"anneanne."

"Yavrum."

"Ne işiniz var burda."

"Hiç kuzum öyle şu içmeye gelmiştuk."

"Hangi dağda kurt öldi."

"Kız terbiyenu bozma karşinda anneannen duruyi."

"Öyle diyeysun yani."

"Evet. Öyle diyeyrum."

"Ee gir. Al bakalum."

Anneannem içeriye girince kızlara döndüm.

"Afferum. Anneannemi gazlayun ha oldi."

"Tamam ya sinirlenme."

"Kim sinirli. Ben mi?"

"Evet. Sen"

"Ula madem sinirliyim e gidin da."

"Oha şiveye bak."

"Ula kes sesuni."

Herkes susmuştu. Arkama dönünce Demir'in bana yutkunarak baktığını gördüm.

"Ne oldu."

Şivem gitmişti. Gözleini kapatıp açtı. Sanki bana bir şey söyliyecekmiş gibiydi.

"Bana bir şey mi söyliceksin?"

"Aslında hem evet hemde hayır."

"Anlamadım."

"Yani sana söylicem ama ya bir daha seni göremessem diye korkuyorum."

"Eğer söylemezsen bir daha göremezsin."

"Anlamadım."

"Boş ver ya."

"Evet boş ver."

Kahveleri yapmıştı. Tepsiye dizdik ve şekerleme felanda koyduk. Tepsiyi ben aldım ve içeriye getirdim. İlk olarak anneanneme götürdüm. Daha sonra kızlara dah sonra erkeklere ben tekrar içeriye gidicekken Demir kolumdan tuttu. Ben Demire bakınca ayağa kalktı izin istedi ve benimle beraber mutfağa geldi.

"Bak kusura bakma dün akşam ne oldu bilmiyorum ama o adam senden seni istediğini söylemiş. Bu doğru mu?"

"Evet bu doğru ama o konuyu ben hallede bilirim."

"Ne?"

"Sanırım artık söyleme zamanı geldi. Bak bana inanmalısın yalan falan söylemiyorum."

"Daha söylemedin ne olduğunu niye böyle davranıyorsun?"

"Bak benim senden bir farkım yok er yada geç öğrenicektin. Ben... Ben bir katilim."

"İnanmıyorum."

" Ben yalan söylemeyi sevmem. Bana yalan söyleyen kişileri de. İster inan ister inanma hala inanmıyorsan yarın sana konum atıcam oraya gel."

"