@stonex
|
Odamda kedim kavunu seviyordum. Odamın kapısı çalınca 'gel' dedim. Ablam gelmişti, şuan işte olması gerekmiyormuydu. Elif: Abla, sen işe gitmedin mi? Zeynep: Elif, seninle bir şey konuşmamız gerek. Ablam biraz fısıldar gibi konuşuyordu. Elif: A-abla... iyimisin? Yanıma oturdu ve endişeyle konuştu. Zeynep: Elif, kardeşim... Elif: Abla, söyle hadi kötü bir şey mi var? Zeynep: Tamam... seni evlendiricekler. Elif: Ne? Duyunca ciddiye alamadım, istemsizce gülmeye başladım. Zeynep: Doğru söylüyorum... Yüzüm ciddileşti. Elif: N-nasıl ciddi misin? Zeynep: Maalesef... Korkuyla ablama döndüm. Elif: N-ne diyorsun sen abla, ne zaman verildi bu karar kiminle? Zeynep: Babamın şirketinin ortağı varya, o adamın bir oğlu varmış. Adam ortaklıktan çekilmek istemiş, babamda o çekilmesin diye adama ne istersen veririm demiş. Elif: Ee, ama bunun benimle ne alakası var?! Sesim yükselince ablam eliyle sessiz ol dedi ve bende sustum. Zeynep: Adam babama bir oğlu olduğunu söylemiş. Habire barlarda dolaşıyormuş, kızlarla geziyormuş. Doğru düzgün adam olamıyor demiş. Evlendirmek istiyordum senin küçük kızını bize gelin verirsen ortaklıktan çekilmem demiş. Babamda kabul etmiş... Bunları duyunca dilim tutuldu. Elif: A-abla... neler diyorsun? B-ben naparım evlenip?! Banane o barlarda geziyorsa!? Ben mi düzeltcem onu? Zeynep: Şş, elif bir sus! Sana söyeldiğimden haberleri yok ses çıkarma! Ablam ellerimi tuttu. Zeynep: Bak... ben babama ısrar etmeye çalıştım. Ama... fayda yok işte! Elif: Nefret ediyorum ondan... Gözlerim dolmaya başlayınca ablam ban sarıldı. Elif: Benim bir sevgilim var zaten, ben evlenmek istemiyorum! Zeynep: Biliyorum... ama yapcak bir şey yok... Ben gözyaslarına boğulmuşken, ablamda sırtımı sıvazlıyordu.
Zeynep: Benim gitmem gerek... kimseye caktırma tamam mı? Kafa salladım ve ablam son kez bana sıkıca sarıldı ve gitti. Hemen Hakan'ı aramak için kişilere girecekken instagramdan bildirim geldi. Hakan yeni bir post atmıştı. Girince gördüğüm şeyle şok yaşadım. Hakan ve Cemre... cemre benim en yakın arkdaşımdı. Sarılıyorlardı! Sarhoş gibilerdi ikiside. Fotoğrafı çekende Hakan'dı. Evlenme haberinin uzerine iki sevdiğim kişiden gelen bu darbeyle dahada ağlamaya başladım. Baktıkça midem bulanıyordu, iğrençlerdi! Hemen telefonu yatağa fırlattım ve olduğm yerde oturup ağlamaya başladım. Ne olmuştu şimdi, bir anda hayatım tamamen alt üst olmustu. Ne yapmam gerekiyordu... Hakan benim ilk sevgilimdi, cemre ise arkadaşım. Nasıl bana bunu yapabilmişlerdi, nasıl arkamdan iş çevirmişlerdi! Ne zamandır vardı. Sevgililermiydi yoksa sadece bir takılmamı? Odamda duvara bakıp bunları düşünüyordum, nereye sığınacağımı bilememiştim. Ne olacaktı şimdi bana? Evlenicekmiydim ben gerçekten. Ben daha 19 yaşındaydım. Hem istemiyordum. Odada otura otura bir şey olmayacaktı, kalktım ve odadan çıkıp alt kata indim, salonda kimse yoktu. Bahçeden sesler geliyordu, camdan bakınca babamın ve annemin 2 tane adamla konuştuğunu duydum. Biri babamın şirket ortağıydı... yanındaki kimdi? Oğlu mu? Buna mı vereceklerdi beni? Uzun siyah sacli kirli sakallı bir herifti. Annemle babam içeri doğru gelince bende onları bekledim. İçeri girdiler ve annem tam benim adımı seslenecekken beni gördü ve sustu. Ayda: Elif, senle konuşucaz. Fırat: Konuşma falan yok, direk söyliyicez zaten karşı gelemez. Yutkundum ve ellerimi sıktım. Fırat: Evleniyorsun, yarın. Tam ağzımı açacaktım ki devam etti. Fırat: Sakın ısrar edeyim deme, bu şirketi hala ayakta tutuyorsak evleneceğin için. Zorundasın. Yarın öğlen evleniceksin. Sustum, dolan gozlerimle baktım. Babamın ban acımasını beklemiyordum, ama en azından bir an ben ne yapıyorum diye sorgular demistim. Odadan cikti ve annemle kaldik. Elif: Anne... neden- Ayda: Bak, baban haklı. Bende itiraz istemiyorum. Sadece... evlen. Bu evden uzaklaş... Annem odadan çıktı. Gitmemi mi istiyor?! Beni hiç mi önemsemiyorlar bunlar?! Sinirle dolup taşmıştım. Bir anda evden çıktım ve Hakan şerefsizini aradım. Elif: Alo?! Hakan: Sen kimsin be? Sesi sarhoştu, arkadan gelen kız sesleri dikkatimi çekmişti. Elif: Bana bak... ayrıldık tamam mı. Beni arama bidaha. Hakan: Ya bi git... Telefonu kapadi, bekliyordum zaten. Ayıldığında arar beni. Ama aramasını istemiyorum. Numarasını engelledim ve onunla olan bütün fotoğraflarımızı silmek icin galerime girdigimde zaten elde tutulut bir fotograf goremedim. Hepsinde ya o gulmuyor veya bakmiyordu. Yada grup halinde cekilmis fotolar vardi. Bana deger vermiyormus... ben bu zamana kadar nasil sevmisim bunu? Akşam oldugunda ablam geldi, ama oda benle konusmuyordu. Zaten onunla çok yakın değildik. Ama bugun ban sarilip haber vermesi cok guzeldi. Gece oldugunda ertesi gun olmamasi icin dua ettim. Resmen o gece dunya yok olsun istiyordum. Ertesi sabah olmasin, kalkamayayım,evlenmeyeyim diyordum. Ama maalesef uyudum ve ertesi gun uyandigimda odamda birsuru kadin vardi. Biri makyaj malzemeleri dizmis digeri sac esyalariyla bekliyordu, bir taneside kocaman gösterişli bir gelinlikle bekliyordu. Ne olacağını zaten biliyordum. Kaderime boyun eğdim. Dün gece kaçmayı düşündüm, ama sadece düşündüm... cesaret edemedim. Kalktım ve tuvalete gidecegimi soyledim. Annemle ablamda disardaydi ve guzelce giyinmislerdi. Bu gunun gelmesini istiyordum... ama bu sekilde degil. Simdi degil... boyle degil! Odama geri donunce annemde ordaydi. Bir kelime bile etmedim, makyaj yaptilar sacimi yaptilar ve gelinligimi giydirdiler. Aynada baktim kendime, ama ne kadar guzel olursam olayim. Yuzum gulmuyordu bir kere, annem gülmem için habire bana uyarılar veriyordu. Ayda:Bütün gün böyle surat asma sakın, gül! Sahteden bir gülücük yerleştirdim suratıma. Odadan çıkınc evde birsürü takım elbiseli adamın olduğunu gördüm. Ve akraba olduğunu düşündüğüm insanlarda vardı. Babam bahçede evleneceğim kişinin babasıylaydı. Konuşup gülüşüyorlardı. Daha evleneceğim kişiyi bile görememiştim şaka gibi?! Beni çıkardıklarında herkes bana bakıp tebrik ediyordu. Tebrik etmeleri beni ayrı sinir ediyordu ama gülüyor ve teşekkür ediyordum. Bahceye cikinca babam ve adam bize dondu. Babamin yuzundeki o sahte gulus... Adamın adı Halil'miş. Halil: Merhaba kızım, ben halil. Baba diyebilirsin bana da artık. Eh bugün gelinim olucaksın. Öylece bakıyordum. Elif: Hıh, a-ah evet... merhaba. Halil: Heyecanlısın galiba. Eh hadi siz gidin. Aslında iyi biri gibiydi ama içinde bulunduğum durumda bunu düşünemiyordum. Annem beni bie limuzine bindirdi ve bizi dini nikah için hocaya götürdüler. Ilk defa görecektim evleneceğim kişiyi. Çok korkuyordum... Hocanın yanına geldik. Oturdum, kız ve erkek tarafından kadınlarda buradaydı. Ama oğlan yoktu. Umarım gelmez kayıplara karışır yok olur diye dua ettim içimden. Ama kapı açıldı. İçeri uzun boylu sarı saçlı, damatlıklı biri girdi. Yanıma oturana kadar evleneceğim kişinin bu olduğunu düşünmedim. Doğrusu hiç... hiç böyle bir tip beklemiyordum. Yani bana anlatılan kişi için aklımda kocaman kirli sakallı esmer bir adam canlanmıştı. Yüzünde mutuz ve bezgin bir ifade vardı. Gözleri mavinin en koyi tonuydu resmen. Hafif yapılıydı. Otururken bana bakmamıştı bile. Hoca dua etmeye başladı, bense yeri izliyordum. Bize sordu, nikah boyunca birbirimize hic bakmadik. Zaten oda bittiği gibi huyzuca kalkıp gitti. Buseferde düğünün olacağı yere gittik. Düğünde benim şahidim ablam oldu. Onunkiside abisiydi, dün babasınîn yanjnda duran kirli sakalli adamdi. Bana bir kere bile bakmamisti. Bende ona bakmaya korkuuordum arada bakiyordum ama kafami geri cebirdiyordum. Gozlerim sulaniyordu ve doluyordu habire. Kendimi tutmaya calisiyordum. Düğünde sıra evet demey geldi. Ablam yanıma oturdu, yüzünde benimki gibi sahte gülümseme vardı. Nikah şahidi konuşmaya başladı. Nikah şahidi: Siz Halil oğlu Kenan, Fırat kızı Elif'i eşiniz olarak kabul ediyormusunuz? Ilk defa ozaman baktı, ama 1 sanıya bile sürmedi. Duraksadı ve öylece mikrofona baktı, derin bir nefes aldı ve konustu. Kenan: E-evet... Sesi titredi, geri çekildi ve gözleri doldu. Ağlıyormuydu...? Sahid benim adımıda seslenince bende otarafa döndüm. Nikah şahidi: Peki siz, Fırat kızı Elif halil oğlu Kenan'ı eş olarak kabul ediyormusunuz? Babama ve anneme baktım, babamın yüzünde o korkunç ifade vardı annemde farksız değildi. Dolan gözlerimle ablama baktım. Kafasını salladı. Tireyerek mikrofona döndüm. Elif: E-evet... Gözlerim tekrar doldu ve onları yuvalarında tutmak için çaba sarfettim. Nikah şahidi: Ozaman bende sizi devletin bana verdiği yetkiyle karı koca ilan ediyorum. Herkes alkışladı ve gülmeye başladı. Ben gülemiyordum, ağlamaya başladım. Gözlerimden yaşlar durmadan aktım kafamı eğdim ve ablamın elini sırtımda hissettim. Kimseye farkettirmeden gözlerimi temizledi. Zeynep: Nolur tut kendini. Kafa salladım. Kenan'a bakinca kalktığını gördüm. Sinirli ve huysuzu. Düğün böyle geçti. Bir noktada annem beni alıp odaya götürdü. Ne olduğunu anlamadım. Ayda: Elif, senle konuşuscaz şimdi. Elif: Ne oldu...? Ayda: Bak, artık evlendin eş olarak sorumlulukların var. Artık dayanamıyorum... Elif: B-ben ona karşı sorumluluk istemiyorum! Sinirle bağırdım. Ayda: Zorundasın! Oda sana öyle davranacak. Elif: Bu gerçek bir evlilik bile değil?! Ayda: Evlilik evliliktir, elinde sonunda olucak birşey bu?! Ağlamaya bağlayacağımı anladı. Ayda: Bak... ağlama, sadece rahat ol. Korkma tamam mı? Elif: Sana demesi kolay tabii, daha yeni yüzünü gördüğüm adamla aynı evde olucam bide ona eşlik yapıcam. Kim nasıl biri onu bile bilmiyorum! Nefret ediyorum sizden! Bagirdim ve ağlamaya basladim. Annem hicbirsey demedi, oda biliyordu hakliydim. Hakliydim ama birsey yapamiyordu. Ayda: G-git, hadi evinize gidiceksiniz... Gözyaşlarıma hakim olamadım, ağlayarak gittim o arabaya. Arabada sadece 2'miz vardik. Arabada oturuyordu, direksiyondaydi ve okadar mutsuzdu ki. Oda istemiyordu bu evliliği belliydi. Ben binince gozlerini bana cevirdi ve yutkundu. Kapiyi kapatmadan once son kez anneme baktim. Ağlıyordu... ağlıyordu, ona gitmeden dediklerim için pişman oldum. Oda istemiyordu bunu ama sesini cikaramiyordu. Ve ben butun nefretimi ona kustum. Kapiyi kapadim ve gozlerimin titredigini hissettim. Dolu dolu gozlerimden yaslar akmaya basladi. Makyajim akti, arabayi sürmeye başladı. Sadece yola bakıyordu ve elleri titriyordu.
|
0% |