@sorah777anna
|
‘’kalk jeon jungkook!’’ alışık olduğum sert ses ile doğruldum hızlıca, dişlerimi sıkıp elimi boynuma koydum refleksle. ‘’uyuduğun yere dikkat etseydin ağrımazdı jeon jungkook.’’ Sesimi çıkarma gibi bir şansım yoktu, başımı olumlu anlamda aşağı yukarı sallayarak onayladım. ‘’geldik mi?’’ ‘’gelmedik, az kaldı konuşacağız ve doğru çalışıp çalışmadığına bakacağım.’’ ‘’uzun zamandır çalışıyorum.’’ ‘’beni ilgilendirmez emir bu yönde, ileride akar bir nehir var orda yüzünü yıka ve gel.’’ ‘’tamam’’ sinirle adımlarımı hızlandırarak oradan uzaklaşmış ve bahsettiği nehir’i görünce duraksadım. Özgürlük bu muydu? Yavaş adımlarla nehirin sesini dinleyerek akar suya baktım. Dizlerimi kırarak çömelmiş ve serin havayı içime çekerek ellerimi suya daldırdım. Bu his… askerlikte ki soğuk su cezalarından farklıydı, iyi hisetiriyordu. ‘’oyalanma jeon jungkook!’’ arkamdan gelen bağırış sesi ile hızlı davranıp suyu yüzüme vurdum ve başımı hızla sağa sola sallayarak ıslanan saçlarımda ki suları atmıştım. Çöktüğüm yerden kalkıp tekrar aynı hızla yanına varmıştım ve eli ile içeriyi işaret ettiği gibi komutunu yerine getirerek içeri geçtim. ‘’ağır korece ile konuşmayacaksın jeon, gerekirse aegyo bile yapman grekecek.’’ ‘’ne?’’ kaşlarım çatılmış bir şekilde ona bakıyordum. Ne yani o çok saçma ve iğrenç aegyolarını mı yapacaktım? Saçmalık! Derin bir nefes alıp onayladığımı belirttiğim sesler çıkardım. Birkaç saat kadar yeni kişiliğimi konuşmuştuk. ‘’Kimsin asker?’’ ‘’kim jeongguk, 27 yaşındayım ve milli görev için rusya da yaşayan güney koreli olarak hizmet etmeye geldim.’’ ‘’güzel becerebiliyorsun, şimdi dinç kal gidiyoruz.’’ sanki savaş kazanmış gibi pişkin sırıtışı ile yanımdan kalkıp araçtan indi, bende başımı tekrar mindere uzatıp gözlerimi aracın tavanına diktim. Duyduğum motor sesi ile gözlerimi kapamış ve yine derin düşüncelere daliş yapmıştım. Yapabilecek misin jungkook? Her ikisininde sonunda ölüm var, kaçmalı mıyım? Eğer orda ki herkese olanları anlatırsam ucuz bir ceza ile kurtulabilirdim. Gözlerim bir anda açıldı ve heycanla doğruldu, ama kafama dank eden düşünce ile gözlerim dolmuştu bir anda. Ama ailemi orada yaşatmayacaklardır… Ellerimi yüzüme koyarak gözlerimi kapatmıştım, göz yaşlarımı kimsenin görmesine ve teselliye ihtiyacım yoktu. Gerçi bana hiç kimse vermezdi teselli. Ellerimi yavaşça yüzümden çekmiş ve kolumun tersi ile göz yaşlarımı silip ellerimi yanıma koyarak cenin pozisyonunda kendimi yine uykuya teslim etmiştim. Şimdilik… Uyanmıştım, daha doğrusu dışarıdan gelen gürültüler yüzünden uyanmıştım. ‘’Günaydın kim jeongguk!’’ sahte gülümsemesi ile birkaç saat önceye bakılırsa beni öldürebilecek adam şimdi gülerek beni uyandırıyor ve elini inmeme yardımcı olmak adına uzatıyordu. Bozmamak kaydı ile bende gülümsemiş ve arkadaki güneyli askerleri görmezden gelircesine elini sıkıca tutup indim. ‘’merhabalar kim jeongguk’’ adımla seslenen tok sese döndüğümde tükürüğüm soluk boruma kaçmış boğulurcasına öksürmeye başladım. Bu çocuk, esmer teni, yara izleri, gece ile yarışacak gözleri ve bakışları… ‘’İyi misiniz kim jeongguk?’’ elini omzuma koyduğunda ağzım aralık kalmış ona bakmıştım. Ben buraya gelirken ölmemeye ant biçmiştim günahkâr olmamaya değil. ‘’İyiyim teşekkürler, ııı.’’ ‘’Kim taehyung.’’ ‘’Kim taehyung:’’ kısa bir gülümseme sunmuş ardından yanında ki askerle emir vererek eşyalarımı aldırmıştı. ‘’önden ilerleyin jeongguk.’’ Başımı saygı maiyetinde eğip ellerimi önümde birbirine geçirerek etrafa bakarak ilerlemeye başladım, arkamdan gelen adım seslerinin az çok ona ait olduğunu kestirmiştim. Boyu bana göre çok uzundu, başım onun boynuna denk geliyordu. Kendi kendime sırıtırken buldum düşüncelerimi. Hayır jeon dur. Derin bir nefes alıp başımı geriye çevirdim ve alışmak için can attığım o yüze baktım tekrar. ‘’Nerede kalacağım kim taehyung?’’ ‘’Komutan kim taehyung diyeceksin asker.’’ Bir anda sertleşen sesi ile neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde gözlerimin irileşmesine engel olamamıştım. Bir anda ne olmuştu ki böyle...? ‘’emir edersiniz komutan kim taehyung.’’ |
0% |