@spsrebirth
|
AYSA'DAN
BİR HAFTA SONRA
Türkiye'ye geleli bir hafta olmuştu. Kafamı toparlamak için apar topar geri dönmüştüm.Terasta Madrid'te yarım bıraktığım işleri tamamlamaya çalışıyordum . Duena'nın gönderdiği e-mailleri düzenleyip cevaplıyordum. Kendimi tekrar Madrid'e dönmeye hazır hissedene kadar benim işlerimi Duena halledecekti. Sonunda tüm e-mailleri hazır bir şekilde gönderince bilgisayarı kapatıp masadaki kahve kupasını alıp arkama yaslandım . Zil çalıyordu. Elimde kahve kupasıyla çalan kapıya yöneldim .
Kardeşim Rüya gelmişti. "Bebeğimmmm ben geldimmm. " "Hoşgeldin canım da senin bu saatte işte olman gerekmiyor muydu ? " "Kapıda mı bekleyeceğiz bebek içeri alsan keşke" diye sitem etti.
Kapının önünden çekilip salona doğru yürüdüm peşimden geliyordu. " Evet canım bugün iş var, akşam da parti var ama ben izinliyim. Neden diye bir sor ? " "İspanyol koca bulman için özel izin mi verildi ? " dedim dalga geçerek Sahte kahkaha attı . "Hahaha çok komiksin."
Yanağımdan makas alıp kendini koltuğa attı."Seni ikna etmek için buradayım. " "Beni ikna etmek için mi ? Ne alaka ? " "Sabırlı ol önce bana da bir kahve yap Lungo olsun lütfen. Kendime geleyim sonra anlatırım." "Emredersiniz prenses Diana başka bir arzunuz var mı ? " "Aşkım elmalı kurabiyede alırım. Sen kesin yapmışsındır. " "Tabiki majesteleri bugün Aysa köleniz sizin için hazırladı."
"Sen birtanesin. " diyerek sulu sulu öpmüştü. Kahveyi yaptıktan sonra Rüya'nın yanına terasa yönelip salıncağa oturdum. " Eee anlat bakalım." Şimdi bebeğim bu akşam davet varya İspanyollarla sende benimle geliyorsun . "
"Ben gelemem canım kavalye istiyorsan Atlas ile git benden kavalye olmaz." "Offf dalga geçme ya dinle." "Tamam tamam kızma."
"Bizim tercümanımız hamileydi. Dün gece acil doğuma almışlar tercümana ihtiyacımız var. İspanyollarla anlaşabilmemiz için onlarla iletişim kurabilecek tercüman bulmamız zor çünkü sadece üç saatimiz var. Benimde aklıma sen geldin." "Ben gelemem. Bir kaç ay bir kaç ay İspanya ile ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum. " " Lütfen kuzum ya. Sonuçta senin ispanyolcan mükemmel otelde de çalıştın sözleşmeleri de biliyorsun. Hem bu işten kârım çok fazla olacak ."
" Ne gibi acaba. Beni kullanmanın bedeli nedir ? " " Avans ve pozisyon değişikliği. " dedi sevinçle ellerini çocuk gibi çırparak, " İstediğim arabayı almam için senin evet demene ihtiyacım var sonunda hayallerimin arabasını almak için ihtiyacım olan para tamamlanıyor."
"Offf Rüya ya bende bişey sandım o arabayı sana yarın alabiliriz bunun için davette beni kullanmana gerek yok." "Lütfen Aysa ya evimi bile Kadir babam aldı. Hayatta ilk kez kendi paramla bir şey alacağım. "
"Peki benim bundan kârım ne olacak ? " "Çokkk ama çok istediğin bir şey " " Neymiş o ? Hafıza silme işlemiyse olur ." "Aysa ya boşversene artık. Olan oldu. Selim kaybetti. Karşına daha iyi çıkacak. "
Rüya , Selim beni aldattığı için onu unutmak istediğimi sanıyordu ama benim unutmak istediğim şey aciz biri gibi davranıp birlikte olduğum o yabancıydı.
"Neyse bebeğim hafıza silme işlemi değil ama aklını başından alacak daha iyi bir şey. " Umursamazca salıncağa yaslanıp kahvemden büyük bir yudum aldım. " İlgimi çekeceğini sanmıyorum. " Oflayarak koltuğundan kalkıp yanıma oturdu. "Peki... Magno Bermejo ile tanışma fırsatı desem. "
"Biz zaten tanıştık canım. " diye küçümser bir bakış attım.
Duyduğum isimle salıncaktan sıçradım. " Bir dakika, Neeee ! " Elimdeki kahvenin üzerime dökülmesini umursamadan tekrar o ismi duymak istedim . "Kim dedin ? " "Doğru duydun Magno Bermejo, Querancia Otel'in sahibi . "
O kadar heyecanlıyım ki yerimde duramıyordum balkonda volta atmaya başlamıştım. En son onunla başıma tüm talihsiz olayların geldiği gece tanışmıştık. Çok hoş ve kibar bir adamdı. Madrid’te ilgimi çeken bir çok projesi vardı. "Kızım şunu baştan söylesene. " diye sitem ettim . Omuzlarını silkti. " Yani geliyor musun ? "
Şimdi bu sorduğu sorumuydu. Tabiki de gidecektim .
Üzerime, kırmızı midi boy bir elbise giydim sol bacağımda derin bir yırtmaç vardı. Saçımı ensemde dağınık topuz yaptım ve dudağıma kırmızı ruj sürdüm. Ayağa kalkıp aynada kendimi süzmeye başladım. Tercümana göre fazla şık giyinmiştim ama umrumda mıydı?
Tabiki de hayır. Magno Bermejo'nun yanında dolaşacaktım. Bu fırsat insanın ayağına kaç kere gelirdi ki ? Adam tabiri caizse taş gibiydi. Oldukça uzun boylu ,kumral bir adamdı. Gözleri çimen gibi yemyeşildi ve fazlasıyla asil bir adamdı.
O kadar dalmışım ki Rüya'nın koluma çimdik atmasıyla sıçradım. "Ah ! Ne yapıyorsun kızım ya kolumu acıttın." "İki saattir çağırıyorum, çağırıyorum leyla gibi aynada kendine bakıyorsun."
Yanıma yaklaşarak omuz attı . "Prensesler senin yanında halt etmiş taş olmuşsun. Bu gece adamı yatağa at. " "Ohaa, terbiyesiz. " diyerek koluna yalancı tokat attım .
Bu söylediği sözle yine aklıma o gece birlikte olduğum adam gelmişti. Kim olduğunu bilmediğim, birliktelik yaşayacak kadar kendimden geçtiğim anı anımsamıştım.
Yarım saatlik yolculuğun ardından otoparka arabayı bırakıp üst kata çıktım. Magno'nun odasının olduğu kata çıkmak için asansörün düğmesine bastım. Rüya, beni bırakıp partinin olduğu salona geçmişti.
Asansörün gelmesini beklerken yüzümü kapıya çevirdim. Gazeteciler siyah jeep' ten inen adama koşmuşlardı. İçimden herhalde ünlü biri geliyor diye geçirmiştim.
Gazetecilerin içinden çıkıp Otel'e giriş yapan adam…
Siyah takım elbiseli, uzun boyluydu. Yan dönmüştü. Gözüm boynunda ki dövmeye takıldı.
Bir dakika bu dövme, O sabah gördüğüm dövmeydi.
Bu oydu! Hayâl olduğunu düşünmek isteyerek kafamı çevirip tekrar baktım.
Ama hâyal değildi. Kahretsin bu o adamdı! Yaklaşmaya başladığında bir anlık şoktan sonra beni farketmemesi için arkamı döndüm.
SAVAŞ ARSLAN'DAN
1 HAFTA SONRA
Gömleğin düğmelerini kapatmaya çalışırken aynaya yine onun silueti yansıdı. Kusursuz yüzüyle gülümsüyordu. Kaçıp gitmesine rağmen bir türlü aklımdan çıkartamıyordum. Bir hafta geçmesine rağmen hâlâ onu düşünüyordum. Kafamı çevirdiğim her yerde onun yansımasını görüyordum.
Onu dört yıl boyunca asla aklımdan çıkaramamışken, bir gün onu bulacağım ümidiyle beklerken, hayatımın en güzel gecesini yaşadığım günün sabahı kaçıp gitmesiyle artık hiç aklımdan çıkaramıyordum.
Ona sahip olduğumu düşünürken, bu kadar uzak olacağımı asla düşünmemiştim.
Gömleğin düğmesinin kopup yere düşmesiyle kendime geldim. " Sikerim lan böyle işi. " gömleği çıkarıp fırlattım . Çıplak bedenimle alt kata indim . Benden kaçıp gitmesi sinirlerimi iyice germişti.
Can elinde kahve kupasıyla mutfaktan çıkmış arsız gülümsemesiyle, "Vayyyy yeni kıyafet prosedürümüz baştan çıkarıcı, Benim için bir sorun yok işe böyle gidebiliriz. Hem kızlarla sevişirken zorluk olmaz kızlar zaten gömleklerimi parçalıyor. Bende yeni gömlek almak zorunda kalmam. " dedi
Zaten sinirlerim tepemdeydi sabah sabah yine Can'ın evimde olması beni iyice germişti. Yine bir halt yemiş olmalıydı. " Can kapat çeneni yoksa kırarım."
"Yine uğramış bununkiler en iyisi canımı kurtarayım." Burnumdan soluyarak Can'a döndüm. " Sen yine neden benim evimdesin? Sana bir daha bu eve gelmeyeceksin demedim mi ? " " Abi şey oldu. " Elinde ki kahve kupasını alıp kendimi koltuğa attım. " Ne oldu gereksiz ? Yine ne yaptın ? " "Şey işte " " Ne lan ! Sabah sabah birde seninle uğraşamam söyle ne yaptın ? "
"Şimdi ben dün bir kadınla flörtleştim. Beni eve davet etti biz sevişirken kocası evi bastı. Bende buraya kaçtım . " Kupayı masaya bırakıp ayağa kalktım. " Malmısın oğlum sen. Ne bok yersen ye bir daha benim evime gelme. "
"Babam duyarsa bu kez kesin Almanya'ya geri gönderir. " "O zaman uslu dur birde senin arkanı toplayamam." Berkan içeriye girince ona yaklaştım. " Kızı buldun mu ? " " Hayır " anlamında kafasını salladı. Araştırıyoruz ama bir haber yok . " "Elini çabuk tutsan iyi edersin ." Bu kadını artık bulmalıydım. Yanımda, gözümün önünde durmalıydı .
Akşam ispanyollarla davet vardı . Magno ve ekibi İstanbul'a gelmişti. Bu gece imzalar atılacak iki tarafta proje başlayacaktı. Ofisimin giyinme odasında üzerimi değiştirdim. Tekrar odaya geçip manzaraya döndüm.
Kapı tıklatılmadan içeri girdi. Kim olduğunu bilmemek imkansızdı , arkam dönük bir şekilde "Pamir bey hoşgeldiniz " "Gel buraya kerata bir haftadır neredesin sen insan bir babasını ziyarete gelmez mi . " diye sitem etti. " Sende biliyorsun ki işler fazlasıyla yoğun baba ."
Karşıma geçip deri koltuğa oturdu. " Zaten senin işlerin ne zaman yoğun olmadı ki ? " dedi sitemli bir ses tonuyla " İşler beklemez koca çınar ben işimde bir adamım . "
İçten sesli bir kahkaha attı. "Oğlum bu kadar işkolik olmak iyi değil. Zaten bu şirketi sana bıraktığımdan beri 10 kat daha yükseğe çıkardın, birazda kendine zaman ayır hayatın tadını çıkarmaya bak artık evlen bize güzel bir gelin tatlı bir torun getir. İyice yaşlandım artık bu dünyadan torun sevmeden göçmeyeyim. "
Yine aklıma o Ay Tenli Kadın geldi. Sürekli kafamın içinde dolaşmak zorunda mıydı ? Olmadık zamanlarda olmadık yerlerde aklıma düşüyordu ve bu durum beni öfkelendiriyordu.
" Oğlum " diye seslenmesiyle tekrar gözlerimi ona çevirdim . " Lütfen baba yine bunları konuşmayalım. Ben böyle iyiyim."
Kapının tıklatılmasıyla koltuğa yaslanıp " Gel " diye karşılık verdim . Berkan gerginlikle odaya girdi. " Abi herşey hazır fakat ... " " Ne lan yine ne oldu ? " " Abi tercümanımız hamileydi. Bugün acil bir şekilde doğuma alınması gerekmiş. Yani bir tercümanımız yok. "
Herşeyin üst üste gelmesi kafamı iyice bozuyordu. Öfkeyle bağırmak üzereydim ama Babam tüm sakinliğini koruyarak, " Merak etmeyin çocuklar bu yaşlı adam onu halletti içiniz rahat olsun." "Nasıl baba ? " diye sordum. "Rüya kızımla beraber hallettik ."
Berkan'ın gözleri parlamıştı. Rüya ismini duyunca heyecanlanmıştı. Bu çocuk Rüya'ya yanıktı. Tabi kız yüz vermiyor, iyice derbeder olmuştu. Kekeleyerek "Nasıl Pamir amca ?" diye sordu.
"Nasıl olduğunu boşverin gençler. Ben ikisine de güveniyorum. " "İkisi derken ? " "Kadir amcanın kızları " "Kadir amcamın Rüya'dan başka kızı mı var ? " "Nasıl sen bilmiyor musun A..." Sözünü tamamlamadan telefonu çalınca cebinden çıkarıp cevapladı.
AYSA'DAN
Alnımı asansörün yanındaki soğuk duvara yasladım. Nasıl olur ya ? Herşey benim başıma gelmek zorunda mı ? Ne yapacaktım şimdi ?
Buraya geliyorlardı asansörün kapısı açılınca hemen atladım düğmeye basıp kapıya sırtımı döndüm . "Hadi kapan, kapan yalvarırım " şükür kapanmıştı. Kapının önünden geçerken sesini duydum. Sesini çok net hatırlıyordum. O sabah telefonda konuşurken duymuştum. Aynanın önünde ki demirden destek alarak derin bir nefes aldım .
Kata geldiğimde ne yapacağımı bilmiyordum, elim ayağım titriyordu asansörden çıkıp duvara yaslandım.
Bir kaç oda ötede Magno, aşağıda ise hatırlamadığım bir gece yaşadığım adam vardı. Ondan kaçmak için buraya gelmişken yine karşıma çıkmıştı. İş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Gözlerimi kapatıp yaslandığım duvarda bir kaç dakika hareket etmeden durdum.
Nasıl olduğunu bilmeden 1213 nolu numaralı odanın kapısına gelmiştim bile . " Arkamı dönüp Buradan kaçmam gerekiyor. " diye düşündüm ama gidemezdim. Bu kapının arkasında Magno vardı.
İki sene boyunca tanışmak için can attığım adam. Aslında tanışmıştık da ama davette çıkan pürüz yüzünden gerisi gelmemişti.
Buradan gidersem ona tamamen veda etmek zorundaydım. Bu belkide benim son şansımdı bu akşam onun Tercüman'ı olup Madrid'e geri dönmeliydim .
İçimdeki Cesur Aysa ; "Ne olacaksa olsun hayatın boyunca bundan kaçamazsın, eğer kaçarsan pişman olacaksın " diye haykırdı.
Aslında haklıydı. Eğer buradan gidersem çok pişman olacaktım. Bu akşam benim için bir fırsattı.
O adam belki de beni hatırlamazdı sabah sonuçta uyandığımda yanımda bile değildi. Derin bir nefes alarak tüm cesaretimi topladım ve kapıyı tıklattım .
Elimin terini elbiseye silerek beklemeye başladım . Kapının açılmasıyla karşımda benim boylarda,sarışın,yeşil gözlü bir kız gülümseyerek "Merhaba " dedi .
Boğazımı temizleyerek onun gülümsemesine karşılık verdim. "Merhaba, Ben Aysa davette Magno Bermejo'yu asiste etmek için geldim. " "İçeriye gel seni bekliyorduk " diye yanıt verdi . Tedirgin bir şekilde içeri girerken tüm asaletiyle siyah takımların içinde, deri berjer koltukta oturan Magno Bermejo'yu farkettim .
Onun bedenini süzerken onunda gözleri aynı şekilde beni süzüyordu. Tüm ihtişamıyla koltuktan kalkıp yanıma yaklaştı, elini uzattı . Şuan aşağıdaki hayatımın kabusunu unutabilirdim çimen yeşili gözlerini, kahverengi gözlerime dikti. "Merhaba, Gloria "
Bir dakika adam bana ' Gloria ' demişti. İlk tanıştığımız günde bu ismi kullanmıştı. Şaşkınlıktan yaşadığım gerginlik silinmişti.
"Seninle yeniden karşılaşmak harika" dedi ve devam etti. "Davette tanışmıştık, hatırladın mı ? O gece seni çok aradım ama göremedim. "
O gece tanıştığımızı unutmamıştı. Şaşkınlığımı atmaya çalıştım. " Bazı aksiliklerden dolayı erken ayrılmak zorunda kaldım. Bu gece sizi asiste edeceğim için çok mutluyum." "Bende bu geceyi seninle beraber geçireceğim için mutluyum Gloria " diyerek kolunu girmem için uzattı .
Hep beraber asansöre binip girişe partinin olduğu salona indik . Gözlerimin içine bakıp elini belime uzattı.Şu an o kadar heyecanlıydım ki hep bu anı beklemiş gibi gülümseyerek gözlerine baktım onun tercümanı gibi hissedemiyordum. İçimde ki duygunun tam olarak ne olduğunu bilmiyordum ama Magno'ya hayrandım.
Evet. Ona hayrandım hatta çok beğeniyordum, yaptığı işler harikaydı ve onunla çalışmak istiyordum. İçeriye girince tüm gözler bize çevrildi.
Rüya ve Pamir amca bize doğru geliyorlardı . Pamir amca babamın en yakın arkadaşıydı aynı zamanda bu Şirketi beraber kurmuşlardı, Babam Finans müdürüydü. Çok sıkı dostlukları vardı babam hep onu kardeşi gibi gördüğünü söylüyordu. Ben Madrid'e yerleşene kadar hep beraberdik .
Babacan gülümsemesiyle önce Magno Bermejo'nun elini sıktı . "Merhaba ben Arslan Holding'in kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Pamir Arslan. "
İkisinin samimi tanışmasından sonra bana yöneldi. Samimiyetle sarıldı. " Ahhh benim güzel kızım. Seni gördüğüme çok sevindim. Neredesin sen yahu, insan hiç amcasını ziyaret etmez mi ? " diye sitem etti.
İçten sarılmasına aynı onun gibi sıcak karşılık verdim. " Yeni geldim Pamir amca henüz fırsatım olmadı ama aklımdaydınız . " "Niye gelip görmedin o zaman ? " "Vakitsiz geldim Pamir amca ilerleyen günlerde ziyaretinize geleceğim. Melek teyzemi de çok özledim . " "Bunları daha sonra konuşacağız, senin ifadeni alacağım hadi masaya geçelim " diyerek hep beraber masanın olduğu tarafa yürüdük.
"Oğlum Savaş da geldi. "
Acaba birbirlerini görünce nasıl davranacaklar ? |
0% |