
"Bazı zamanlar vardır insanı istemeyeceği şeylere iter, bazı zamanlar vardır insanı yapmak istemeyeceği şeylere ise istemek zorunda bırakarak yaptırır..."
Zindandan çıktığımda hala az önce ki yapmış olduğum şeyin etkisi altındaydım. Bir boşluk içinde dönüyordum, döndükçe daha da dibe batmış şekilde döngünün içindeydim. Nicolas, onu öldürme sebebim zihnimde ki susturamadığım sesleri susturmak içindi. Ama susmak yerine zihnimde ki sesler daha da artmıştı.
Bir an önce evime gitmek istiyordum. Gerçek evime doğduğum büyüdüğüm topraklara ama orası gerçekten benim evim miydi artık?
Odama geldiğimde sakince koltuğa oturdum, oturmamla kapı çaldı sakin ve yavaş bir ses tonu ile "Gel" dedim. İçeri sessiz adımlarla Andrea girmişti. Gelip yanıma oturdu o bir şey demeden ben sessizliği bozdum "Biliyorum ama şimdi değil sonra lütfen." Sakince bana bakıp "Yaptığın şeyde haklıydın şuan ne kadar üzülsen de, kırılsan da duygularını öfkenle saklıyorsun Prenses." Dediklerine bir şey demeden sessizce "Sen git benim iştahım yok." Dediklerimi umursamadan ayağa kalkıp beni de kaldırdı.
"Üzgünüm Prenses ama seni burada bırakmayacağım unutma ki yapacak önemli işimiz var senin için önemli olan. Yemek yedikten sonra istediğin kadar, somurta bilirsin."
Haklıydı burada böyle oturmak bana bir fayda sağlamayacaktı başımı sallayıp kapıya doğru yöneldim. Odadan çıkıp aşağı yemek salonuna indik büyük bir yemek masası, masada ışıklandırma için özel şamdanlar, kadehler masanın üzerini süslüyordu. Andrea salona girerken bana eli ile öncelik vermişti.
İçeri girdiğimizde sadece masada benim yaşlarımda kızıl saçlı bir kız ve Andrea'nın yaşlarında birisi oturuyordu.
Bu kızı bir yerden tanıyordum bu Gloria Ferguson olmalıydı Andrea'nın kız kardeşi. Andrea oturmam için sandalyelerden birini çekti. Oturduğumda tekrar sandalyeyi masaya yaklaştırarak o da karşıma geçip oturdu.
Gloria'nın karşısında ki çocuğuda baloda görmüştüm Ellie ayağı takılıp tam düşerken onu tutmuştu adı Brandon olmalıydı onun da hikayesi Ellie'ye benziyordu.
Gloria bana bakarak "Ağabey bu kızın burada ne işi var?" benim bu masada burada olmamdan pek mutlu olmuşa benzemiyordu. Andrea ise sakin ama uyarıcı bir bakışla "Bu Prenses Luisa bir kaç gün burada benim misafirim Gloria ve lütfen misafirimize karşı nazik olursan iyi olur canım."
Önüne gelen kızıl saç tutamlarını geriye atıp kulağına sıkıştırdı "Babam'ın bundan haberi var mı düşmanımız sayılan bir kraliyetin prensesinin burada olduğundan."
"Babam şuan annem ile bir davette biliyorsun o yüzden ona söyleme fırsatım olmadı ve babamla ben konuşurum merak etme." Gloria daha fazla sorgulamadan yemeğine geri döndü. Andrea ise bana baktı, Gloria'nın dediklerine çok umursamamıştım önemsiz sözlere takılan bir insan değildim o yüzden yemeğimi yemeğe döndüm.
Andrea ise Brandon ile normal sohbet ediyordu. Gloria yemeğini bitirip masadan kalkıp yemek salonundan çıktı. Brendon'da aynı şekilde çıkınca Andrea ile ikimiz kalmıştık bana bakarak,"Gloria'nın kusuruna bakma kardeşim herkese maalesef sevecen değil." Gülümseyerek "Merak etme böyle şeyleri önemsemem."
Başını sallayıp ayağa kalktı "Yemeğini bitirdi isen kalkalım." başımı sallayarak ayağa kalktım. Beraber merdivenlerden yukarı çıkıp Andrea'nın çalışma odasına gitmiştik oturdum oda karşıma oturdu.
"Nicolas'ın anlattıklarından sonra biraz araştırma yaptım ve Veranda bana yazdığın mektubu verdi arkadaşına şuan o mektubu göndermemiz doğru olmaz mektup abinin eline geçebilir o yüzden onu yaktım" dediklerine sinirlenmiştim.
Bana sormadan bunu nasıl yapardı yaptığı doğru olabilse bile bana sormalıydı cevap verecekken sözümü kesti. "Biliyorum seni anlıyorum ama şuan birilerine haber vermen doğru değil." Başımı sallayarak sakinleştim "Pekala araştırma yaptığını söyledin bir şeyler bulabildin mi?" başını sallayarak "Ağabey'in aslında krallığın hazinesinde ki bazı ganimetleri kendi zimmetine geçirip gizliden bir ordu kurmuş böylece ileride baban öldüğünde gücü daha da artacak ve savaşı tekrar alevlendirip tüm krallıkları yok edecek ve böylece bu diyarlarda tek hakim krallık Zora Krallığı olacaktı.
Seni önünde tehdit olarak görmesinin sebebi, senin amacın savaşı bitirip bu krallığın başına barışı hakim getiren bir kraliçe olmak."
Duyduklarıma inanamıyordum " Benim ağabeyim? bunu nasıl yapabilirdi bu açıkça krallığa yaptığı bir ihanet Andrea." başını sallayarak "Öyle ama bazı insanlar güç için sınır tanımaz ve şu ayaklanan isyancı topluluğu oda ağabeyinin gizliden destek verdiği toplum.
Raquella Gamora, şu zindanda tanıştığın kız onun krallığının şuan ki kralı amcası yani abin burada ki diğer 2 krallık dan ziyade daha az güce sahip olduğu için ilk o krallığı düşürmek için isyancı birliğine gizliden destek veriyormuş.
Rapuella... onunla zindanda tanıştım kısa bir süre bile olsa onunla tanışmıştım ve o gerçekten bu hayatı hak etmemişti belki de onun ölümünden de ağabeyim sorumluydu. Bu diyarda en güçlü 4 krallık vardı; Maude, Targaryen ,Asteria ve Zora krallığı savaş sadece 4 krallık arasındaydı.
Eskiden yıkılmış olan krallık Athenya 'da bu diğer 3 krallıktan ve benim krallığımdan güçlü değildi ve diğer krallık Syrina Krallığı yani Raquella'nın amcasında olan krallık eski krallığın asil varisinden tahtın çalınması yüzünden çok savaş gördü ve krallık çok güçsüzleşmişti o yüzden Syrina Krallığı bu tür diplomatik işlerden hep uzak kalmıştır.
Ağabeyim güçsüz bir krallık olduğu için Syrina ele geçirerek gizliden gücünü artırmayı amaçlamış olmalıydı. Öz abimi hiç tanıyamamıştım kendi öz kardeşini bile kendi amaçları iktidar istekleri için uzaklara göndertmişti. Çünkü beni önünde bir tehdit olarak görüyordu ve haklıydı.
Ne olursa olsun amacımı gerçekleştirecektim ağabeyim beni tehdit olarak görüyorsa bu saatten sonra da görmeliydi o beni önünde bir engel olarak görüp kurtulmaya çalıştı ise bende onun bu yaptıklarına ve daha fazla ileri gitmesine son verecektim.
Oturduğum yerden ayağa kalktım pencereden dışarı bakıp dışarıyı seyrettim Andrea' da oturduğu sandalyeden yanıma gelmişti "Ne yapmayı planlıyorsun?" Ona döndüm ve gözlerinin içine baktım "Gerekeni."
Bütün gece Andrea ile konuşmuştuk ve sonunda bir karar vermiştik bu karar ne kadar benim için zor olsa da bunu göze almıştım tüm gece konuştuklarımız kafamın içinde sonsuz bir döngü şeklinde dönmüştü ve bu uykumun kaçmasına neden olmuştu.
En son saate baktığımda gece yarısını çoktan geçmişti ve ondan sonra kapanan göz kapaklarıma hakim olamamıştım ve kendimi uykuya bırakmıştım.
Sabahın ilk ışıklarının yüzüme vurmasıyla uyanmıştım yataktan yavaşça kalktım. Aynada kendime baktım gözlerimden uyku akıyordu. Soğuk bir duş bana iyi gelecekti banyoya girdiğimde geceliğimi çıkarıp kendimi soğuk suya bıraktım. Duştan çıkıp üzerimi değiştirdiğimde kapı çalmıştı içeri giren Veranda olmuştu "Majesteleri, Prens Andrea sizi bekliyor.Başımı sallayarak kapıya doğru yöneldim kısa bir süre bile olsa bu odayı sevmiştim.
Aşağı indiğimde Andrea bahçede beni bekliyordu ona baktığımda bana gülümseyerek "Günaydın" demişti. Bende gülümseyerek ona karşılık verdim.
İki tane at vardı birisi benim biriside Andrea içindi Andrea, binmem için bana elini uzattı gülümseyerek elini tutup ata bindim. Andrea'da kendi atına bindi. Ardından Andrea önde ben de onu takip ederek saraydan çıktık.
Üzerinde olduğum at aynı benim gibi siyah renkteydi gümüş eyerlerinden sıkıca tuttuğumda biraz daha hızlı gittiğini hissetmiştim. Andrea önümde bazen de benle beraber gidiyordu.
Kısa bir süre sonra bir ormanda durmuştuk burası bizim sarayın yakınında ki ormandı. Andrea atından inerek bana elini uzattı elini tutup yavaşça indim. Andrea bana bakarak "Konuştuklarımızı unutma prenses 2 gün sonra görüşürüz." Başımı sallayarak bizim saraya doğru gittim.
Saray'ın en arkasında gizli geçitten saraya girmiştim sarayın en altında ki karanlık tünelden giderken kulağımda yine aynı fısıltılar ile dolmuştu küçükken saklambaç oynarken ağabeyim, ben ve Ellie ile buraya ne zaman saklansam ne zaman buranın yakınından geçsem hep aynı fısıltı dolar kulağıma Tünelin sonuna doğru üzerimde ki elbisenin birkaç yerini sertçe yırttım.
Ardından hiç düşünmeden boynumda ki göğüs dekoltemin içine soktuğum hançeri çıkarıp kolumda ve bacağımda fazla derin olmayan ama büyük çizikler attım. EVET şimdi tam saldırıya uğramış bir prensese benziyordum.
Şimdi her şey daha yeni başlıyor...
Bölüm sonu sizce Luisa ve Andrea'nın planı ne? Bölüme oy verip yorum yaparsanız mutlu olurum.
Watpadd adresim stellaa_00
İnsgram adresim stellaa_00__
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |