@staymoatinyengene
|
~Bang Chan Elimde ilk yardım çantasıyla salona girdim. Bu küçük, kırmızı çantayı bile beraber hazırlamıştık. O gün birbirimize söz verdik. Bu çantayı kimse kullanmak için çıkarmayacak diye. O, bu eve taşındığından beri bu bir ilk. Neyse, yanına oturdum. Ellerimi ellerini üzerlerine koysun diye önüne doğru açtım. "Ellerini ver hadi, Seungmin. İçinde cam kırığı kaldı mı diye bir bakayım." Ellerini uzattı. Ne çok acıtmıştır o yaralar. Benim yüzümden canı acıdı... Önce ellerini ıslak bebek mendili ile sildim. Mendil pembeye boyandı. Sonra dikkatlice ellerini inceledim, gerektiği yerde ise dokunarak içinde cam parçası kalmadığından emin oldum. Son olarak da ellerini sardım. İşim bitmişti. Gözlerine baktım uzunca. "Bir şey demeyecek misin Seungmin?" Derin bir nefes verdi ve yutkundu. "Hangi konu hakkında?" "Sana, seni delicesine sevdiğimi söyledim ya hani." "Hım, Chan ben de seni seviyorum ama şu an olmaz, ellerim iyileşsin, bana öyle yine gel olur mu? Ellerim böyleyken seni öperken, yüzünü istediğim gibi okşamış olamam." Bubadama n'olmuş böyle? Ben eski, utangaç Seungmin'imi geri istiyorum. Yoksa birazdan, bu koltuk, kendisi için pek hoş olmayacak bir şey için kullanılacak. "Ne? Sen ne diyorsun Seungmin? Gelmiş bana öpücük falan deyip dengelerimi şaşırıyorsun." "Asıl sen benim dengemi şaşırttın. Senin yüzünden, senin kuralını çiğnedim ben, eh, ellerimin halini de sen biliyorsun." "Seungmin, niye şimdi seni bir kere de olsa öpemiyorum?" ~Seumgmin Üzgünüm Chan. Bu sefer gözlerini Berry'nin gözlerine benzetmene kanmayacağım. Veya o cilveli sesine. Çünkü ben biliyorum ki; "Sen öpmeye başlarsan duramazsın ki, Chan." |
0% |