Urazlar gitmişti ve ben galiba sabahlıyacaktım. On beş çeşit yemek yapmam gerekiyor. Aslında yapılırdı nöbetimi bir arkadaşıma devrettiğim için şanslıyım. Ama arkadaşımda bir gün bana devredecek ve ben bu izni bir hiç için harcıyorum.

Koca bir neyse çekip yemeklerim başladım. İlk önce sarma yapacaktım. Kendim diye demiyorum serçe parmaktan daha ince sararım.

YEDİ SAAT SONRA

Bu zaman çok hızlı geçiyor. 7 saatte yemeklerimi bitirmiştim ve saat sabah akşam altıydı. Şelela koltukta oturup telefonuyla uğraşıyordu. Mina desen nerde kim bilir. Allahtan kerimin sesi soluğu yoktu. İçimden bunu geçirirken kapı çaldı.

Ben açmıyacaktım çünkü masayı kuruyordum. Şelale kalkmayınca "Şelale!"dediğim gibi kalktı ve kapıyı açmaya gitti." Aman be "diye söylene söylene.

"Kapı açıldığı gibi biri içeri bodoslama daldı. Ve tahmin edersiniz bu kişi Kerimden başka biri değil.

" Ooo Elzem hanım nasılsınız? "diye yalakalığı yaptı." Hiç bir bir yemeğe dokunmuyorsun! "dedim

Uraz mutfağa girdiği gibi yüzüme baktı.

" Burada on dört çeşit yemek var. "dediğinde gözlerimi kocaman açtım. Ve yemekleri saymaya başladım. on dört taneydi. En melül bakışlarımı göndererek." Yani"dedim korkarak.

"seni askeriyede misafir edeceğiz"