Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Yüzleşme

@startofthenight_

Selammmmm


Pis geçmişimin suratıma aniden çarpmasıyla irkildim


Hızlı adımlarla odadan çıktım. Öğrenemezdi öğrenmemesi lazımdı. Acilen bu durumu üstlere bildirip bir şekilde üstüne kapamalıydım.


Odama girip, ceketimin ve telefonumu alıp çıktım. Dinlenme odasına doğru gittim.


Hala düşüncelerimden kurtulamıyorum.


Ya bana olan bakış açısı değişirse ya her fırsatta bunu yüzüme vurursa?


Çoktan gelmiştim dinlenme odasına.


Beni ilk fark eden Gökhan oldu.


Tam hazır ola geçicekken elimle otur işareti yapmamla oturur konumuna geri döndü.


"Ben lojmana gidiyorumda gelen varsa götüreyim."


Yağız


"Vallahi sizi bize Allah gönderdi komutanım Ateş komutanımın arabası tamirdeydi ayakkabı numaram büyüdü yürümekten"


"Tek arabaya nasıl sığıyonuz ki siz?"


"Gökhan komutanımında arabası var ya"


"Neyse hadi gelin bir kaçınız."


Tam kapıdan çıkarken suratsız yüzbaşı geldi. Bana olan kısa süreli bakışından sonra teker teker time çevirdi gözlerini.


"Eve mi beyler"


Bana baktı ve lafının devamını getirdi.


"Vede hanımlar"


"Evet komutanım araba bulmuşken gidelim dedik tabi izninizle"


Suratsız konuştu


" Hep beraber gidelim bitti benimde işlerim"


Suratsızında onayıyla taburdan çıktık. Benim arabama  Oğuz, Doruk ve Yağız, Gökhan'ın arabasına ise yüzbaşı ve Fırat abi binmişti. Fırat abinin kendi evi olduğu için onu yolda bırakıcaklardı.


Yağız'ın ağzı durmadı ve konuşmaya başladı.


"Komutanım nerelisiniz siz"


"İzmir"


İzmir'i oldum olası hep sevmiştim sadece oraya gidince yaşanmışlıklar aklıma gelirdi ve üzülürdüm.


"Anneniz babanız nereli?"


Yine ikisinin adını duymamla yüz ifadem ister istemez değişti. Onları anmak istemiyordum ama hayat bir şekilde yine ve yine karşıma çıkarıyordu.


"Ailem hakkında konuşmaktan hoşlanmam"


Yol boyunca bir daha hiç kimseden ses çıkmadı zaten ev yakın olduğu için çok sürmemişti.


Arabayı park edip eve doğru yürümeye başladım. Arkamdaki seslerdende timin geldiğini duyabiliyordum.


Asansöre doğru gittim ve timi bekledim çok geçmeden yanıma geldiler. Asansöre bindik.


Yağız yine ve yine çenesini tutamayarak konuşmaya başladı.


"Gökhan komutanım size bir soru 2 tane 2 kaç eder"


"4 gerizekalı"


"Yanlışşş 22"


Yağız 'ın cevabıyla ensesine bir tokat yimesi bir oldu. Gökhan vurmuştu ki haklıydıda.


"Komutanım siz şakadan anlamıyonuz ki sorun bende değil sizde"


Hepimizin gülmesiyle bir uğultu oluştu.


Suratsız gene gülmüyordu.


Asansörün kapısı açıldı ve ilk ben dışarı çıktım.


"İyi geceler"


Diyip daireme yöneldim.


Kapıyı açıp içeri girdim. Askılığa montumu asıp banyoya yöneldim.


Sıcak bir duşa ardındanda yumuşacık yatağıma ihtiyacım vardı. Sıcak suyun vüvuduma temas etmesiyle yeniden derin düşüncelere daldım.


Çok güçlü kaynakları olmalıydı.


Yoksa sır gibi saklanan bu bilgiyi asla bulamazdı. Kaynağı kimdi acaba. İstihbarattan yardım aldı desem istihbaratı adım gibi bilirim istemediğim bir bilgiyi asla vermezler.


Düşüncelerimden sıyrılıp saçımı yıkayıp duştan çıktım.


Odama girdikten sonra saçımı tarayıp üzerimi giyip uykuya daldım.


03.35


Yastığımın altındaki telefonun çalmasıyla uyandım.


Yarı uyur yarı uyanık gözlerle telefona baktım.


Yabancı numaraydı.


Telefonu açıp kulağıma dayadım.


"Üsteğmen 5 dakika içinde kapıda ol operasyon var"


"Emredersiniz  komutanım"


Neye uğradığımı şaşırarak lavaboya gidip yüzümü yıkadım.


Üniformamı ve botlarımı giyip anahtarımı ve telefonumu alıp evden çıktım.


Asansör beklemek yerine hızlı adımlarla aşağı indim. Son 20 saniyemin kaldığını görünce koşarak dışarı çıktım.


Yan yana dizilmiş beni bekleyen timi görünce hızlıca yanlarına gittim.


Arabamın kapılarını açıp binmeleri için kafamı salladım.


Bu sefer öne yüzbaşı arkaya Doruk oturmuştu.


"Görev ne komutanım?"


"Bende bilmiyorum ki bu saatte çağrıldığımıza göre acil bişeydir"


Hızlıca karargaha girdik.


Toplantı odasının kapısını çalıp yerlerimize oturduk.


Rütbe sırasına göreydi.


Yani yanımda suratsız yüzbaşı vardı.


Albayın söze girmesiyle hepimizin oraya odaklanmıştık.


"Bildiğiniz üzere kuzey ırakta bir hareketlilik tespit etmiştik henüz kod adını tespit edemediğimiz bir felaketin başının altından çıkmış bunlar şimdide tam olarak Suriye nin kuzeyinde bir sığınakta saklandığı istihbarattaki adamlarımız sayesinde elimize ulaştı. Sizden istediğim o sığınağı basıp bu teröristi yakalamanız gerekli. "


Duvardaki yansımaya bakınca itin tekini görmem çok olmamıştı.


" işte bu şerefsizi ele geçirmeniz gerekicek Allah yardımcınız olsun "


Tüm tim olarak hazır ola geçtik.


" Emredersiniz komutanım"


Sırayla çıkıp silah odasına doğru ilerledik göz bebeğime kavuşma zamanımdı.


Sniperdim ben geceyi gece yapan şey silahıydı.


Ekipmanlarımı ve kaskımı taktıktan sonra çantamı sırtlanıp tüfeği mi elime aldım.


Timinde  hazır olduğunu anlayarak ilk başta yüzbaşı olmak üzere sırayla silah odasından çıkıp helikopter pistine doğru ilerledik.


Yine aynı sırayla helikoptere binip Suriye'ye doğru gitmeye başladık.


Yüzbaşı


"Toplanın son kez bir plan tekrarı yapalım"


" Kontrollü bir şekilde mağaranın 3 kanatından ilerliyeceğiz İzgi bir tek sen tam karşımızda tek başına olucaksın senin atışın ile başlıyacağız anlaşıldı mı?"


Herkesin başını sallamasıyla yüzbaşı yerine geri oturdu.


Pilot


"Yüzbaşım yere inmem sizin için tehlikeli olabilir halatla aşağı inseniz daha iyi olur"


" bozkurt timi duydunuz hadi sırayla"


En son benim inmemle kontrollü bir şekilde mağaranın yanına doğru yürümeye başlamıştık.


Ön taraftaki kaya yığınını göstererek


"Komutanım ben şuralarda olucam izninizle çıkıyorum"


"Dikkat et Gece gözün arkanda olsun"


La bu benim lakabımı nerden öğrendi gene


"Emredersiniz komutanım"


 


Görünmeyeceğim bir yere kurulduktan sonra tüfeğimin dürbününden etrafı incelemeye başladım kulaklıktan yüzbaşının sesiyle


"Mağara girişinde kaç kişi var bozkurt 2"


Mağaranın girişine odaklandım.


" 2 sağ cephede, 2 sol cephede 5 ön tarafta olmak üzere toplam 9 tane komutanım"


"Ön cephe sende bozkurt 2 sağ bende solda bozkurt 4 te anlaşıldı mı"


" Anlaşıldı "


"Atışınla başlıyoruz bozkurt 2"


Kulağıma gelen sesle hedefimi indirdim.


Bir anda her yer toz toprak ve de kan kokmaya başlamıştı.


Timin olduğu yere roket atmaya hazırlanan adamı görünce


"Şimdi azına sıçtım lan"


Dedim ve şakasız adamı kalçasından vurdum.


Yağız'dan yükselen kahkaha sesiyle beraber bir ses daha duydum Doruk konuşuyordu.


"İzgi komutanım vurdu tam ortasından gol olduu"


Diye bağırıyordu.


Yüzbaşının


" Goy goy yeri değil burası"


diye kükremesiyle sesler kesilmişti.


Tek tek hedeflerimizi indirmekle meşguldük


Her ne kadar az görünselerde mağaradan tavuğun arkasından ayrılmayan civciv gibi çıkıyorlardı.


Son olarak hepimiz bir hedefe kitlendik ve hedeflerimizi indirdik.


Tam o sırada arkadan kaçan şerefsizi görmemle olduğum yerden fırladım.


"Komutanım kodsuz piç kaçıyo gidiyorum arkasından"


Yüzbaşı


"Sana git diyen mi oldu ben gidiyorum zaten"


Terslemesinin ardından geri yerime geçerken kayalara isabet eden kurşunlarla fark edildiğimi anladım. Ve bir keskin nişancı olduğunuda


"Dikkatt keskin nişancı var"


"Komutanım açık hedef halindesiniz"


Yüzbaşıyı uyarmamla birlikte hemen bir kayanın arkasına geçti.


" Komutanım yanınıza geliyorum"


"Emirimi hiçe sayıyosun ha"


"Kısa mezilli  silaha göre hedef çok uzakta indiremessiniz"


Sığındığım kayanın arkasından koşarak çıktım. Adeta ölüme gidiyordum.


Yağmur gibi mermi yağıyordu üstüme.


Kısa sığınmalar eşliğinde yüzbaşının yanına vardım.


"İyimisiniz komutanım"


"İndir şunu"


"Emredersiniz"


Silahımı kayaya yasladım dürbünüme odaklanıp hedefi bulmaya çalıştım bir kayanın arkasından beceriksiz bir şekilde ateş ediyordu.


"Sıçtımın embesili saklandığını zannediyor"


Omzunu dışarı çıkarmasıyla sıyırıcak bir şekilde ateş etmem bir oldu. Kaçmaya yeltendiğini anladığımda saklandığım yerden çıkıp hızla koşmaya başladım.


Arkamdanda yüzbaşı geliyordu.


Uzunca bir koşunun ardından kodsuz şerefsizin olduğu yere gelmiştim.


Yüzbaşı ensesinde tuttuğu gibi adamı çıkardı.


Yüzündeki peçesini indirdiğimizde aslında aradığımız adam olmadığını fark ettik.


Yüzbaşı


"Allah kahretsin niye her kaçana sazan gibi atlıyorsun niye"


"Birtek ben mi atladım sanki komutanım benden önce siz zaten koşmaya başlamıştınız. Sinirinizi benden çıkarmayın"


"Albayada böyle rapor verirsin tamam mı sen zaten beni sallamıyorsun ki tim komutanıda sen ol raporlarıda sen ver"


Daha çok laf etmemek için timin geldiği yöne doğru ilerledim.


Aynı hatayı kendiside yapmasına rağmen bir tek suçu bende buluyordu. Boşuna mı diyom işte suratsız mendebur.


Koca olsa çekilmez valla


Komutanımız diye mecbur çekiyoruz işte.


Gökhan


"Sıkma canını sen normal halleri o bunun sinirlenince  yanındaki insana patlar "


Konuşmadan göz devirdim.


Yüzbaşının sesiyle oraya dikkat kesildim.


"Bozkurt toplanın gidiyoruz bu adamıda alıcaz yanımıza belki bişey bildiği vardır."


O önde biz arkada helikoptere doğru yürümeye başladık..


Arazi it sürüsünden temizlendiği için helikopter bu sefer yere inmişti. Helikoptere bindik.


Sinirlerim hala üzerimdeydi.


Sıcaklamıştım. Rahatlamak adına kaskımı ve boyunluğumu çıkardım.


Esir aldığımız adamın beni görmesiyle ağzını açması bir oldu.


"Sen gecemisin?"


"Yok ben gündüzümde sen beni nerden tanıyon?"


"Seni dağda tanımayan yoktir ki herkes senin peşinde yakında tabutunu alırlar senin."


Dedi ve pis pis sırıtmaya başladı.


Sinirlerine hakim olamayan Gökhan adamın yüzüne bir yumruk indirdi.


"Bari gidene kadar kafamız şişmesin."


"Ben bişey söylicem" 


Herkesin bende dikkat kesilmesiyle konuşmaya başladım.


"Dağda kimse benim yüzümü görmedi ki özellikle boyunluğumu ayırmazdım yanımdan"


Suratsız konuştu.


"Şimdi oturup hayranlarının seni nerden tanıdığınımı düşünelim ha"


Ciddiye almamasının ardından sinirlenmiştim. İçimizde bir hain olabilir diyorum bu benle dalga geçiyor. Göreceksin lan dediklerim bir bir çıkınca o zamanda ben seni geçiştiricem


Sessiz geçen yolculuğun ardından helikopter piste indi bizde sırayla helikopterden çıktık. Albayın karşısında hazır ola dizildik.


"Hedefinize varamamış olmanız kötü bir sonuç elde ettiğiniz anlamına gelmez çocuklar yakaladığınız teröristte üst düzey terör örgütünden konuşturabilirsek iyi işler çıkarabiliriz sizden yakalamanızı istediğimiz terörist zaten bir operasyonla yakalanabilecek biri değil. Şimdi dinlenebilirsiniz "


Yüzbaşının yürümeye başlamasıyla arkasından bizde yürümeye başladık. Silah odasına ekipmanlarımı bırakıp odama geçtim. Masama oturdum ve Albayın postasının getirdiği birkaç evrağı incelemeye başladım.


14.00


İşlerim anca bitmişti 2 gün iznimiz olduğu için eve gidicektim. Odamdan çıkıp dinlenme odasına doğru ilerledim. Çay ocağına uğrayıp kendime ve time çay aldım.


İçeri girmemle gözler beni buldu.


"İçersiniz dimi"


Dedim elimdeki çayları göstererek


Başlarıyla onayladılar.


Masaya çayları bıraktım.


"Komutanım ne zaman eve gidiceksiniz"


"Çayı mı içtikten sonra"


"Bizide alcanız dimi"


Suratsız konuştu.


"Gerek yok araba tamirden geldi."


"İyi o zaman ya"


Çayımı iki dikişte bitirdikten sonra ayağı kalktım ve çıkmaya hazırlandım.


"Gidiyorum ben hadi Allah 'a emanet olun"


  "Sizde komutanım İzmir' e benzemez buralar valla ansızın tepenize kurşun yağar" dedi Doruk


"Allah korusun be mal kötüyü çağırıp durma"


Dinlenme odasından çıktım.


Aşağı indim ve arabama doğru yürüdüm bir grup askerin benim hakkımda konuştuğunu duydum fakat aldırış etmedim.


Arabamı çalıştırıp eve doğru gittim.


Kısa sürede eve gelmemin ardından apartmanda bir hareketlilik olduğunu fark ettim


Kapıda askeri ekipler ve polis vardı.


Yukarıya çıktığımda timden birinin dairesinde birşey olduğunu fark ettim.


Ekiplere doğru yöneldim


Askeri kimliğimi çıkarıp ekiplere gösterdim.


"Nolmuş burda"


Sanırım tehtid amaçlı Ateş yüzbaşının evine saldırı düzenlenmiş"


“Yüzbaşıya haber verdiniz mi?”


" Henüz değil komutanım ekipler numarasına ulaşmaya çalışıyordu "


" Ben haber veriyim"


Sabah beni arayan numarayi aradım sanırsam yüzbaşının numarasıydı.


Tek çalışta açıldı telefon.


"Efendim İzgi"


"Komutanım dairenize bir saldırı düzenlenmiş cam çerçeve inik gelmeniz gerekiyor."


"Hay sıçayım böyle işe tamam geliyorum sen ayrılma oralardan git kendi evine bak bişey var mı diye"


"Olsa kapı fln kırık olurdu herhalde ama bakarım yinede "


Telefonu suratıma kapattı öküz işte ne beklersin ki.


Polislere doğru yöneldim.


"İçeri girebilirmiyim?"


"Girin ama bir şeylere dokunmamaya çalışın olay yeri bir kere daha inceleme yapabilirde."


"Tamamdır "


İçeriye girdiğimde heryer cam kırıkları içindeydi.


Fotoğraf çerçeveleri bile kırılmıştı.


Bir fotoğrafta Ateş komutan bir kadının beline sarılmıştı.


Nedensize fotoğrafa bakınca garip hissettim.


Kadını fotoğrafta karalamışlardı. Büyük ihtimalle eve gelen teröristler yapmıştı.


Ölmüşmüydü acaba. Haddim olmayan şeylere karışmamalıydım.


Ben biraz daha etrafı incelerken elimin kesildiğini fark ettim derindi.


Camlar batmıştı büyük ihtimalle.


O sırada içeri tim girdi.


Bileğimde olan bandanayla elimi sardım.


Suratsız ilk defa sakin bir ses tonuyla birşey sordu.


"Eline ne oldu?"


"Cam kırıklarından biri battı bişey yok "


Elimdeki fotoğrafı göstererek.


"Şey komutanım bunu görmeniz lazım galiba"


Eline aldı ve fotoğrafa gözlerini kısarak uzun uzun baktı.


"Ben evime gidiyim bişey var mı bakıyım bir"


Dedim ve hızla evden çıktım.


Eve girdiğimde bir kağıt dışında başka bişey yoktu.


Kağıtta timin fotoğrafı vardı hepsinin ölümü senin yüzünden olucak yazıyordu.


Kağıdı alıp Yüzbaşının evine geçtim.


"Komutanım bu vardı evimde"


Hepsi birden fotoğrafa ve nota baktı.


Yüzbaşı konuşmaya başladı.


"Anladığım kadarıyla düşmanlarımızı baya bir kudurtmuşuz başımız büyük bir belada demek oluyo buda"


Kafama dank eden şeyle duraksadım benim yüzümden mi timin başı beladaydı.


"Sizin evinize daha önce hiç böyle suikastlar düzenledi mi? "


"Bir kaç kere olmuştu niye sordun ki"


"Benim yüzümden mi oluyo diye düşündümde"


Gökhan cevapladı.


"büyük ihtimalle senin yüzünden ama sen olmasanda olurdu böyle şeyler."


"Biz tim olarak bir aileyiz artık sende o ailenin içindesin. "


Dedi Fırat Abi.


"Madem aileyiz dışarda bana komutanım demesseniz sevinirim çok dikkat çekiyoz öylede."


Yüzbaşı onayladı ve konuşmaya başladı.


"Sende bana komutanım deme dışarda o zaman İzgi dediğin gibi çok dikkat çekiyoruz."


"Tamamdır o zaman"


"Bana gelin isterseniz ev pek girilicek gibi değil ya"


Gökhan


"Ekipleri gönderelim bir çayını içeriz artık"


"Tabi"


Ekipleri gönderdikten sonra benim evime geçtik.


"Geçin salona siz geliyorum ben açsınız dimi yemek yapamam ama dışardan söyleyerek halledebiliriz"


"Zahmet etmeseydin"


"Zahmet etmicem ki arıcam gelcek yani "


Lahmacun siparişi verdikten sonra salona geçtim.


Operasyon hakkında konuşuyorlardı.


Yağız bana döndü ve konuşmaya başladı.


"Valla ben sizin sniper olduğunuzu bilmiyordum. Ama nasıl vurdunuz adamı götünden"


Diyip kahkahalar atmaya başladı.


Bıyık altından gülmemle hepsi gülmeye başladı.


Suratsız yine gülmüyordu ne illet bir adamsın be sen.


Sohbet muhabbet derken zil çaldı.


"Aşağıya iniyorum ben sigaramı unutmuşum arabada onuda alırım hem"


Cüzdanımı ve anahtarı alıp çıktım evden.


Aşağıya indikten sonra  kapıyı açtım lahmacunları alıp parasını verdim merdivene koymaya giderken


Ensemde soğuk bir namlu hissettim


"Yolun sonuna geldin"


Dedi. Sesi tanıdık gelen biri.


Aklıma gelen isimle duraksadım.


"Ezgi"


Bir önceki bölümdede belirttiğim gibi Wattpad açılana kadar el mecbur buradayız


Şimdiden size iyi okumalarrrrrrrr ponçik okurlarımmm 😻


Loading...
0%