little ceo / chapter 1

☆°☆°☆°☆°☆°☆°☆°☆°☆°☆°☆°☆°☆°☆°

by Jeon Jung-kook

"Bay Jeon, böyle davranamazsınız bu toplantı çok önemli, biliyorsunuz."

"Benim işim daha önemli Hope. Gitmem gerekiyor biliyorsun..."

Kişisel Sekreterim beni zorla toplantıya sokmaya çalışıyor resmen. Ben onun patronu değil miyim ya, benim onu zorla bir yerlere sokmam gerekiyor asıl...

Neymiş adamlar Tokyo'dan üçüncü defa gelmişler toplantı için.

Salak mı bunlar? Hadi, ilki zaten ilk zaten görüşmek isteyebilirsin, ama ikide de red yemişsin, ne diye zorluyorsun ama değil mi?

"Onlara cevabımı iletirsin Hope Hyung, gitmem gerekiyor."

"Sana daha fazla direnmeyeceğim Jung-kook ama ciddili çok mahcup olacağız oğlum ya."

"Bence kendi gururlarını ayakları altına alanlar onlar asıl hyung. Bu kaçıncı ayağımıza kadar geliyorlar? Bir de büyük bir marka olacaklar.

Hia. 

Bu kadarı da salaklık yani artık.

Hadi, diyelim ki cidden çok istiyorsun görüşmek çağır bizi şirketine. Görüşelim istediğin gibi. Her seferinde 50 kişi geliyorlar, sonra kahve stoğumuz bitiyor. Hatta hatırladın mı, biri benim sütlerimden de içmişti. Pislik.

Haksız mıyım hyung?"

Art arda kurduğum cümleler onun sınırlarını zorlamış olmalı ki bana mala bakar gibi bakıyor.

Ne yani onun dil bilgisi kıtsa ben ne yapabilirim di mi?

"Çok haklısın Küçük Jeon."

"Görüşürüz, hyung-nim."

"Görüşmek üzere Küçük Patron." Ona el salladım ve odamdan çıktım. Koridorda beni bekleyen Japon'lara el sallayarak otoparka indim.

Otoparkta beni bekleyen küçük, ateşli bebeğime bindim.

Güzel bir şarkı da bulup onun şirketine doğru sürdüm arabamı.

Şirketin önüne gelip, araçtan indiğimde vale kırmızı, spor arabamın anahtarlarını aldı.

Ben de içeri girdim, yani onun benimkinden çok daha şaşalı, gösterişli ve karanlık cennetine...

Küçük Tavşan'ın geldi Kedicik.