@staymoatinyengene
|
~Seungmin "Sen, ne dedin az önce Chan?" 🤬, olamaz değil mi? O böyle birini, benim gibi birini sevemez, hele hele aşık asla olamaz. Çünkü 'senin hoşlandığın kişinin, senden, senin ondan hoşlandığın gibi hoşlanması, Beyzbol'da mükemmel bir oyun ihtimalinden daha düşüktür.'(true beauty) Biz bu eve taşındığımızda birbirimize söz verdik. Birbirimize asla yalan söylemeyecektik. Hele de bu kalp meselelerinde. Yani, eğer o bu dediğinde ciddi ise bizim bu yeminimize uymayıp, bana yalan söylemiş oluyor. Pardon da, çok ta umurumdaydı onun bana bu konuda yalan söylemesi, o beni sevsin yeter. Ben onu zaten seviyormuşum... "🤬, ben ne dedim az önce?" "ARTIK ŞU ALARMI YOK ET LÜTFEN!" Cidden yok etmesini söylemek istememiştim aslında ama o yanında duran demir oklavayla alarma vurdu ve vurdu ve vurdu. Bu işkenceye daha fazla dayanamayan alarm yere düştü. Ama hâla yaşıyordu. Chan alarmdan resmen intikam almak istedi galiba, yoksa alarmı bir hamamböceği ezer gibi, o kocaman botlarıyla ezmesinin başka bir nedeni olamaz. Alarm küçük cızırtılar eşliğinde rahmetli oldu. Ben her zaman ne hissedersem onu söyleyen biriyim. Chan bunun doğru olmadığını söylüyor ama Chan her zaman haklıdır. "Bir alarm katili olmadığın kalmıştı zaten." Derin bir yutkunma sesi duydum. "Salona geç, ilk yardım çantasını alacağım." Bu sakinliğine uzun zamandır yabancı kalan ben hâla Chan'ın yüzüne bakıyordum. O ise sinirli ve derin sesiyle konuşmaya devam etti. "Hadi, Seungmin." İsmimi resmen inlemişti. Ben onu, Christopher Bang Chan'ı ne hallere sokmuşum. Uslu çocuk olup gri-beyaz üçlü koltuklarımızdan beyaza oturdum. Ellerimi ise kucağıma koyup hiç bir yere değdirmemeye çalıştım. Çünkü kan lekesi çıkmazdı. Ne kumaştan, ne de insanın kalbinden.
|
0% |