Yeni Üyelik
7.
Bölüm

6.Bölüm|İlk kırıklığın yankısı

@soldeinvierno

 

Keyifli okumalarr🦋

 

oy ve yorum atmayı unutmayınnnn

 

Not:Halit rüzgarın babası

 

Bölüm şarkısı: Talha yılfırır:Hoşça kalamam

 

Rüzgar

Ordan çıktıktan sonra artık kaçmanın bir manası kalmayacağını anlamıştım o adamdan korkuyor muydum? Korkmuyor muydum? Hiçbir fikrim yoktu aslında o adamdan korkan kişi ben değildim ki içimdeki çocuk beş yaşından beri bin türlü işkenceye maruz kalan çocuk korkuyordu tehdit ediliyordu öz babası tarafından ne kafar acınası bir durumdu yüsraya bana acıyor musun dediğimde tam aksini söylemişti oysa gören herkes acırdı kardeşim şeyma bile sana acıyorum abi dediği günü unutamıyorum unutmam da ben onu bu kadar korurken bunu demesi koymuştu baya hemde. Yüsra ne güzel girmişti öyle hayatıma içimden ona hep melek diyordum öyleydi kimse onun yaptığını yapmazdı sabah uyandığımdaki şapşal hali aklıma geldikçe gülümsüyordum gerçi aklımdan hiç çıkmıyordu ki....

Sigaramı ararken bişey fark ettim kolyem kolyem yoktu yoncamın kolyesi yoktu. Bu kolyeler bizi birleştiriyor galiba. Sırıttım.

Hemen yolu geri dönmeye başladım o kolye benim herşeyimdi onu kaybedemezdim yüsrada düşürmüştüm kesin yani umarım evine vardığımda bağırış sesleri geliyordu o kaçık arkadaşının sesini duymuştum.

"Yavrum sadece soruyorum bu çocuğu seviyor musun?"

Bunu duymuştum yüsra birini mi seviyordu? Peki neden kalbim sızlıyordu? Severdi tabiki hayatında neyim ki ben yüsranın onaylayan sesini duyduğumda daha da yıkılmıştım bir an sadece bir an acaba o kişi ben miyim diye düşünmüştüm sonra beni kimsenin sevmeyeceği gerçeği geldi aklıma o kimse değildi belki ama sevdiği adam ben değildim buna emindim ona yaklaşmak gibi bir saçmalık yapamazdım içimdeki bu duyguyu öldürmeliydim çünkü artık bu kalp dayanamıyordu kırılmaya parçalanmaya uzak duracaktım ne olursa olsun bir daha darbe almak istemiyordum gömmecektim herşeyi kirlenmiş kalbime.

(Rüzgarın kolyesi)

 

Yüsra

Rüzgarla bakışıyorduk gözleri çok farklıydı yada daha doğrusu bomboştu duymuş muydu? Ne kadarını duymuştu ki duysa bile o kişinin kendisi olduğunu anlamadı mı? Yoksa anladığı için mi böyleydi bu düşüncelerle boğuşurken daha önce asla duymadığım bir sesle konuşmaya başlamıştı soğuk buz hiçbiri değildi daha beteriydi.

"Kolyem galiba burda düşürmüşüm."

Öyle sert söylemişti ki bir an sarsıldım noluyordu sonra aklıma yatağımda bulduğum kolye geldi çok hoş bir kolyeydi aslında iki kişilik bir kolyeydi bu ama ikiside rüzgardaydı ve kesinlikle sevgili kolyesiydi şimdi daha çok incelediğimde anlamıştım sevdiği vardı ve ben umutsuz bir şekilde ona bağlanmıştım.

"Evet yatağa düşürmüşsün getireyim."

Yüzüme dahi bakmadan konuştu bu sefer.

"Hemen getir."

Neden böyleydi bu ses bu ifade beni sarsıyordu.

Hemen odama gittim ve kolyeyi koyduğum yerden alıp yanlarına gittim aşkın sinirliydi hatta şuan rüzgarı bu tavrı yüzünden öldürebilirdi ona usulca bakıp yapmamasını söyledim hemen anlayıp kendini tutmaya devam etti.

"Al kolyen."

Kolyeyi hemen elimden alıp rahatlamış bir ifadeyle cebine koydu ve yüzüme bakmadan.

"Hoşçakal." dedi bu hoşçakal normal bir hoşçakal değildi o an anlamıştım bir şeyler vardı aklım almıyordu az önceki çocuk nerdeydi kırılmıştım ve üzülmüştüm de belki o mezarlığa sevdiği kadın için gidiyordu ki bundan artık emindim ne kadar boş hayallere kapılmışım ne kadar çabuk etkisine esir düşmüştüm kalbim acıyordu neden Allah kahretsin neden bu kafar çabuk neden bişeyler beni ona çekiyordu neden o gözlerde o denizde boğulmak istiyordum.

Aşkın bana dönüp olayı anladığında beni yalnız bırakmıştı çünkü biliyordu önce kendi içimde halletmeye çalışırdım çoğu kez de başarırdım.

Hemen odama geçtim ve uyudum düşünmek istemiyordum düşündükçe daha çok kötü olacaktı bunu gene yaptım onun gözlerini düşünerek uyudum acaba o gözler bana bir gün güler miydi? Okulu da ekmiştim iyi mi?

 

Halit'en

"Yonca nasılsın kızım?" güya herkes öldü sanıyordu Oysaki yaşıyordu ve en iyi adamlarımdan biri olmuştu. Küçükken de pek kıyamazdım zaten çünkü meleğin kopyasıydı annesinin. Yekta öyle değildi bana benziyordu ve bu bende öfke sorunlarına neden oluyordu sadece meleğime benzeyen birilerini istiyordum hayatımda aptal yektayı değil zaten o benim kuklamdı yer altının varisiydi kanul etse de etmese de öyleydi. Olacaktı içinde kötülük vardı kabul edecekti onu da.

"İyiyim babacım nasıl gidiyor ikiz kardeşim sıkıntı çıkarıyor mu?" yekta bugün eve gelmezse zaten ağzına sıçacağım konular olacaktı.

"Eve gelmiyor kaç gündür kendisi ama bununda cezası olacak."

"Anladım babacım Atalay bana gelebilir mi? Biraz sıkıldm." peki onayladığım tek kişiydi Atalay onun sayesinde yektanın içeceklerine veya yemeklerine uyuşturucu katabiliyordum.

"Tamam kızım kendini belli etme yeter kapatıyorum." önemli bir toplantı vardı ve bu toplantıya yekta zorla da olsa katılacaktı.

​​​​​​"Bana yekta nerde bulun hemen."

 

Yüsra

Telefonumun iğrenç bildirim sesi ile uyandım sevmiyorum arkadaş bildirim seslerini sessize almayı gene unutmuştum. Oha saat sabah 3'ten beri uyuyormuşum. Siktin dengelerimi şerefsiz rüzgar.

Mert: Güzelim beni istediğini yüzüme söylemen bizim için daha güzel olurdu biliyorsun.

Ne diyordu ya bu sabah sabah.

Yüsra: Noluyo kafan mı güzel arkadaş?

Mert: Sen olunca güzel oluyor da gerçekten beni istediğini yüzüme söyleyebilirdin kapıdayım aç bakalım.

Ne kapıda mıydı? Allahım naptım derdim ama maalesef çok şey yaptım bu yüzden dimi bu belaları bana getiriyorsun?

Hemen üstümü düzelttim ve kapıya gittim mert aslında şuan üniversite okuması gerekiyordu ama son sene sınıfta bilerek kalmıştı bunun nedeni de evet bendim bana olan iğrenç takıntısıydı bana asla kötü bişeyi dokunmamıştı ama hep cinselik ile ilgili saçma sapan tekliflerde bulunup sinirlerimi bozuyordu şerefsiz işte.

Kapıyı açtığımda onu karşımda çok iğrenç bir şekilde sırıtırken buldum neden nolduğunu anlamıyorum ben?

"Neden burdasın ve ne saçmalıyorsun mert sabah sabah."

Onu içeri davet ettiğimi hatırlamıyorum ama hemen içeri girdi ve çok rahat bir şekilde koltuğa oturdu.

"Çık evimden arkadaş ne diye giriyorsun mert." dinlemedi ve evimin içine girdi oylayarak kapıyı kapattım

"Güzelim beni isterken bu kadar kaba konuşman hoş değil."

Ne diyordu bu allah aşkına ya biri tercüme etsin."Ne diyorsun be açık açık konuş ve çık git evimden."

Biraz daha yayılarak dün rüzgarın oturduğu koltuğa yerleşti ulan orda onun kokusu kalmıştı o kadar sevinmiştim şimdi bunun iğrenç pahalı parfümu kokacaktı orası o da sanki benim düşündüğümü anladı ve bana kızgın bir şekilde.

"Burası neden erkek kokuyor?"

Bana hesap mı soruyordu bu? Sikerim ama böyle işi.

"Sanane arkadaş sanane. Neden burdasın son kez soruyorum ve çık evimden."

Bağırmaya başlamıştım üstüme gelmeye başladı noluyordu buna Allah aşkına.

"Napıyorsun sen uzak dur benden."

Daha da yaklaştı ve beni duvara sertçe itti ama yeter be beni o kızlar gibi sanıyorsa yanılıyordu hemen ona atak yaptım yüzüne yumruğu geçirdim. Ama anında toparlanmıştı. Beklemediğim bir anda boğazıma yapıştı şuan beni boğuyordu. Ve aklıma gelen ilk şey babam oldu.

"HAYATINDA BİRİ Mİ VAR NASIL OLUR?"

Ne diyordu bu Allah aşkına ve bağırıyordu korkuyordum geçmişimden nefret ediyordum.

"S-sanane varsa var."

Nefesim kesiliyordu kekelemiştim Allah kahretsin napacaktım ne kadar güçlü olsam da şuan öfkesi o kadar büyüktü ki engel dahi olamıyordum biraz daha sıkmaya başladığında istemsizce ağzımından bir inleme kaçtı.

"Rüzgar olacak piç mi vardı he onunla mı yattın benimle yatacağına ONUNLA YATTIN. "

Aniden bağırması beni sarmıştı aklım yıllar öncesine gidiyordu kendime engel olamıyordum.

 

(Geçmişten kesit)

Kız korkuyordu yalvarıyordu.

"Bağırma lütfen çok korkuyorum baba bağırma bana"

Ardı ardına vuruyordu bağırışları kız çocuğunun kulaklarını sağır edecek kadar fazlaydı ona baba dediği anda öyle bir şey söyledi ki kulakları duymamayı dilemişti.

"BEN SENİ HİÇBİR ZAMAN İSTEMEDİM. ZEVKİNE YAŞADIĞIM GECENİN PİŞMANLIĞIDIN ANLA ŞUNU BANA BABA DEME İĞRENİYORUM SENDEN AZ KALDI ÖLDÜRCEM SENİ ŞİMDİ SUS VE ANNENE BİŞİ DERSEN O DİLİNİ KESERİM."

Bunları söylemişti daha yedi yaşımdaydı kız çocuğu daha oyun oynaması gerektiği yaşta dayaklar uyuşturucular izler dolaşıyordu o naif vücudunda.

Ama herşeyi anlayacak kadar da büyümek zorunda kalmıştı.

 

(Şimdiki zaman)

Artık çırpınmayı bırakmıştım aklıma gelen anı ile şuan çırpındığım tek şey ağlamamaktı.

"CEVAP VER BANA"

Daha da bağırıyordu boğazımdaki elleri öyle serleşmişti ki nefes alamayacak hale gelmiştim susmam onu delirtiyordu ama şuan aklımdaki anı aklımda film şeridi gibi geçerken ne diyebilirdim ki. Korkuyordum Allah kahretsin ki korkuyordum. Kapının ardı ardına çalmasıyla nefes aldım aşkındı büyük ihtimalle o beni bu piçten kurtaracak güçteydi. Ama duyduğum ses içimdeki umudu bir anda filizlendirdi.

"Yüsra aç şu kapıyı içerdesin biliyorum güzelim."

Loading...
0%