebilir miyim onu bile bilmiyordum. Hayalleri vardı benımle ama ben kırgınlıklarımın nasıl geçeceğini bilmiyordum eskisi gibi ona gülecek miyim? Onu bile bilmiyordum bu sıralar hiçbir şey bilmiyordum herşey allak bullak oysa hayatım siyah ve beyazdan ibaretti benim. Griye yer yoktu olmamlıydı ama bu sıralar hayatımda gri bulutlar çok vardı geleceği göremiyordum önümdeki yol çok sisliydi kafamdaki düşünceler ise çok puslu. Arkamdan geldiğini hissediyordum ama dönmek istemedim nereye gittiğimi bilmeden çıktım hastaneden. "Dalya dur." bana dalya deme diye haykırmak istiyordum annem derdi bana annem beni kırmazdı sen kırdın o hakkını kaybettin ama aması vardı işte o dalya diyince kendimi güvende hissediyordum gözleri huzur veriyordu annem gibiydi ama şimdi o gözlere bakamıyor o sesin huzurunu tadamıyordum. "Rüzgar git yalnız kalmak istiyorum şayet sizin yüzünüzden işimi falan kaybettim zaten okulum yok." beni kolumdan tuttuğu gibi ezbere bildiğim yolda sürüklemeye başladı. Mağaramıza. "O üniversite sınavı benim yüzümden böyle yaptın sen çok çalıştın." "Kendini fazla önemseme bir sene kendime ayırmak istedim farklı şehit, farklı insanlar falan." "O farklı insanlar içerisinde erkek yoktur umarım malum istesen de olmayacaklar." mağaraya gelmiştik girmek ve girmemek arasında bir ikilemdeyken rizgarın içeri sokması ise girmek zorunda kaldım. "Olacak yeni birini bulurum belki hem özgür ile iyiydik biz sen bozdun." en köşede oturup tepkilerini izlemeye başladım. Gözünün seyirmesi o kadar hoşuma gitmişti ki böyle intikam alacaktım. "Dalya ne özgür ne başkası olmayacak ve emin ol hep engel olacağım." "Aynen yaparsın buraya niye geldik?" "Konuşmak için ya da susmak fark etmez sadece kavga etmeden öyle işte." gözlerimi kaçırdım ne cevap vereceğimi bilmiyordum bir yandan da aklım aşkındaydı. "Rüzgar değdi mi bari?" "Yaşaman için değerdi evet ama gerisi için hiçbir şey değmedi seni kırdım kalbini parçalara ayırdım oysa ben yapmazdım değil mi? Bende yapmak istemedim ben sensizlikten o kadar çok korktum ki düşünmedim düşünemedim ama artık biliyorum ben o adamı bitireceğim ben artık ondan korkmuyorum andım olsun son üzüntün olacak daha çok konuşurum uzun uzun sevmem oysa sana susamıyorum sen benim diğer yarımsın dalya yarim derler ya yarimsin bu afilli sözlere ihtiyacın yok biliyorum senin davranışlara ihtiyacın var ama sana söyleyeceğim tek şey az kaldı az kaldı sevdiğim bitecek herşey." gülümsedim sadece başka diyecek bir şeyim yoktu ama ne yapacaktı? Ne yapmayı düşünüyordu sormak istiyor bir yandan da akışına bırakmak istiyordum. Kafamı çok karıştırıyorsun deniz gözlüm. Benim hem nefesimi kesiyor hemde bana nefes oluyorsun. "Annem gözlerin aynı annem rüzgar bakamıyorum ama buna sen neden oldun ben sana yapmazdım ya yapamazdım akışına bırakmak istiyordum aklında ne varsa kendini ateşe atmadan yap." "Uzun uzun gözlerime bakacaksın uzun uzun sarılacaksın ben bunu başaracağım senin kalbini onaracağım." kafamı sallamakla yetindim. "Gidelim." son kez baktım mağaramıza herşey bıraktığım gibiydi ışıklar ve getirdiğimiz yorgan. Yürüdük iki yabancı gibi değil birbirini tamamlayan iki kişi gibi dalgındı görüyordum sormak istiyor soramıyordum. Aşkının odasına girmeden önce karşısında dikildim. "Bana veda edecek şeyler yapma napacaklar kendini yok edecek şeyler olmasın gözlerinde bir endişe var." "Görüşürüz hayat gözlüm." saçlarıma konulan bir öpücük ve anlamlı bakan gözler artık asla boş bakmayacak gözler Doruk Aşkın, aşkım, sevdiğim beni gerçek aşkla tanıştıran kadın eskilerim yüzünden utanmamı sağlayan kadın. Onu öyle görmek beni mahvetmişti uzak duracağım onun iyiliği için dedikçe beceremiyordum. Haklıydı hepsi evet aması vardı ben baba oluyordum hazır mıydım? Hiç bilmiyordum düşünmeye vaktim bile olmamıştı. Şimdi ise ne konuşacağımı bilmez bir halde ordan oraya dolaşıyordum odada. "Başımı döndürdün ne söyleyeceksen söyle ve git doruk."ne söyleyeceğimi biliyor muyum be güzelim. "Benimle evlen." bana öyle baktı ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Benimle taşşak mı geçiyorsun?" "Ben gayet ciddiyim aşkın bu böyle ilerlemeyecek seni seviyorum evet bir bebek var ortada bakmaz mısın yani arada gelirsem elimde onunla. Bilmiyordum saçmalıyorum aşkın ben artık çok yoruldum bu durumdan uzak kalamıyorum kalamayacağım bana kimse sormadı hazır mısın? İyi mısın? Evet bu sorulatı hakketmiyorum ama işte." "İyi değilsin baba olmaya hazır değilsin ama ellerine verdikleri an hazır olacaksın kardeşin engelli ona çok vakit ayırmadığın için kendine kızıyorsu başka devam edeyim mi?" bana dedikleri beni gerçekten bozguna uğratmıştı. Beni ne zaman ve ne ara bu kadar iyi tanımıştı? Aryayı da nerden biliyordu? Arya benim kardeşimdi bir kaza sonucu artık yürüyemiyordı "Sen beni bu kadar çok tanırken benim senin kalbini kırman sana bu kadar çok zarar vermem özür dilerim aşkın." "Dileme doruk istemiyorum aryaya hep gittim iyi anlattım senin durumunu trip atmayacak ama bugün ona git bu bahsettiğin evlilik falan sonra konuşalım aryaya selamımı ver." bu sefer sarıp sarmalama sırası bendeydi yataktan kucakladığım gibi sımsıkı sarıldım ben bu hayatta en çok sana haksızlık ettim affet beni sevdiğim nasıl edeceksin bilmiyorum. "Ben seni çok seviyorum sen bana gerçekleri öğrettin aşkın bu olduğunu öğrettim. En çok sana haksızlık ettim birgün affeder misin beni bilmem ama benim kendimi asla affetmeyeceğimi bilmeni istiyorum o güne kadar hep olacağım hayatında aşkım benim." kollarımda kuş gibi titreyen kadına daha sıkı sarıldım. "Ben olmayacağım olamayacağım ben metres olmak istemiyorum ben bir metres yüzünden katil oldum ona nasıl dönüşmemi beklersin?"sesi tir tirdi ağlayacak çok şey vardı. "Sen benim ilk ve tek karım olacaksın nasıl metres olursun güzelim benim deme öyle ne olur. " çıkardım kafasını boynumdan ağlıyordu. Gözlerini silmek ve öpmek vardı ama gözleri öpmek ayrılık getirir bunu da aşkın öğretmişti. Daha fazla ne kadar ayrı olabiliriz ki? "O çocuk için ben bir metres olacağım ben yaşadıklarımı asla başkasına yaşatmayacağım doruk." öyle hızlı ayrıldı ki benden tutamadım bile yatağa geçer geçmez yorganı başına geçirmişti. Bu keskin bir rahatsız etme sözleriydi. Etmedim uyuduğundan emin olunca saçlarını örüp çıktım odadan o sırada yüsra geliyordu zaten. Geçtim hemen yanından. Gitmem gereken iki kişi vardı. Arya ve asya Arya kardeşim seni çok özledim. Annem ve babam bizi terk ettiğinden beri tek ailem oydu. Babam şirketi bana bırakmış ve yurtdışındaki şirketin başına geçmişti annem ise hep gitmek için neden arıyordu bu da ona neden oldu ben yetişkindim kardeşim ise 15 yaşındaydı ona babalık yapmaya çalışmıştım becermiş miydim bilmiyordum. İlk ona gittim kitap okuyordu. "Abicim ben geldim." bakışları hemen bana döndü kırgınlıkla bakıyordu bana. "Bir kardeşin olduğunu hatırlaman iyi oldu abi." sımsıkı sarıldım haklıydı onu ihmal etmiştim. "Özür dilerim abicim beni affeder misin bilmiyorum ama bilerek seni ihmal etmedim." artık yetişkindi ama o benim hep küçük kardeşim olarak kalmaya devam edecekti. "Hıhıı biliyorum aşkın abla anlattı çoğu şeyi." "Neleri anlattı ona göre anlatayım güzel kardeşime." "Herşeyi sen ona o kadar şey yapmana rağmen hakkında tek bir söz çıkmadı ağzından nasıl kırdın böyle bir kızı abi o asya senin hayatını mahvetti. Önce rüzgar abi sonra aşkın abla ha yüsra abla da var tabi siz iki erkek çok yanlış yapmışsınız." en çok sevdiği şeyi yapmaya başladım upuzun saçlarını taramaya. Dediklerinde haklıydı. "Öyle oldu abicim ben çok aptallık yaptım şimdi de çırpınıyorum utanmadan." "Aşkta utanma yoktur ki abi çırpın ben orda seni çok seven bir kadın gördüm evet belki zor hatta imkansız ama umut bitmez bunu sen bana öğrettin. Baba oluyorsun mesela ama istediğin kadından değil diye o bebeğe haksızlık edemezsin. Sen çok iyi bir babasın bana babalık yaptın ondan şüphen olmasın kafan karışık biliyorum." onu yatağına taşıdım. Onu daha çok dertlerimle boğmayacaktım. Gıdıklamaya başladım hemen güzel kahkahası doldu kulağıma. "Cimcime abiye tavsiye verir oldu sen ne ara bu kadar büyüdün hee." "Yaaaaa abiii durr." durmadım yanağına ardı ardına öpücükler kondurmaya başladım. "Durmam valla bu şekeri yemem lazım bebeğim benim seni çok seviyorum kardeşim." daha çok çırpındı ama halinden mutlu olduğu belliydi. "Abi benim sevgilim var." dediği şey ile duraksadım ne oluyor lan? "Anlamadım kardeşim?" hem ne ara yapmıştı ki? Çok dışarı çıkmazdı onunla ilgilenen bir abla vardı o çıkarırdı arada biz beraber çıkardık. "Şey kızma hemen anlatayım mı?" tamam doruk sen kendine gel kardeşin mutlu gibi. "Kızmadım abicim anlat bakalım." hevesle anlatmaya başladı o anlattıkça benim gözüm daha çok seğirdi. "Şimdi Hatice ablanın oğlu benden iki yaş büyük ara sıra hatice ablayı bırakırdı bizde öyle tanıştık başta çok iyi arkadaş olduk sonra işte sevgili olduk sevgili olmamızı sağlayan zaten aşkın ablaydı ben pek cesaret edemedim o bana cesaret verdi uğur ile konuştu falan hem spor hocası biliyor musun fizik tedavide bana yardım ediyor şuana kadar beni üzmedi çok iyi biri." uğur ismini duymamla sinir öyle bir saplandı ki kafama öyle bir ağrı saplandı ki "Canım kardeşim bu uğur kardeş aşkın ablan ile arkadaş falan mı?" "Aaa evet tanıyor musun? Zaten öyle oldu aşkın abla onu da tanıyınca ikimize de cesaret verdi. Abi bak çok seveceksin gerçekten." çok severim kardeşim çok. "Tanışırız güzelim sen yeterki mutlu ol." bende oturduğum yerden kudurayım kardeşim. "Tamamm yarın olur muu?" bir an önce olsun bakalım bu uğur kardeş neymiş kimmiş? "Tamam yarın olur aşkın ablanı çağırmaya ne dersin tek şartım bu." "Tamammm." biraz daha sohbet ettikten sonra uyuması ile üstünü örtüp Hatice ablanın yanına gittim yemek yapıyordu korkutmadan seslendim. "Hatice abla." "Efendim oğlum hoşgeldin yemeğe dalmışım senin geldiğini göremedim bile." "Önemli değil gidicem birkaç saatte yine geleceğim ama sana bir şey soracağım oğlun ve arya sevgili olmuş seni sever sayarım bana bile annelik yapmışsındır ama oğlun kardeşimi üzerse onun gözünün yaşına bakmam." "Sen yapmadan ben onu rencide ederim oğlum merak etme ikisi birbirini çok seviyor." samimiyeti içimi az da olsa rahatlatmıştı. "Teşekkür ederim yarın gelsin birkaç kişi daha gelecek masayı donatırsın sultanım." "Tabi yaparım oğlum sen git gel." kafamı sallayıp asyanın yanına gittim. Ağlama sesleri geliyordu kapıyı çalışan açmıştı zaten. "Ne oluyor? Asya iyi misin?" "D-doruk." beni görünce ağlaması arttı. "Hey hey kızım ne oluyor anlatsana." "Doktor doğum çok zor olacak dedi ya ben ya da bebek ölebilirmiş ikimizin de yaşaması zormuş napacağım ben? Bebeğimi öldüremem ki büyüdü doruk." ne diyordu? Anlamıyordum ölüm diyordu bebeğimizin ölümü. "Olmayacak böyle bir şey ikinizde yaşayacaksınız ben bebeğimize babalık yapacağım." korkuyla ilk kez dokundum karnına hemen bir hareketlilik oldu "Hissetti galiba babasını özür dilerim sebep olduklarım için olacaklarım için." cevap vermedim daha çok sevdim karnını. "O zaman bana söz ver asya." "Ne sözü?" "Bebek doğduktan sonra ben hep olacağım ama aşkında hayatımda olacak onu kışkırtma canımızı sıkma ben onu seviyorum sende birini al hayatına konu bebek olunca hep destek olacağım." bebeğim hareketleri durmuştu çektim elimi. "Yaşarsam söz ölürsem de lütfen bebeğimin elini hiç bırakma eminim ki o aşkın da bırakmaz zaten." bırakmazdı ona uzatılan eli bırakmazdı hele ki bir bebek ise. "Öyle düşünme doktor olabilir dedi oldu mu? Olmadı zaman bırak kendine bak sağlığına odaklan bu süreçte yanında olacağım. Birkaç ay kaldı zaten." başını salladı belli belirsiz. "Ben uyumaya gidiyorum kendimi kötü hissedersem ararım o zaman lütfen aç telefonu." karnına bir öpücük kondurup ayağa kalktım. "Tamam açacağım evdeki çalışanlara da talimat vereceğim yemekler hakkında iyi uykular." odasına çıkmasını bekledim çıktığında ise çalışanlara birkaç talimat verdikten sonra eve geçtim. Aryanın saçlarını severken uyuya kaldım... Rüzgar Karakolun önündeydim elimde bir sürü belge ve birkaç silah yıllardır planladığım planın en büyük adımını atacaktım. Yer altı dünyasını yok edecektim yavaş yavaş içlerini çürüte çürüte. Hakan'ın odasına girdim. Hakan babamım attığı bir suçta tanıştığım biriydi polisti ve bana bu fikri o sunmuştu kanıtları topla elinde seni aklayacak şeylerde olsun öyle gel demişti yıllardır uğraşlarım bu yüzdendi. Babam beni korkak sanardı belki de aptal evet korkaktım sevdiklerim için ama hiçbir zaman aptal olmamıştım öyle göstermek istemiştim ki beni yakalamasın benden şüphe etmesin az kaldı halit keskin fişini çekmeme çok az kaldı. "Hoşgeldin kardeşim telefonda neler anlattın öyle otur adam akıllı." "Size yardım etmek istiyorum kendimi temize çıkarmak istiyorum." "Tamam sorguya alınacaksın." başımı salladım biliyordum herşeyi ne olacağını herşeyi kafamda evirip çevirmiştim. "Ne olacaksa olsun hızlı olsun sevdiğimi özledim." "İyice hanımcı oldun sen birde evlenınce görelim seni."güldüm ister istemez hayali bile güzeldi. Önce kırılan kalbi onarmak vardı. Kırılan yüreğe yeni tohumlar ekeceğim sevdiğim. "O zamanlarda karımda karım diye dolaşacağıma emin olabilirsin." "Rüzgar sana psikolojik bir baskı yapacaklar onların sana inanması lazım herşey kanıtlarla olmaz karşılarındaki kişinin de kişiliği önemli." psikolojik baskı benim doğduğumdan uğradığım bir şeydi zaten. "Halledeceğim merak etme." başıyla beni onaylayıp sorgu odasına götürmeye başladı. Bu yeni bir devrin başlangıcıydı bu benim en güçlü olduğum andı. Başım dimdikti bu saatten sonra da asla eğilmeyecekti bu kendime verdiğim bir sözdü kendim için verdiğim tek söz...
|
0% |