@soldeinvierno
|
Keyifli okumalar✨ oy ve yorum atmayı unutmayın 🌟 Bölüm şarkısı:Emir can iğrek-Tırnağın kırılmasın Gelmişti rüzgar gelmişti mert beni hemen eli ile susturmuştu. Boğazımı bırakmıştı ama şimdi de rahat nefes alamıyordum Allah kahretsin rüzgar pes eder gider diye iki dakika falan öyle durduk ama rüzgarın sesi gene gelmeye başladı. "Yüsra açar mısın artık içerdesin işte hadi güzelim önemli. " Bende seni istiyorum şuan rüzgar bende. Mert hiçbir şey demeden önce cebinden bişey çıkardı başta anlamasam da güneş vurunca parlayan şeyi gördüm Allah kahretsin elinde çakı vardı. Bana döndü ve ağzımı açtı. Sonra yavaşça kulağıma yaklaştı ve konuşmaya başladı onu şuan alt edebilirdim ama elinde o keskin şey varken sadece ben yada rüzgar zarar görürdü bu da son isteyeceğim şeydi.
"Şimdi hiçbir şey yokmuş gibi davranacaksın kapıyı ona aç ve içeri davet et. Bişey anlarsa ikinizde yanarsınız."
Keşke dedim içimden keşke beraber yansak şuan yapabileceğim tek şey onaylamak olacağı için başımı hafifçe sallamaktan başka bişey yapamadım. Beni sertçe kapıya itip başıyla kapıyı işaret etti rüzgarın sesi hala geliyordu neden gitmiyordu ki.
Rüzgar İçerdeydi bundan emindim ama neden açmıyordu az önce sesini duyar gibi olmuştum ona vermem gereken bir şey vardı evet artık bu kolyeyi taşıyamıyordum güvenebileceğim tek kişi oydu bu konuda bu yüzden geri dönmüştüm sert davranmıştım ama elimden başka bişey gelmiyordu ona bu kadar çekilirken başkasina aşık olması başka beni üzmüştü. Kapıyı defalarca tıkladım telefonuna aradım ama açan yoktu madem öyle beklerdim yada çıkmadan çaldığım anahtarı kullanırım evet evinin anahtarını her duruma karşı çalmıştım kullanacakken kapıyı açtı saçı darmadağındı bişey olmuştu gözlerim ilk güzel boynundaki kızarıklığa sonra gözlerine tırmandı anlamıştım gözlerinde korku vardı ya içerde biri vardı yada bişi olmuştu kupkuru bir sesle adımı seslenmişti."Rüzgar."Sonra hemen devam etti. "Ne oldu ne işin var burda? " Ahh be güzelim hemen onu çektim ve arkama aldım neye uğradığına şaşırmıştı hemen kulağına eğildim ve fısıldadım. "Hemen evden gidiyorsun ben hallederim." Şaşırmıştı anlamama şaşırmıştı hadi ama zeki insanız onun yanında salaksam napim?Ama tabiki inatçı keçi kabul etmemişti eder mi hiç huyu kurusun. "Hayır. İnmeyeceğim rüzgar boşver girme" Nah konu sen olacaksın ve ben boşvereceğim salak bu kız. Saçına uzun bir öpücük kondurup az itekledim."Boşvermiyorum ve gidiyorsun hadi."demem ile kapıda beliren aptal merti görmem bir oldu bu aptalın burda ne işi vardı Ona bunları o mu yapmıştı? Öyleyse eceli olacaktım. "Sevgilim misafirimizi içeri davet etsene." Ne ne diyordu lan bu yavaşça yüsraya baktım ve bakışlarıyla herşeyi anlatmıştı o an ama mert miydi sevdiği? Diye düşünmüştüm seviyor diye evine almış derdim ama gözlerindeki ifade bunun asla olmayacağını haykırıyordu yüsra bir adamın bu hallerine dayanacak kadın değildi bir kere muhtaçtı şuan biri bana muhtaçtı ve ben ona yardım edecektim. "Mert kardeşim selam ne zamandan beri sevgilisiniz yani çünkü dün sevgilin seni aldattı." Mert hemen sinirlendi ve öne atıldı beklediğim buydu zaten karşındakinin damarına bas ki dikkati dağılsın. Dikkatsizce hareket etmeye başladı isteğim buydu evet ama arkamda kaskatı kesilen yüsra yardımcı olmuyordu hemde hiç. Merti savuşturmaya çalışırken elindeki çakıyı fark etmem ile yüsrayı az ileriye itmem bir oldu sadece sendelenmişti ve neye uğradığına şaşırmıştı dış kapıyı yüzüne kapattım. Bekle güzelim artık uzağımda olduğu için hemen Mert'in elindeki çakıyı kavradım elim mahvolmuştu ama mert bunu beklemediği için o an bişey yapamamıştı bundan faydalanarak hemen üstüne çıkıp ardı ardına yumruklarımı atmaya başladım içimdeki öfke beni ele geçirmişti. "ONA DOKUNMAK HA. SİKTİM LAN SENİ" Kendimi kaybetmiştim bağırıyordum ama yumruğumu havada bırakan küçücük bir kızın hıçkırığıydı kapıyı kapatmama rağmen duymuştum. Hemen mert itini bıraktım ve onun yanına gittim. kollarımın arasına aldımngöğüsümde daha da sert ağlamaya başlamıştı ağlaması şiddetlenirken artık bağıra bağıra ağlamaya geçmişti o ağladıkça benim içim kanıyordu saçlarını okşamaya başladım ama Allah kahretsin ellim kanlar içindeydi bunu fark eder gibi başını kaldırıp kanı görmesi ile daha da çok hıçkırmaya başladı görmesin diye hemen onu göğüsüme daha çok bastırdım. Bunun böyle olmayacağını anlayıp hemen onu kucağıma aldım ve ordan çıktım onu bu cehennemden çıkarmam gerekiyordu başını boynuma gömmüştü titrek nefesler veriyordu artık ağlaması en azından hafiflemiş sadece sessizce ağlıyordu artık onu nereye götürebilirdim ki eve gidemezdim babam olacak it yüzünden otel desen soyadım yüzünden herşey babama gidiyordu Allah kahretsin uzağa götüremezdim bir dağ evim vardı ama oraya gidersek daha çok korkardı şuan şokta gibi bir şeydi birşeyler vardı bu kadın kapalı bir kutuydu ama o kutuyu açmaya cesaretinde biri değildim. Onu mağaraya götürecektim bir gün yalnız sahilde yürürken orayı keşfetmiştim küçük belli olmayan bir yerdi orası benim Maabedim olmuştu kimse bilmiyordu ama o bilse nolur ki beni bilsin tanısın istiyorum kimse istememişti gerçi. Uyuya kalmıştı üstümdeki tişörtü yırtarak elime sardım idare ederdi beni uzun bir süre. Telefonumun çalmasıyla onu hemen susturdum uyansın istemezdim. "Ne var baba?" "Bana gelen resimlere göre biriyle birliktesin o kızı biliyorum yollarınız ayrılmazsa onu hayattan koparırım emin olabilirsin." ben daha bir şey demeden yüzüme kapandı telefon. Buna da mı karışacaktı? Yüsra güzel yaralı kızım benim özür dilerim o adamı tanıyorum öz kızının canına kıyacak kadar gözleri dönmüş özür dilerim.
Yüsra Gözlerimi hafifçe kırpıştırdığımda başta nerde olduğumu anlamamıştım sonra altımda yada ben üstünde miydim anlamamıştım buz gibi bir deve pardon insanmış hatta rüzgarmış şuan onun kucağındaydım ve o yarı çıplaktı etrafa baktığımda başta nerde olduğumuzu anlamadım ama biraz daha inceleyince küçük bir mağarada olduğumuzu fark ettim aklıma dün olanlar yavaş yavaş geliyordu mert, bağırışı, babam gibi boğazım, rüzgarın gelişi,hıçkırıklarım,çakı lan çakıyı kavramıştı manyak kapı deliğinden bakmıştım. Hemen yerde duran eline baktım tişörtü vardı onunla kanın akışını engellemeye çalışmıştı zeki çocuk ama mavi tişört kanlar içindeydi biraz daha kıpırdamam ile hafifçe o da uyanmaya başladı.
Ben uyuyormuş numarası yapacakken geçen ki rezilliğimi yaşamamak için bu sefer yapmadım direkt uyanmasını bekledim gözlerini yavaşça açtığında da içlerine bakmaya başladım korkusuzca tereddütsüzce kaşlarını hafifçe çatıp elini yanağıma götürdü kalbim tekledi sonra bir şey hatırlar gibi elini çektı ve beni kucağından indirdi çatalaşan sesim ile ona biraz yaklaştım ve elini kavradım kavramam ile sert sesinin işitme bir oldu. "Bırak." Çok sertti. "N-noldu" Uzaklaşmıştı benden yüzünde maskesi vardı her zamanki ifadesizlik,duygusuz hissiz nedenini anlamamıştım ama şuan yapmam gereken bişey vardı o beni o cehhennemden çekip çıkarmıştı acaba merte ne olmuştu umrumda değildi. Hiç düşünmeden dudaklarımı yanağını bastırdım uzun uzun öptüm hiçbir tepki vermedi vermesini de beklemiyordum zaten mağara adamı. "T-teşekkür ederim i-iyi ki geldin iyiki varsın." Çok ağladığım için sesim hafif çatalamıştı ve kekelemişti bu olanlar beni eskiye götürmüştü. Zaten tepkisizdi şimdi daha çok hissiz gibiydi dibime yaklaşıp dudaklarımız arasında küçücük bir mesafe bırakacak kadar dibimde durdu. "Dediğin şey için erken karar vermişsin çünkü yokum ben hiçbir zaman olmadım olmayacağım. " ˏˋ°•*⁀➷ Bana kızmayınnnnn
|
0% |