Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Tutsak

@startofthenight_

İyi okumalarrrrrr


Adamların ikinci defa "Teslim olun" ikazı üzerine üçümüzünde yüzü birbirimize döndü.


Ateş 


" Teslim olmak yok dayanabildiğimiz yere kadar yakın dövüş yapıcaz emirimle çıkın yerlerinizden."


Son kez bize baktı ve şunu söyledi.


Ateş 


"Ölmemeye çalışın"


Ölmemi istemeyen birilerinin olması beni sevindiriyordu ama bunların tonlarcası kendi elleriyle beni boğazlamanın peşindeydi.


İkimizde başımızla onay verdik.


Ateş


"Şimdi"


Demesiyle yanıma yaklaşan adamın üstüne atlayıp boynunu kırdım.


Sayılarının fazla olduğu bariz belliydi fakat bizi öldüremezlerdi.


En fazla bıçak yarası olurdu.


Can


"Gel kodumun çocuğu gel"


Sesli bir kahkaha attım.


Üzerime gelen adama bakarak dalga geçtiğimi belli ederek konuştum.


"Sende gel kodumun çocuğu"


Dedim.


Ateş 


Oda boynunu kırmakta olduğu adama bakarak gülerek konuştu.


"Sende öl bari kodumun çocuğu"


Bunu duyunca Ateş'e döndüm ve daha çok kahkaha attım.


Ateş 


"Dikkattt"


Siktir


Dizimin arkasına vurulmasıyla afalladım ama düşmedim.


Arkamı dönüp adama bana yaptığı şeyin aynısını yaptım.


Yere düşmesiyle üstüne çıkıp yumruklamaya başladım.


Kolunu tutup çekmemle kolu çıkmıştı.Çıkık sesi geldiğinde suratımda bir sırıtış belirdi.


"İşte bu sesin tutkunuyum yaa"


Can


"Manyakmısın kızım sen"


"Manyağım be canısı yeni mi anladın"


Başıma silahın dayanmasıyla durdum.


"Ben sıçtık demiştim dimi?"


Ateş


"Yapma be Gece yakalandım deme"


İkiside arkasını dönmesiyle güldüm.


"Sorry benzemeyen kardeşler"


Bütün silahlar üçümüze dönüktü. Ellerimin arkama doğru çekilmesiyle çırpındım.


"Bırak be şerefsiz halsiyetsiz ellerin narin ellerime değmesin"


Can


"Görende elleri pamuk gibi sanacak ha silah tutmaktan nasır olmuş."


Arabalara doğru zorla götürülüyorduk.


Arabaya bindik ve gözümü bağladılar.


Ulan şerefsizler sanki hangi yöne döndüğümüzden anlamıyacağım ben.


Dümdüz gidiyorduk şuan arabanın sola dönmesiyle az daha gittikten sonra durdu araba.


Gözlerimizi açtılar.


Terkedilmiş bir evin bodrumuna indirilmiştik.


Aşırı derecede pis ve rutubet kokan bir yerdi. Duvara doğru atılmamla kolum acımıştı. Duvardan kaldırıp 3 sandalyeden birine bağlandım.


"Ulan putperest ne duvara doğru atıyon beni"


Can


"Adı üstünde putperest işte ne beklersin"


Onu sinir etmek için kahkaha attım sinir olup dışarı çıktı.


İşlem başarılıı.


"Öh anasını satıyım bu kadar pis kokan bir yer hayatımda görmedim ben sıçtılar mı buralara disko daha temiz burdan"


Ateş 


"Diskoyadamı girdin be"


" 3 kere hemde"


Can


"Öh be kızım ne bok yiyipte girmiştin?"


"Komut ihlali her atandığım yerde girdim işte disko son çare oluyo sonrasında alışınca biliyorlar düzelmiyeceğimi o yüzden ufak cezalarla yırtıyorum."


2 saat sonra


"Heyy gelen yok mu canımız sıkıldı ama"


Can 


"Ekipmanlarını hazırlar onlar daha ya"


Konuşmamızın ardından içeriye kod adını bilmediğimiz şerefsiz girmişti.


"Aa selam kod adı olmayan piç"


Cevap verdi."Selam Üsteğmen selam"


Hay anasını bu adam bizi tanıyordu ağzımızdan laf almaya çalışıcaktı. E buda bizi zorluyacaktı.


İçeriye bir çanta geldi. İçinden kerpeten çıktı.


Kodsuz


"İlk hanginizden başlayalım bu güzelliğin canını yakmak hoşuma gidebilir."


"Önce sen bir sor acaba benim canım acır mı diye dimi ama görgü yok ki"


Suratıma inen tokatla dudağımdan akan kanı hissettim.


"Acımadı kii" dedim çocuklar gibi ve onlar için sinir bozucu bir kahkaha attım.


Benim gülmemle beraber 3 ümüz aynı anda kahkaha krizine girdik.


Ateş'te ha birde:)


Kodsuz


"Madem öyle acımıyor canın bende başka yollar denerim"

dedi kerpeteni alıp arkadan bağlı olan ellerime doğru gitti .


Soğuk metali tenimde hissettim.


Tırnağımın canım acısın diye yavaş yavaş çekmesiyle ağzımdan küçük bir çığlık koptu.


Ateş 


"Gel bize yap lan gücün ona mı yetiyo şerefsiz"


"İnanırmısın yine canım çok acımadı işkence konusunda biraz daha kendini eğitmen gerekli."


Kodsuz


"Ee şimdi biri yokken diğerleri olur uyumlu olmaz dimi"


Dedi ve çığlıklarım eşliğinde 5 parmağımın tırnaklarını bağırışlarım eşliğinde söktü.


"Sakin ol şampiyon bu sefer bir tık acıttın"


Yine sinirlenmişti ve tokat attı bu sefer ki tokatın eşliğiyle solda olan yüzbaşının tarafına doğru düştüm.


Ellerim acıdığı için dengemi sağlayamadım.


Yere düşmemle karnıma inen tekmelerin ardı arkası kesilmedi. Yaram acıyordu.


Sonunda durdu.


Can


"Yapmaaaa!"


Diye kükredi.


Öksürüklerimde boğuluyordum.


Bir süre sonra bayılmıştım.


Yarım saat sonra


Gözlerimi açmamla adamların Ateş ve Can'ı hırpaladığını gördüm.


Kalkmaya yeltensemde karnım daki ağrıdan kalkamıyordum.


Adamların çıkmasıyla başları bana döndü.


Ateş 


"İyimisin?"


"Karnım acıyor biraz"


Can


"Köpek gibi vurdu piç herif bize vurmuyo öyle ama senden ne istiyo."


"Bizim burdan çıkmamız lazım bir şekilde"


Elimi kıpırdatmamla değdiğim şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştım.


Bu bir camdı.


Camı elime aldım ve kıpırdanarak ipi kesmeye çalıştım.


Can


"Napıyon sen orda kıpır kıpır"


"Sus be salak duysunlarda gelsinler içeri dimi"


Elime gelen kanlarla canım yanmaya başlamıştı.


İpi kesmeyi sonunda başarmıştım.


Doğrulamaya çalışmamla adeta vücudumun sızladığını hissettim.


Sandalye ile kalktım.


Ellerimi çözdüm ve sıra ayaklarımdaydı. Onlarıda çözüp Ateş'e yöneldim.


Kaşı patlamıştı.


Ellerini çözüp Can' ında ellerini çözdüm.


Kapıya tıklayıp gelmelerini bekledim.


Gelen adamın yüzüne kapıyı çarpmamla zaten bayıldı.


Dışardan gelen seslerle bizimkinlerin geldiğini anlamıştık.


"Gönlümüzce ses çıkarabiliriz artık beyler hadi"


Merdiven boyunca önümüze çıkan bütün adamları indirmiştik.


Önüme çıkan adama yumruk atmamla bağırdım elim çok acıyordu çünkü.


Ateş'in beni arkasına almasıyla duvara yaslanmıştım .


Timinde kapıdan girmesiyle Can söylenmeye başlamıştı.


Can


"Bizim azımıza sıçsınlar siz yeni gelin hey babam hey valla kızın tırnaklarını söktüler lan"


Ateş 


"Fırat İzgi' nin parmaklarına bak."


"Beyler yanlız ben pek fazla ayakta duramıyacak gibiyim büyük ihtimalle tutsanız iyi olucak"

dedim ve gözlerim kapandıktan sonra belime sarılan ellerle havaya kaldırıldığımı hissettim.


Yazardan


Can


"O itin parmaklarını kırıcam nerde o piç"


Yağız


"Kaçtı şerefsiz, bir türlü yakalayamıyoruz anasını satayım başları kimse artık o kadar organizeler ki"


Gökhan İzgi'nin yanında olduğu için kucağına almıştı.


Gökhan


"İzgi komutanım"


Dedi İzgi'nin suratına hafif hafif vurarak.


Fırat


" Yarası açılmış kan kaybediyor komutanım"


Geldikleri yerden çıkıyorlardı.

İzgi çok kan kaybetmişti. Sırf kadın olduğu için onu çok zorlamışlardı.


Ateş 


"Hay amına koyim ya gözümüzün önünde kızın azına sıçtılar biz elimiz kolumuz bağlı durduk"


Arabaya bindikleri gibi hastanenin yolunu tuttular. Hastaneye geldikleri gibi İzgi 'yi sedyeye almışlardı.


Kan takviyesi yaptılar. Yaralarını temizleyip parmaklarını sarılar. İç kanama riskine karşı tomografi çekildi. Temiz çıkmasıyla tüm tim bir oh çekti.


Karnına çok darbe almasına rağmen çok dayanıklıydı.


İzgi' yi normal odaya aldılar.


İzgi'den


Gözlerimi kıpırdatmaya başlamıştım. Refleks ile gözüme uzanan elimle mızmızlandım.


Tüm timi başımda görmeyi beklemiyordum.


Can


"İyisin dimi ağrı sızı yok"


"İyiyim bende o embesili yakaladınız mı?"


Ateş 


"Malesef yine elden kaçtı."


Yağız


"Komutanım ya gene korktum ha yığılı verdiniz"


"Korkmayın be alışın hatta bakın Can'a ne kadar sakin dimi" dedim gülerek. En panik olan kişi oydu büyük ihtimalle.


Can


"He anasını satıyım he domuz gibisin gene bir bok olduğu yok sana"


"1 ay içerisinde tırnakları uzattık mı hiç bişeycik kalmaz"


Ateş 


"4 gün izinli-"


"Öh be ben işkence gördüysem sende gördün Can'da gördü sana niye izin yok tabi sen yüzbaşısın üsteğmenin lafımı geçer bur-"


Ateş 


"Ah be İzgi az sussan zaten açıklıyıcam"


"Neyi açıklıcan? "


Ateş 


"Hepimiz izinliyiz"


"Aaa ben şey ettiydim pardonun komutanım neyse ya yanlış anlama sonuçta"


Ateş 


"Seninki yanlış anlama değil İzgi sallamama"


Doruk


"Niye sadece sizin tırnakları söktüler komutanım"


"Canları öyle istemiş herhalde"


Can 


"İzgi'nin yine çenesi durmadığı için sinir etti adamları"


"Asla ve katha pişman değilim yine olsa yine yaparım"


Ateş 


"Orası belli zaten karnına sayısız tekme atıyorlar İzgi bir öksürüyor bir kahkaha atıyor."


Doruk 


"İdolsünüz be komutanım"


"Hadi çıkalım artık iyiyim ben"


Fırat


"Serumun bitince çıkarız"


Odanın kapısı açıldı. Doktor gelmişti.


Doktor


"Karın bölgenizde ağrı var mı?

İzgi Hanım"


"Kıpırdanınca sızlıyor sanırım çürüklerden dolayı"


Doktor


"İç kanama ve benzeri şeylere rastlamadık ama bir kaç gün tedbir amaçlı ağır işler yapmayın diyaframınız da hafif bir yırtık var ama dinlenme sonucu kısa sürede iyileşebilecek kadar küçük serumunuz bittikten sonra çıkış için imzanızı atıp çıkabilirsiniz. yazdığım kremleri ve ağrınız olursa diye ağrı kesicileri alırsın."


" Tamamdır"


Doktor


"Zaten dayanıklı bir bünyen olduğundan dolayı 1 haftaya kalmaz ağrıların biter ."


"Teşekkürler"


Doktorun odadan çıkmasıyla 20 dakika sonra serum bitmişti. Serumu sertçe elimden çıkarınca gözler bana döndü.


Ateş 


"Napıyon Allah'ın manyağı hemşire çağırırdık"


"Ayy yeter be ölmedim bitti serum çıkardım bende işte hemşirede öyle çıkarcaktı ztn."


Sedyeden kalktım hafif ağrı vardı onun dışında birşeyim yoktu.


Yağız


"Sandalye getirelim komutanım yürüyemiyecekseniz"


"Ayağım var çok şükür gayette sağlam"


Arkamda ki asker sürüsü ile herkesin garip bakışları altında hastaneden çıkmıştık.


Lojmana gidiyorduk.Yolda Fırat abiyi evine bırakmıştık.


Lojmana varmıştık.

Arabadan indim ve tim ile beraber yürümeye başladık.


Ateş'in poşet ve bir çanta uzatmasıyla ne bunlar der gibi kafamı salladım.


Ateş 


"Kaçırıldığımız yerden bulmuşlar telefonun anahtarın falan diğer poşettede ilaçların var"


Ne düşünceli çocuk ya almış ilaçlarını kaşla göz arasında **


"Teşekkürler bana gelin isterseniz"


Gökhan


"Herkes yoruldu dinlenelim biz en iyisi"


"Siz bilirsiniz" dedim ve Ateş'in verdiği çantadan anahtarımı aldım.


Kapıyı açıp eve girdim.


Poşetleri odamdaki masanın üstüne bırakıp banyoya gittim.


Kıyafetlerimi çıkarıp sıcak suyun altına girdim.


Saçımı köpüklerinden arındırıp çıktım.


Bornozumu giyip saçlarımı havluya sarmadan salık bıraktım.


Zilin çalmasıyla kapıya yöneldim.


Ateş'i görmemle şaşırdım.


Canımın içii gelmiş.


Ateş


"Soğuk su ile yıkandım de lütfen"


"Soğuk su ile mi yıkanmam gerekiyordu"


Ateş


"Poşetlere hiç bakmadın daha dimi orda yazıyordu."


"Ama sende söylesene adam akıllı ne bileyim ben soğuk suyla yıkanmam gerektiğini"


Ateş


"Organların hasar görmeye yakın olduğu için tahmin etmeliydin"


"Ne olabilir ki çok yani"


Ateş 


"Karın ağrın başlar ve rahim bölgenede tekmeler yediğin için kanaman başlar uzunda sürer büyük ihtimalle."


"Ölmüceksem pekte sıkıntı değil"


"Geç içeri sen ben giyinip geliyorum"


Ateş


"Tamam"


Ağzını yayarak "Üsteğmenim" dedi.


"Yüzbaşım" diyee bağırdım.


Sizin cilveleşmenizi yiyecemm haa.


Odama geçip siyah şort ve askılı bir mor crop giyerek çıktım.


"Kahve istermisin kendime yapıcamda"


Ateş 


"Olur"


Kahve makinesine kahve ve su koyup olmasını bekledim. Arkamda olan hareketlilikle arkama doğru döndüm.


Adeta burnumun dibinde yüzbaşıyı görmemle şaşırdım.


"Otursaydınız komutanım getirirdim ben"


Ateş 


"Yardım ediyim dedim sıcak iyi değil senin için 1 kaç hafta"


"Kahvenin buharından eriyecek değilim ya Yüzbaşım"


"Erirsin sen Üsteğmenim"


Bu adam bana şeker mi dedi. Abo


Dedi dedi :-)


Yüzlerimizin birbirine değmesine milimcik kalmıştı.

Daha gelicek yer varmış gibi yaklaşıyordu.


Aramızda ki çekimin farkındaydım fakat olamazdı olmamalıydı.


Kahve makinesinden kılınk sesi gelmesiyle arkamı döndüm.


Hadi hepimiz kahve makinesine düşman kesiliyoruz.


Çıkışa gel lan.


"Kahveler soğumasın dökiyim ben"


Ateş


"Kahveler makinesindeyken soğumaz ama hadi senin dediğin gibi olsun"


"Çok kaynar o zamanda yanmayalım"


Ateş'in kahveleri alıp salona gitmesiyle afalladım.


Az önce ne olmuştu öyle ya.


"Anasını satıyım adam yine dibimde bitti"


Yavaş adımlarla salona giderken kapının çalmasıyla kapıya yöneldim. Karşımada Yağız'ı gördüm.


Ateş 


"Kim geldi İzgi? "


Ateş' i içeride görünce Yağız'ın götü başı ayrı oynamaya başlamıştı.


Yağız


"Oooo canımın içi komutanlarım siz böyle yanlız başınıza nelerrr yapıyonuz bakalım rahatsız ettiysem çıkabilirim ben"


İzgi


"Siktirme rahatsızlığını lan gir içeri"


Ateş Yağız'ın ensesinde vura vura koltuğa doğru götürmüştü.


Yağız


"Benim evde çok canım sıkıldı da İzgi komutanına geleyim dedim. Pijama partisi yaparız diye düşündüm. Yiyeceklerimle geldim"


Dedi. Elindeki poşeti göstererek.


"İyi fikir valla ya benimde canım sıkılıyordu zaten."


Ateş 


"Yeni hastaneden çıktın farkındasın dimi"


"Dikkat ederim ben kalıcakmısın gidicekmisin sen pek parti gibi şeylerden hoşlanıyo gibi sayılmassın."


Ateş 


"Gidiyim ben gidiyim iki deli ye katlanabileceğimi düşünmüyorum"


Ateş gitmişti.


Odaya geçip Yağız'ın müzik açmasını bekledim.


Oturduğum yerden beni kaldırıp oynatmaya başladı.


Yağız


"Aman be komutanım oturmaya gelmedim ya oynayın"


Adeta coşmuştuk şuan.


Komik bir film açtık ve izlemeye başladık.


Doruk ta gelmişti bu sırada.


Yağız içki içtiğinden dolayı kafası zaten ayrı bir alemdeydi.


Kolamdan bir yudum almaya kalktığımda sahnenin komik olmasıyla ağzındaki kolayı yanımda olan Doruğun suratına püskürttüm.


"Ay özür dilerim ben pardon"


Dedim ve gülmeye başladım.


1 saat sonra


Yağız'ın şalterler tamamen kopmuştu.

Bir milyonuncu eski sevgilisinden gına gelmişti artık.


Yağız


"Varya İzgi'cim kızı bir görsen ama bir içim su sarışın mavi gözlü. Biz birimize çok aşıktık aslında ama noldu biliyomusun bir baktım mesajım gitmiyo dedim Allah Allah meğersem kız beni engellemiş"


Dedi. Ve adeta anırmaya başladı.


Doruk


"Eşşekmisin be oğlum o nasıl gülmek"


Gülmesinin ağlamaya dönüştüğünü fark eder etmez Doruk ayağa kalktı.


Doruk


"Bize artık müsade komutanım anca toparlarım ben bu iti zaten"


"Müsade sizin"


Güç bela Yağız'ı eve götürmüştü.


Evime girip koltuğun köşesine kıvrıldım.


Sabah erken kalkma zorunluluğum olmadığı içim alarm kurmadan yattım.


10.00


Telefonun tiz sesiyle yataktan fırladım.


Her yerin arkasına bakmama rağmen sıçtığımın telefonu yoktu.


"Nerde bu şerefsiz şey ya"


Odama gidip Ateş'in verdiği poşetin yanında telefonu bulmamla suratımda zafer ifadesiz belirdi.


Doruğun aradığını görünce telefonu açıp kulağıma dayadım.


Doruk


"Günaydın komutanım"


"Günaydın doruk"


Doruk


"Kahvaltıya gidiyoruzda haber veriyim dedim"


"Tamam geliyorum 10 dakikaya"


Dedim ve telefonu suratına kapattım.


Banyoya gidip yüzümü yıkadım . Odama gidip altıma siyah pantolon üstümede mint yeşili uzun kollu bir crop giyip odamdan çıktım.


Salondan anahtarlarımı silahımı ve telefonumuda alıp çıktım.


Aşağıya hızlı hızlı indim.


Tim sıraya dizilmiş yine ve yine beni bekliyorlardı.


Ateş 


"Yarım saattir burdayız."


"Ben 10 dakika dedim tam olarak 10 dakikada aşağıda oldum erken inmeniz sizin probleminiz beni ilgilendirmez"


At kuyruğu saçımı sallaya sallaya arabama gittim.


Yağız


"Ben best komutanımın yanına gidiyorum ne güzel koydu lafı"


Dedi ve benim arkama saklandı. Ateş Yağız'ın benim yanımda olduğunu gördüğü için birşey yapamadı.


İstese şuan yaka paça yakalamıştı bizi.


Arabalara binip çarşıya doğru yol almıştık.


Çarşıya gelmiştik.


Arabaları park edip kendimize uygun sakin bir mekan bulup oraya geçtik.


Geldiğimizden beri gözü bizde olan adamın fark etmemle Ateş'e doğru döndüm.

Zaten yanımda olduğundan kulağına yaklaşıp konuştum.


" Fark ettin dimi"


Ateş 


"Ettim açıklayıpta ortamı germeyelim şimdi kahvaltı bittikten sonra ya onlar ilk kurşunu atıcak yada biz zaten"


" Tamamdır"

Dedim 


Kahvaltımızın gelmesiyle yemeğe başlamıştık her an tetikteydim. Çok şükür sabah olduğu için sivil çok yoktu.


Çatıda beliren gölge elime Ateş'in eliyle sandalyemi devirmesi bir oldu.


Masaları devirip mevzi almıştık.


Sayıları çok değildi fakat profesyonellerdi.


Keskin nişancı bizi çok zorluyordu.


Kafamı çıkarmam gerekiyordu.


Nerde olduğunu öğrenebilmek için.


Kafamı çıkardım. Ve bam kurşun gelmişti.


Üstelik tamda karşımdan. Bu sefer onun atak yapmasına izin vermedim.


"Seni seçtim pikachuu"


Dedim ve adamı indirdim.


1 saatin ardından bitmişlerdi. Köşede saklanan piçi görmemizle hepimiz o yöne gittik.


Başında dikilmiştik.


Ateş adamın üstüne gidip maskesini çıkardı. Yüzünü görmesiyle gözlerinden adeta ateş çıkmıştı.

Adam Ateş'e doğru dönüp konuştu.


X : Beni tanıdın mı asker?


Bölüm nasıldı sizceeee ???


Sizi çok seviyorum minnoşlarım okurken keyif almanız dileğiylee 💗

Loading...
0%