2. Bölüm

2. Bölüm

Songülnk
songul_n.k

 

Sabah olmuştu, dün yaşanan o olayı hatırlayınca epey bir gülmüştüm. Normalde biri bana bişey dediğinde apışıp kalırdım ama sanırım dün ağzımdan kaçmıştı, şahgagayı da bu dönem izleyeceğimizi öğrendiğimde kütüphanede araştırmıştım ve nedense aklıma direk o gelmişti, o sarı kafa bir yana ikizlerin bana yaptığı o pijama vahşetini unutmamıştım olabildiğince hızlı şekilde üstüme okul üniformalarını giyindim ve doğruca yemek için ortak salona geçtim. Tabi sadece yemek için değil

 

"Günaydın çocuklar, ve Fred ile George nasılsınız?" Dedim salağa yatar gib, ardından cevap hiç beklemedi ve aynı anda konuştular "Harikayız mavis, sen nasılsın?" Çok net bir cevap verdim "reçelli."

 

"Reçelli mi, ne alaka mavis?" Dedi Harry masumca, "ikizler pijamalarıma reçel dökmüştü, ve sadece civcivli pijamam kalmıştı bende onu giyip ortak salonda kitap okudum kitabım bitince karşımda malfoy ve Zabini olduğunu fark ettim v-"

 

"Ne? Kitap okurken Zabini ve Malfoy'a mı yakalandın ah, bunu kimselere anlatmamaları için onlara yalvarmalısın mavis" dedi hermione aynı otorite bağımlısı sesle.

 

"Biliyorum hermione, ama anlatacaklarını sanmıyorum. Hayatımda bir kez olsun Malfoy'a güveniyorum." Ona güvenmiyordum ama kim onunla dalga geçilen bir olayı anlatır? Hemde egodan oluşan bir Malfoy'ken?

 

Her neyse deyip yerime Slytherin masasına yerleştim, tam karşımda reçel vardı. Dün gece aklıma geldiğinden elimin tersiyle yana ittim ve bir ses geldi.

 

"Reçel sevmem." Deyip o da eliyle ileri doğru itti reçeli, sonra sesin verdiği tanıdıklık hissiyle ona doğru döndüm ve bu tabi ki Malfoy'du, otura otura buraya oturmuştum Hermione'nin dediği kadar salak bir insan olabirilim.

 

"Yanına oturduğumu fark etmemiştim." Dedim ifadesizce, "sen benim yanıma değil ben senin yanına oturdum." Dedi, neyse yanına oturmamışı- yanıma mı oturmuş o

 

"He şunu da söylemeliyim, boş yer yoktu."

 

"Evet nereye oturduğuma dikkat etmedim fakat dikkat ettiğim şeyler var, örneğin ben geldiğimde blaise yoktu, bu da beraber geldiğinizi gösterir eğer beraber geldiyseniz iki boş yer vardır senin karşın ve benim yanım, bu durumda benim yanıma blaise'de oturabilir ama sen oturmuşsun, yanlış anlama umrumda değil. Sadece düşündüğün kadar salak değilim, bunu anlamanı istedim."

 

Çatalı bıraktı ve tüm vücudu bana döndü, "ne bu? Dedektifçilik mi oynuyorsun tekken? Hogwarts'ı kötü büyücüler bastı da o yüzden sağına soluna dikkatli mi bakıyorsun, tamam düşündüğüm kadar salak değilsin." Meyve suyundan bir yudum daha aldı ve kalktı, ardından tekrar bana dönüp.

 

"%20 daha az salaksın." Dedi ve arkasını dönüp gitti, şu çocukla sınanmaktansa snape'nin hazırladığı sınavları olmayı tercih ederdim..

 

(Yaratıkların bakımı dersi)

 

Ders yaratıkların bakımı ve bugün ki yaratık 'şahgaga' mükemmel bir tesadüf olabilir, Malfoy tam yanımda ve ara ara bana tip tip bakıyor, bu Arada öğretmen Hagrid, ben altın üçlünün yaptığı maceraperestliklere çok alet olmam genelde, o yüzden Hagrid'le aman aman bir samimiyetim yok ancak birbirimizi severiz.

 

Hagrid Harry'i seçti ve sahgaga'nın karşısına çıkardı derken bir baktık ki Harry sahgaga'nın sırtında havalanıyor, vaftiz kardeşim bunu görse çok kızar ama ben şuan deli gibi gülmek istesemde ufak sırıtışlarla kendimi avutuyordum.

 

Harry indikten sonra beklenmedik bir şey yaptı Malfoy "kim neyden korkuyo, kim ne kadar salak görürüz ka- izle" dedi ve ben daha anlamadan bir baktım sahgaga'nın karşısında, saçma saçma konuşuyor ki onun bu konuşmalarına şahgaga bile dayanamamış olacak güzel bir tekme savurdu, Malfoy'un kol pert-i ziyan, ama öğrenmiş olduk ki Malfoy gerçekten salakmış. Konuşuyorum da boş konuşmuyorum.

 

​​​​​​(Birkaç saat sonra)

 

​​​​​​Yemek için ortak salondayız, Malfoy'un kolu kırık, pansy tabi ki onun yanında ve iki güne iyileşecek bir kola 'ölebilirmişim' diyen Malfoy'a tatlı tatlı gülümseyip 'ow, çok korkunç olmalı. Oww, ne kadar da güçlüsün. Oww tam bir Malfoy'sun' gibi şeyler sıralayıp duruyor, maximum malfoy arkadaş zeka seviyesi. Onlar konuştukça kan beynine sıçrıyordu, bünyem bu kadar yapmacıklığı kaldıramayacak gibiydi,

 

"Kusmak istersen yanımda torba var" diyen bir ses duydum yanımda, ve o tarafa döndüğümde gözleri kararlı ve keskin duruşu dik saçları kömür karası bir kız vardı, "ee, saolun, adınız neydi acaba?" Ben çok sessiz kimsenin tanımadığı ama bir bakışla herkesi tanıyacak bir kızdım zaten Slytherin'in çoğunu tanıyordum ama kimse beni tanımazdı, bu da bir nevi benim süper gücümdü, fakat bu kız tuhaftı en az benim görünmediğim kadar görünmez duruyordu en az benim tanımadığım kadar tanınmaz, zira ben de onu tanımıyorum zaten ama bu tanımayacağım anlamına gelmez, dimi?

 

"Lirano, üçüncü sınıfım, sen?" Dedi kız, sesinde de garip bir nida vardı "mavis, bende üçüncü sınıfım seni hiç görmedim?"

 

"Hm, şaşırtıcı beni genelde tanırlar, asıl sen kimsin sessiz kız? Nesin sen?" Dedi ve bende onun kadar ciddi şekilde cevap verdim "sen de söyledin ya işte" elimi uzattım"ben sessiz kız ​​​​​​" dedim, gülümsedi. "Bende Asi, düz Asi. Hogwartsa gelmek için sınırları zorladım sonra böyle bir lakabım oldu." Dedi.

 

"​​​​​​Hadi be! Ne yaptın ki?" Dedim mükemmel bir masumlukla, cevap da çok sakindi "babamı odaya kilitledim ardından asasını ateşe verdim ve asayı odada unuttum, o an için kendi asamı da kaybetmiştim." Ağzına bir parça patates salatası attı, "ama endişelenmelik bir durum yok, camdan atlamış." Bu ne genişlik arkadaş, "her neyse, umarım iyi anlaşırız, ben odama gideceğim sonra görüşelim," dedim ve ayaklandım

 

​​​​​​"Aslında bende odama gideceğim, beraber gidelim" dedi ve o da kalktı, salak Malfoy ve Parkinson'u orada bırakıp ilerledik. Odamın olduğu yere gelmiştik ancak hala odasına gitmemişti,

 

"Odan kaçıncı katta bir üst katta sadece dördüncü sınıf ve üstü var?" Dedim sorgularcasına.

 

"Odam 349 numara tam karşın, iyi geceler." Dedi bende iyi geceler dileklerimi sunup müthiş bir uykuya daldım.

 

Rüyadaydım, çok güzeldi, garip bir yerdeydim, önümde arkası dönük biri vardı, saçları ensesinin biraz aşağısına kadar uzundu, arkasını döndü, bana doğru döndü, Sirius Black.. babam.

 

"Kar tanesi.." dedi bana küçük yaşımda her zaman duyduğum o tatlı tonlamasıyla, sarılmaya çalıştım ancak ona doğru koşarken birden bir duvara çarpmış gibi oldum, Sirius biraz eğildi ve bana "yo, yo, yo hayır tatlım. Unutma ki, demir parmaklıklar hala bizimle, bana sarilman için erken. Sana şunu söylemek istedim tatlım her türlü kararında yanındayım, sadece yanında, tüm dünya karşında olsa bile, baban yanında...

 

Birden uyandım, ardından kapı çaldı. Kim olduğunu düşünmeden açtım kapıyı, bir not vardı yerde, haki tonlarda yeşil bir kağıt, ve.. üstünde.. 'naber, kartanesi?' yazıyordu.. kar tanesi mi, kim di bu?

 

 

Bu bölüm burda bitenzii, bu notu kim yazdı sizce nolur fikirlerinizi söyleyin sonuçta hala yeni bölümü yazmadımmm, belki fikrim değişir

 

​​​​​

 

​​​​​​​

 

​​​

 

​​​​

 

​​

 

​​​​

Bölüm : 16.11.2024 23:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Songülnk / KAR TANESİ? (D.M-M.B) / 2. Bölüm
Songülnk
KAR TANESİ? (D.M-M.B)

119 Okunma

19 Oy

0 Takip
4
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...