

Yeni bölüm geldi keyifli okumalar 🦋
Yorum ve oy vermeyi unutmayınn🦋
Şarkılar
Gözlerinin yeşilini özledim
Söyle ruhum
Aşk Ateş'i
Kara sevda
≻───── ⋆✩⋆ ─────≺
"Benim evimi nerden öğrendiler ki?" camlara atılan kurşunlar evdeki heryeri mahvetmişti kurşun sesi susar susmaz yekta benim heryerimi kontrol etmiş sımsıkı sarılmıştı. Şimdi ise yektanın volta atışlarını izliyordum odanın bir köşesinden diğer köşesine gidiyordu.
"Allâh aşkına bir dur artık rüzgar." şu kız konuştukça sinirlerim daha da bozuluyordu bir şeyler vardı onda ama neydi bilmiyordum elimde bir kanıt bile yoktu.
"Sen bir sus artık istediğimi yaparım." yektanın tersleyişi ile olduğum yerde daha da gerildim. Artık sabrının kalmadığını belli ediyordu her haliyle bir an önce kurtulmak istediği belliydi. Ayağa kalkıp onu durdurdum sımsıkı sarıldım beline.
"Sakin ol artık az kaldı dediğin gibi." Z sarılmamıştı hala öfkeli miydi?
"Benim gitmem gerek seni de aşkına bırakayım."
"Hayır dedim yaran var dedim otur oturduğun yerde." zorla geri oturttum. Anında geri kalktı
"Valla ev kurşunlanırken oturamıyorum pardon."ben bir şey diyemeden odamıza girmişti.
"Yenge merak etme benim yanımda güvende şimdi bırak yapsın yapacağını yoksa bu sinirle daha da kötü olacak herşey."
"Tamam ben bakayım geliyoruz." hakan onaylayan bir mırıltı çıkarmıştı.
"Hızlı olun sizi beklemekten ağaç olduk." göz devirdim koymuştum kafama bu kızın derdini anlayacamtım.
"Beğenmiyorsan defolup gidebilirsin." dediği diğer şeylere kulak asmadan yektanın yanına gittim. Oturduğu yerde başını kollarının arasına almış öylece duruyordu.
"Öfkeliyim çıkar mısın?" umursamadım yanına oturup ellerini başından çektim.
"Ne o beni kovuyor musun?"
"Son zamanlarda kendime hakim olamıyorum öfke konusunda."saçlarını sevdim artık kendi rengiydi.
"Olsun bana öfkelenmezsin bilirim." saçlarındaki elim ellerine kaydı.
"Seni öptü." haklıydı bunu kafasına takmakla bende takardım hatta uzun uzun düşünürdüm.
"Özür dilerim itemedim bile ne zaman atlatacağım bilmiyorum olmuyor başaramıyorum yekta." sımsıkı tuttu ellerimi.
"başaracaksın ama tek başına değil beraber başaracağız hayat gözlüm." başım omzuna düştü onunda
"Hıhıı gitme diyemiyorum ama lütfen sağ dön yanıma özletme kendini." birbirimize sımsıkı sarıldık hayat garipti. Ayrıydık diye üzülürken şimdi beraberiz ve başımız dertten kurtulmuyordu.
"Geleceğim ama sende rahat dur yerinde." cevap vermedim çünkü yerimde durmayacaktım.
"Özür dilerim yine itemedim."
"Dileme artık bebeğim ben onun intikamını bir güzel alacağım ondan."
"O kurşunlamış olmasın."
"Belki de önemi yok sevgilim ölecek ve sen o toplantıya beni düşünseydin girmezdin zamanında biz bu yüzden ayrılmadık mı?"aklıma geçmiş geldi ne kadar süre kaçmıştı benden yüz üstü bırakmıştı ama ben vazgeçememiştim herşeye ve herkese rağmen nasıl da sevmiştim. Sevgim bir kere bile azalmamıştı sana sevdiğim.
"Sen benden kaçtın o sebepten evet. Yüz üstü falan bıraktın sayayım mı hiç gerek yok geçmişi konuşmak istemiyorum sende napacaksan kendine zarar vermeden yapacaksın." yanağını öpmek için uzandığımda dudaklarımızı birleştirdi.
"Özür dilerim olan herşey için." cevap vermedim zamana ihtiyacımız vardı sadece eskiye dönmek için. Yeniden biz olmak için.
"Bende gelmek istiyorum aslında." bana öyle bir baktı ki hayır demesine gerek bile kalmamıştı o giyinirken oflayıp durdum.
"Oflama dalyam sende üstüne bir şey al aşkına bırakacağım." omuz silktim çocukluksa çocukluk zaten sevdiğimiz insanlara şımarmayacaksak kime şımaracağız ki?
"İlla gel giydir diyorsun." gülümsedim bu sevgiyi ilgiyi çok özlemiştim daha da ofladım. İstediğimde oldu çıkardı üstümdeki salçaya bulanmış tişörtü yemek yapmak zordu dostlar. Salçalı makarna yaptın Allah'tan. Sus iç ses sanki başka bir şeyi yapabiliyormışum gibi olsun öğrenirdim ki benim isteyipte yapamayacğım hiçbir şey yoktu sonuçta.
Üstüm çıplak kalmıştı ürpermeme neden olmuştu bu durum yektanın ise her zaman yaptığı işmiş gibi rahattı adi köpek.
"Sütyenimi kendim giyerim çık." cıkladı engel olmaya çalıştım ama ayı gücüydü. Kaybettiği kasları zaten yavaş yavaş geliyordu.
"Hayırdır sen? Spor mu yapıyorsun kasların çıkmış.*
"Lise zamanında vardı zaten sonra düzensiz beslenme sporu bırakma derken gitti şimdi de spora gidiyorum hergün bu aralar aksadı ama olsun. " ne sporu dostlar ney? Böyle kısa kısa giyip ağırlık kaldırdıkları salonlardan mı? Bana geliyorlar.
"Ne her günü nereye gidiyorsun acaba?" çıplak göğsüme değen eli ile kesik bir soluk döküldü dudaklarımdan.
"Spor salonu bebeğim noldu?" ne olacak götünü başını yollayacağım.
"Yo yok beraber yapalım diyecektim. Evde salonda her nerdeyse." nefesimi kesiyordu dokunuşları ama çaktırmadım sütyeni giydirip kendi tişörtlerinden birini giydirdi.
"Olur beraber salona gider yaparız."
"Gidelim bakalım." ben hala spor salonu'nda kaldım.
"Ne zaman spora gidiyoruz?" gülmüştü adi piç anlamıştı işte ama benimle uğraşmak daha da işine geliyordu.
"Yarın gideriz." hızlıca kafa salladım. Bir an önce gitmeliydik!
Sonrası klasikti beni aşkına bırakmış ve gitmişti ama aşkında gördüğüm doruk göz devirmeme neden oldu.
"Siz hayırdır ya?" aşkının suratındaki piçliği sezdim geliyordu gelmekte olan.
"Biz arkadaş olmaya karar verdik yarın ilk iftar o yüzden bendesiniz bir şeyler hazırlayacağım diyince kankam yardıma geldi," kahkaha attım aşkın gerçekten nasıl göt edeceğini iyi biliyordu.
"Anladım anladım eee o zaman bana ikinizde lazımsınız hazırlanın gideceğiz."ikisi de al al baktı.
"Hira rüzgarla çalışıyor ama o kızda başka bir şey var onu takip edeceğim tek başıma yapmayacaktım aşkınla yapacaktım ama madem burdasın bize yardım edersin abicim." bu ona sessiz teşekkürümdü. Artık kimse sadece benim yekta dememe takılmıyordu alışmışlardı.
"Ederim abisi ama o kız rüzgardan nefret ediyor." Allah'ım beni deli edecekler.
"Hayır" aşkınla aynı anda konuşmuştuk bu erkekler neden bu konularda hep maldı? Bıraksak yektayı zehirdi ama birinin onu sevdiğini ya da yürüdüğünü gerçekten anlamıyordu.
"Ne ya hep kavga ediyorlar." elime fırsat geçmişti seni köşeye sıkıtıracağım abicim.
"Sende hep aşkınla kavga ediyorsun sevmiyor musun nefret mi ediyorsun yani?" hemen ikisinin de yüzündeki kan çekildi belli ki adam akıllı hiçbir itiraf olmamıştı.
"Hayır tabikide nasıl nefret edeyim uğuruna yüreğimi ezdiğim kadından?" sen seni seviyorum demesen de olur be.
"Tamam o kızda seviyor işte kıt herif." aşkın son sözünü söyleyip odasına geçti.
"Ben nasıl gönlünü alacağım kardeşim sen söyle." içimdeki çocuğa dokunduğundan haberi var mıydı?
"Durum karışık baba oluyorsun doruk kolay mı?" değildi o da biliyordu bende aşkınla konuşmadan bir yol vermek istemiyordum.
"Ben hazırım gidelim mi?" aşkına baktığımda ıslık çaldım hemen şımarıp etrafında döndü. Alık alık bakan yine doruktu. Siyah bir takım giymişti önden bir şey yoktu pek ama sırtı tamamen ortadaydı.
"İnsan takip edeceğiz keyif yapmaya gitmiyoruz."
"Sanane süslenesim geldi hem akşam bara giderim boşuna olmaz." gidemezdi bana sözü vardı.
"Olur bebeğim güzel bir gece geçirirsin." öpücük attım. Bana boka bakar gibi bakıyordu doruk.
"Kardeşine boka bakar gibi bakma istersen abicim."
"O kardeş düzgün dursun o zaman." omuz silktim benim üstümde de anca yektanın tişörtü olsun ama bütün güzel kıyafetlerden daha güzeldi.
"Uzatma kanka da gidelim ben hiranın nerde olduğunu da öğrendim." benim için garip bir durum değildi aşkın staklama konusunda çok iyiydi şu nerde desem anında bulurdu biz eskişehirdeyken yekta nerde diye birkaç kez baktırmıştım .
"Pardon da nasıl?"
"Seni asla ilgilendirmez." ikisinin birkaç tatlı atışmasından sonra evden çıkmıştık. Aşkın konumu açtığında doruk daha da şaşırmıştı. Ama bu sefer şaşkınlığın yanında hayranlıkta vardı.
"Hızlı sür kaybetmeyelim hainimizi." ne haini?
"Ne neyden bahsediyorsun?"
"Hakanı duydum ekipte hain var ama kim bulamıyorum demişti ben onun yerine çok güzel buldum nasıl ama?" bu kızın şeytanlığı beni benden alıyordu.
"Bende bunu düşünüyorum çünkü değişik bir şey var kızda rüzgarın başında dert bol dikkat etmemiş olabilir."
"Size bir şey diyeyim mi? O yonca çok sessiz rüzgar hastanedeyken hiç gelmedi farkında mısınız? Oysa sevgilisi ile resim atıyor instagram'a." yonca hakkında bir şey desem yektanın tepkisinden korkuyordum çünkü seviyordu çok değer veriyordu şeymadan çok hatta zaten şeymadan uzun süredir haber almıyordum yekta benimle birlikte ailesinden kopmuş gibiydi ortada düzgün bir aile varsa tabi.
"Yonca hakkında ne derseniz diyin rüzgar hep sabit ona çok güveniyor sorgulamıyor bile hiç görüşmediler telefon dışında ama o atalaydan nefret ediyorum. Olsa olsa onda bir şeyler vardır." göz devirdim. O da güveniyordu yoncaya sorun bizde miydi?
"Sende güveniyorsun yoncaya ama hatırlatayım onun pisliği yüzünden kolum kırıldı benim." aşkının dediği olayla sinirim yine zıpladı. Bir şeyler dönüyordu ve ben dalya isem hepsini çözecektim.
"Atalay'ın kolu da kırık aylardır düzenli olarak kırıyorum unutmasın diye."
"Ne sen delirmişsin abicim." aşkının kafasına bir tane geçirdim alık alık bakmıştı çünkü.
"Hakkediyor vardık ben ineceğim siz kalın. " ikimizin de umrunda olmamıştı inmiştik şakasını yaptığımız yerdeydik bar ne kadar da komikti.
"Gerçekten mi ya? İçkiden nefret ederken iç içe olduk iyi?"
"İçmeyiz güzelim."
"Arabaya geri dönün lan." doruğu ittirdim birde onu dinleyecek değildik.
İçerde alkol ve ter kokusu baskındı mübarek günde geldiğimiz yere bak. Hirayı gördüm bar taburesinde tek başına oturuyordu birini beklediği belliydi.
"Ben yanına gidip konuşayım mı?"aşkının rahatsızca kıvranışını gördüm yazık kıskansa kıskanıyorum da diyemez duruma ben el attım.
"Sen rahat mı dursan? Kör müsün birini bekliyor belli ki bizde bekleyip bakacağız kim diye." ben lafımı bitirir bitirmez gelen halit ve onun dudaklarına kapanan hirayla toplu bir şok yaşadık.
(Reklamlardan sonra DMdmmdmdmf)
Rüzgardan
Hani derler ya öfke zararlıdır diye benim öfkem şimdi dağhana öyle bir zarar verecekti ki benim sevdiğime dokunduğu için karşımda özür dileyecek yavaş yavaş tükenmeyecek hızlıca tükenecek ve yok olacak.
"Abi emin misin?"
"Korluyorsan öteye git hakan şuan korkmakla uğraşacak halde değilim."
"Ne kıskanç bir herif çıktın adamın depolarını patlattık şimdi de evin sızıyoruz neden öldürmek için? Sen bu görevi çok yanlış anladın bence."
"Beğenmiyorsan tutuklatırsın beni hakan kapa o çeneni büyük bir suç makinesi değil mi? Kurtarıyorum işte sizi." yavaş yavaş sızdık evinin içine uyuşturucu iğneler kullanıyordum adamlarını indirmek için sikeyim böyle vicdanı.
"Kurtarma biz kendi kendimize kurtuluruz Allah için." cevap vermedim dağhanın odasına girdim. Boştu ama su sesi geliyordu duş alıyor olmalıydı.
"Belge varsa bak çıksın paşamız." deri kokan koltuğa oturup beklemeye başladım artık bir kişiye bile tahammülüm yoktu sen geleceksin benim sevgilimi öpecek yetmezmiş gibi de evini kurşunlaşayacaksın yok ya öldürürler.
"Bu işte lider kim belli değil." göz devirdim. Hala odayı dağıtıp belgeler arıyordu. Ama bu adımlarla büyüdüm ben odasında tutacak değildi sussun diye ara demiştim polis kim belli değildi.
"Benim lider hakan ben olmasam bu kadar bilgiye ulaşır mıydınız düşünün siz aranızdaki haini bulmaya çalışın bana bulaşmayın." su sesi kesildiğinde silahımdaki kurşunları kontrol ettim seni delik deşik edeceğim dağhan korkmaz.
"Süprizzzz."
"Sen senin ne işin var burda?"
"Kapanmamış bir hesabı kapatmaya geldim de baktım duş alıyorsun son duş keyfini bozmak ıstemedım." adamlarına seslendi hepsi derin uykudaydı.
"Ölü hepsi boşuna çağırma." silahına uzanan eline sıktım.
"Orospu çocuğu."
"Babam öyle haklısın eee anlatsana dağhan korkmaz benim sevgilimi hangi cüretle öptün?"
"Emin ol çok zevkliydi." iki bacağına da ikişer kurşun daha sıktım.
"Bende seni öldürürken çok zevk alacağım." önümde diz çökmüştü o özürü dilemeden asla öldürmeyecektim zaten hakan anlaştığımız gibi videosunu çekiyordu.
"Özür dileyeceksin nefesimi öptüğün için özür dileyeceksin."
"Asla ah dur artık."
"Ya sen kendini mafyacık mı sandın? Şuan ölümün ellerimde ya o özürü dilersin ya da seni öldürmem için yalvartacak hale getiririm."
"Yüreğin var mı yapmaya yekta efendi."
"Olmaz olur mu bebeğim siz beni çok yanlış tanımışsınzı konu sevdiğim kadınsa olay yürekle de kalmaz ciğerinizi elinize veririm." gülüyordu istediği kadar gülebilirdi çok ağlayacaktı nasıl olsa.
"Hakan dağhan beyin kardeşi ne durumda?" anında gülen yüzü dehşete düştü haklıydı çünkü o kadar güvenli bir yerde saklıyordu ki kardeşini ama benim sevdiğim söz konusu ise asla sınır tanımazdım.
"Astım krizi geçiriyor ve abiciği bizden özür dileyip ha birde birkaç sevkiyatttan bahsetmezse nefesizlikten ölecek adamlarda ilaç var." başka bir telefondan bir video açtı hakan kardeşi olmalıydı çünkü çıldırmıştı.
"KARDEŞİMİ BIRAK ONA YAKLAŞMA İLACINI VERİN."
"Dediklerimizi yapta verelim bebeğim."
"Dört tane sevkiyatı aynı günde yapılacak," hakanla birbirimize baktık iki tanesini öğremiştim ben aynı gün riskli ama başarırılırsa çok uyuşturucu ve para demekti onlar için ama onlar çıtayı çıkarmıştı ikiden dörde.
"Ne sevkiyatları sadece uyuşturucu mu?"
"Hayır fuhuş ve silah iki tanesi de uyuşturucu." tane tane söylüyordu bana yavaştan geliyorlardı.
"SAAT VE MEKAN VER TEK TEK Mİ ALACAĞIM BEN SENDEN LAFLARI?"
"İlacını verin ilacını verin herşeyi anlatacağım."
"Yo benim de sevdiğim kadın dondu sen öptüğünde. Ha birde benim baldızı boğazlamışsın ayıpsın. Doruk kardeşim istedi bir boğazlasak mı kardeşini ya?"
"Hayır hayır nefes alamıyor zaten mekan sınırdan 500 kilometre uzaklıkta bir depodan çıkacaklar yola. Saat gece dört gibi." sahurumun da içine ettiniz sağolun ya.
"İlacı vermeden önce özrünü dile."
"Özür dilerim hadi nefesi tükeniyor ölecek." devamı ondan gelmeyecekti çünkü tam alnının ortasından kurşunu yemişti.
"Çükinü kesmeyi unuttum. Kesip kalanını Galatasaraya yedirecektim neyse her türlü çükü haram bunun."
"Yürü abi yürü iyice delirdin. " delirmişim geçekten.
"Asker olmama izin verecekler mi?"
"Ne yapsan devlete yapıyorsun şuan seni istihbarata istiyorlar aslında." hayır istihbarat sıkıntıydı kadın falan ayarla deseler naparım? Başım bağlıydı benim.
"İstemiyorum ben istihbarat asker olmak istiyorum."
"Şu operasyon bitsin herşey düzelecek kardeşim."
"Umarım huzur istiyorum artık." huzur olur muydu bilmem ama dalyam varsa zaten huzur vardı...
"Dağhanın kardeşi ile sen ilgilen kimsesiz kaldı bizim yüzüzmüzden." cevap vermemişti ama bu onayladığı anlamına geliyordu.
Yüsra'dan
Gördüğünüz şeyden sonra hızlıca ordan uzaklaşmıştık halit varsa adamları da vardı yakalanmak istemezdik.
"Ben resimlerini çektim." bu kız artık beni gerçekten benden alıyordu. Ama alışmıştım artık.
"Bana at. "
"Ya siz nesiniz suç çetesi falan mı? Biri kızı bulır biri resim çeker biri haini bulur gidin CIA'da ya da FB'da çalışın." ah keşke mümkün olsa.
"Sanane abicim bizden korkman için sebepler işte."
"Sizden zaten korkmayanın akli dengesi yerinde değildir." bize doğru gelen kişiyle aşkına baktım Sebastian aşkının ilk sevgilisiydi hatta aşkına yüsra mı ben mi dediği için aşkın ona rest çekmişti. Rüzgar bile sorsa aşkın derdim bizim mevzu derindi.
"Aşkın selam."
"Selam naber."kıvranan doruğu zevke izledim.
"Bu kim abisinin gülü?"
"Aşkının ilk sevgilisi bayaaa büyük bir aşk yaşanmıştı." yalandı ama olsun delirmesi gerekiyordu. Ayak üstü sohbet eden aşkınla Sebastian'a baktı sonra bana baktı sonra yine onlara baktı.
"Yeter artık doruk başım döndü."
"Ne var bu kadar konuşacak Allah aşkına." cevap vermedim gözüm bara giren yonca ve atalaydaydı. Kimseye bir şey demeden girdim bara halitin yanına mı gitmişti? Hatta sarılmışlardı bir boklar dönüyordu ama anlamıyordum uzun uzun konuştular yektaya ne diyecektim? İkizinin babanla arası baya iyi mi? Napmalıydım? Kimseye görünmeden çıktım bardan yekta arıyordu ay ışığım diye kayıtlıydı.
"Sevgilim haftasonu yonca bize gelebilir mi yemek yemeye özlemiş." dünya durdu ne diyebilirdim ki? İkiziydi çok seviyordu çok güveniyordu bu durum nasıl çözülecekti?
"Orda mısın?"
"Yekta hira hain." ne yektadan ne de benden ses geldi.
"Sen aşkında değil misin?"
"Değilim. Hirayı takip ettim babanla ilişkisi var babana herşeyi anlatıyor bence." bir anda gelen patlama sesiyle yektadan ses gitti.
"YEKTA SES VER DORUK BİR ŞEYLER OLUYOR." Koşarak geldiler yanıma yonca da gelmişti.
"İkizime ne oldu ne oluyor?" gözlerinde endişeye dair hiçbir şey yoktu. Yalandan endişeli bakışlar atıyordu.
"Bilmiyorum konuşuyorduk sonra arkadan patlama sesi geldi doruk lütfen bir şey yap."
"Yürüyen nerdeler biliyorum." koşarak bindik arabaya yonca da gelmişti.
Uzun bir yolculuktan sonra daha önce hiç bilmediğim bir yere gelmiştik.
"Burda hiçbir şey doruk doğru yere mi geldik?" kalbimdeki ağrı herşeyin boka battığını söylüyordu.
"Bilmiyorum dağhanı öldürmeye geldi burası dağhanın evinin olduğu yer." birkaç lüks evden başka bir şey yoktu. Dağhan'ı öldürmekte neyin nesiydi?
"Yok ama hiçbir şey yok patlama sesiydi eminim yok kimse yok doruk burda herşey yerli yerinde."
"İkizim kimi öldürüyor ne oluyor?" aşkın benden önce susturdu. Yüreğimde bir kor vardı cayır cayır yanıyordu.
"Sanane şimdi mi aklına düştü ikizin? Hastanede haftalarca kaldı nerdeydin? Sevgilinle fingirdeşiyordun o yüzden o çeneni kapat bilelim ne oluyor sana cevap vermekle uğraşmayacağız."
"Doruk sahip çık sevgiline yine elimde kalacak." atalayda ne zaman gelmişti?
"Sen benim elimde çok güzel kalacaksın Atalay çok." yanlarına gittim.
"Lütfen abi şimdi değil sevdiğim adamı bulun bana." ağlamamak için direniyordum ama olmuyordu doruğun göğsüne çekmesiyle patladım başımız dertten kurtulmuyordu ben her zaman onu kaybetmekle sınanıyordum. Ne zamandan beri bu kadar duygusal biri oldum onu da bilmiyordum ama bildiğim bir şey varsa da çok yorgun olduğumdu.
"Şşş bulacağım abicim arıyor hakan arıyor. " hemen geri çekildim. Elinden aldım telefonu.
"Hakan yekta nerde yekta patlama oldu telefondan sesi gitti."
"Benim" yektaydı içim gitti sesine.
"Yekta iyi misin ne oldu nerdesin geleyim lütfen."
"Eve geç geleceğim yanına benim evime geç hakanın gösterdiği orda bekle beni."
"T-tamam lütfen hızlı gel."
"Ağlama kurban olduğum ağlama." defalarca hızlı gelmesini söyleyip kapattım telefonu.
"Bende geleceğim ikizimi merak ediyorum Atalay gelmez istemezseniz."
"Hayır yalnız kalsınlar biraz." istemiyordum hayır diyince de ben suçlu oluyordum en iyisi herkesle gitmek.
"Gidelim hep işte hadi ben biliyorum yolu arabayı ben süreyim mi abi?"
"Olur abicim." gülümseyip sürdüm ezbere bildiğim yolu o ev bana hala konuşmadığımız konuyu hatırlatıyordu. Ve bu konuşma bugün olacaktı.
Vardığımda hiçbirine bakmadan saksının altına baktım anahtar saksının altında demişti.
Eve girip kapıyı açık bıraktım hepsi gelmişti doruk aşkının kolunu sımsıkı tutmuş atalaydan uzak tutuyordu.
Bir saat boyunca kimse konuşmamıştı ben ise aşkının kucağına yatmış saçlarımı okşmasını izliyordum boş boş. Kapının sesiyle kapıya fırladım.
"Geldi galiba." gelmişti sımsıkı sarıldım boynuna barut kokuyordu olmuştu bir şey işte.
"İyi misin ne oldu? Neler oluyor?"
"İyiyim sevgilim ufak bir aksaklık oldu biz koyduk bombayı erken başlattık süreyi." gülüyordu gerizekalı omzuna birtane geçirdim.
"Gerizekalı kalbime indi." sertçe birleştirdi dudaklarımızı.
"Özür dilesem affedilir miyim?" bu sefer öpen bendim cevabını almıştı.
"Deli kızım benim içerde kimler var. Baldız yine kavga ediyor birileriyle." güldüm bu dediğine yekta bile alışmıştı aşkının bu hallerine.
"Yoncalar falan yekta görev hakkında konuşma yoncanın yanında lütfen beni dinle anlatacaklarım var."
"Tamam sen zaten bana hesap vereceksin aşkındasın diye içim rahattı doruğu da ayartmış işler peşindesiniz." yavaş yavaş süzüldüm.
"Bana kıyamazsın ki sen."
"Kıyamam maalesef bazen kıyıp terbiye etmek lazım ama böyle yaramaz kızıı." boynuna derin bir öpücük bıraktım.
"Yooo gerek yok içeri geçelim yoksa aşkın yine ikizini dövecek hepsi takıldı peşime." içi gider gşbş baktı bana benim içim çoktan gitmişti.
İçeri geçip sohbet etmeye başladık hiçbir şey olmamış gibi her gencin yapması gereken bir aktiviteyi biz belki de ilk kez yapıyorduk.
Saat geç olduğunu herkes kalkmıştı omzumda uyuyan yekta ise huzur sebebiydi....
Hakan'dan
Gerçekten nerde bok var hepsi bana geliyordu hayır yani kız kardeşi ile ben nasıl ilgilenecektim ne yapacaktım ne anlardım?
Kızı tuttuğumuz depoya girdim en başından beri astım ilacını vermiştik zaten. Herkese esip gürlemişti dediklerine göre.
"Peri korkmaz ben komiser hakan yalçın bir süre bsnim sorumluluğum altında olacaksın düşmanlar sana bulaşmasın diye ha birde başın sağolsun."
"Ne hayır hayır abim ölmedi de bana nolursun." diyemedim ellerini açtım.
"Lütfen ölmedi de benim başka kimsem yok ki lütfen." ayakta duramıyordu bile acımıştım haline.
"Özür dilerim maalesef." bir anda ağlamaya başlaması ile neye uğradığıma şaşırdım. Nasıl yapılır nasıl teselli edilirdi?
Ben yapmadan kendi yaptı onunla beraber yere çöktüğümde göğsüme yaslanıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı elim istemsizce saçlarını buldu zor bir dönem bizi bekliyor olacaktı belli...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.6k Okunma |
1.1k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |