Hava kararmaya başlamıştı ve ben ajandaya tam tamına 53 sayfa yazı yazmıştım. Banka dağılan sayfa ve kalemlerimi çantama atıp biraz yürümeye başladım.Yağmur atıştırmaya başlamıştı içim o kadar huzur dolmuştu ki ta ki babam arayana kadar, aradığında bile vücudum stresleniyor, kasılıyor ve titriyordu. Telefonu açtım nerede olduğumu ve naptığımı söyledim yalandan samimiyet ile de konuştuktan sonra kapattım. Küçükken babasına düşkün bir kız çocuğuydum en azından onun gerçek yüzünü görene kadar öyleydim. Vücudumdaki stresin, kafamdaki kesik ve korku dolu düşüncelerin tek sebebiydi o. Tek istediğim bir an önce haftasonu gelsin annemin kollarında kafa dinliyeyim. Evet biraz fazla anneme düşkün olabilirim çünkü her zor savaşımda kafamı onun omzuna koydum. Yağmur hızlanınca eve gitmem gerektiğini anladım zaten telefonumda hiç susmamaya başlamıştı, nefret ediyordum bu telefonun arama sesinden. Kimse nasılsın demek için aramıyordu ya babam hesap soruyordu yada birisinin işi düşüyordu. Annem ve babam ayrı ben annemde kalmak istiyordum ama babam inatla velayetimi istedi, annem ona karşı duramadı çünkü annemin hayatını zehir edebilecek güçteydi babam. Aile sorunları daha çok etrafımı sardıkça, daha çok içime kapanıyordum. Bu onların hoşuna gitmiyordu annem herşeyin farkındaydı, babam ise yalandan samimiyetime inanıyordu. Babam, onun annesi, babası ve kedimiz boncuk müstakil bahçeli bir evde yaşıyoruz. Benim hayatım sadece odamda, okulda yada sporda geçer. Sporun verdiği ağrı ve hırs sorunlarımı unutturur. Herkes fiziğimi geliştirmek için yaptığımı düşünür asıl sebebi evden kaçmak ve kafamı dağıtabilmek. Böyle oldukça spora daha çok bağlandım. Bunları düşünürken eve varmıştım. Nefes verdim ve zili çaldım. Dedem kapıyı açtı, gülümsüyerek baktım. Nerede kaldığımı, neden geç geldiğimi sorguladı. Her zamanki gibi. Boncuk geldi ve ayakkabi bağcıklarımla oynamaya başladı biraz onunla ilgilenip eve girdim. Ay çöreğinin tadı hala ağzımdaydı ve evde ki yemek kokusu ile birleşince mide bulantısına dönüştü. Birşeyi kafama taktığımda mideme, vücuduma vurur bu sorun bir çoğumuzda vardır eminim ki ama benim vücuduma biraz fazla yansıyor. Odama girdim çantamı kenara koydum ve kendimi yatağıma bıraktım, uyandığımda yaptığım şeyi yani tavanımdaki yıldızlarımı izledim. Yıldızlar, o kadar güzeller ki parlak ve ilgi çekici. Her zaman büyük zevk duymuşumdur yıldızları izlemekten, çoğu yere yıldız çizerim yada yıldızlar bırakırım. Bir yerde yıldız gördüyseniz belki oradanda geçmişimdir. Kafama kulaklığımı geçirdim, sesi yükselttim. Sadece ben, yıldızlar ve şarkı sözleri vardı artık. İzleniyormuş gibi hissetmeye başlamıştım bakışlarımı kapıya çevirdiğimde babaannemi fark ettim. Kulaklarımı çıkarttım, yemeğe çağırıyormuş. Masadan aldığım rastgele bir kalemle saçlarımı bağlayıp mutfağa geçtim. Yemeğin kokusuna yaklaştıkça mide bulantım daha fazla artıyordu. Yemek istemediğimi belirtsemde zorladılar. Önüme koyduları tabakla bakışırken, babam geldi. Yanıma oturdu ve mide bulantısı beni titretmeye başladı. Kulaklığımı aldım, kafama taktım ve usulca odama ilerledim. Biraz birşeyler çizip kafamı dağıttıktan sonra yağmurun kesildiğini fark ettim. Üstüme ceket alıp bahçeye indim. Her taraf parlayan yıldızlarla dolmuştu. Siyah bulutlar gitmiş, yağmur tamamen durmuş. Parlayan yıldızları görmek için bazen yağmura katlanmak gerekir. Daha güçlü, mutlu kalkabilmek için zorluklara göğüs germek gerekir.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |