@sondunya
|
40. Bölüm "Hop nereye?." "Cehennemin dibine bugün hava çok soğukta belki ısınırım." "Kızım düzgün cevap versene." "Altuğ'un yanına kafeye gidiyorum." "Hangi kafe olduğunu bilmiyorsun. Nasıl gidiceksin?" "Sen öyle san. Biz Bulut'larla hep gittiğimiz barın yanındaki kafe." Şaşırmıştı ve sanırım birazcıkta sinirlenmişti ama sinirlenerek bir şey yoktu ki. "Her zaman gittiğiniz öyle mi?" "Evet. Yani ben hiçbirşey hatırlamıyordum ya işte o zaman gittiğimiz kafe." Biraz ürkütücü duruyordu. Birazcık. Küçücük. Çok küçük. "Eee ben çıkıyım artık. Malum bekelmesin çocuk " "Bekle." Bismillahirrahmanirrahim. Ayak sesleri geliyordu arkamı döndüğüm için pek göremiyordum.önüme geçti. Gülümsedim. Gülümsedi. Ve konuşmaya başladı. "Telefonunu yanına al. Zaten o kafeyi biliyorum." "Anlamadım." "Boş ver. Al ve git." Hemen telefonumu aldım. Evden çıkınca onun ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. Bizim yanımıza mı gelicekti. Yoksa bir şey olur diye mi söyledi. Off neyse hemen arabaya bindim ve yola çıktık. Şöför abi kapımı açınca geldiğimizi daha yeni fark ettim. Hemen arabadan indim. Kafeye doğru yürümeye başladım. Altuğ yine bir köşede oturuyordu. Hemen yanına gittim ve konuşmaya ilk özür dileyerek konuşmaya başladım. "Özür dilerim Altuğ. Ben sana verdiğim sözü tutamadım. Gerçekten çok üzgünüm." "Rüya sen geldin." "Evet geldim. Bir sorun mu var. Umarım mühim bir şey yoktur." "Yok merak etme ben sadece sana dediğim gibi bir kız kardeş istiyordum. Olmayıncada seni kardeşim gibi görmeye başladım.Rahatsız etmedim umarım. Sevgilin işinin olduğunu söylemişti ama..." Allahım ben ne kadar çok yalan söylemeye başladım böyle yine yalan söylemek durumunda kaldım kaldım. "Evet daha sonraya erteledim. İş kaçmıyor ya." Gülümsedi. Daha sonra kapıdan Bulut, Emre ve Emir girdi. Yanımıza geldiler ve hepsi teker teker bana sarıldı. Sonra ilk konuşmaya Bulut başladı. "Naber kız biz aratmasak sen hiç bizi arayacağın yoktu. Bende Altuğ'un aramasını söyledim."
|
0% |