@stayland143
|
Yaklaşık 10 dakikadır boş boş oturuyorduk.Konferans salonu bir soğuk bir soğuk.Buza dönmesek iyiydi.Bir insan bile mi ısıtıcı koymaz buraya yaa!Ben bunları söylenirken kapı açıldı.Hoca geldi diye ümitlenirken Simay'ın ablası,Duru abla ve tarçın abla içeri girince hevesimiz kursağımızda kaldı.Beril'in kulağına:
"Hoca nerede kaldı yaaa?!15 dk onu bekliyoruz.'Birazdan geliyorum ' dedi, ortalıkta yokk!"
"Nerden bileyim ben?İkimiz de aynı şeyi duyduk ya kanka.Gelir şimdi."
Beril ve Mina'nın Türkçe hocasıyla arası gayet iyiydi.Benim o kadar iyi olduğu söylenemez ama gene de fena değil.Aradan 5 dk geçtikten sonra Türkçe hocası gelmeyi düşünmüş olacak ki içeri girdi.Elinde 20-25 adet kağıt vardı.Gelip bu kağıtları bize dağıtmaya başladı.Kağıt önüme gelince çok kalın olduğunu anladım.Başında şöyle yazıyordu:
12 Mart Gösteri Projesi Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı Rol:Anlatıcı
Bir anlatıcı olmadığım kaldıydı zaten.Onu da olmuş oldum.Yanımda oturan Beril'in kağıdına baktım.
Rol:Mehmet Akif Ersoy'un annesi
Beril'in rolü gene uzundu ama benimki kadar değildi.Mina'nın rolüne baktım
Rol:Mehmet Akif Ersoy'un eşi
Biz Berille gülmeye başladık.Mina'nın rolü bizden kısaydı.Biz gülerken Türkçe hocası konuşmaya başladı.
"Şimdi çocuklar.Herkesin rolü belli.Elif ,Beril ve Mina siz ana kız karakterlersiniz. Kaan, Umut ve Berkay siz de ana erkek karakterlersiniz.Bu kişiler extra çalışıyor ,tamam?Şimdi size bir kağıt veriyorum.Hepiniz bu kağıda adını ve soy adını,ailelerinizin telefon numaralarını yazıp veriyor.Duru sen alırsın kağıdı.Şimdi çalışmaya başlayın.O sayfaları hepiniz ezberleyin.Bu gün altıya kadar okuldasız.Yarın B blokta çalışıcaz.Ben hemen geliyorum.Bekleyin."
Ve telefonu çaldığı anda çıktı.Bizi yaklaşık 25 sayfalık ezberlememizi istediği kağıt ile baş başa bıraktı.Şimdi ezberim iyidir.Bir günde 3 şarkı ezberlerim tamam da hiç bu kadar uzun bir metin ezberlememiştim.Ve galiba en uzunu benimkiydi. Anlatıcı olarak her detayı,zamanı,kimin kim olduğunu açıklamam gerekiyordu.Ve bunu ezberlemek haftalarımı alırdı.
"Offff yaaaa!Ben bunu nasıl ezberlicem!"
"Seninki amma uzunmuş be uzaylı.Kendiminkine şükrettim."mina
Ben oflayıp puflarken üzerime büyük bir gölge düştü.Kafamı kaldırıp bakınca bu kişinin Berkay abi olduğunu gördüm.
" Afedersin sen anlatıcı mısın?"
"Evet.Ne oldu ki?"
"Ben de ara bölümleri sunuyorum da.Biraz bakabilir miyim?Benim kısımlarım sende var mı?"
"Tabi,gel bak."
Berkay abi yanımıza oturdu.Ben Berkayla rollere çalışmaya başladım.Beril kulağıma eğilerek:
"Acaba babası kim?"
"Soralım." mina
Mina galiba bu konularda en özgüvenlimizdi.Hocanın oturduğu yerde durdu ve:
" Mehmet Akif Ersoy'un babası kim acaba?"
Felix elini kaldırdı.Bir dakika Felix mi babaydı?Beril anne,Felix baba... Hayatımda gördüğüm en değişik kombinasyon galiba.Mehmet Akif Ersoy'un kim olduğunu merak ediyordum.Beril'e döndüğümde 'Bu ne biçim iş?' der gibi bakıyordu.Felix de farklı sayılmazdı.Umutsuz vaka gülüyordu.Beril'e 'Bu da geçer .'bakışı atarak çalışmaya döndüm.
Binlerce kere okusam da beynime gitmiyordu.Olmuyordu .Ben de her zaman kullandığım ezberleme taktiğini uygulamaya karar verdim.Hocanın oturduğu yerde durup :
"Acaba fosforlu kalemi olan var mı?İhtiyacım var da."
Mina ayağa kalktı.
"Kanka başta söyleseydin ya.Ben sana verirdim."
Fosforlu kalemin olması açıkçası çok iyiydi.Kalemi alıp yerime geçtim.Ezberleme yöntemim her bir cümleyi çizip aklıma kazınana kadar okumak.Ama tek bir fosforlu kalemle olmaz.En az 3 4 tane olması gerekiyordu.Ben de tekrar hocanın oturduğu yere çıkmaya utandığım için tek tek gezmeye karar verdim.İlk başta Berkay abinin arkadaşlarını olduğu masaya gittim.
"Acaba fosforlu kaleminiz var mı?"
"Var ama bir tane." Gıcık abi
"Tamam sorun değil.Çok teşekkür."
Burdan bir tane sarı fosforlu kalem aldım.Sonra onların önünde oturan Felixlerin yanına gittim.
"Acaba fosforlu kaleminiz var mı?"
"Hayrola Bayan Joker.Az önce istemedin mi?"umutsuz vaka
" Ezber yapabilmem için en az 3 tane lazım."
"Valla bizde yok." umutsuz vaka
Ne beklenirdi ki zaten onlardan.Sinirlerimi bozmadan hemen öndeki masaya geçtim.Önedeki masada Duru ablalar oturuyordu.Onlara da sorayım dedim:
"Fosforlu kaleminiz var mı?"
"Evet hem de bir sürü." Tarçın abla
"Teşekkürler."
Bir tek Duru abla bir şey demedi.Mutludan ziyade sinirliydi.Ban öldürücü bakışlar atarak kağıdına döndü.
Kendi yerime geçince Duru abla ve Felix abinin arasında bir şey olduğunu anladım.Acaba ayrılmışlar mıydı?
"Duru abla ve Felix abi ayrılmış mı?"
"Dimi öyle gözüküyor.Ama neden?Ayrılmaları için bir sebep yok ki?"beril
" Bilmem.Simay ablan bunula ilgili bir şey dedi mi?"
"Hayır.Ama dün uzun uzun konuştular.Bir ara Duru ablanın ağlama sesi bile geldi." simay
"Bence kesin ayrıldılar." mina
"Neyse anlarız."beril
Simay'ın ablası Duru ablanın kankası.Biz her şeyi ondan öğrendik.Simay'ın biraz uzun hali onun haricinde ikiz gibiler.Ben bir cümleyi daha zar zor ezberleyebilmiştim.Ve daha ezberlemem gereken nerdeyse 100 cümle vardı.Bu bir işkence olmalıydı.Ben oflayıp puflarken hoca içeri girdi.
" Bu telefon acildi de.Çocuklar gidip çantalarınızı alın da gelin.Ama hızlı olun."
Aynen ne kadar da acilmiş gerçekten.Nerdeyse yarım saat oldu.Beril ,Mina ve ben sınıfa doğru yola koyulduk.
"Yaaa ben bunu nasıl ezberlicem?!!!Dan 2 cümle ezberlemişim kaldı geriye 98 cümle.Bu işkenceden farklı değil yemin ediyorum."
Bizim çantalar hazırdı sadece montumuzu alıp çıktık.Sınıftaki bazı kişiler ne yaptığımızı sorup durdu.Bazıları da sırf ders kaynasın diye bize çelme takmaya çalıştı ama başaramadılar.Boğazım kuruduğu için acayip acıyordu.Karadenizden buraya gelmenin sonucu.Hava desen 1 dereceden az,boğazıma hiç iyi gelmiyor.A blok kapısının oraya geldiğimizde yer sanki haf bir sallandı.
"O neydi öyle?"
"Bilmem!" mina
"Deprem mi oldu yoksa?"beril
" Allah'ım sen bizi koru."
"Ben ölmek istemiyorum." mina
"Abartma Mina yaa.Artçı depremdir.Boş verin onu hocadan azar yicez koşun." beril
Nasıl bu kadar rahat inanın ben de bilmiyorum.Koşa koşa konferans salonuna gittik.Hoca bizi iyi karşıladı.Yerimize oturup ezbere devam ettim.Sadece 5 cümleden sonra başım ağrıdığı için mızmızlanmaya başladım.
"Bu yaptıkları şey tam bir işkence!Sadece 5 cümle ezberledim yemin ediyorum başım ağrıdı!Anlattığı hiç bir kelimeyi anlamıyorum bir de!"
Beril ve Mina gülmeye başladı.Beril elini omzuma koyup:
"Büyüyünce geçer.Sabret yavrum.Sabır her şeyin ilacıdır.Aaaaaaa!"
Bağırmasını nedeni ayağına basmamdı.Ama hak etmişti.Sinirlenip önüne döndü.Ben yine anlamdığım kelimelerle baş başa kaldım.
Bir 5 cümle daha ezberledikten sonra artık başımı hissetmiyordum. Kolumu uzatıp.Başımı üzerine koydum.Birazcık uyumak istiyordum ama olurmu hoca hemen 'Elif kalk hemen.Bu ezberlencek!'diye bağırdı.Her hıca aynı.Uyku düşmanları.Hoca beni ararlarken Duru abla tuvalete gitti.Birkaç dakika sonra bir siren çakmaya başladı.
"Bu ne böyle?" mina
"Siren mi?" beril
"Bu yangın alarmı!!"
Herkes bağırmaya başladı.En sakinimiz Berkay abiydi.Bazen diyorum ki 'Keşke bende de böyle bir rahatlık seviyesi olsa' ama yok işte.Hoca yeni anlamış olacak ki ayağa kalktı.
"Çocuklar panik yok.Herkes otursun ben bakıp geliyorum."
Hoca dışarı çıktığı zaman konferans salonu ölüm sessizliğine büründü.Açıçası bu içime sinmedi.Bizim okulda ilk defa yangın çıktığuna şahit oluyordum.Nasıl bir duygu mu?Sınava giriken ufak çaplı bir stres krizi geçiririz a onun gibi.Kimsenin konuşmaması çok sıkıcıydı.Ama yeni bir aksiyon daha yaşayacağımızı düşünmemiştim.Yer sallanıyordu.Bir siren daha çaldı.
"Deprem oluyor!!!"
Hepimiz çök kapan tutun hareketine geçtik.Aşır derecede korkuyordum.Stres seviyem %100 olabilirdi.Baya bir uzun sürdü bu deprem.Yaklaşık olarak 8,2 şiddetinde olabilirdi.Deprem gerçekten korkunçtu.Sonra bir takım sesler gelmeye başladı.Sanki bina çöküyordu.Büyük bir gümbürtü koptu.Bayılmak için doğru zaman burasımıydı acaba?
Deprem bitince herkes kendini yere attı.Hayatımda sınavlardan sonra en stresli anlarımdan biri olmuştu.Uzun uğraşlar sonunda ayağa kalabildim.Kapıya doğru yürüdüm.Kapıyı açmayı denedim.Ama oldu mu tabi ki hayır.
"Kapı sıkışmış.Kahretsin!"
Neyse iyi tarafından bakalım bu tiyatro metnini ezberlemeye gerek kalmadı.
|
0% |