@sorah777anna
|
Takip etmeyi yorum ve oylama yapmayı unutmayın, çünkü bunlar eylem değil bir insanın mutluluğu oluyor teşekkürler ve iyi okumalar! Büyük olan duyduğunu kendine yedirmeye çalışıyordu. Aslında bir sebep biliyor gibiydi ama bunu küçüğününden duymak şaşırtmıştı onu. "Gerçekten rus değilsen... Buraya dışarıdan nasıl geldin?" Küçüğü pes etmiş bir şekilde ellerini yanına bıraktı. Gözlerini kapatak başını öne doğru eğdi. Bir kaç damla gözyaşı yanaklarından akarak yeri boyladı. Ve güveni ile ülkesine yenik düşüp o sözleri söyledi. "Ben kuzeyliyim..." Taehyung duydukları karşısında şokla karışık öfke yaşıyordu. Kalbindekilerin ne olduğunu bilmede dahi şuan devletine edilen ihanet daha ağır bastığı içi silahını çıkartıp o çok seveceği miniğinin anlına dayadı. Küçüğü kaderine teslim olmuşçasına ellerini başının yanına kaldırdı. Büyüğü ise kolu ile dudaklarını silmisti. "Yapma... Beni öldür ama o hareketi yapma..." Küçüğünün içi param parça olmuştu, öldüğünün haberi alındığı anda aileside onunla birlikte öldürülürdü, ve küçük kardeşinin ölmesini istemiyordu. Hayat ona abisi yüzünden acımasız davranamazdı. Bu haksızlıktı. Büyük çatık kaşları ile küçüğünün durumuna bakıyordu. Bunu yapamayacağına kendide o kadar emindi ki. Kalbinde bir haftaya yakın süredir kimsenin haraketlendiremediği hisleri haraketlendirmiş ve şimdi bu öğrendikleri ona hem büyük hemde çaresizlik sunuyordu. Cidden, ne yapacaktı? Bir kuzeyliyi hele ki askeriyede yaşatamaz tutamazdı. Onu burdan göndermesi daha tehlikeli olurdu belki. Onu kontrol edemezdi. Ama küçüğü önünde diz çökmüş ve kaderine razı geldiğini gördüğünde ise göz yaşlarını tutamamıştı, ama yapacağı başka birşey yoktu. Nöbet kulübesinden iki ses duyuldu. Biri silah sesi diğeri ise kendini yere bırakmış bir beden... Küçüğü araladığı korkak gözleri ile etrafa baktı. Ölmemişti, taehyung mermiyi boş cam şişeye sıkmıştı. Odanın her yeri cam kaplanmıştı. Dolu ve öfkeli gözlerle küçüğüne bakıyordu. Neydi bu onun için? Bu küçük ihanet beden ne diye onun hoşuna gidiyor ve korumak zorunda hissediyordu? Bu aptal duygularda neydi böyle. İçini kıpır kıpır eden ama bir o kadarda ona ters gelen bu şeyler. Küçüğü ürkek tavırlar ile ayağa kalkmadı fakat oturusunu düzeltmişti başı hâlâ kırılmış cam vazodaydı, gerçi ne kadar vazo olarak kaldı ise. Taehyung tekrar hislerine kulak vererek silahını beline koydu ve bacaklarını kırarak çömeldi. Küçüğünü çenesinden tutarak bırakmak istemediği o günahkar dudakları yeniden öptü. Küçüğü ise artık ağlamaktan bıkmış gözlerini kapattı ve çok ihtiyacı varmış gibi o dudakların tadını çıkarmaya başladı. Öpüşmeyi başlattığı gibi son bulduranda büyüğü oldu. Küçüğünü koltuk altlarından bir bebekmişçesine kaldırdı ve kucağına aldı. Bu hislere yeni olan beden yine utanmakta bulmuştu çareyi. Küçüğünü camların arasında bırakmak istemediği için yatağa oturttu ve oda bağdaş kurarak karşılıklı birbirlerine baktılar. "Anlat herşeyi jeongguk." "Adım jeon jungkook." Taehyung yeni doğrulara kendini hazırlaması lazımdı, bu yüzden onaylayarak devam etmesini istedi. "Kuzey koreliyim." Derin bir iç çeken küçüğünün bu şekilde sakin kalamayacağını hisseti. Bu yüzden kendini yatak başlığına yasladı ve küçüğünü kendi bacakları arasına alarak yatırdı, küçüğünün başı göğsüne geliyordu. Taehyung sakin kalması için ellerini küçüğünün saçlarına götürdü, öpücükler bırakıyor ve okşuyordu. "Dört yıl devlet üniversitesi okudum fakat şarkıcı olmak istesemde buna izin verilmedi." "Demek o güzel ses bu yüzden hep gizli kaldı." Küçüğü kendi gibi küçük kıkırtıları ile bir aheste gülümseme takındı. *Taehyungtan* "Bu yüzden askeriyeye yazıldım. Fakat dönen sıcak savaş meselesi yüzünden ajanlığa alındım dört ay boyunca eğitim almıştım, daha sonra sahte kimlik ile buraya gönderildim. Her haftanın raporunu alıp bu gece hoseok yani sınırda bekleyecek kuzeyli dostuma iletecektim. Burada ki savaş planlarını oraya aktarmakla görevliydim." "Şimdi ise benim kollarımda bunları anlatıyorsun." Başını utangaç ve tatlı siniri ile bana çevirdi. "Hey bölme beni! Devam ediyorum taehyung efendi. Bu sayede orda da sizin planınıza göre savaş planı hazırlanacak ve savaşın seğirini hızla kendi lehimize çevirecektik." Duraksadı ve başını iyice yana yatırarak konuşmaya devam etti. "Tabi benimde kalbim böyle atmasaydı." Saçlarına daha fazla öpücük kondurdum. "Fazla tatlı olma düşman demem o dudaklarını konuşamaz hâle getiririm jeon jungkook." Ellerini göğsüme koyarak devam etti. "Ama şimdi ne yapacağımı bilmiyorum, bir adam için ailemi feda etme fikri zor geliyor." "Bir adam için aileni feda etmeyeceksin o adam senin için kuzeyi fetih edecek." Gözleri heyecanla irileşmiş ve bacaklarım arasında göğsünü göğsüme yaslayacak pozisyona gelmişti. "Sen, sen ciddi misin?" Başımla onayladım. Bu sayede hem devletimi tehlikeye atmadım hemde bir güzellik kazandım. Şimdi ise bunu somi ve Jin hyunga anlatarak bir plan yapıp jungkookumu ve ailesini kurtarma vaktiydi. Mutlu olmayı hak ediyordu, orda gülmek onlara yasaktı. "İçten gülmeyi senin sayende hep kullanacak gibiyim taehyung." "Sayende ailem dışında mutlu olduğum tek beden olacaksın jungkook." |
0% |