@stawberrinn
|
Keyifli okumalar dilerim. yeni bölümleri boş vakitlerimde atacağım.
Çardakta oturmaya devam ederken diğer askerlerin ismini merak etmiştim.
"Acaba sizlerin adı nedir" dedim ama ben ne dedim bu ne biçim bir soru ahh ne olur duymazdan gelsinler. İçimden dua ederken Uraz "tanıtın kendinizi" dediğinde Uraza bakma fırsatı buldum saçları kahveyi andırırken gözleri daha açık bir renkti.
Daha koyu bir kahve renkli saçlı olan asker. "Üsteğmen Atlas Sayman" dedi, başımı sallayarak karşılık verdim.
"Ben teğmen Halil İbrahim bana Halilbo derler." dediğinde güldüm. "ben sana haribo diyebilir miyim?" dedim Bir an düşündü," Haribo, valla çok iyi Baran bana Halilbo dersen ağzına yaşın kadar mermi doldururum" dedi Sarı saçlı mavi gözlü olan asker sanırım adı Baran. "Sen Halilbo'yu takma Elzem Hanım. Ben Teğmen Baran kaçağan" dedi. Yeşil gözlü olan kadın asker "Astsubay Hilal Ay" dedi Soyadı ve ismi çok uyumluydu. Ve kız çok güzeldi. Ela gözlü diğerlerine göre biraz daha genç olan asker. "Subay Emir paklı" dediklerinde "Tekrardan memnun oldum" diye karşılık verdim. Ve Mukaddes Hanıma döndüm. "Mukaddes Hanım ama biz uzun yoldan geldik Şelaleyle, Açız yok mu bir çiğ köfte" dedim "Yok ki kızım" dedi "İyi ben de sipariş ed..." demeden sözümü kesim tek nefeste, "Dolapta ikinci dolap sağ arkada saklama kabını içinde ha birde onun yanında dondurma kabı var onda yiyin" dedi anahtarı bana verip. Anahtarı alıp yukarı çıktım. Ev de bir değişiklik yoktu, zaten aç olduğumdan hemen mutfağa girdim. Çiğ köftemi yiyip, dondurma kabına ilerledim,bunun soğutucuda ne işi vardı erimiştir bu şimdi. Kabında çilekli-kakaolu yazıyordu. Kaşığımı alıp dondurma kabını açtım. VEEEEEEEEEEEEEEEE sürpriz. Dondurma yok ama yaprak sarması var. Ben şimdi dondurma olmadığına mı üzüleyim, sarma olduğuna mı sevineyim bilemedim. Yemiyecektim, rahat eşofman takımı giyip aşağı indim. Mukaddes hanım sırıtıyorum. Tek kaşımı kaldırıp konuşmaya başladım, çardağa ulaşmıştım."Ooo Mukaddes sultan sen beni mi trollerin?" dedim "Neyden bahsediyorsun sen trollemek trollemek Aaa bir de bana diyor cık cık cık..." sözünü Kerim kesip sesini değiştirerek "Cık cık cık kalmamış gençlik bir de geleceğimiz sizlere emanet" dediğinde Mina ensesinde bir tane patlattı.
"Terbiyesiz geleceğim sana emanet olmasın inşallah" dedi kerim de "Ne münasebo senin geleceğin benim elimde değil çünkü işaret parmağımda" dedi Mina takmayıp önüne döndü. "Komutanım isterseniz biz kalkalım yarın sabah görev var geç olmasın" dedi Atlas. "Aynen Atlas" deyip Anneanneme döndü. "Ee bize müsaade Mukaddes teyze" dediğinde kerim hemen konuşmaya başladı. "Ne münasebo oturu..." omzuna. Çarpan anne terliğiyle susma zorunluluğu altın da sustu. "Müsaade sizin oğlum dikkat edin kendinize" dedi Uraz anneannemin elini öpüp annesininkinide öptü. "Allaha emanet olun oğlum dikkatli olun" dedi Selda teyze "Tamam be anacım merak etme." deyip herkesle vedalaştılar. Uraz bana dönüp "Tekrardan memnun oldum doktor hanım görüşmek üzere" dedi başımı sallayıp. "Bende komutan bey dikkat edin lütfen" dedim başını salladı ve gittiler.
|
0% |