@stellaa_00__
|
Üçüncü bölüme hoşgeldiniz lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın♡♡
Arabada giderken camdan dışarıyı izliyordum güneş neredeyse batacakdı. Ben geceyi daha çok seviyorum ayın ışıltısı adeta bana huzur veriyordu. Athenya krallığını hiç görmemiştim ama ismini çok görmüştüm. Küçükken dadım Sera bize çok masallar ve efsaneler anlatırdı. Savaş zamanı yıkılan krallıklar ve geçmiş hakkında ki birçok şeyi ondan öğrenmiştim. Athenya krallığı gibi daha birçok krallık yıkılan krallıklar listesine girmişti. Ama bu konu Ellie'yi üzmüyordu belkide bize göstermiyordu. "Eee Ellie krallığına gidiyoruz ne düşünüyorsun?" Ellie bu sorum karşısında sadece gülümsüyordu. ~~~~~~~~~~~~~~ Araba durmuştu camdan dışarı baktığımızda süslenmiş krallığı görebiliyorduk. Gerçekten çok güzel dekore edilmişti kapı girişinde iki tane uzun şamdanlar ve kırmızı halı. Arabadan indimizde bir muhafız yanımıza geldi. Bizi selamlayıp "Hoşgeldiniz siz Zora krallığının varisleri Adrian Kendrick ve Luisa Kendrick olmalısınız. Erkeklerin üstünlüğüne burda takrar görüyordum. Abimin ismi yine benim önümdeydi kadınların arka planda görülmesine tahammül edemiyordum. Ama anlamadım tek bir konu neden sadece abim ile ben takdim edilmiştik Ellie bir prenses sayılırdı. "Hey unuttunuz sanırım biz üç kişiyiz bu arkadaşım Ellie ve kendiside bizimle beraber. Onun da bir prenses oldunu unutmamalısınız krallığı olmayabilir ama oda bir prenses" yüzümdeki kızgın ifade muhafıza etki olmuş olacak ki yüzünde mahçup bir ifade vardı. Ellie benden daha sakindi bu konuda sadece muhafızı başı ile onayladı "Sorun değil ama yinede bir daha eski yeni ayrımı yapmasanız iyi olur muhafız." Abim bu konuşmayı durdurmak ister gibi "Tamam kızlar haydi lütfen." "Kimse Kimseyi yok saymıyo sen herşeyi fazla abartıyorsun ben sadece uzatmaya değer birşey olmadığını söylemeye çalışıyorum" içeri girdimizde bu konuşma sona ermişti içerisi baya kalabalık sayılırdı anlaşılan en son biz gelmişiz.Abim ben ve Ellie bir yere geçip oturmuştuk. Içerisi ışıl ışıdı. Garsonlar içecek servisi yapıyor müzisyenlerde keman çalıyordu.Garson bizim yanımıza gelip bize içecek uzattı abim şarap aldı ben alkol kullanmayı sevmediğim için alkolsuz olduğunu düşündüğüm bir içecek aldım. Ellie ise içecek istemediğini söyleyip birşey almadı. ~~~~~~~~~~~~~~ Iki saat geçmişti çok sıkılmıştım isteyen kişiler sahnede dans ediyor isteyen bahçede dolaşıyor isteyen kadehlerindeki içeceklerini yudumluyordu. Biraz dolaşmak için ayağa kalktım. "Abi,Ellie ben biraz dolaşıcam" abim başını sallamakla yetindi. "Luisa bende gelicem bende sıkıldım." Ellie ile beraber bahçeye çıkdık.Çiçekler çok güzeldi ama maalesef bazıları solmuştu saraya yeteri kadar bakılmadığı belli oluyordu. Zaten eski krallıklar düğün,balo vs etkinlikler için kullanılıyordu yada savaş zamanı yaralanan kişilerin tedavileri burada yapılıyordu. Krallıklar iki sene savaş yapmama kararı almıştı çünkü bu savaşlar orduyu yıpratmış baya insanı canından etmişti.O yüzden krallıklar toplanıp iki sene toparlanma iznine karar kılmışlardı. Ellie ile bir taşın üstüne oturup yıldızları seyrediyoruzdur. "Luisa hatırlıyormusun küçükken yıldızları izleyemezdik savaş dolayısı ile o yüzden aynı odada kalıp camdan izlerdik hatta bi kere yıldız kaymıştı dilek dilicekken yıldız yok olmuştu." "Evet Ellie hatırlıyorum o zamanlar hem çok güzeldi hemde çok üzücüydü savaş yüzünden geceleri korkudan uyuyamıyoduk bile" yüzümdeki mutsuzluk her halimden görünüyordu. Ellie ellerimi tuttu "sence bu savaş daha ne kadar sürecek Luisa?" Ellie'nin sordu soruya verebilecek bir cevabım yokdu."Bilmiyorum Ellie hiçbir fikrim yok canım" Ellie konuştuğumuz bu tatsız konuyu kapatmak ister gibi ayağa kalkıp elimi uzattı. Elini tutup kalktım. Ellie tam hafif düşerken arkadan biri Ellie'nin belinden tutmuştu. Ellie ile aynı anda arkamıza döndük. Esmer saçlı buğday tenli biri. Ellie'nin elini ve ardından benim elimi tutup hafifçe öptü. "Leydilerim iyi akşamlar lütfen dikkat edin." Yüzünde hafif bir gülümseme vardı.
Yüzümde mahçup bir ifade vardı Ellie'nin eteğine bakdım birşey olmadığını görünce içim rahatlamıştı. Bir balkona çıkmıştık. Tüm gökyüzü gözüküyordu. Ellie ile yıldızlara hayranlıkla izliyorduk. "Ellie baksana dolunay" parmağımla gösteriyordum ışıltısına hayran kalmıştım. "O dolunay değil hilal" arkamızdan gelen ses ile arkamıza dönmüştük "Bu dolunay değil hilal sadece yıldızların ışıltısından dolunay gibi duruyor." Yüzünde bilmiş bir ifade vardı. Ardından elini bana uzattı. Kızıl saçları hafif kahve yeşil karışımı gözleri vardı. "Gloria Ferguson Maude krallığının kralı Arthur Ferguson'un kızıyım." Bende elimi ona aynen uzattım. "Luisa Kendrick Zora krallığının kralı Rodney Kendrick'in kızıyım." Ardından elini Ellie'ye uzattı. "Ellie Freya Athenya krallığının prensesi kral Marcus'un kızıyım." "Memnun oldum nasıl buraya gelmeyi kabul ettiniz? Çünkü malum bu saray sizin olcakdı ama maalesef yıkıldı krallığının." Yüzünde yapmacık bir gülümseme vardı. Konuyu değiştirmek ister gibi atladım "Yani eskiler hakkında konuşmaya gerek yok neyse biz müsadenizle gidelim gel Ellie" Ellie'yi kolundan tutup götürüp merdivenlerden aşağı abimin yanına gitmiştik. Kaç saattir çalan keman müziği bu sefer farklı bir müziğe dönmüştü. Dans etmek isteyen erkekler kızları kaldırıyor piste dans ediyorlardı. Yanıma baktımda abimin olmadını gördüm etrafa baktım nereye gitmişti. Haber de vermemişti. "Ellie abimi gördün mü?" Ellie yana bakıp abimin olmadını görmüştü. "Görmedim ki senin yanındaydı ama gelir önemli birşey olsaydı bize veririrdi." Haklıydı o yüzden boşverdim. Bir anda yanımıza şu Brandon denen çocuk geldi. Ellie'nin yanına gelip eli ile reverans yapıp elini Ellie'ye uzattı."Leydim bana bu dansı lütfeder misiniz?" Ellie şaşırmıştı bana baktı bende ona sen bilirsin der gibi baktım. Ayağa kalkıp Brandonun elini tuttu ikisi piste gittiler yalnız kalmıştım. Kalkıp biraz bahçeye çıkıcaktım hemde abimi bulurdum. Kalkıp bahçeye doğru yönelirken aceleden elbisenin eteğine basmıştım onu düzeltirken biri ile göz göze geldim. Oda aynı şekilde bana bakıyordu. Ardından eğilip elimi öptü bende buna karşılık olarak reverans yaptım. "Bende dans etmek için birini arıyordum acaba bana eşlik eder misiniz?" Yüzünde hafif bir gülümseme vardı ama tanımadım biri ile dans edemicekdim kibarca reddedicekken çokdan elimden tutup beni götürmüştü. Dans edenlere karışmıştık üzeri baştan aşağı siyahdı kumral rengi şacları kahve gözleri vardı. O gayet samimiyetle dans ederken bende istemeyerek dans etmenin etkisini yaşıyordum. "Soğuksunuz" o an dedinden birşey anlamamıştım. "Pardon anlayamadım" diyebilmiştim sadece. "Iltifatınız için teşekkür ederim ama soğuk oldum konusunda haksızsınız ben sadece yakınlarım içimdeki sıcaklığı görebilir." Yüzumdeki ciddi ifadeyi azda olsa normalleştirmiştim. O sadece söylediklerime hafif gülümsüyordu. Müzik bittinde ikimiz de ayrılmıştık. Ona ufak bir reverans yaptım "Bu nazik dansınız için teşekkür ederim e şey-" ismini bilmedim için devamını getirememiştim. "Andrea Ferguson ve ben teşekkür ederim bu güzel dans için leydim isminizi acaba bana bahşeder misiniz?" "Luisa Kendrick ve memnun oldum bay Ferguson." Ona kaçamak bir gülümseme ile oradan uzaklaştım. ~~~~~~~~~~~~~~ Gözüme gelen güneş ışığı ile kalkmıştım gözlerimi hafif oluşturup duvar saatine baktım saat daha sekiz buçukdu bizim aile saat dokuz-ondan önce kalkmazdı. Geri yatmak istedim ama maalesef uykum kaçmıştı. Dün gece balodan geldim gibi yatmıştım koltugun üzerinde duran elbiseme baktım onu kaldırmayı unutmuştum. Yatakdan kalkıp kendimi duşa soktum açılmama iyi gelmişti. Ardından balo elbisemi dolaba kaldırıp dolapdann kendime laciver tonlarında bir elbise giyip,saçlarımı taramıştım. Odamdan çıktımda saray çalışanlarından başka kimse yokdu. Görenler beni selamlayıp günaydın dileklerini iletiyordu. Merdivenlerden aşağı inerken abimle birinin sesi geliyordu oldukça sessiz konuşuyolardı konuştuklarına hafif kulak misafiri oldum. "Daha hiçbirşey belli değil o yuzden şimdilik bundan kimsenin haberi olmasın Nicolas anlaşıldı mı?
Bölüm sonu nasıl buldunuz? Sizce neler olacak yorumlarınızı bekliyorum insgramdanda beni takip etmeyi unutmayın Insta: stellaa_00__
|
0% |