Yeni Üyelik
7.
Bölüm

İntikam

@startofthenight_

Güzelll okumalarrrr

 

İyi okumalarr.

 

Ateş

 

Bazen hani anılar gözünüzün önünden film şeriti gibi geçer ya ha işte şuan tamda o andaydım.

 

Timim geldi aklıma.

 

Eski timim.

 

Artık yaşamayan timim.

 

"Ulan şerefsiz senden almam gereken bir intikam var adi köpek"

 

Dedim ve yakasına yapıştım.

 

Kardeşlerimi çalmıştı bu it benden. Sırdaşlarımı dostlarımı.

 

"Öyle asker öyle hala unutmadın mı onları unut artık be komutan çokta iyi değildiler zaten"

 

Yumruklarımı ağzına geçirmeye başlamıştım. Acısını umursamadan vurdum.

 

"Senin o güzel değil dediğin kişiler benim canımdı lan"

 

Terorist

 

İzgi'ye baktı ve konuştu.

 

"Şimdikiler daha iyiymiş 5 böcek bir çiçek haa"

 

Dedi ve gözü İzgi'de bir şekilde sırıtmaya başladı.

 

Ayağa kalktım ve karnına sayısız tekme savurdum. Masadan aldığım bıçağa uzandım.

 

Tam göğsüne bir darbe indiricekken bıçağın kesici kısmından tutulmasıyla durdum.

 

İzgi'nin eli kesilmişti.

Bağırarak yanıma geldi.

 

İzgi 

 

"Ateş sakin olurmusun artık öldürüceksin adamı"

 

"Amacım zaten öldürmekti."

 

Yüreğimdeki ateş

bir kez daha harlanmıştı.

 

Eğer ben o törende ödül almasaydım bunların hiç biri yaşanıyor olmazdı.

 

Terörist

 

"Ooo İzgi 'de beni koruduğuna göre artık diklenebilirim"

 

İzgi adama doğru yürüde ve eline kelepçeyi takıp ağzınıda bağladı.

 

İzgi

 

"Sıçmıyım çarkına seninde lan düzgün konuş"

 

Oturmuştuk. Ekipleri bekliyorduk.

 

Adı Ferman olan it Fırat ve Yağızın yanındaydı.

 

Yanımda İzgi vardı.

 

Adı gibi tam bir izdi.

 

Hemde derin bir iz.

 

Olucak olucak olucak bir mucize olucakk.

 

Yanımda oturuyordu.

Saçı başı dağınık olsada çok güzeldi.

 

Suratındaki taş toprakla güzeldi o.

 

Yerinden kalkıp bana doğru geldi.

 

İzgi

 

"Ekip geldi."

 

Oturduğum yerden kalktığım anda İzgi'nin eli gözüme takıldı.

 

Kesilmişti.

 

"Eline bakılmadımı senin"

 

İzgi

 

"Göstermedim."

 

"Senin vurdum duymazlığından bıktım ha kendini düşün biraz."

 

İzgi

 

"Hafif derin olan bir yara niye bu kadar dert ediyorsun"

 

"Önemsendiğini bilmemende canımı çok sıkıyor."

 

İzgi

 

"Sen mi beni önemsiyorsun?"

 

"Kişisel algılama hepimiz seni önemsiyoruz"

 

Bazı şeyler saklı kalmalıydı :)

 

Saçını sallaya sallaya Ferman'ın yanına gitmişti.En çokta bu hareketini seviyordum.

 

Ferman bişeyler söylüyordu.

 

Ferman

 

"Güzel asker de gelmiş ben seni bir yerden tanıyorum sanki ya"

 

İzgi 

 

"Sus be salak zaten başımı ağrıttınız sabah sabah"

 

Ferman

 

"Eğilde bişey söyleyeyim sana"

 

İzgi

 

"Sesli söyle ne söyliceksen"

 

Ferman

 

"Nazlanma be asker gel işte"

 

Israrlarının ardından İzgi eğilmişti.

 

Ferman kısık sesle bir şeyler söyledi.

 

İzgi 'nin suratı bembeyaz olmuştu.

 

İzgi

 

"Senmiydin o yavşak lan senmiydin senelerce vicdan azabı çekmemi sağlayan sen miydin gecelerimin katili olan piç lan"

 

Adeta şuan adamın pertini çıkarıyordu.

 

Özellikle benim vurduğum yerleri vuruyordu ki daha fazla canı acısın diye. Hırsını çıkarmasını bekledim ama bana dediği gibi durması gerekiyordu.

 

Bu adam bir konuşursa çok önemli şeyler öğrenirdik.

 

İzgi'ye doğru gittim. Belinde sarılıp olduğu yerden kaldırdım.

 

İzgi

 

"Bırakırmısın beni komutanım bıraksanıza"

 

Timden uzak bir yere doğru gidiyorduk.

 

Onu bıraktığım anda daha sayısız küfürlerini taramalı tüfek gibi sıralıyordu.

 

"Üsteğmen İzgi Alev"

 

Dedim adeta kükreyerek.

 

Susmuştu.

 

"Ne derdin vardı adamlada bu kadar sinirlisin?"

 

İzgi

 

"3 sene boyunca üzerime kurulu bir tuzak vardı. Ne yapsam yapılmamış gibi yada yaptığım amaç dışı gösteriliyodu. İzmir'deki patlama benim yüzümden oldu gibi gösterildi. 1 sene görevden ayrı kaldım sonra aslı ortaya çıkınca bu adamın bir planı olduğu öğrenildi. "

 

Aklıma tim gelmişti.

İzmir'de ki patlama diye söz ettiği Ödül aldığım patlamaydı.

 

İzgi

 

" Bir ödül töreniydi sanırsam koca bir timin ve daha fazlasının şehit olmasına sebep oldu her ne kadar yapmamış olsamda çevremde bilmediğim terör unsurları yüzünden yapmış gibi gösterildim ve o piskolojiye girdim"

 

" O tim benim sizden önce aldığım son timdi biliyormusun canımı orda bırakmıştım. Taki sizi gördüm işte. Üstlerinde desteğiyle aldım bu timi."

 

İzgi

 

"Ben özür dilerim anlatınca hatırlatmış gibi oldum bilmiyordum"

 

"Hiç aklından çıkmayan bir şeyi yeniden hatırlamak diye bişey yoktur İzgi"

 

Susmuştu. Cevabı yoktu çünkü. Sadece beni yaralayan bir olay değildi tüm Türkiye bundan etkilenmişti. Bir çok başarıya imza atan tim bir bomba ile yok olmuştu. Üstelik ben analarına babalarına yarım bir tabut teslim etmem gerekmişti. Çünkü hiç biri tam olarak yoktu. Birinin kolu biriniz bacağı ondan bağımsız bir yerdeydi.

 

27 Ağustos 2020

 

Ateş'ten

 

Ödül törenine az kalmıştı. Tek başıma çıktığım bir sınır operasyonundan başarılı döndüğüm içindi bu ödül. Her ne kadar gerek yok desemde Milli Savunma Bakanının vericek olduğu ödüle karşı çıkamadım.

 

Yavuz

 

Üniformamı düzeltip bana baktı.

 

"Ulan devrem yakıyorsun gene haa"

 

İsmail

 

"Siz varsınız timde diye havamızı sönük kalıyor valla komutanım bu nasıl yakışıklılık böyle"

 

"Abartmayın beyler hepiniz filinta gibisiniz işte"

 

Ahmet

 

"Ama siz bir başkasınız be komutanım bir karizmanız var bir kere"

 

"Saat kaç Ömer?"

 

Ömer

 

"19.55 komutanım "

 

"Hadi beyler inin siz salona bende pantolonumu bir sileyim toz olmuş"

 

Ömer

 

"Tamamdır komutanım geç kalmayın ha"

 

"Geç kalsam ne olcak be oğlum çıkıverirsiniz biriniz" dedim.

Sesli sesli güldük.

 

Son gülüşleri olduğunu nerden bilebilirdim ki.

 

Bana verdikleri odaya gittim hazırlanmam içindi.

 

Çekmeceleri karıştırdım. Karşıma çıkan ıslak mendili aldım ve pantolonumu sildim.

 

20.02 olduğunu görünce hızlandım.

 

20. 10 da ismim okunucaktı.

 

İşim bittikten sonra aşağı inmeye başladım.

 

20.10 olmuştu.

 

Tiz bir bomba sesiyle kulaklarım çınladı.

 

Hayat buydu işte tiz bir ses canından can koparabiliyordu.

 

Seslerin ardından sesin geldiği yere doğru gittim.

 

Salondan gelmişti.

 

Tim geldi aklıma. Umarım henüz gitmemiştirler.

 

Salona girdiğimde göz gözü görmüyordu.

 

Karanlıkta adeta ölmeyi bekleyen bedenleri gördüm.

Ve tanıdık gelen yüzleri.

 

Timin oturucak olduğu alana gittiğimde içim parçalanmıştı.

 

Yüzü kan içinde olan Ömer'i görünce olduğum yere çöktüm.

 

Hepsi yan yana yatıyordu.

 

Mezarlıkta mezar olmayan alan arıyor gibi hissediyordum.

 

Kim bilir bazısının aylar sonra düğünü bazısınında belkide doğmamış belkide doğmuş ama asla babasını bilmeyecek çocukları vardı.

 

Ömer'in başına geçtim.

 

"Aslanım Ömer'im ölmek yok tamam mı yokk aslanım daha seni evlendiricez biz tamam mı"

 

Ömer

 

"Rabbim beni çağırıyor be komutanım bundan sonrası Rabbim le bana kaldı. Allah'a emanet ol e- ğer Ahmet yaşar -sa ölmesse çocu-ğunun adını Ömer koysun sö-sözü vardı."

 

Duyduğum gördüğüm herşeyle bende ölüyordum.

 

Ömer'in gözlerinin yavaş yavaş kapanmasıyla bağırdım.

 

" Ömerrrrrrr!! "

 

Hayat buydu işte gönül isterdi ki uzun uzun ömür verseydi Rabbim onlara ama böyle nasipti işte.

 

Ömrünün baharında 23 ile 35 yaşları arasında göçüp gittiler.

 

Ölüm.

 

En beklenmedik anda gerçekleşen ve en çok ta yaralayan şeydi.

 

En çokta ne acı biliyormusun elinden birşey gelmeden ölmelerini beklemek.

 

Günümüz

 

İzgi'den

 

Söylediğim şeyin ne kadarda pişmanlığını çeksemde onun söylediği şey daha çok canımı yakmıştı.

 

Acısı yok gibiydi hep zorlada olsa gülerdi.

Meğerse içi ne çok kan ağlıyormuş.

 

Bişeyler düşünüyordu.

 

"Kalkmamız gerek artık"

 

Bişey demeden ayaklandı. Cebinden çıkardığı boyunluk benzeri bişeyi elime sardı.

 

Bunları yaparken bile oldukça sakindi.

 

"Gerek yoktu."

 

Ateş 

 

"Vardı İzgi vardı."

 

Elimi tutmuştu.

 

Woew 

 

Kısa bir süre ellerimizi baktık.

 

Gelen garip sesle ellerimizi ayırıp baktık.

 

Yağız

 

"Whowww komutanlarımm oldunuz mu yoksaa"

 

Ateş

 

"Sıçtırma ağzına yürü git asabımı bozma benim"

 

Dedi ve gitti.

 

Yağız

 

"Komutancığım siz hiç kızmadınız bir gönlünüz var gibi sanki komutanım da haa"

 

"Yağız sinirlerim zaten gergin birde seninle uğraşmıyım hadi yürü"

 

Ensesine vura vura timin yanına gittik.

 

Yağız

 

"Sıçtınız ensemin ağzına ha"

 

"Sus lan üstünüm ben senin"

 

Timin yanına gittik. Gelen ekiplerden birinin arabasına bindim. Yanımada Ferman iti bindirildi.

 

Fermanın bir yanında ben bir yanında Ateş vardı.

 

Ateş ters ters baktı bana.

 

Ateş

 

"Karşıya geçsene sen"

 

"Niye ki iyi burası"

 

Ferman

 

"Cazibeme takıldı be Komutan anla işte ayrılmak istemiyor"

 

Suratına tükürdüm.

 

"Siktirme belanı lan ben mi senin pis cazibene kapılıcam eşşek kişneyişli it."

 

Ateş ve diğer askerler büyük bir kahkaha attı.

 

Tek gülmeyen kişi kişneyen itti.

 

Sert sert baktı bana.

 

Ateş'in gözüyle karşıyı işaret etmesini dinlemedim. Omuzlarımı silkip cama döndüm.

 

Kısa sürede gelmemizle karargah girdik.

 

Odama doğru gidiyordum.

 

Ateş' te peşimdeydi. Kendi odasına gidiyordu.

Yani herhalde.

 

Odama girmemle kapı benim arkamdan yine açıldı.

 

Ateş elinde bir ilk yardım çantasıyla gelmişti.

 

Ateş

 

"Elin için iz kalmasın dikmemiz gerek"

 

"Revire giderdim ya gerek yoktu."

 

Ateş 

 

"Sence gidermisin sen"

 

"Bence gitmem ben"

 

Ateş 

 

"Otur şuraya"

 

Oturdum.

 

Elimdeki bandanayı yavaş yavaş söktü.

 

Yarayı görünce yüzü buruştu. Çok ta kötü değildi aslında.

 

"Dikiş atmayı nerden biliyon"

 

Ateş

 

"Kendime ata ata öğrendim "

 

"Hm"

 

Sakince tentirdüyotla yarayı temizledi. İğne yi elime batırıp dikmeye başladı.

Dikim bittikten sonra bant yapıştırıp temiz olan yeşil bandanasını elime doladı.

 

Ateş 

 

"İşte şimdi tamam"

 

"Bandanalarla mı geziyorsun sen"

 

Ateş

 

"He İzgi he"

 

Ateş 

 

"Birdaha sözünden çıkma"

 

"Niye yanlış bişey yapmıyorum ki ben"

 

Ateş 

 

"Yanlış birşey yapmamış halinmi bu o cibiliyetsizin yanına niye oturuyon"

 

Kıskandı ablası kıskandıı.

 

"Ya niye adamın yanına oturmam bu kadar dert oldu sana niyeki yani kimsin ki"

 

Ateş 

 

"Doğru ya kimim ki ben dimi"

 

Dedi ve sertçe kapıyı vurup çıktı.

 

Yine yanlış anladı yine ve yine.

 

Soyunma odasına gidip üzerimi değiştirdim.

 

Üniformamı giyip dinlenme odasına gittim.

 

Gözler bana döndü. Kalkmaya çalıştıklarında otutturduğum için artık kalkmak yerine baş selamı veriyorlardı.

 

Sıcak suyun olduğunu görünce hemen çay yapmak için gittim.

 

Ateş 

 

"Benim o su"

 

Sesi garipti tirip mi atıyor bu bana.

 

"Sen otur yaparım ben"

 

Ateş 

 

Kulağıma eğilip konuştu.

 

"Kimsesi olmadığım insanlardan çay içemem kusura bakma"

 

Dedi ve çay suyunu alıp kendine yeşil çay yaptı.

 

Gözlerimi devirip arkasından baktım.

 

Neydi bunun amacı.

 

Yeniden azalan sıcak suyu yeniledim.

 

Bende bir yeşilçay yaptım kendime.

 

Langırtın başına geçtim.

 

"Yağız gel"

 

Yağız

 

"Komutanım yanlız çok iyi rakip seçtiniz ha"

 

"Boş yapma be Yağız geç hadi azcık neşelenelim"

 

Yağız

 

"Hay hay"

 

Oyun devam ediyordu.

 

Rakibimde iyiymiş baya ki zaten yeniliyordum.

 

5 2

 

"Tamam ya sıkıldım"

 

Yağız

 

"Noldu komutanım hazmedemediniz yenilgiyi dimi ben size öğretirim korkmayın"

 

Dedi ve havalı havalı yerine gitti.

 

"Ben bilirim senin kıçını indirmeyi ha"

 

Gökhan

 

"aaaa komutanım çok ayıp"

 

"Varya sözle bugünde izinliydik bela kıçımızın dibinden ayrılmıyoki anasını satıyım"

 

"Komutanım ne zaman eve gidebiliriz biz"

 

Ateş 

 

"Operasyon ihtimali var büyük ihtimallede olucak o yüzden bugünlük gitmiyecez gibi"

 

"Tamamdır."

 

Hala soğuk konuşuyordu benimle.

 

Sandalyelerden birini çekip oturdum.

 

Rafa uzandım bir kitap alıp okumaya başladım.

 

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

 

Kitap buydu.

 

İlk sayfadaki kelimenin altı çizikti.

 

"Sana beni hiç tanımamış olan sana"

 

Yazıyordu.

 

1 2 saatin ardından odaya askerin girmesiyle operasyon olduğunu anladık.

 

Tam tehzizaç giyinip toplantı odasına gittik.

 

Bir grup teröristin köye saldırı düzenleyeceğini Ferman"dan öğrenmiştiler.

 

Gerekli şeyleri aldıktan sonra helikopter sahasına gidip sırayla yerlerimize geçtik.

 

Yanımda oturuyordu.

 

Elime geçirmeye çalıştığım eldivenlerime baktı.

 

Ateş 

 

"Kış eldivenlerini niye giymedin"

 

"Sevmiyorum onları silahı hızlı kullanmamı engelliyor"

 

Ateş

 

"Üşümüyormusun peki"

 

"Haraket halindeyken zaten üşümem üşüsemde ısıtıcak bişey illaki bulurum"

 

Başını sallayıp helikopterin camına döndü.

 

Kolundan dürtüp yine bana dönmesini sağladım.

 

Ateş

 

"Ne oldu Gece"

 

"Şey komutanım siz beni yanlış anladınız hiç kimse falan değil yani"

 

Ateş 

 

"Neyinim o zaman İzgi?"

 

"Canım canımsınız yani tim olarak benim sizden başka kimim var sanki"

 

Ateş 

 

"Sende benim canımsın kurşun asker tim olarak canımsınız"

 

Güldü ve göz kırptı.

 

Olucak diyorum abi olucakk

 

Helikopterin inmesiyle köyün girişine doğru yürüdük.

 

Köye göz gezdirdim her yeri görebileceğim tek yer minareydi.

 

Ordada açık hedeftim.

 

Mecburdum.

 

"Komutanım ben minareye gidiyorum"

 

Ateş

 

"Dikkat et açık hedefsin orada"

 

"Emredersiniz komutanım"

 

Minareye doğru yürümeye başladım.

 

Ufak bir köydü ve oldukça sessizdi.

Büyük ihtimalle tim sivilleri bir yere topluyorlardı şuan.

 

Minareye çıktım demir kapısını açıp demir kapıyı sol tarafıma siper ettim camiden bulduğum bir kaç cami ile aynı renk olan kumaşıda üstüme attım hazırdım.

 

En azından uzaktan görünmezdim.

 

Ateş

 

"Bozkurt 2 durumun ne?"

 

"Minarenin sol cephesine konuşlandım komutanım bir baksanız ne kadar göründüğümü hesap etmem lazım"

 

Ateş 

 

"Dürbün ile bakıldığında dikkatli biride bakarsa kabak gibi ortadasın onun dışında görünmessin"

 

"Anlaşıldı Bozkurt 1"

 

Gelicekleri yöne odaklandım.

 

1 saat geçmişti. Hala çıt yoktu.

 

Tüfeği sola çevirmemle gelen kamyonet tarzı arabaları gördüm.

 

"Bozkurt 1, yaklaşıyorlar"

 

Ateş 

 

"Durum bildir bozkurt 2 kaç kişiler"

 

" 5 pikap tarzı araba ile geliyorlar 10 ardan 50 kişi"

 

Ateş

 

"Atışımla başlıyoruz"

 

Bir silah sesiyle heryer cehenneme dönmüştü.

 

2 saat sonra

 

Silah sesleri kesiliyordu yavaş yavaş.

 

Son kalan adamında indirilmesiyle olduğumdan yerden çıktım.

 

Timin olduğu bölgeye gittim.

 

Arkası dönük bir kadının etrafında toplanmışlardı.

 

İleri doğru gittim.

 

Yanlarına.

 

Acıma.

 

Katilime.

 

Ve de.

 

Geçmişime.

 

Kadının suratını görmemle şaşırdım.

 

"A-nne"

 

Umarımmmm beğenmiştirsinizzzzz öptümmm güzel okurlarımmmm

Loading...
0%