2. Bölüm
Stella / Kanla Doğan Şafak~~ / 2. Bölüm:Zarf

2. Bölüm:Zarf

Stella
stellaa_00__

 

"Neden bize bunu göndermişler ağabeyciğim?" Yüzümdeki merakı gizleyemiyordum. Ağabeyim, zarfı okumadan babama vermek için kenara koydu. "Açmayacak mısınız?" Ellie benim sorcağım soruyu sormuştu.

"Babama geldiği için açmak bana düşmez," dedi ve yemeğe başladı. Aşırı merak etmiştim ama ailemizin kuralları gereği yemek bitmeden sofradan kalkılmazdı. Çok asil ve medeni bir aileydik(!) ancak Asilliğimizi ve medeniliğimizi bu tip konularda gösteriyorduk.

Ama konu savaş ve kan dökmeye gelince nedense hiç medeni değildik. Bunu tabii ki sadece kendi krallığım için söylemiyordum; yüzyıllardan beri savaşan krallıklar da bizim gibiydiler ve olmaya da devam ediyorlardı. Ne acı ki birçok masum insan bu savaşlar yüzünden ya sevdiklerini kaybettiler, ya da kendi canlarından oldular.

Ama ne yazık ki, kimse bunları düşünmüyor. Daha ne kadar sürecek ki, bu dünyada bir tek insanoğlu kalmayana kadar mı?

O sırada annem, bunları düşünmekten tabağımdakilere dokunmadığımı fark etmiş olacak ki, "Tatlım neden yemiyorsun? Bir şeyin mi var?" diye sordu. Annemin sesi ile kendime gelip, başımı hayır anlamında salladım."Hayır hayır anneciğim sadece dalmışım."

Bu dediğim annemi ikna etmiş olacak ki tabağına geri döndü. Kahvaltım bitince tabağımın kenarındaki peçeteyi alıp ağzımı temizledim.

"Annecim, müsaadenle kalkabilir miyim?" Tabağımı bitirmiş olmam annemi tatmin etmiş olacak ki, başını salladı. Masadan kalkıp, zarfın olduğu yere yanaşıp. "Anne, babamın odasına gideceğim. Giderken zarfı da götürebilir miyim?" Annem zarfa baktı, biraz da düşündü; herhalde babamın uyuyup uyumadığını düşünüyordu.

"Tamam, git ama uyuyorsa rahatsız etme. Zarfı odaya koy, çık." Başımı sallayarak yemek salonundan ayrıldım, köşedeki uzun merdivenlerden babamın odasına çıktım. Küçükken hiç üşenmez, bu merdivenleri sayardım ve dürüst olmak gerekirse hâlâ bazen bunu yapıyorum. Tam tamına sekiz yüz yetmiş sekiz basamak var. Ve biz, bu kadar basamağı hiç üşenmeden çıkıyoruz. Seksen yaşındaki ihtiyar bir kraliçe veya kral bile bu merdivenleri zorlanmadan çıkar; Çünkü alışığız.

Annemle babamın odasına geldiğimde kapıyı yavaşça tıklattım. İçeriden babamın, "Gel." Sesi ile kapıyı açıp, içeri girdim. Babam kahvaltısını bitirmiş, kahvesini içiyordu. O, her zaman kahvaltı yapar, ardından da kahvesini içerdi. Kendimi bildim bileli bu alışkanlığı hiç değişmemişti. "Ah, Luisa! Gel hayatım." Yüzünde bir gülümseme vardı. Yanına gittim ve oturup, babama sarıldım. "Babacığım, nasıl oldun? Annem başının ağrıdığını söyledi."

"İyiyim, biraz dinlenmek iyi geldi. Yaşlılık işte, kızım." Kahkaha atarak babamın yanağına minik bir öpücük kondurdum. "Baba, sen daha gençsin." Babam gülümseyip elinde ki fincanı, altın kristal ayaklı, beyaz mermer sehpaya bıraktı. O sırada elimdeki zarfı fark etti, "Bu zarf da nereden çıktı Luisa?" Zarfı babama uzatıp, "Maude Krallığından gelmiş, bizde sana geldiği için açmadık" dedim. Başını sallayıp,"Aç oku." dedi babamın demesiyle hemen zarfı açtı, sağ köşede Kral Arthur'un imzası vardı.

Sevgili Zora Kralı, Rodney Kendrick

{Bildiniz üzere, sizin de ev sahipliği yaptığınız dört krallığın da içinde olduğu bir savaş dönemindeyiz. Sadece bir gecelik bu savaşın olmadığını göz önünde bulundurarak, yalnızca varislerimizin katılacağı bir kaynaşma partisi düzenlemeyi uygun bulduk.

Diğer iki krallık olan; Targaryen ve Asteria krallıkları, davete katılacaklarını bildirdiler. Balo, iki gün sonra saat 20.00'de yapılacaktır.

Balo yeri, manevi kızınız olarak kabul ettiniz ve eski Kral Marcus'un kızı olan, Leydi Ellie Freya'nın yıkılmış krallığı olan Athenya Krallığın'da Freya Sarayında yapılacaktır, davete katılıp katılmayacağınızı bildirmenizi önemle arz ederim. }

_Kral Arthur Ferguson_

"Bir kaynaşma partisi mi?" dedim ve okuduğum mektuba tekrar baktım, "Baba, ya bu bir tuzaksa?" Babam yüzümdeki kuşkuyu fark etmiş olacak ki zarfı alıp imza ve armaya göz atıp tekrar bana baktı. "Sanmam.Amaçları bir tuzak olsaydı, yalnızca gençleri davet etmezlerdi."

♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛ ♛

Merdivenlerden ağır adımlarla indim. Siyah ve kırmızı tonlarında ki uzun, kabarık elbisemin azıcık düşen dekoltesini dikkatlice düzelttim. Siyah saçlarımı sadece tarayıp, hafif dalgalandırmıştım. Bu davete gitmekte çok istekli olmamıştım ama annem, babam ve Ellie'nin ısrarı ile gitmeyi kabul etmiştim.

Ellie ve abim, bizi götürecek arabanın yanında bahçede bekliyorlardı. Ellie; uzun kabarık, pembe renkte, üzerinde çiçek işlemeleri olan bir elbise giymişti. Sarı saçları omuzlarından göğüs hizasına düşüyordu. Ağabeyim ise; koyu mavi tonlarında, altın işlemeli takımıyla göze çarpıyordu. Kıyafetinin yakasında krallığımızın arması parıldıyordu. Kıyafeti ile aynı renkte olan pelerini arkasında yerlere doğru dökülüyordu. Yanlarına geldiğimde açık olan omuzlarıma serinlik çarpıyordu. Hava yaz olmasına rağmen hafif esiyordu.

"Luisa, bir an vazgeçtin sandım. Dur şöyle bir bakayım sana." Ellerimi tutup bir süre beni süzdükten sonra "Çok güzel olmuşsun." dedi. Ağabeyim de biz konuşurken siyah renkli at arabasının orada bize seslenmişti, "Kızlar, hadi geç kalacağız!" dedi. Ağabeyimin seslenmesi ile önce Ellie, arkadan ise ben hemen arabaya binmiştik.

Araba hareket ederken içimde bir huzursuzluk vardı. Ellie bunu fark etmiş olacak ki, "Yapma Luisa, hâlâ mı bu işte tuzak olduğunu düşünüyorsun? Rahatla biraz." Ellie haklı olabilirdi, ama yine de, içimdeki o kötü his peşimi bırakmıyordu. Kuşkularım, her zaman kendimde nefret ettiğim huylarımdan biri olmuştu. Umarım bu kuşkum haksız çıkardı.

Bölüm sonu sizce baloda ne olacak Luisa'nın düşündüğü gibi bir tuzak mı?

Düşünce ve tahminlerinizi yorumlarda alabilirim 3. Bölüm da görüşmek üzere görüşlerinizi

 

İnsta hesabım olan: {Stellaa_00__} dan benle iletişime geçebilirsiniz♡♡

 

Bölüm : 06.10.2024 19:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...