@sorah777anna
|
Bir kaç saat ardından herkes görev yerlerine dağılmıştı, komutan taehyung ise, ah her neyse taehyung işte. Taehyung da beni buraya çağırmış ve bana görev yeri için diğerleri ile konuşacağını belirtmişti o yüzden hâlâ burada bekliyordum nerede ise bir saat olacaktı. Ayakta dikilmekten yorulmuş ve artık kapıyı tıklamak için yaklaştığım sırada elim havada kaldı. 'kuzey Kore...' Dur ne? Kulağımı bir kez bile olsun şüphe etmeden kapıya yasladım ve dinlemeye başladım. "Kuzey Kore'nin gizli müttefikleri arasında Rusya da var bu çocuk ordan gelmiş olmalı dikkatli ol ve göz hapsine al onu taehyung." Dudaklarımı kemirerek başımı hemen kapıdan çektim. Şimdi yarrağı sağlam yedim işte. Bir komutan tarafından göz hapsinde olacaktım ve komutanlar için iş her saat geçerli bu da demek oluyor ki hoseok ile buluşmam imkansızlaşacak... "Ne düşünüyorsun öyle kara kara?" Arkamda duyduğum yoğun ses ile birlikte tiz bir çığlık atarak bir iki adım yalpaladım. Tam düşeceğim sırada sesin sahibinin eli kolumu bularak beni dikleştirdi. "B-birşey yok kim- komutan kim." "Olmasın, bu gün nöbet yerinde duracaksın somi ile birlikte." "Ah peki efendim, hemen şimdi gidebili-" Bir anda beni çekiştirerek ilerlemeye başladık, diceklerimin hepsini yutmuştum, kitapların olduğu ama kütüphane diyemeyeceğim bir odaya gelmiştik beni içeri soktuktan sonra kapıyı üstümüze kilitleyerek üzerime yürümeye başladı. Hey hey yakalanmadım değil mi? Hayır jeon geleli bir gün bile olmadı imkanı yok! Önümde dikilmeye başladı, yakındık, çok. Kelimelerim birbirine karışmış oda aynı surat ifadesi ile bana bakıyordu. "Buyrun komutan kim?" Söze girerek birazda olsun sakin olduğumu hissetirmeye çalıştım. Bir kaç adım benden uzaklaşarak kitaplara baktı. "Senin şu zayıf vücuduna talim dersi veremem, burdan istediğin kitapları seç ve nöbet yerine götür orada okursun uykunda gelmez." Tam dönüp gideceği arasında merakıma yenik düşerek sordum. "Bunu demek için ne diye kapıyı kitleme gereği duydunuz? Başını hafifçe bana çevirdi, "bu kitaplıklarda ki her kitap benim eğer kapı açık bir şekilde alsaydım seni bu odaya hakkımız da ne düşünürlerdi kim jeongguk? Sorarlarsa ağzının payını verdiğimi iletirsin." Daha fazla oyalanmadan acelesi varmışçasına çıkıp gitti bende orda kala kaldım. Elimde ki dört beş cilt kitabı nöbet kulübesine taşımış somi denen kadını bekliyordum, en azından sohbet edecek ve ağzını yollayacağım birine sahiptim. İşimede gelirdi bu haftaya ne kadar erken ve çok dosya çıkarırsam o kadar kolay bu yerden kurtulabilirdim. Kurtulmak istemiyorum kaçıp hayatımı yaşamak ve biraz mutlu olmak istiyorum. ... |
0% |