Merhaba ben Figen Öztürk 25 yaşındayım ve gıda mühendisiyim bir lokantada çalışıyorum.

Bugün lokanta biraz kalabalık olacağı için erken gitmem gerekiyordu.

Üstüme siyah pantolon giyip üstüme siyah Kazak giydim. İster istemez siyah giyiniyorum.

Üstümü giydikten sonra marsın yemeğini kontrol ettim .

Mars kim derseniz 2 aylıkken sokakta bulduğum kedim.

Hemen siyah araba binip lokantaya gittim.

Yemek yapmaya 15 yaşında başlamıştım . Meslek lisesinde okuduğum için.12 sınıfta staj yapmış lise bittikten sonra okulun verdiği belgeyle küçük bir dükkan açmıştım ervayla beraber.

Daha küçük dükkandan kocaman lokanta olmuştu.

Lokantanın içine girip direk mutfağa ilerlemiştim.

Ekip çok hızlı çalışıyordu.Hapörlerin oraya gidip "'Sertap Erener - ateşle barut ' şarkısını açtım. Herkes bana dönmüştü.

Ateşle barut ah yanyana durmaz

Gönül dilinden anla biraz

Bir dokunursan ah dokunursan

Ellerin mızrap olur bedenim saz

Gözlerim gözlerinden geçerken

Ah yine tövbelerim bozulur

Kimbilir kaç senedir sana ben

Hazırım böyle hadi gel hemen hemen

Gözlerim gözlerinden geçerken

Ah yine tövbelerim bozulur

Kimbilir kaç senedir sana ben

Hazırım böyle hadi gel hemen hemen

Fırtına bu, bu afet deprem

Yıldızları gel topla benden

Sarsıntılar dağıtsın bizi gel

Yeniden doğuş bu vazgeç kendinden."

Bir yandanda bende söylüyordum.

Ervanin yanına gidip belimle onu ittirdim.

Ekip alışıkt benim bu hallerime.

Bende bir siparişi alıp yaptım ve hazır olduğunda, hazır olduğunu belirten zile bastım garson gelip alınca diğer siparişi yapmaya başladım.

Akşama kadar böyle geçmişti tam bitti dediğimde başka sipariş gelmişti.

Garson " Figen abla, Erva abla gelen müşteriler sizin tanıdığınızmış" dedi ben kaşlarımı çatıp Erva'ya baktım önlüğümü ve bonemi çıkarıp ervayla beraber mutfaktan çıktık.

Tek dolu masaya baktığımda "EKİM " diyerek çığlık attım .

Ekimin üstüne atladığımda Ekim'de bana bana sımsıkı sarılmıştı .

"Ekim biraz daha sıkarsan bayılabilirim bacım " dedim .

Ekim benden ayrılıp Erva'ya sarıldığında

Garsonu çağırdım garson gelip siparişleri alınca ben mutfağa gidip siparişleri yaptım .

Mutafktan 2 siparişle ve Önlüğümü çıkarmaya üşendiğimden önlükle çıktım.

2 siparişi masaya koyduğumda garsonda diğer siparişleri getirmişti.

Ekim askerdi ve galiba timiyle gelmişti.

Ekim bizi tanıştırmıştı önceden .

Ekimin yanına oturduğumda lokantanın kapısı açıldı.

İçeri açelya girmişti, bugün birden fazla sürpriz olmuştu .

Kapı gene açıldığında kafamı geri çevirdim kuzenim mert gelmişti.

" Ooo mertcik gelmiş " dedim mertle özel selamlaşmamızı yaptıktan sonra mert "kızım bana şöyle seslenmesene" dedi merte cevap

Mert'in kafasını kolumun altına alıp saçlarını karıştırdım

Ben mertten 1 ay büyüktüm

"Kızım bak kısasın ses etmiyorum ama " diye konuşurken ensesine vurup " sus lan ben senden 1 ay büyüğüm" dedim

"He he tamam tamam oda değilde halam seni bekliyor bütün herkes sizin evde " dedi

" Hayır hayır şaka yapıyorsun demi " dedim ağlamaklı sesimle , mert sırıttığında yüzümü buruşturup telefonumdan annemi aradım" annişim ben bugün çok yoğunu-" diyecekken

Annem " sus kız hemen geliyorsun duydun mu hemen geliyorsun" diyip telefonu yüzüme kapattı.

Derin nefes alıp üstümü değiştirmeye gittim.

Geri döndüğümde" Erva benim gitmem gerekiyor görüşürüz" dedim ağlamaklı sesimle restorandan çıkmadan önce bildiğim bütün duayı okuyup amin diyerek çıktım benim arabam olduğu için ben kendi arabama binip merti takip ettim normal

de evin adresini biliyordum ama mert önden gidince onu takip ettim.

İyi okumalar ...