Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Ölüm Tehtidi

@startofthenight_

iyiiiii okumalarrrrrrr 💙

Hayat buydu işte kimi el bebek

gül bebek büyürken kimide ölümlerle tehtitlerle büyüyordu.

Ben büyümüş ama büyüyememiş o küçük kızdım.

Kafa mı kaldırınca Ateş le göz göze geldim.

Timde çiçekten anlamıştı bir ölüm tehtidi olduğunu ama notu görmemişlerdi.

Ateş

"Baban peşinde mi?"

"Yukarı çıkalım anlatıcam herşeyi."

Dedim.

Kulağına yaklaşıp

"Sadece sana anlatıcam panik olmalarını istemiyorum."

Timin şaşkın gözlerini cevaplamam gerektiği kafama dank etti.

"Hayranlarım işte çiçek göndermişler"

Dedim dalgaya vurarak.

Gökhan

"Hangi hayran bu komutanım"

"Bilmem isimsiz"

Elimdeki kağıdı buruşturup cebime koydum.

Tim önden ben ve Ateş arkadan gidiyorduk.

Asansöre binip katımızı çıktık.

Timin hızlıca evlerine geçmesiyle Ateş le baş başa kalmıştık.

Dairemin kapısını açıp kafamla geç işareti yaptım.

Salona geçmişti.

Elimdeki çiçekleri masaya fırlatıp koltuğa oturdum.

Yan yana oturuyorduk.

"Kahve yapıyorum istermisin?"

"olur" diye cevapladı.

Mutfağa gidip kahveleri hazırlayıp geldim.

Kalktığım yere tekrardan oturdum.

"Lütfen sözümü hiç keske bir kerede anlatıp kurtulmak istiyorum."

Başıyla onayladı,yine ve yine yarama tuz basıcaktım.

"Dedem bir askermiş albay anneannem annem ve dedemin çok güzel bir ailesi varmış. Taki annem babamla tanışana kadar ilk görüşte daha dedem babamın tekin bir tip olmadığını anlamış zaten. Ama annen evlenicem diye tutturmuş.

Ve evlenmişte. Babamda terör yanlısı biri olduğu için dedemi oldum olası sevmemiş zaten. Babam annemi sözleriyle manipüle ederek dedemi kalbinden vurdurmuş kızı babasının canına kıymış.

Neyse gel zaman git zaman anneannemde annemlerle yaşıyor ne kadar bu durumdan tiksinsede mecburiyetten.

Annem hamile olduğunu öğrenmiş ikizlere hemde. Neyse biz doğmuşuz kardeşim ezgi yani

Ezgiyi hep sevmelerine rağmen nedensizce beni hiç sevmiyorlardı anneannem ile yakın olduğumdandır belki. Anneannem hep bana vatan sevgisini aşılamaya çalıştı başardıda iyiki diyorum şimdi. Neyse annemde terör yanlısı oluyo ama ne zmaan askerlikten bahsetsem azıma sıçıp otutturuyorlar. 18 yaşımda gizli gizli sınava giriyorum sonuçlar açıklanacağı zaman gittim söyledim böyle böyle diye.

Babam ne dedi biliyomusun? "

" Biz seni örgüte katmaya çalışırken sen sınava mı giriyorsun dedi ağıza alınmayacak küfürler derken sınav açıkladığında kazandığımı görür görmez terk ettim evi."

"Ezgi de hani lahmacun olayında öldürdüğüm kız"

Gözümden bir damla yaş akmıştı.

Elimin tersiyle göz yaşımı sildim.

"Böyle işte yüzbaşı hayatımı siken insanlar benim ailem"

Ateş

"Anneannen nerde şuan"

" Öldü anneannem Türkiye'nin sayılı zenginlerindendi bütün mirasını bana bırakmış o yüzdende peşimde olabilir Ezgi olayı yüzündende."

"Tehlikedesin biliyorsun dimi"

"Ne zaman rahat ettim ki ben her zaman ölüm tehlikem vardı. Hayatımda pek bişey değişmicek o yüzden max 1 ay dikkat eder sonra yine aynı halime dönerim"

"İzgi sen ne kadar canımı umursamaz olsan bile seni seven seni korumak isteyen birileri var tim var ben varım seni seven insanlar varken bari bu kadar umursamaz olma."

Sigara paketimi alıp balkona çıktım.

Arkamdaydı hissediyordum.

Ateş

"Siyah arabayı görüyorsun dimi oda senin peşinde 2 gündür burda arabanın ucu senin evinden başka bir yere dönmüyor şaşırdık mı hayır gittiğimiz mekanlarda muhakkak seni gözünü kırpmadan izleyen insanlar var.."

Sesim yükselmişti.

"Hepsini biliyorum ama hiç bişey gelmiyo elimden size sana time bişey olucak diye her dakika aklım çıkıyo ama elimden başka bir şey gelmiyo."

"Eğer başında daha bunları bana anlatsan illaki bir çözümünü bulurduk birlik olup halledebilirdik"

" Dağlardan inmek en büyük hatam dı benim ne güzel hiç birşeyden korkmuyordum bir canım vardı zaten o da Allah a emanetti. Burda timimi düşünmekten kafayı yicem"

İçeriyi göstererek

"Otur şuraya bir kendine gel"

İçeri geçtim ve koltuğa oturdum.

"Ateş ben bıktım canımın acımasından sevgisizlikten korkudan sevdiklerime bişey olucaktan tedirginlikten herşeyden bıktım. Benim niye normal bir hayatım olmadı neden konuşmaya başladığım günden beri sığınıcak limanım olması gereken babamdan korktum."

Dedim ve Ateş 'in boynunda ağlamaya başladım.

Kokusu asansöre de olduğu gibi yine bana huzur veriyordu.

Yavaş yavaş kokusuyla mayışmamla uyku ya dalmıştım.

Sabah 06.00

Kafamı koyduğum şeyin kıpırdanmasıyla gözlerimi açtım.

Siktir ben Ateş in omzunda mı uyudum. Hay böyle işin ben

"Ateş kalk"

Ateş

"Ne oluyo sabah sabah ya"

" 6 olmuş saat hadi geç kalcaz "

Dışarı kafamı uzatmamla Gökhan 'ın arabasının yok olduğunu fark ettim

"sıçtık biz varya"

Ateş

"Tim komutanı benim ya hani nolcak"

"aaaa doğru ya"

Ateş 

"5 dakika içinde kapıda ol"

Odama gidip giyinmeye başlamıştım bile.

"Tamamm"

Siyah sweet, siyah pantolon ve siyah botlarımı giyip evden çıktım.

Telefonumu ve anahtarlarıma almıştım.

Dairemden çıkıp Ateş'in kapısını çaldım.

Oda evinden çıkmıştı. Asansöre bindik.

Ateş 

Hayırdık kurşun asker normalde bu kadar hızlı hazırlanmazdın? "

" Geç kalmayı sevmem o yüzdendir"

"Okul değil burası ya yok yazılmassın korkma"

"Neyden korkucam ya benim canım ciğerim komutanım, yüzbaşım var yanımda karada ölüm yok bana dimi dev komutancığım."

Yalakalık yapıp tatlı tatlı konuşmamla güldü.

Asansörden inip arabama doğru yürüdüm.

"Bu sefer kendi arabamla gidiyorum ben"

"Dikkatli ol" dedi. Kulağıma eğilip devam etti.

"10 yönündeki araç büyük ihtimalle bizi takip edicek."

"Sizde dikkat edin komutanım"

Arabalara bindikten sonra hızlıca karargaha vardık.

Giyinme odasına gidip üzerimi değiştirdim karargahta hemşire ve mitten olan teğmen dışında başka kadın yoktu. O yüzden bu odayı sadece ben kullanıyorum diyebilirim.

Üniformamı giyip dinlenme odasına gittim.

Ateş te burdaydı.

Sanırım bişey dememeleri konusunda timi uyarmıştı çünkü bu konu hakkında hiç konuşulmamıştı.

Ateş 'in kaş göz işareti yapmasıyla dışarı çıkmam gerektiğini anladım. Peşimdende o geldi.

Ateş

"Albaya durumu bildirmemiz gerek en azından bir süreliğine taburda kalırsın"

"Onca erkeğin içinde hayatta kalmam ben kalamam da zaten"

"İzgi 35 40 tane erkeğin arasına atmayız seni herhalde odandaki koltuklar gayet rahat uyursun onlarda"

"Mantıklı evdeki yatağımdan daha rahat zaten giyinme kuşanma işide yok aşırı iyi bu fikir ha"

"Hadi gidelim"

Üst kata çıkıp albayın odasına gelmiştik.

Kapıyı çalıp baş selamı verip içeri girdik.

Albay 

"Gelin çocuklar"

"Oturun"

Demesiyle koltuklara oturduk.

Dün yaşanan olayı baştan sona birazını ben birazını yüzbaşı olmak üzere anlattık.

Albay

"Bunlar sana kafayı epey bir takmış anlaşılan güvenlik açısından önümüzdeki haftadan itibaren taburda kal."

"Emredersiniz komutanım"

Albay 

"Ateş öğrendin mi durumu?"

Ateş

"Evet komutanım öğrendim"

Albay 

"Çocuklar bakın durum sandığımızdanda ciddi olabilir hem tim olarak hem sivil olarak şuan çok tehlikedesiniz.

Dağlarda ismi geçince düşmana korku salan iki isimsiniz.

Bu aralar özellikle ikiniz olmak üzere çok dikkatli olun."

Aynı anda emredersiniz komutanım diyip baş selamı verip çıktık.

Ateş

" Şuan anlıyorsun dimi durumun ciddiliğini"

"Hıhı" dedim ve odama doğru yürümeye başladım.

Odamdan sigara mı alıp çıkmamla oda çıktı.

Onunda elinde sigarası vardı.

Başıyla gel işareti yaptı.

Ve bahçeye gittiğimizi bile bile ilerledim.

Bahçeye gelmiştik banklardan birine oturduk.

"Yakaladığımız adamdan birşey çıktı mı?"

"Sorgusuna girmedik henüz."

Sigarasını yakıp çakmağını bana uzattı.

Alıp bende kendi sigaramı yaktım.

Elini açmasıyla çakmağı eline bıraktım.

Aklım çerçevede fotoğrafı bulunan kadındaydı.

"Birşey sorabilirmiyim?"

"Sor"

"Hani evine suikast düzenlenmişti ya orda kırık çerçevede bir kadınla fotoğrafın vardı kadının üstü boyalıydı. O kadın kimdi?"

"Kardeşim"

"Nasıl yani kardeşin öldü mü?"

"2019 İstanbul daki patlamada şehit oldu polisti."

"Başın sağolsun."

Söylenecek tek bir söz vardı.

" Vatan sağ olsun."

Herkesin görünmesede sakladığı bir acısı vardır belkide.

Yanından geçen kadının

Yada ömrünü adadığın insanın.

Bir tane daha sigara yakmıştı.

"Çok sigara içiyorsun"

"Sen içmiyormusun?"

"Senin kadar değil"

"Ha bir tane içmişim ha 10 tane kendimi zehirliyomuyum zehirliyorum ne fark eder"

"Sende haklısın"

Albayın postasının yanımıza gelmesiyle operasyon olduğunu anlamıştım.

Hızlıca toplantı odasına gittik.

Suriye'de bulunan mit elemanı deşifre olmuştu. Onu o cehennemden kurtarıp gelmekti görevimiz.

Albay 

"Allah yar ve yardımcınız olsun aslanlarım"

Hazır ola geçip sırayla çıktık salondan.

Silah odasına gidip Ekipmanlarımızı aldık.

Bu sefer yanıma piyade tüfeğimide alıcaktım. Arazi pek çok kamufle olmaya açık değildi.

Katlama yerlerinden ayırıp sniperımı çantama koydum. Artı 15 kg daha olucaktı yanımda.

Kaskımı takıp boyunluğu gözlerime kadar çektim.

Hazırdım.

Timinde hazır olmasıyla helikoptere bindik.

Oğuz 

"Gece komutanım sizin lakabınız neden gece"

"Dağda olduğum zaman bir kampı gece yarısı tek başıma havaya uçurmuştum. Teröristler gece diyince öyle kaldı işte."

Yağız

"Vay be komutanım harbiden gecesiniz siz o zaman"

"Sayılır"

Konuşmamızın ardından pilot iniş haberini vermişti.

Gündüz olduğu için işimiz daha kolay olucaktı.

"Komutanım konuçlanabileceğim bir alan yok bende sizinle olmak zorundayım."

Ateş

"Sen hep biizimlesin zaten."

Bu adam insan olmaya başlamıştı onu fark ediyordum.

Yıkıntı evler vardı ama hepsinin başında bir adam vardı bellide olurdum. O yüzden çıkacak bir yer bulamadım. Piyade tüfeğimi sıkı sıkı tuttum.

Ateş

"Bozkurt 2 kapıdaki adamlar senin"

"Sol sende bozkurt 3 sağda bende kalanlar da kendine bir bölge belirlesin öyle başlayalım"

"3 diyince"

"ÜÇ!!!"

Biz susmuştuk, mermilerimiz konuşamaya başlamıştı.

"Ah benim bebeğim nerde ya"

Fırat Abi

"Komutanım beğenmediniz galiba bizim tüfekleri"

"Yok güzelde benimkine alışınca çok hafif geldi elime ondan mızmızlanıyom" dedim adamları indirmeye devam ederken.

Arkaya bir araç yanaşıyordu.

"Komutanım araç geliyor"

Ateş 

"İzgi, Fırat benimle gelin"

Koşa koşa aracın olduğu yere gidiyorduk.

Aracın olduğu yere varınca timden gelen mermi sesleri kesildi.

Nişan almıştım aracın tekerleklerine sıkmam gerekiyordu.

2 atışla araç durmuştu.

Beceriksizce ateş etmeye başladılar, arabadaki mit elamanı tekme atarak bayılmıştı ikisini.

3 ümüzün aynı anda ateş etmesiyle 3 üde gebermişti.

Arabaya doğru kontrollü biçimde ilerlememle istihbarat uzmanını gördüm.

Kolunda yarası vardı.

"Abi."

Ateş 

"Lan senmiydin kaçırılan kişi bilsem bu kadar güzide atışlar yapmazdım."

Bir yüzbaşıya bir istihbaratçı ya bakıyordum.

Silahı uzatarak.

"Komutanım alın vurun bu kadar sevdiğinizi belli etmeyin ya"

Mitçi gülmüştü. Abisinin aksine neşeli hep gülen ve kendine göre aşırı komik olan espriler yapan biriydi.

Timinde gelmesiyle hepsine teker teker sarıldı Mitçi.

Bana geldiğinde elini uzattı.

Abisine ne kadar benzediğini fark ettim.

Mitçi

"Can"

Uzattığı eli sıkıp

"İzgi" dedim.

"Tanımadın mı lan doğru söyle"

"Atışından tanırım kızım ben seni" dedi.

Ve sıkıca sarıldı.

Can kimmiydi dağdayken ekmeğimi paylaştığım adı gibi can ciğer dostumdu.

Kulağına eğilip konuştum.

"Tam olarak mitin içinde olduğumu bilmiyorlar aramızda"

Ayrıldık.

Demir 

"Siz nerden tanışıyonuz"

Can

"Danimarka'dan

nerden olcak olm dağdan işte"

Ateş 

"Şu asla isminden bahsetmediğin ama öve öve bitiremediğin çılgın kız İzgi miydi.

"Evet abi İzgi'ydi. Sen ne zaman geldin time"

" 1 2 hafta oldu."

Ateş 

"Helikopter gelmiş hadi gidiyoruz"

Helikoptere binmemizle çantamı yanıma koyup boyunluğu ve kaskımı çıkardım.

Dağılan saçlarımı ensemden sıkı bir topuz yaptım.

Can

"Kızım sende iki çanta taşıdın diye öldün bittin ha."

" O çanta 60 kg yanlız laf etme istersen"

"Anaa kadın ceseti gibi ne varki içinde fazladan"

Ateş 

" Keskin nişancı ya ek tüfeği var birde"

Can 

" Ha şu bebeğimi özledim dediğin silah dimi"

Güldüm.

Birlikte olduğumuz operasyondaki anılarımızı anlatmaya başladı.

Can 

"Bir gece uyucaz tam başlamaz mı bu bebeğimi özledim demeye dedim bende sen evlimiydin.

Bana aynen şöyle dedi bak" Be salak bebek gerçek değil silahımdan bahsediyom "

Komik olmayan şeye ayıp olmasın diye gülmüştüm bence komik değildi zaten.

" Bir keskin nişancının göz bebeği tüfeğidir bunu unutmayın"

Can 

"O belliydi zaten görevden döndük tamam mı o zaman Mardin deydi. İlk onun birliğe uğradık. Biraz kalıcaktık orda.

Geldiğimiz anda daha ama İzgi ortada yok.Silah odasına bir gittik manyak gibi tüfeğini arıyo."

"Nolmuş dersiniz bir ara bize ulaşamamışlardı hiç o ara şehit oldum diye kaldırmışlar çantasına."

Sohbet böyle devam ederken karargaha gelmiştik.

Sırayla inip bizi bekleyen Albayın karşısına dizildik.

Albay

"Tebrikler Bozkurt Mit ve Tsk için önemli olan bir ajanımızı düşman kollarından kurtardınız gidebilirsiniz."

Silah odasına gidip ekipmanlarını çıkardım üniformam işe kalmıştım.

Türk boya mı alıp ortadaki masaya oturdum.

Bakım yapsam iyi olucaktı.

Özenle tüfeğimi temizlerken kapıdan içeri Ateş girdi.

Ateş 

" Neden bu kadar çok seviyorsun tüfeğini "

"Bir can yoldaşım iki hiç kimsem yokken o vardı. Eğitimlerde kullandığım silah biliyormusun o kadar bağlandım ona"

"nasıl verdiler ki normalde vermezler istiyon diye"

" Dağlarda ismim yayıldığı kadarıyla onlarında kulağına gitmiş geldi işte bir şekilde bana"

"İşin bittiyse timin yanına gidelim"

"Gidelim yüzbaşımmm"

Dedim yüzbaşı kelimesini uzata uzata. Oda beni taklit ederek.

Uzunca içli içli

"Buyurun Üsteğmenim"

dedi. 

Tim dinlenme odasındaydı.

Can'da buradaydı.

"Komutanım döner söyliyecektikte kaç tam yersiniz"

"Bir tane tam ama turşusuz sakın unutma"

Niye mi turşusuz alerjim vardı. Yiyince nefes alamıyo gibi oluyordum.

Üstelik ilaçta yanımda yoktu. Kriz geçirir bayılırdım yersem.

Gırgır şamata derken beni gaza getirip Ateş 'le PlayStation oynamaya ikna etmeye çalışıyorlardı.

Ateş 

"Korkuyo üsteğmen hanım galiba zorlamayın"

Dedi sırıtarak.

Ben ve korkmak yidim seni oğlum o lafı demiyecektin işte.

" Tamam kabulüm kim yenilirse dönerleri o öder anlaştık mı?"

Uzattığım eli tutup salladı anlaştık anlamında.

Oyuna başlamıştık çok atak yapıp beni stres yaptırmaya çalışıyordu ama 10 koğuş asker arasında kalan ben bunu tabikide yememiştim.

Maç bitmişti ve skor berabereydi. 4 - 4.

Dalgasına konuşmaya başladım.

"Eee ikimizde kazanmadığımıza göreeee siz ödüyorsunuzzz"

Ateş 

"Evet evet bizim sözümüzde kim yenerse vardı"

Fırat

"Öderiz be komutanım kırk yılda bir yüzümüz gülmüş zaten."

Dönerler gelmişti ve şuan yiyiyorduk. Yanında gelen turşuyu kaşık kaşık yemek istesemde dururum el vermiyordu işte.

Yağız

Bana bakarak konuştu.

"Turşu sevmiyonuz mu komutanın"

"Alerjim var"

Yağız

"Aaaa" dedii.

Oğuz 

"Pardon komutanım bizde yiyiyoz böyle karşınızda ama canınız çekmedi dimi"

"Yok yok yiyin siz"

Konuşmanın üstünden 3 saat geçmişti.

Çıkış saatimiz gelmişti.

Sivil kıyafetlerimi giyip odamdan çıktım.

Aşağı inip timin yanına gittim.

Kendi araba mı getirmiyecektim karargahta durması daha mantıklıydı.

Ateş'in arabasının arka koştuna binmiştim önde Can vardı.

Konuşa konuşa yolu yarılamıştık.

Yola çıktığımızdan beri bizimle gelen arabaya bir daha aynadan baktım.

"Ateş ve Can takip ediliyoruz biliyorsunuz dimi"

Ateş 

"Ondan arazi yoluna girdim ya "

Fark ettim be adam salak değilim ya.

Arkamı dönmemle ateş etmeye başladılar. Arabayı drift attırarak döndürdü yüzbaşı. Onlarda durmuştu.

Aynı anda kapıları açıp dışarıya doğru kendimizi attık.

Bir ağaç bulup arkasından ateş ediyordum.

Ateşlerinde benden bir farkı yoktu.

15 dk sonra

Merminin bitmesiyle Ateş ve Can'a baktım.

Onlarında mermisi yoktu.

"Teslim olun"

Bok olcam birazdan o olcak.

Can 

"Sesini sikeyim senin" dedi sadece bizim duyabileceğimiz bir ses tonuyla.

İkisinede bakıp konuştum .

"Bu sefer gerçekten sıçtık."


 

İyiiiii okumalarrrr tatlıııı okurlarımmmm seviyorum siziiii

🩵💖🤍

Loading...
0%