@stawberrinn
|
Yeni evime taşındığım için acayip mutluyum. Ama eksiklerim var. Tayinim nedeniyle Şırnak, silopide doktorluk yapacağım için erken geldim ki burayı tanıyayım. Ben okulu bitirdim ama hala ders çalışıyorum. Bu kimine çok kötü gelebilir ama yeni mezun olduğum için maalesef böyle.
Ve ben kitap okuyorum. Yaklaşık yüz tane kitabım var ve ben yenilerini sipariş ettim. Nereye koyacağım bilmiyorum. Zaten sığmayanlarda kitaplığımda değil. Sanırım kitaplık alacağım.
Ben burada anca cizrede bulurum kitaplığı. İkinci el silopide vardır umarım. İkinci el uygulamasına girdim ve arama çubuğuna 'kitaplık' yazdım silopiye ait 6 tane ilan çıktı.
Ben siyah yada lacivert istiyordum ama hepdi kahverengi, beyaz Dı hatta bir tanesi pembeydi. Sayfayı yeniledim 7 ilan oldu sanırım az önce atmıştı sahibi. Şaka gibi siyah renkti.
Hemen ilana tıkladım fiyatı da iyiydi. Tam bana göre, kitaplığı bugün almak istediğimden sahibine mesaj gönderdim.
Eslem karalı :Merhaba, ben sizin bıraktığınız kitaplık ilanı için konuşmak istiyorum da.
Dedim azönce ilanı bıraktığı için çevrim içi oldu ve yazmaya başladı.
Çağan sancak : Çizik kırık hiç bir şey yok beş yıl kullanıldı. alacaksan alıyorum de sana konum atayım gel al. Dedi yemin ederim söz konusu kitaplık olmasa çok kötü söverdim. Ama kitaplığı çok istiyorum ve alacağım.
Eslem karalı.:Peki beyefendi ne zaman gelebilirim?
Çağan sancak:şimdi uygundur silopi askeriyeye gel girişte ben seni karşılayacağım.
Dedi sanırım askerdi yada orada bir görevli
Eslem karalı:tamam yarım saate oradayım.
Dedim cevap yazmadı. Kot pantolon ve siyah bir t-shirt giyip askeriyeye yürümeye başladım. On dakikalık yoldu.
Askeriyeye ulaştım. Kapının önünde beklemeye başladım. Beş dakika geçince mesaj attım.
Eslem:ben geldim askeriyeye. Beklerim sıkıntı yok haber vereyim dedim.
Çağan sancak:kızıl saçlı kız sen misin?
Dediğinde etrafıma baktım benden başka kızıl saçlı yoktu.
Eslem: sanırım
Çağan sancak : nasıl sanırım.
Eslem :evet benim dünyada benden başka kızıllarda var.
Mesajı gönderdikten sonra asker kıyafeti giymiş en az 1.90 bir adam karşıma dikildi. İşin garip yani koskoca kitaplığı tek elinde tutuyordu.
"Selam" dedim
"Aleyküm selam" dedi
"araçla mı geldin?" dedi
"Evet ya fotoğrafta bu kadar büyük değildi. Taşırım sandım ama ta..." sözümü bölerek konuştu.
"Evinle kaç dakikalık mesafe var?"
"on dakika" dedim
"Tamam ben götürürüm yeterki kurtulayım." dediğinde bende yürümeye başladım. O da benimle
"Buralı değilsin" diye söylediğinde ben de bam diye.
"Ha" dedim güldü
"Buradakileri tanırım doğaldan kızıl saçlı merkezde yoktur. Olsa da doğal değildir.
Benim kinin boya olmadığı ne malum" dedim
"Dibin yok birde..."
"birde..." dedim sorarcasına
"doğallar işte değilse değil de" dediğinde gülümsedim bakışları gülüşüme kaydı tekrar gözüme çıktı.
"Doğallar ve evet buralı değilim tayinim buraya çıktı doktorum."
"Anladım" dediğinde evimin önüne gelmiştik. Kata kadar çıkardı. O kaslar hak ediyordu
Kapının önüne geldiğimizde anahtarı çantamda bulmaya başladım aynı zamanda konuşuyordum.
"Çok teşekkür ederim buraya kadar getirdiğin için zahmet oldu." dedim
"Sıkıntı yok o kadar ağır değildi" dediğinde kafamı çantadan kaldırıp ciddi misin bakışı attım.
"Allah göstermesin ama insanız işte hastanede bir işin olursa Eslem karalı de ben seninle ilgilenirim" dedim
"İsmin güzelmiş. Eslem" dediğinde gülümsedim ama gördümü muama. Çünkü saçlarım önüme düşüyordu ve beynimden daha karışık olan çantamdan anahtarı bulmamı engelliyorsun.
"Şey saçımı kulağımın arkasına itermisin ben şimdi elimi çantanın altına kadar koydum. Çıkarırsam iki saat gene arıyacam." dediğimde aynen şöyle dedi
"Ha" dedi
"Ne HA saçımı kulağımın arkasına sıkıştır" dediğimde elini saçımda hissettim sonra yavaş yavaş kulağımın arkasına koydu. Aslında biri yeterdi ama o diğerini de yavaşça kulağımın arkasına sıkıştırdı sanki hiç elini çekmek istemiyordu.
Sonunda anahtarı bulmuştum. O mutlulukla kafamı kaldırdım ama çağan çok yakınımdaydı.
anahtarı kilide koydum ve açtım. Sonra tekrar çağanla döndüm
"tekrar teşekkür ederim lütfen söylediğimi yap." dedim.
"sorun olursa gelirim. Hoşçakal" dedi
"Hoşçakal" deyip içeri girdim. Ve kapıyı kapattım. Yarın hastaneye gidecektim saat altıda bu yüzden erken uyudum.
*****
Sabah erken kalkıp hastaneye geldim. Ve nöbetim var inanamıyorum ilk günden 48 saat nöbet verdiler. Allahtan 24.saatindeyim. Buradaki insanlar çok iyiydi bir ara birinin derdi yüzünden ağladım. Özellikle nineler kürtçe çok az biliyorum ama hep bana dua ettiler.
Neyse yaşıyorum işte
"Eslemhanım" diye seslendi genç bir kız benim yaşıtım denebilirdi. Doktor önlüğü vardı ve isimliğinde özge sarya yazıyordu.
"Efendim canım" dedim bende
"merhaba, ben özge" dediğinde isimliğini gösterdim.
"Biliyorum özge sen de benim adımı biliyorsun. Bir sorun mu var." dedim
"Ahh hayır sadece bir şey soracaktım." dedi
"Dinliyorum özge" dedim
"Şey biliyor musun bilmiyorum ama ben buraya yeni geldim aslında buralıyım. Ama babam silopi askeriyede yarbay Fırat karlı benim evde boş durduğumu söyledi ve yarım bıraktığım doktorluğuma devam etmemi söyledi ve bana bunu alışkanlık haline getirene kadar eve giremediğim söyledi. Ben de ev arkadaşı arıyorum senin yalnız yaşadığını öğrendim sana seninle yaşayabilir miyim diye soracaktım. "dediğinde ben de bir düşündüm aslında iyi olurdu.
" Tamam özge cim ev kira değil bizde böyle yaparız senle evin giderlerini bölüşürüz. Hatta bir odam boş orayı senin odan yaparız"dedim gülümseyerek
"Harika, çok teşekkür ederim gel sana kahve ıs..." sözünü acil girişinden giren üç askerden biri böldü.
"Özge" dedi En az 1.90 asker bu Çağan dı
"aaa kimler gelmiş" dedi özge
Askerler yanımıza ulaşmıştı.
"Senin için gelmedik sen hasta bilgilerine ulaşabilir isin?" dedi sarışın asker
Özge,"Hayır ben bilmiyorum daha dün geldim ama sanırım Eslem biliyor. Öyle değilmiş Eslem" dedi
"Ahh evet ben ulaşabilirim ama gelen herkese değil bir neden olmalı" dedim
"Ulaşmanı istediğimiz hasta bir terörist onu sorgulayacağız al buda izin" deyip bana izin kağıdını verdi çağan izin kağıdını okuyup askerlere baktım.
"Yalnızca biri" dedim ve çağan öne çıktı birlikte terörist hastanın odasına ilerlemeye başladık. Kapının önüne geldiğimizde durdum ben durunca o da durdu.
"Bir sorun mu var" dedi
"Önce benim girmem lazım" dedim
"Sebep" dedi
"Hastanın sorguya alına bileceğini öğrenmem lazım. Geçerli bir sebep mi?" dedim
"İki dakikan var." dedi iki parmağını kaldırarak cevap vermeden odaya girdim ve kapıyı kapattım. Biraz ilerledim hasta yatağında yoktu. Arkamı dönecektim ama biri boynumdaki steteskopumu aldı ve ters çevirip boynuma sardı ve sıktı.
" Beni iyi dinle seni şimdi burada öldürecem sonra gidecem. O yüzden çırpınma" dediğinde boğazımı hissedememeye başladım. Bir şey yapmalıydım ses çıkarmak için ağzımı açtım ama birden sağ elimin avucu çnda ıslaklık hissettim bu kandı.
"Sana çırpınma dedim" dedi gözüme sakinleştiriciyi kestirdim tüm iğneyi boşaltırsam bayıltırım.
Onu biraz arkaya çektim masaya kadar çırpınıyorum gibi yaptım. Çok değil bir dakika sonra ölebilirdim. Çünkü gözüm kararmaya başlamıştı.
Elime sakinleştiriciyi aldım va hepsini arkamdan boynuna boşaltım. Boğazım yanmaya başladı
"Yardım ed..." sözümü içeri dalan çağan böldü.
"Ne oldu burada elindeki kan ne sen teroristimi öldürdün ha" dediğinde reddetmek için hazırlanıyordum ama yere çökmüş olduğum için beni kaldırıp bopazımdaki elimi çekti ve kendi sıktı.
"aaahh" diye bağırdım çünkü steteskoptan daha çok sıkıyordu.
"B b ben ö öldü rmedim m ya ya şıyorr" dedim zar zor beni bıraktığı gibi yere yığıldım. Çağan hemen teroristin yanına gitti ve nabzını ölçtü.
Nabzının attığını gördükten sonra bana döndü. Önce boğazıma sonra elime sonra yerdeki bıçağa baktı.
"Beni steteskobumla boğmaya başladı. Ben de senden yardım için bağıracaktım ama elimi kestiği için sustum. Sonra sakinleştirici sapladım boğazına. Başka bir şey yapmad..." sözümü böldü
"Özür dilerim" dedi
Hiç bir şey demedim ve ayağa kalktım.
Kapıya doğru ilerlemeye başladım.
"Bekle sağ elini kesmiş sol elinle yapamazsın pansumanı yardım edeceğim. Ve ayrıca önemlisin yani önemli anlamadan dinlemeden hareket ettim affetmen için değil pişman olduğum için özür diliyorum" dediğinde ben de
"diğerleri gelsin gideriz muayene odasına" dedim
Askerler geldikten sonra muayane odasına gitmiştik gerekli malzemeleri çıkardım. Kesik dikişlik değildi. Pansuman yeterliydi
"Önce yarayı gazlı bezle sil sonra pansumanı yaparsın." dediğimde dediklerimi yapmaya başladı.
"Sanki daha önce böyle bir şey yaşamışsın gibi. Ya da gerçekten böyle durumlarda çok soğuk kanlı birisin. Ama bence birinci ihtimal" dedi sanki kendi kendine konuşuyordu.
"Ben genelde soğukkanlılık" dedim aslında yalan değildi sadece eksikti.
Yeni evime taşındığım için acayip mutluyum. Ama eksiklerim var. Tayinim nedeniyle Şırnak, silopide doktorluk yapacağım için erken geldim ki burayı tanıyayım. Ben okulu bitirdim ama hala ders çalışıyorum. Bu kimine çok kötü gelebilir ama yeni mezun olduğum için maalesef böyle. Ve ben kitap okuyorum. Yaklaşık yüz tane kitabım var ve ben yenilerini sipariş ettim. Nereye koyacağım bilmiyorum. Zaten sığmayanlarda kitaplığımda değil. Sanırım kitaplık alacağım. Ben burada anca cizrede bulurum kitaplığı. İkinci el silopide vardır umarım. İkinci el uygulamasına girdim ve arama çubuğuna 'kitaplık' yazdım silopiye ait 6 tane ilan çıktı. Ben siyah yada lacivert istiyordum ama hepdi kahverengi, beyaz Dı hatta bir tanesi pembeydi. Hemen ilana tıkladım fiyatı da iyiydi. Tam bana göre, kitaplığı bugün almak istediğimden sahibine mesaj gönderdim. Eslem karalı :Merhaba, ben sizin bıraktığınız kitaplık ilanı için konuşmak istiyorum da. Dedim azönce ilanı bıraktığı için çevrim içi oldu ve yazmaya başladı. Çağan sancak : Çizik kırık hiç bir şey yok beş yıl kullanıldı. alacaksan alıyorum de sana konum atayım gel al. Eslem karalı.:Peki beyefendi ne zaman gelebilirim? Çağan sancak:şimdi uygundur silopi askeriyeye gel girişte ben seni karşılayacağım. Dedi sanırım askerdi yada orada bir görevli Eslem karalı:tamam yarım saate oradayım. Dedim cevap yazmadı. Kot pantolon ve siyah bir t-shirt giyip askeriyeye yürümeye başladım. On dakikalık yoldu. Askeriyeye ulaştım. Kapının önünde beklemeye başladım. Beş dakika geçince mesaj attım. Eslem:ben geldim askeriyeye. Beklerim sıkıntı yok haber vereyim dedim. Çağan sancak:kızıl saçlı kız sen misin? Dediğinde etrafıma baktım benden başka kızıl saçlı yoktu. Eslem: sanırım Çağan sancak : nasıl sanırım. Eslem :evet benim dünyada benden başka kızıllarda var. Mesajı gönderdikten sonra asker kıyafeti giymiş en az 1.90 bir adam karşıma dikildi. İşin garip yani koskoca kitaplığı tek elinde tutuyordu. "Selam" dedim "Aleyküm selam" dedi "araçla mı geldin?" dedi "Evet ya fotoğrafta bu kadar büyük değildi. Taşırım sandım ama ta..." sözümü bölerek konuştu. "Evinle kaç dakikalık mesafe var?" "on dakika" dedim "Tamam ben götürürüm yeterki kurtulayım." dediğinde bende yürümeye başladım. O da benimle "Buralı değilsin" diye söylediğinde ben de bam diye. "Ha" dedim güldü "Buradakileri tanırım doğaldan kızıl saçlı merkezde yoktur. Olsa da doğal değildir. Benim kinin boya olmadığı ne malum" dedim "Dibin yok birde..." "birde..." dedim sorarcasına "doğallar işte değilse değil de" dediğinde gülümsedim bakışları gülüşüme kaydı tekrar gözüme çıktı. "Doğallar ve evet buralı değilim tayinim buraya çıktı doktorum." "Anladım" dediğinde evimin önüne gelmiştik. Kata kadar çıkardı. O kaslar hak ediyordu Kapının önüne geldiğimizde anahtarı çantamda bulmaya başladım aynı zamanda konuşuyordum. "Çok teşekkür ederim buraya kadar getirdiğin için zahmet oldu." dedim "Sıkıntı yok o kadar ağır değildi" dediğinde kafamı çantadan kaldırıp ciddi misin bakışı attım. "Allah göstermesin ama insanız işte hastanede bir işin olursa Eslem karalı de ben seninle ilgilenirim" dedim "İsmin güzelmiş. Eslem" dediğinde gülümsedim ama gördümü muama. Çünkü saçlarım önüme düşüyordu ve beynimden daha karışık olan çantamdan anahtarı bulmamı engelliyorsun. "Şey saçımı kulağımın arkasına itermisin ben şimdi elimi çantanın altına kadar koydum. Çıkarırsam iki saat gene arıyacam." dediğimde aynen şöyle dedi "Ha" dedi "Ne HA saçımı kulağımın arkasına sıkıştır" dediğimde elini saçımda hissettim sonra yavaş yavaş kulağımın arkasına koydu. Aslında biri yeterdi ama o diğerini de yavaşça kulağımın arkasına sıkıştırdı sanki hiç elini çekmek istemiyordu. Sonunda anahtarı bulmuştum. O mutlulukla kafamı kaldırdım ama çağan çok yakınımdaydı. anahtarı kilide koydum ve açtım. Sonra tekrar çağanla döndüm "tekrar teşekkür ederim lütfen söylediğimi yap." dedim. "sorun olursa gelirim. Hoşçakal" dedi "Hoşçakal" deyip içeri girdim. Ve kapıyı kapattım. Yarın hastaneye gidecektim saat altıda bu yüzden erken uyudum. ***** Sabah erken kalkıp hastaneye geldim. Ve nöbetim var inanamıyorum ilk günden 48 saat nöbet verdiler. Allahtan 24.saatindeyim. Buradaki insanlar çok iyiydi bir ara birinin derdi yüzünden ağladım. Özellikle nineler kürtçe çok az biliyorum ama hep bana dua ettiler. Neyse yaşıyorum işte "Eslemhanım" diye seslendi genç bir kız benim yaşıtım denebilirdi. Doktor önlüğü vardı ve isimliğinde özge sarya yazıyordu. "Efendim canım" dedim bende "merhaba, ben özge" dediğinde isimliğini gösterdim. "Biliyorum özge sen de benim adımı biliyorsun. Bir sorun mu var." dedim "Ahh hayır sadece bir şey soracaktım." dedi "Dinliyorum özge" dedim "Şey biliyor musun bilmiyorum ama ben buraya yeni geldim aslında buralıyım. Ama babam silopi askeriyede yarbay Fırat karlı benim evde boş durduğumu söyledi ve yarım bıraktığım doktorluğuma devam etmemi söyledi ve bana bunu alışkanlık haline getirene kadar eve giremediğim söyledi. Ben de ev arkadaşı arıyorum senin yalnız yaşadığını öğrendim sana seninle yaşayabilir miyim diye soracaktım. "dediğinde ben de bir düşündüm aslında iyi olurdu. " Tamam özge cim ev kira değil bizde böyle yaparız senle evin giderlerini bölüşürüz. Hatta bir odam boş orayı senin odan yaparız"dedim gülümseyerek "Harika, çok teşekkür ederim gel sana kahve ıs..." sözünü acil girişinden giren üç askerden biri böldü. "Özge" dedi En az 1.90 asker bu Çağan dı "aaa kimler gelmiş" dedi özge Askerler yanımıza ulaşmıştı. "Senin için gelmedik sen hasta bilgilerine ulaşabilir isin?" dedi sarışın asker Özge,"Hayır ben bilmiyorum daha dün geldim ama sanırım Eslem biliyor. Öyle değilmiş Eslem" dedi "Ahh evet ben ulaşabilirim ama gelen herkese değil bir neden olmalı" dedim "Ulaşmanı istediğimiz hasta bir terörist onu sorgulayacağız al buda izin" deyip bana izin kağıdını verdi çağan izin kağıdını okuyup askerlere baktım. "Yalnızca biri" dedim ve çağan öne çıktı birlikte terörist hastanın odasına ilerlemeye başladık. Kapının önüne geldiğimizde durdum ben durunca o da durdu. "Bir sorun mu var" dedi "Önce benim girmem lazım" dedim "Sebep" dedi "Hastanın sorguya alına bileceğini öğrenmem lazım. Geçerli bir sebep mi?" dedim "İki dakikan var." dedi iki parmağını kaldırarak cevap vermeden odaya girdim ve kapıyı kapattım. Biraz ilerledim hasta yatağında yoktu. Arkamı dönecektim ama biri boynumdaki steteskopumu aldı ve ters çevirip boynuma sardı ve sıktı. " Beni iyi dinle seni şimdi burada öldürecem sonra gidecem. O yüzden çırpınma" dediğinde boğazımı hissedememeye başladım. Bir şey yapmalıydım ses çıkarmak için ağzımı açtım ama birden sağ elimin avucu çnda ıslaklık hissettim bu kandı. "Sana çırpınma dedim" dedi gözüme sakinleştiriciyi kestirdim tüm iğneyi boşaltırsam bayıltırım. Onu biraz arkaya çektim masaya kadar çırpınıyorum gibi yaptım. Çok değil bir dakika sonra ölebilirdim. Çünkü gözüm kararmaya başlamıştı. Elime sakinleştiriciyi aldım va hepsini arkamdan boynuna boşaltım. Boğazım yanmaya başladı "Yardım ed..." sözümü içeri dalan çağan böldü. "Ne oldu burada elindeki kan ne sen teroristimi öldürdün ha" dediğinde reddetmek için hazırlanıyordum ama yere çökmüş olduğum için beni kaldırıp bopazımdaki elimi çekti ve kendi sıktı. "aaahh" diye bağırdım çünkü steteskoptan daha çok sıkıyordu. "B b ben ö öldü rmedim m ya ya şıyorr" dedim zar zor beni bıraktığı gibi yere yığıldım. Çağan hemen teroristin yanına gitti ve nabzını ölçtü. Nabzının attığını gördükten sonra bana döndü. Önce boğazıma sonra elime sonra yerdeki bıçağa baktı. "Beni steteskobumla boğmaya başladı. Ben de senden yardım için bağıracaktım ama elimi kestiği için sustum. Sonra sakinleştirici sapladım boğazına. Başka bir şey yapmad..." sözümü böldü "Özür dilerim" dedi Hiç bir şey demedim ve ayağa kalktım. Kapıya doğru ilerlemeye başladım. "Bekle sağ elini kesmiş sol elinle yapamazsın pansumanı yardım edeceğim. Ve ayrıca önemlisin yani önemli anlamadan dinlemeden hareket ettim affetmen için değil pişman olduğum için özür diliyorum" dediğinde ben de "diğerleri gelsin gideriz muayene odasına" dedim Askerler geldikten sonra muayane odasına gitmiştik gerekli malzemeleri çıkardım. Kesik dikişlik değildi. Pansuman yeterliydi "Önce yarayı gazlı bezle sil sonra pansumanı yaparsın." dediğimde dediklerimi yapmaya başladı. "Sanki daha önce böyle bir şey yaşamışsın gibi. Ya da gerçekten böyle durumlarda çok soğuk kanlı birisin. Ama bence birinci ihtimal" dedi sanki kendi kendine konuşuyordu. "Ben genelde soğukkanlılık" dedim aslında yalan değildi sadece eksikti.
|
0% |