@sondunya
|
"Ee ben bunu sana söylicem ama arızda kalsın." "Uzatma da söyle." "Demir'de unutkanlık var. Yani bu küçüklüğünden beri var. Demir bazı şeyleri unutmamak için bir yerlere yazıyor. Dün onu eline yazmıştı ama sabah elini yıkayınca silinmiş olmalı." "Ne? İyide bunun bir çaresi yok mu?" "Yok. Doktor sadece ona bir kişinin iyi gelebileceğini söyledi." "Kim?" "Sevdiği biri olması gerekiyormuş." "Sizi sevmiyor mu?" "Yok öyle değil. Yani o cümleyi kısaca açıklarsam aşık olması gerekiyormuş. Ama bu imkansız." "Neden imkansızmış? Ya bir gün aşık olursa." "Nerden biliyoruz aşık olucağını?" "Bilmem öyle hissediyorum." Dedim ve arkamı döndüm. O sevmezse sevmesin benim sevgim ikimizede yeter. Ay ne diyorum ben ya iyice saçmaladım. Kafamı iki yana salladım. Öncekinden daha hızlı yürümeye başladım. Asansöre binmesen önce o çocukla yine karşılaştım. Bu sefer koşarken bana sert bir şekilde çarpmıştı. Çocuğun omuzlarından tuttum. "Hop hop dikkat et." "Aaa yine mi sen." "Evet yine ben." "Sen beni takip mi ediyoysun." "Biliyor musun bu şirkette en yakışıklı kişi sensin." "Biliyoyum." "İyi biliyorsan. Ben gidiyorum ufaklık." "Ama niye kiii?" "Benimde önemli işlerim var." Diyip burnunu sıkmıştım. Elimi tuttu ve konuşunca güldüm. "Yine gel." "Tamam gelicem." "Söz mü?" "Söz." Elimi bıraktı. Bende arkamı döndüm ve hızlı hızlı yürümeye başladım. Tam o anda önümden koşarak bir adam geçti. Ben geriye çekildim. Arkadından bir tane koruma sesleniyordu. Demekki bu adam bir şey almıştı veya çalmıştı. Ben arkasından koşunca adam merdivenleri daha hızlı inmeye başladı. Ben bunu yakalayamaycağımı anlayımca kolkuluklarda atladım ve tam önünde durdum. Adam geriye doğru düştü. Yakasından tuttum ve adamı kaldırdım. Nefes nefese konuşmaya başladım. "Yordun lan beni." "Abla ne olur bırak gideyim." "Sus yoruldum zaten senin yüzünden." "Abla..." "SUS!" Adamı korumaya verdim. Korumanın yanında o vardı. Arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Koşarak geldi ve kolumdan tuttu. "Burcu özür dilerim." "Niye beni onca işin arasında buraya kadar getirdiğin için mi? Yoksa dün söylediğin için mi?" "Ben dün söylediğimden sözden asla pişman değilim. Bir daha olsa bir daha söylerim." "Ne?" "Anlamadın mı gerçekten." "Neyi Demir neyi." "Ben sana deliler gibi aşığım Burcu ben seni çok seviyorum." Öylece ağzım açık bir şekilde Demir'e bakıyordum. Demir geriye çekildi bende kendime gelmiştim. Demir beni seviyordu. "Şimdi gidiyormisun yoksa kalı...." CÜmlesinin devamını getirememişti. Çünkü ben onu öpmüştüm. Ben geriye çekildim ve yüzünü ellerimin arasına aldım. "Sen beni seviyorsun." "Evet ben seni deliler gibi seviyorum. Sen anlamdın ama." "Demir ben ailemden hiç sevgi görmedim. Babamdan görmedim. Annemden görücektim belki ama babam yüzünden ondanda sevgi göremedim. Çünkü babam benim annemi öldürdü. Hemde hiç gözünü kırpmadan çekti vurdu annemi. Bende onu vurdum. Hemde 3 kere beni katil edende oydu. Beni küçük yaşta öldüren hatta nefesimi kesen de oydu." Her şeyi anlatmıştım. Beni belimden tuttup oendine çekti ve sarıldı. Yine o kokusunu içime çektim. Nane ve sigara kokusu. Beni bağımlı yapan iki koku. Sigara ve nane benim hayatımda istesemde hiç bırakamadığım iki şey...
|
0% |