@soldeinvierno
|
Keyifli okumalar bu bölümde içimin yağları eridi valla iyiki patladın kızz😏😏 Yorum ve oy vermeyi unutmayın🌙 Sena şener:Bak bana Buray:Sahiden Buray:Kış bahçeleri Karşılıksız Yaşlı amca:Yıldızlara vak Kolpa/yaprak çamlıca:Unutmadım. ✩*⢄⢁✧ --------- ✧⡈⡠*✩ Beni bir sorgu odasına almışlardı içeriye bir kadın polis ve erkek polis girmişti konuşmaya kadın polis başladı."Rüzgar keskin ya bugün hapse gireceksin ya da polisle beraber hareket edeceksin." korku yoktu. Ama dalyasızlığın acısı vardı. İşler planladığım gibi gitmezse yine onsuzluka sınanacaktım ve benim buna müsade etmeye asla gönlüm yoktu. "Umarım polisle beraber hareket eden taraf olurum." ikisi de karşıma dikildi amaçları belliydi korkutmak ama öyle bir şey olmayacaktı. "Başlayalım o halde." olur anlamında kafamı salladım. "Baştan sona kadar herşeyi anlat araştıracağız emin ol tek yalanında seni içeri tıkarım rüzgar keskin." bu kadında ayrı kafaydı benden nefret ettiği her halinden belliydi. "Tamam dedik ya tıkarsın aynen uzatmasak? Sevdiğim bekler beni. Daha onun kalbini onaracağım babam sağolsun onun yüzünden sevdiğim kadını bile üzdüm. " ah be kızım özledim şimdiden seni. "Bunlar bizi ilgilendirmez ne kadar da eminsin seni içeri tıkmayacağımızdan. " emindim tabiki ben o mafyaların arasında büyüdüm be ciğerlerini biliyorum demek varda işte. "Konuşalım anlarsınız zaten elimde kanıtlar var isteseniz şuan bile yer altını yok edebilirsiniz ama bence acele etmeyin sevkiyatlar her türlü devam eder çünkü herkes ülkede değil bu da demek olur ki işler zorlaşır. " erkek polisin bakışları daha iyiydi. Bu da bir şey. "Soru cevap şeklinde ilerleyelim o zaman." olur anlamında başımı salladım. "Kaç yıldır şahitsin babanın işine veya yaptıklarına?" bu sorunun bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordum anlamaya başladığım zamanlardan beri bana iğneler veren oyun arkadaşı diye zehirlediği çocuklarla tanıştıran adam. "6 yaşımdan beri şahitim. 15 yaşımdan beri de içindeyim." erkek polis not alıyor kadında asla bakışlarını benden çekmiyordu. Kanıt var gerizekalılar demek varda işte. "Peki sicilin önümde ve baya kabarık gözüküyor hepsini sen mi yaptın?" he aynen kanka yaptım şimdi de itiraf ediyorum. Bu aralar bu iç ses olayı iyice artmaya başlamıştı he. "Hiçbirini ben yapmadım babam ve adamlarının yaptığı işlerdi. Babamda ona itaatsizlik yaptım diye üstüme yıktığı suçlar hepsi." "Baban neden bu kadar ısrarcı sende? Yanında neden bu kadar çok tutuyor?" bu sorunun birçok cevabı vardı. Canımı yakmaktı herhalde diye düşünürdüm eskiden ama öyle değilmiş hepsi bu kadar değilmiş. "Onun yerine geçmemi istiyor bir nevi şuan beni varis ilan etmiş herkese. Ondan sonra yer altını benim yönetmemi istiyor." anılar birer birer zihnime dolaşmaya başlıyordu ve bu hiç iyi bir şey değildi. Dalyam olsa hemen elimi tutar beni sakinleştirirdi. Ama artık yoktu uzun bir süre de olmayacaktı biliyordum. "Neden terledin yalan mı söylüyorsun yekta keskin." dediği isimle hemen olduğum yerden kalktım arkamdaki polis beni sertçe yerime oturmuştu. "Sakın ama sakın bana yekta diyemezsin sen kimsin de diyebiliyorsun?" "O zaman şöyle diyeyim adını neden değiştirdin? Yoksa yekta büyük bir suç mu işledi?" hayır yekta ikizini kaybetti onunla uyumlu olan ismini kullanmak istemedi. Artık güçsüz olmak istemedi esip gürlemek istedi bir rüzgar gibi. "Özel bir mesele diyelim kötü bir olay yaşadım ve adım beni kötü hissetirmeye başladı değiştirdim. Kötü bir şey olsaydı eminim ki elinizde olurdu." kadın ağzını açmış bir şey söyleyecekken erkek polisin sesiyle susmak zorunda kaldı. "Bize neden yardım ediyorsun? Getirdiğin kanıtlar çok ciddi ithamlar isimler var." "Çünkü artık onun zararı benim dışımda birine zarar verdi. Sevdiğim kadına önce tehdit etti ayrıldık ondan sonra onu sırtından iki kez kurşunladı. Artık konu ben değilim sevdiğim kadın. Ve ne olursa olsun ben sevdiğim kadın için savaşacağım. " "Etkileyici sevdiğin kadın her kimse ona bunları anlatamazsın biliyorsundur umarım." Allah'ım bu kadın neden bu kadar gıcık? "Anlatıp onu tehlikeye atacak değilim ben siz ne isterseniz yapacağım ama sizden tek bir isteğim var onu koruyacak bir adam istiyorum varlığını belli etmeyecek ama onu korkutmasın ama uzaktan korusun. Ben olmadığım zamanlarda." "Başka bir istediğin paşam? Biz senin emir kulun muyuz?" gerçekten yeter diye bağıracağım şimdi. Bu sefer erkek polis konuştu. "Tamam o konuyu halloldu bil hatta yakın biri olacak hakan." bu çok iyi olmuştu işte. "Teşekkür ederim." "Son soru işler nasıl ilerliyor sen ne kadar içindesin? Neler biliyorsun?" "Her yıl büyük bir toplantı oluyor ve o toplantıda bir temsilci seçiliyor üç veya dört yıldır babam bu temsilci bu sene ki toplantı daha gerçekleşmedi." "İşte bu tamam o toplantıya katılacaksın olay polisle devam etmez artık istihbaratta artık işin içinde olacak. Büyük bir operasyon başlıyor. Ve sen rüzgar keskin bu operasyonun baş adamısın. O toplantıdaki temsilci seçileceksin ilk görevin bu." bunlar kafayı yemiş olmalıydı bu imkansıza yakın bir şeydi ama itiraz etmedim. Etmeyecektim. "Üstüne bir dinlenme cihazı yerleştirilecek asla kapanmayacaksın telefon vereceğiz ordan iletişim kuracağız." bir dakika kapatırım. "Yalnız sevdiğim kadının yanındayken o dinlenme cihazı asla açık kalmaz." kadın bir anda yakamdan tutmasıyla onu gerçekten sinirlendirdiğimi anladım ama umrumda değildi dalyanın yanındayken asla açmazdım. Kimse bizim yaşadıklarımızı öyle dinleyemezdi. "Sen bizimle taşşak mı geçiyorsun?"ellerini sertçe ayırdım yakamdan. "Özelimi size serecek değilim zaten anlatamıyorum olanları beni fazla zorlama." yine üstüme atılmaya çalışmıştı hasta kadın polislerden biri tuttu. "Hira tamam bırak adamı."adını da öğrendik artık kadın polis diye düşürmeyeceğim bu da bir şey. " şart koşuyor bize Altay görmüyor musun?" "Hakkım var buna ne kadar inkar ederseniz edin şuan hepiniz bu operasyon dahi bana bağlısınız. " "Tamam sadece o zamanlar kapatacaksın ve haber edeceksin orda olduğuna. Birkaç güne istihbarat ve teşkilat bir araya gelecek ve bir ekip kurulacak sen o sırada ilk görevine odaklan." bir şey demeden orayı terk ettim. Arkamdan o kadının bağrışımı duydum umursamadım. Yüzümde zafer gülümsemesi vardı. Bu sefer korkaklık etmeyip yaşatacaktım. Hem yüreğimi hem kendimi. Gitmeden tabi telefon ve dinlenme cihazını hallettim. Doruk arıyordu. Ona bile anlatamazdım ama ona bir şekilde asla yaptığımız cinayet hakkında konuşmamasını söylemeliydim. "Nerdesin?" "Bende aynısını soracaktım nerdesin geliyorum." "Evdeyım yüsra ve aşkını al gel arya istiyor de zaten konuşmuştur arya onlarla. " ne alaka be? "Anlamadım?" "Oğlum sen benim dediğimi yap gel anlatırım uzun uzun." beklemekten başka bir çare yoktu. 'Tamam." kesin dalyamın evindelerdir diye düşünerek oraya sürdüm arabayı. Vardığımda kapıyı defalarca çaldım kimse yoktu. O zaman aşkının evinde olmalıydılar. Oraya gittin ama kimse yoktu. Duyduğum kahkaha sesiyle aşkının evinin arka bahçesine gittim. Ordalardı ordaki banklarda oturmuş gülüşüyorlardı sorun bu değildi sorun yanlarında olan iki erkekti. Kıskançlık damarlarıma aktı. Bu aralar öfke kontrollerimi yapamıyordum. Çok kontrolsüzdüm ama şimdi bir şey yaparsam dalya kızabilirdi. Ne güzel mağaramda iyiydim ben... "Dalya." benim seslenmem ile anında yüzü düştü canım yandı. "Ne var neden geldin?" ben bunlara alışık değildim ama hakketmiştim bu soğuk sese umarım alışmam gerekmezdi. "Doruk arya sizinle konuşmuş sizi götürmeye geldim." "Gerek yok biz hazerlerle geleceğiz." o piçlerde mi orda olacaktı? Sakin ol rüzgar. "Doruk biliyor mu bunu onun evi ondan diyorum." "Uğur'u biliyor zaten hazere de bir şey demez derse de hazerle gideriz." gidemezsin sen benim dalyamsın. "Tamam sizi ben bırakabilirim." dalyanın dibinde olan lavuk konuştu. "Gerek yok dedi ya kız." seni döl israfı dövmek istiyordum. Kafam atmak üzereydi. "Seninle konuştuğumu hatırlamıyorum harun." "Hazer." boş bir isimdi. "Her ne boksan dalya ile konuşuyorum." güzelim ayağa kalktı ve karşımda dikildi iyi oldu o piçle yan yana oturmakta neyin nesi, "Rüzgar artık dalya deme dedim."kokusunu içime çektim. "Derim diyeceğim maalesef bende başka lisan yok." yumruk attı yüzüme eli değdi. "Senden nefret ediyorum seninle gelmeyeceğiz git." "Peki." tabiki de gitmeyecektim. Apartmanın önünde bekledim gelmeleri uzun sürmemişti zaten. Onları takip ettim. Ne sikko dönüyordu burda? İçimdeki bu öfke de neyin nesiydi? Kıskançlık rüzgar kıskançlık ödün kopuyor başkasına gider diye sever diye. Gözlerim kararmıştı. Sinirden bir anda karşıma çıkan çocuğa çarpmamak için sağ kırdım. Ağaca çarpmıştım. Başımın ağrısını umursamadım koşarak indim arabadan. Kız çocuğuydu gözleri dolu dolu bakıyordu. "Özür dilerim özür dilerim iyi misin özür dilerim çarpmadım değil mi güzelim?" bembeyaz yeni kıpkırmızıdyı üstündeki tişörtte çok inceydi tir tir titriyordu. Hemen üstümdeki sweati ona giydirdim. "İyiyim abi senin yüzünden ağlamıyorum." sımsıkı sarıldım. "Neden ağlıyorsun bırtanem?" "Babam annemi dövdü beni de evden kovdu. Annemin canı acıyor olmalı." kadınlardan ne istiyorsunuz diye bağırıp çağırmak istiyordum artık. Neydi bu şiddet neydi bu öfke? "Rüzgar iyi misin?" dalyanın sesiyle ona yöneldim nasıl gelmişti az ilerdeki arabayı gördüm kaza anını görmüş olmalıydılar. "İyiyim." daha çok çektim kızı göğsüme. "Değilsin başın kanıyor." diyene kadar fark etmemiştim bile. Şuan önceliğim buz kız çocuğunu kurtarmaktı. "İyiyim gerçekten hissetmiyorum bile." hemen hakanı aradım. "Birazdan vereceğim adrese bir ekip yolla kadına şiddet onu salarsan ananı avradını sikerim hakan. " onayalan bir şey söylediğinde hemen kapattım "Canım evin nerde? Polis abileri göndereceğim." az ilerdeki evi binayı gösterdi buranın konumunu attım. "İyi olacak anne şimdi tamam mı? Gel beraber bekleyelim polis abileri." "Rüzgar ne oluyor?" "Bir şey olduğu yok gidin siz arkadaşların beklemesin benim işim uzun sürer."gitme ne olur gitme... "Seni böyle bırakacağımı sana düşündüren ne?" "İlerde seni bekleyen arkadaşların." bana hala soğuk bakıyordu canımı yakıyordu bakışları. "Başına bakayım giderim. " kafamı iki yana salladım gerek yoktu. "İyiyim dedim." "Yüsra hadisene be güzelim yaşıyor işte." gelde bu herifi sikme ne güzelinden bahsediyor lan? "Gelmeyeceğim gidin." birkaç tane tartışmadan sonra dalya yanlarına gidip bir şey dedi gitmişlerdi o zaman. Başımda hissettiğim eller ile başımı küçük kızın saçlarından çektim. "İyi kafan şuanlık bir şey gözükmüyor rüzgar kızı boğuyorsun." dediği şey ile hemen ayrıldım. "Özür dilerim bırtanem özür dilerim adın ne senin?" "Peri önemli değil abi anneme bakalım mı? Korkuyorum." "Peri kadar güzelsin bakalım ama ben bakayım sen abla ile kal." başını salladı bende dalyama döndüm. "Onunla kal hakan gelince şu eve yönlendir." gözlerindeki ifadede artık endişe vardı bu bile beni rahatlattı. "Sen ne olacaksın? Ne oluyor anlamıyorum bile. Kaza geçirdin hastaneye gidip başına baktırman gerek beyin kanaması olabilir." güldüm benim için endişelenmişti az önceki soğuk tavrı o kadar çok korkutmuştu ki beni. "İyiyim burda kal ve dediğimi yap lütfen." perinin tarif ettiği yere gittim zaten bağırış sesleri yükseliyordu. Kapıyı kırdım içeri tam zamanında girmiştim orospu çocuğu kadına bıçak çekmişti. Arkadan hemen boynunu sıkıştırdım şokla eli gevşemişti. Ayağımla tekme atar atmaz bıçak başka yere savruldu. "Sende kimsin?" "Ecelin orospu çocuğu." boynunu daha çok sıktım kurtulmak için debeleniyordu ama onu öyle bir kısıtlamıştım ki hiçbir şey yapamadı. Az ötemde duran televizyon ünitesindeki vazoyu kafasında kırdım bayılmıştı birdaha vurdum. Kadına döndüm olduğu yere sinmiş korkuyla bakıyordu. "Korkmayın benimle gelin sizi kızınıza götüreceğim poliste geliyor zaten." "Sende kimsin?" korkuyordu hemde çok. "Kızınızı gördüm yolda o anlattı söz artık hiçbir şey yapamayacak içerde çürüyecek hadi gidelim lütfen." başını usulca salladı bende orospu çocuğuğunu üstümdeki tişörtle sandalyeye bağladım. "Siz önden inin isterseniz korkamyın benden lütfen." bir şey demedi diyemedi daha doğrusu. Koşarak indi merdivenden bende korkutmamak için o merdiveni inmeyi bitirene kadar inmedim. İndiğinden emin olunca indim. Kapıda hakan vardı. "Yukarda adam kadın şuan iyi değil iyi olunca ifade verir ben getiririm." "Tamam abi adam bende." Kızının yanına gitmiş sımsıkı sarılıyordu bu görüntü beni gülümsetti. "Kalbim kara diyene bak kahramanlık yapıyor." dalyanın sesiyle ona döndüm gülüyordu. "Öyle olur arada kadını güvenli bir yere götürüp geleceğim sen taksi ile git istersen." "İşin bitene kadar seninleyim." gülümsedim. Gülümsedi soğuk rüzgarlar yerine ılık bir rüzgar geçti aramızda usul usul aktı içime. Öyle olmamış mıydı zaten sevgim? Usul usul içime işlemişti almamak için çaba verirken onu içimde en derinlerimde hissettim meğer yavaş yavaş kök salan bir tohumdu şimdi ise koskoca bir ağaca dönüşmüştü. Doruk Ve beklediğimiz gün gelmişti hiçbir şey olmamış gibi arya için bir araya gelecektik. Bu beni hem mutlu ediyor hemde tedirgin ediyordu. Arya için iyi davranacaklarını biliyordum ama insanın içinde öyle bir sıkıntı oluyordu işte. Bir yandan da asya vardı hastaneye yatırmışlardı acil bir durum olursa diye. Aşkın tek başına gelmmemişti yanında iki it vardı. Biri uğur olmalıydı da diğeri kimdi bilinmez ve bu bilinmemezlik beynime kan sıçratıyordu. "Hoşgeldiniz arya da aşkın ve uğur'u bekliyordu sadece." sözlerimin hedefi esmer çocuktu ama umursamamıştı. Aşkın konuştu sesine kurban olduğum. "Uğur'un arkadaş hazer ha birde yüsra ve rüzgar gelecek ufak bir sıkıntı oldu kankan büyük ihtimalle kıskançlıktan kör oldu ve ağaca çarptı." dediği şey ile güldüm gerçekten bunun yaşandığına emindim. Rüzgar ve kıskançlıkları. "olsun hadi geç içeri güzelim." diğer iki elemana göz devirdim aşkında bana devirmişti. Gözünü seveyim. "Arya odasında mı?" başımı salladım usulca. Aşkımda hemen gitmişti. "Davet bekliyorsanus diye diyorum etmeyeceğim girecekseniz girin." uğraştığımız tiplere bakın ya. Onları orda bırakıp aşkının yanına gittim. Arya ile derin bir sohbet içindelerdi. "Aşkın iki dakika konuşabilir miyiz?" "Ben şu abine bakayım hemen geliyorum canım." odamda beklemeye başladım. Hoşnutsuzca girdi. "Başka oda mı yoktu doruk?" bir şey demeden onu göğsüme çektim. Ona minnettardım. Ben kardeşimi ihmal ederken o uzaktan da olsa çok iyi ilgilenmiş yalnız hissetmemesini sağlamıştı. Uzun sürmeden ayrıldı benden. 'Teşekkür ederim yani arya için ona hiç yalnız hissetirmemişsin." "Napalım abisi başka kızlar ile uğraşırken onu unutmuş ablalalık yapmakta bana düştü işte. " bu hep böyle olacaktı. O bana asla yakın davranmayacaktı. "Hep böyle laf mı sokacaksın sen? Bugün eğlenmene bak sen ve yüsra tabi gelirlerse. Şaşırdım aslında onu rüzgar ile yalnız bırakmana." dibimde bitti bu yakınlık kalbime iyi gelmiyordu. "Laf sokmak değil bu doruk gerçekleri yüzüne vuruyorum ki unutma. Rüzgar kaza geçirdi diye bıraktım yoksa emin ol o arkadaşın kardeşime bir adım dahi yaklaşamaz. İlk ben ona zarar veririm. " ellerimi beline yerleştirdim. Çeilmek istedi izin vermedim kendime daha çok bastırdım. "Evlilik konusunda hala ciddiyim."iyice eğildim yüzüne bugün onu öpecektim sonu dayakta olsa. "Sen gerçekten kafayı yemişsin senin karın olacak aday var zaten ve o kişi asla ben olmayacağım." daha fazla konuşmasına izin vermedim. Dudaklarımı güzel dudaklarına birleştirdim. İtmek istedi izin vermedim. Bir elimle iki elini de başında topladım. Daha fazla direnemedi. Öfkeyle karşılık vermeye başladı. O kadar sert karşılık veriyordu ki dudağımda hissettiğim metalik tat ile kahkaha attım. Aniden yediğim kafayla kahkaham kesildi. Ve ardından gelen yumruk. Anında çıkmıştı odadan. Gülerek çıktım bende. Tanışmıştık uğur bey ile çok bir şey olmamıştu yanındaki elemanı asla gözüm tutmamıştı. Öyle boş boş birkaç muhabbetten sonra rüzgar ve yüsra geldi ve yemeğe geçtik. Yüsra Uzun bir uğraştan sonra kızı ve kadını güvenli bir otele yerleştirmiştik. Kadınla da anlaşmış yarın bizimle beraber karakola gelecek ve ifadesini verecekti. Olanlar kafamı karıştırmıştı. Zaten istediğim intikam oyunu boka sarmıştı. Şimdi ise bir takside doruğun evine gidiyorduk yan yanaydık ama çok uzaktık birbirimize. Ne kadar çok hastane konusunda ısrar etsemde gitmek istememişti. Bende pes etmiştim. Varmıştık araba durmuştu ama rüzgar bambaşka alemlerde olmalı ki fark bile etmemişti. "Vardık insene." benim sesimle irkilmişti. Gerçekten iyi değildi. Ama maalesef onu iyi edecek kişi de değildim şuan. "O sadece arkadaşın mı?" ne dediğini anlamamıştım boş boş bakmıştım. "Harunla işte." gülmemek için kendimi sıktım. "Hazer adamın adı rüzgar." göz devirdi. "Her ne boksa işte cevap versene." kafasını karıştıracak bir cevap verdim. "Bilmem." bir şey demeden de indim taksiden. Evin zilini bastım. Pardon villanın etrafımda çok zengin insanlar vardı bu biraz sinir bozucu olmaya başlamıştı. "Neyini bilmiyorsun acaba? Hayır yani neyini bilmeyebilirsin ki bunun? " arkamda olmasını fırsat bilerek güldüm cevap vermedim zaten vermeme gerek kalmadı. Çaldığım kapı hazer tarafından açılmıştı. Otuz iki diş sırıttığım ifademi düzelttim. "Nerede kaldın ya içerdeki sarı uğur'u bezdirdi."ben cevap vermeden rüzgar verdi. "Sanane harun sana hesap mı verecek? Bas git arkadaş. " beni de kendisini de içeriye soktu. "Bu arkadaş hep böyle gergin mi?" "Evet genel olarak çokta takma bakalım doruk neler yapmış."ikisini de holde bırakıp içeri geçtim alya ve aşkın bir köşede oturmuş gülüşüyorlardı. Uğur ve dorukta birbirlerine ters ters bakıyordu. Aşkına gittim direkt. "Ne oldu iyisin değil mi kelebeğim?" "İyiyim iyiyim sonra anlatırım uzun hikaye ya ama sorun yok." aryaya döndüm. "Nasılsın canım?" "İyiyim dalya abla abim ve uğur tanıştı birazcık gergin ortam ama abim bana kıymaz. Birazdan yumuşar herhalde yemeğe geçelim." "Tabiki kıymaz bebeğim geçelim bakalım." rüzgarın bir anda benim arkamdan aryaya sarılmasıyla afalladım. Hemen toparlanıp kokusunu içime çektim. "Rüzgar abi hoşgeldin gelmeyeceksin sandım." çekilmek istedim izin vermedi. "Sen çağırırsın da gelmez miyim cimcime tabiki gelirim. Seni taşımamı ister misin masaya kadar?" ikisi de hala bilmiyordu demek ki. Arya yürüyebiliyordu artık aşkın ne kadar doruğa de desede süpriz yapacağını söylemişti. "Hayırr sen geç ben aşkın abla ile gelirim." "Tamam canım." rüzgarda yanımızdan ayrıldığında zaferle gülümsedik. "Hadi yap artık süprizini mutlu et abini." "Tamamm siz de geçin." ikimizde onu bozmak istemedik ve masaya geçtik. "Aşkın arya nerde?"aşkın cevap vermeden alya yürüyerek geldi. Hepsi şoklar içerisinde bakıyordu en çokta doruk gözlerinin dolduğunu gördüm beni şaşırtan şey ise aynısının rüzgarda da olması. "Burdayım abi." ikisi de masadan beraber kalktı ve alyaya sımsıkı sarıldılar. Aşkınla birbirimize bakıp gülümsedik. Bizde böyle olmuştuk ilk gördüğümüzde. "Kardeşim herşeyim Allah'ım sana şükürler olsun yürüyorsun." "Yürüyorum abim yürüyorum bu birkaç haftadır böyle süpriz yapmak istedim." "Süprizine kurban olayım senin hayatımda aldığım en güzel süpriz." ikisi abi kardeş sarıldılar ağladılar aynısını rüzgarla da yaşandı. Yaşanmışlıklar aktı. Uzun uzun kutlandı aryanın yürümesi güldük eğlendik. Aylar sonra ilk kez kendimi gerçekten iyi hissetmiştim. Rüzgarın üzerindeki gerginlik bile beni etkilemedi. Bir anda elimde hissettiğim el ile irkildim. Hazer elimi tutuyordu. Ne haddine? "Napıyorsun acaba?" hiçbir şey olmamış gibi rahattı. "Ellerin titriyor iyi misin canım?" neden bu kadar samimiydi? Genelde böyle değildi amacı neydi? Gerçekten anlamıyordum. "Sanane? " rüzgarın bakışlarını üzerimde hissettim. Denizleri o kadar hırçındı ki dalgaları bana sertçe çarptı. Elimi çektim hemen. "Sakin ol merak ettim sadece. " "Etme merak rica edersem. Neden geldiğini de unutma Uğur'un arkadaşı olarak geldin." masadan kalkıp birkaç tabak topladım aşkına baktığımda ise uğur doruk ve alya ile bir sohbet içerisinde olduğunu gördüm. Alyanın yürümesi doruğu rahatlatmış olmalıydı ki artık somurtmuyor hatta gamzesini göstere göstere gülüyordu. Tabakları mutfağa bıraktım arkamdan gelen rüzgarı umursamadım. Yine salona geçmek için kapıya yöneldiğimde kolumdan durdurması ile ona döndüm. "Allah şahidim olsun ki bir kere daha sana dokunursa gebertirim ne kadar kızacaksan kızarsın o zaman eyvallahım olur." "Saçmalama bugünü de bozma olay çıkarma rüzgar." denizleri titredi ne demiştim ki? "Hep sorun çıkaran benmişim gibi konuşuyorsun." öyle bir şey demek istememiştim ki. "Hayır ben onu." konuşmamı devam etmeden rüzgar içeri geçti. Kahretsin. Sinirle olduğum yerde soludum. Salona geri geçtiğimde tabakları toplamaya devam ettim. Arkamdan gelen kişi bu sefer rüzgar değildi kokusundan anlamıştım. "Çalışan varya yapardı o ne kendini yoruyorsun?" hazer başıma bela olacağın kesinleşti. "Gerek yok hallediyorum işte." "Onunla aranda ne var?" bir şeyler olduğunu aydan bakan biri bile görebilir öyle bir gerginlik vardı büyük ihtimalle. "Bir şey yok sen fazla kurcalama bir şeyleri istersen." dinlemedi sorularına devam etti. "Eski sevgilin mi?" öyleydi eskilerde kalmıştı ne acı. "Evet."boğazım düğümlendi. "Bitti mi tamamen aranızdaki şey." bir anda mutfakta bir gürültü oldu. Rüzgar geldiği gibi hazerin kafasını arkadaki cam sehpaya geçirdi sinirle soludum. "Bitmedi bitemez öyle kazı aklına piç." ittim hemen onu. "Napıyorsun öldürecek misin adamı birde?" cevap gecikmemişti soğuktu. "Evet gerekirse neden olmasın uzaklaş ondan tepem zıplıyor." dinlemedim kafasından kan geliyordu uzandığım anda rüzgar bir tekme savurdu hazer daha da savruldu. "Dursana napıyorsun gerizekalı dur." "Durmayacağım. Sen ondan uzak dur." gerçekten artık iyice sinirleniyordum. "Asıl sen benden uzak dur." gözleri seyirdi bu demekti ki gerçekten sinirlenmişti. Kendime yine kızdım onu bu kadar çok tanıdğım için. "Anlamadım yalnız ne?" "Çok iyi anladın rüzgar." yine uzandım hazere bulduğum peçeteyi kafasına koyacakken rüzgar tarafından durduruldum. "Anlamıyorum lan sanane heriften bırak gebersin." patlamak üzereydim gerçekten. "Asıl senden banane asıl sanane yeter. Defol git hayatımdan ya sen hep yaptığın şey değil mi? Evet öyle. Hakkın varmış gibi şimdi böyle davranamazsın ya." cevap vermedi gerek yoktu konuşma sırası bendeydi. "Bıktım senin gelgitlerinden bıktım senin ne istediğini bilmememişliklerinden. Sen gideceksin ve her döndüğünde seni bekleyen bir tane yüsra mı olacak sanıyorsun ya sen?" gözleri konuşuyordu hayır diyordu hayırsa böyle hissetirmeye hakkı yoktu. Tezgahın üzerindeki tabağı fırlattım omzuna gelmişti gebersin. "Senin kuklan değilim rüzgar keskin gel yüsra git yüsra. Yanındayım yüsra sabahında yok. Kurtardım seni yüsra sabahında ters davranmalar. Melisi hiç sevmedim yüsra sadece seni sevdim yüsra. Ben seni hiç sevmedim yüsra gönlüm hala meliste kalmış." sesim artık yüksekti bağırıyor önüme gelen herşeyi fırlatıyordum. Buna rağmen üstüme geliyordu. Yüzüne gelmişti attığım bardak yanağından kan geliyodu. "CEVAP VERSENE NE SANIYORSUN YA SEN KENDİNİ SEN NE ZAMAN İSTERSEN OLACAK İSTEMEYİNCE OLMAYACAK BİRİ MI SANDIN BENİ YA?" "Hayır" sesinin sakinliği çıldırmama neden oluyordu. "O ZAMAN ÖYLE DAVRANMAYI KES. SEN RÜZGAR KAÇ DEFA YANIMDA GİBİ HİSSETTİRİP ORTADA BIRAKTIN BEN SAYAMADIM İSTESEMDE SAYAMAM BİLİYOR MUSUN ÇÜNKÜ ÇOKLAR HEP OLAN BİR DURUM BU BEN YA BEN BABAMA RAĞMEN BABAMIN YAPTIKLARINA RAĞMEN SANA GÜVENDİM." göz bebekleri titredi umursamadım. Daha da yaklaştı izin vermedim tezgahtaki baharıtlıkları fırlatmaya başladım. "BEN SENİN PEŞİNDEN KOŞTUM YA NEDEN YAPTIM Kİ? SEN KİMSİN Kİ RÜZGAR SEN KİMSİN?" "Sevdiğin adam." ayaklarım titredi arkamdaki tezgaha yaslandım. Dilimden zehrimi akıttım. Yüsra böyleydi. Kusarsa zehir akıtırdı o yüzden hep kaçardı yüzleşmeden. Gerçeklerden. "HİÇSİN SEVDİĞİM ADAM FALAN DEĞİLSİN PİŞMANLIĞIMSIN HATALARIN EN BÜYÜĞÜSÜN." artık o da sakin değildi titreyen çenesinden anladım. Yaslandığım tezgaha daha çok yasladı beni. İtmek istedim izin vermedi. "Dediklerinin hepsinde haklısın tek bir umut tek bir şans ver bu aptal adama ister aylar yıllar sürsün ama bırak onarsın yaptıklarını." başımı iki yana salladım olmazdı. "Hataları tekrarlamak aptallıktır ben aptal bir kadın değilim rüzgar." affalaması ile ittim onu hemen yakaladı iki kolumdan da. "Ben artık yokum rüzgar ne halin varsa gör senin peşinden koşan bir enayi yok artık bırak şimdi de beni." bırakmadı can yakmayacak kadar sıktı kollarımı. "Koşan sen olmayacaksın ki ben olacağım ama ne olur o şansın varlığını bileyim. " asla sana bunu bu iyiliği yapmayacağım. "Bırak diyorum sana." kasıklarına tekme atacağım sırada arkadan kafasında bir vazo patladı. Hazer yapmıştı. Zaten kafasına darbe almıştı bu da iyi etmişti. "Napıyorsun Allah aşkına? Biriniz de burnunuzu bir şeye sokmayın yettiniz gerçekten. " çıktım mutfaktan aşkın ve doruk kapıdaydı aşkının yüzünde keyifli bir ifade vardı göz devirdim. Kaostan besleniyordu resmen. "İçinin rahatladığını biliyorum o yüzden ellerine sağlık canım benim." güldüm beni güldürme sinir biliyordu. "Her zaman canım benim." "Sağol yenge ya evimin içine ettin." "Rüzgar toplayacakmış evini. Kırılanların yenisini alacakmış. Bilirsin bir şeyleri kırıp yenisine geçmeyi çok sever kendisi. Ben yenilerim dedi. Eskiyi at yenisini al misali." aşkına döndüm artık burda durmak istemiyordum. "Gidelim hadi alyaya veda edelim." içeriden sesler geliyordu. Rüzgarın vahşiliği farkındaydım artık daha bir öfkeli daha bir acımasızdı. "Tamam." "Yenge ya vahşi bu ara bırakma açık alanda kurbanıyla beraber." "Bana birdaha yenge dersen o dilini keseceğim doruk naparsan yap bekçisi değilim. " "Tamam yenge." hemen uzaklaştı yanımdan. Küfür etmeyeceğim yanımdaki koltuktan aldığım yastığı kafasına fırlattım. Cebinden bir kağıt düşmüştü. Hemen aldım elime aşkında yanımdaydı açtığımda okuduğum yazı önce kanımı dondurdu sonra da midemi bulandırdı hemen yırttıp attım kağıdı. Asla sesli bir şekilde o adam hakkında konuşma öldürdük gömdük bitti konusu bile açılmasın doruk dalya için gene olsa gene yapardım. Devamı da gelecek. |
0% |