16. bölüm
Daha fazla bekletmeden gelen aramayı cevapladım. Eskiden çalıştığım İtalyan restoran beni arıyordu.
“Alo?” dedim heyecanlı bir sesle.
“Merhaba Gökçe Hanım. Eskiden çalıştığınız İtalyan restorandan arıyorum. Bize acil bir şekilde İtalyanca bilen bir garson lazım. Tekrardan işe geri dönmek ister misiniz?” dedi karşıda ki kadın sesi.
Kadının konuşması biter bitmez hemen lafa atladım. “Evet gerçekten çok isterim.” Dedim.
“Bugün işe gelmeniz mümkün müdür? Yüklü bir şekilde parasını alacaksınız.” Dedi
“Evet hemen geliyorum.” Deyip telefonu kapattım ve ayağa fırladım.
“Noldu yine bu kıza?”
“Kim aradı?” diye gelen sorulara hızlı bir cevap verdim.
“Tekrardan iş için aradılar şimdi gitmem lazım eve biraz geç dönerim.” Deyip merdivenleri koşarak çıkım ve odama geçtim. Elime aldığım herhangi bir çanta ile aldığım ilaçlarım ile tam çıkıyordum ki koca gövdeleriyle abimler kapımı kapatmıştı.
“Kızım senin çalışmana gerek yok bence gitme.” Dedi Ural abim.
PARDIN? ONA NEYDİ ACABA?
“O niyeymiş bal gibide çalışabilirim ki bence sizde çalışmalısınız anladık evden çalışıyorsunuz ama acaba işe falan mı gitseniz?” dedim.
Harbiden bunlar evden çalışıp çok iyi paralar döndürüyorlardı arada dışarı çıksalar bile çoğu zaman evdelerdi. Bu sıralar Ege abimde çok evde bulunuyordu. Hastaneye falan gitmiyor muydu acaba?
“Gökçe abicim sen istedin de biz bir şey mi almadık? Ne çalışması şimdi?” dedi Ege.
“Yaptığınız oyunlardan sıra gelmedi maalesef isteklerime abicim.” Dedim kinayeli bir şekilde. “Ben gidiyorum siz ne yaparsanız yapın.” Dedim ve hepsini geride bırakarak evden çıktım.
Yol boyunca düşünme fırsatım olduğu için hem abimi hem de eskiden baba dediğim o adamı düşünüyordum. Gördüğüm kâbustan dolayı onu yeni yeni fark edebiliyordum. Uzun zamandır Celal Demirel’den gelen bir şeyle karşılaşmamıştım aynı zamanda Ayça’da artık onunla birlikte yaşıyordu bana yaptıklarının aynısını ona da yapıyor muydu merak ediyordum.
Restorana geldiğimi fark ettiğimde kafamda ki düşüncelerden kurtularak içeriye girdim. Uzun zamandır çalışmıyordum.
“Ciao (merhaba)” dedim içeri girdiğimde.
Kapıdan içeri girdiğiniz anda sizi görevliler karşılıyordu ve masalara geçiyordunuz. Tabi burada çalışıyorsanız arka tarafta işiniz çok demekti. Evet, arka tarafa geçtim…
Benim geleceğimi bildikleri için önlüklerden biri boşta bekliyordu. Hemen giyip gelen müşterilerin isteklerini alıyordum. Dört kişilik bir ailenin geldiğini görünce sipariş almak için yöneldim. Başta biraz müşterinin incelemesine izin veriyor sonradan sipariş almak için yanlarına gidiyordum.
“Hoş geldiniz. Siparişinizi alabilir miyim?” dedim.
“Hoş bulduk. Bir tane pepperoni pizza 2 tane supreme pizza, bir tane gamer pizza lütfen.” Dedi baba olan kişi.
“Tamamdır efendim. İçecek olarak ne alırdınız?” diye sordum.
“Dört tane kola olacak.” Dedi.
“Tamamdır siparişinizi birazdan getiriyorum.” Dedim.
Ve günüm böyle devam etti. Akşama doğru gelince kalabalık bir grubun geleceğini öğrenmiştik. Önceden arayıp masalarını ayırtmışlardı. Yaklaşık on dakika sonra bir grup içeri girdiğinde onların siparişini almak için bekledim. Süreyi tamamlayınca yanlarına doğru ilerledim.
İlerlemez olaydım… Masanın başına geldiğimde bu grubun abimler ve arkadaşları olduğunu öğrenmiştim. Onlarda beni beklemiyor olacak ki beni görünce şok olmuşlardı.
“Lan olum dilinizi mi yuttunuz konuşsanıza” dedi arkadaşlarından biri. Sarışın bir çocuktu. En az abimler kadar iriydi.
Abimler dışında 4 kişi daha vardı. Biri bu sarışın çocuktu, diğer çocuğa baktığımda esmer ve kıvırcık olduğunu fark ettim, onun yanında oturan ise diğerlerine göre daha sıska ve daha uzun bir çocuktu sonuncusu ise etrafı mavi gözleriyle süzen sessiz biriydi diğerlerinden daha genç gözüküyordu.
Hepsi öylece alık alık bana bakarken devreye girdim.
“Hoş geldiniz. Siparişinizi alabilir miyim?” dedim.
“Ortaya 3 pepperoni pizza, 3 karışık pizza, 2 tane spesiyal supreme stuffed pizza. İçecek olarak on tane kola alalım.” Dedi esmer çocuk. Abimlerden hala ses soluk çıkmıyordu.
“tamamdır efendim. Siparişinizi hemen getiriyorum.” Dedim ve yanlarından ayrıldım.
Onları burada görmeyi beklemediğim için ufak şok yaşamış olsam da onlarda beni görünce şok olmuştu. Çıkmaz bir döngünün içine sürüklenmiştim resmen.
Hazırlanan siparişlerini alıp yanlarına doğru ilerledim. Tek tek siparişleri bıraktım ve başka isteklerinin olup olmadığını sordum. Hiç biri bir şey istemeyince onlardan uzaklaştım.
Bu sırada şunu fark etmiştim. Abimler benden utanmıştı. Benimle göz göze gelmiyorlar diyolog haline de girmiyorlardı. Kulak misafiri olduğum kadarıyla sadece “Yüzü tanıdık geldi.” Demişlerdi.
Onlardan bir kez daha tiksindim. Onları içimde affetmekle büyük hata yapmıştım. Kesin olarak affımı geri çekiyordum.
İçeriye giren bir başka kişi ile yüzüm kapıya çevrildi. Onu burada görmeyi beklemediğim bir isim kapının önünde durmuş bana bakıyordu.
Babam… Eski babam. O buradaydı.
.
.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |