@stonex
|
Aradan 3 gün geçmisti, bu sürede ben artık eve alışmıştım. Kenan hala benle konuşmuyor, beni görmezden geliyordu. Bende ona öyle davranıyordum. Aynı evde yaşayan iki yabancıydık. Evde hizmetlide yoktu, kendim yemek yapmaya çalışıyordum. Kenan coğunlukla evde değildi, sabah erkenden çıkıyor ikindiyi geçe geliyordu. Bende bugün dışarı çıkmak istiyordum, evden çıkarken korumalar beni durdurdu. Koruma: Efendim nereye gidiyorsunuz? Elif: Sadece biraz dolasacağım. Koruma: Soförünüz geliyor ozaman bekleyin. Elif: şoformü? Koruma telefon etti ve bir takım elbiseli adam daha geldi. Garajdan siyah bir araba çıkardı ve inip arka kapiyi acti. Bindim, arabayı bahçenin büyük kapısından çıkarirken sordu. Şoför: Nereye gideceksiniz efendim? Elif: Uh, şey... Biraz düşündüm Elif: Bildiğiniz bir cafe varmı, ama böyle ağaçların içinde yanında akarsu olan biryer? Şoför biraz düşündü. Şoför: Hmm, ah evet. Biryer biliyorum efendim. Elif: Teşekkürler, ve bana efendim deme lütfen Elif diyebilirsin. Şoför: Elif hanım? Güldüm. Elif: Pekala öyle olsun. ------------------------------------------------------------------ Dediği yere gitmemiz yarım saat falan sürmüştü. Ama okadar güzel biryerdi ki, heryer yeşillik ağaçlar ve çiceklerle doluydu. Gözlerim parladı ve heyecanla gülümsedim. Arabadan indiğimizde şoför arabayı valeye verdi ve beni içeri götürdü. Minik bir akarsunun ustünde kısa bir köprü vardı ordan geçiyorduk. Şoför hep yanimdaydı, ayni zamanda korumaydı. Ama ne yalan söyliyim habire yanımda olması biraz rahatsiz ediyor. Insanların tuhaf bakışlarıda var tabii. Herkes bana bakıyordu. Gözlerimi sadeve önümde tutup yürüdüm. Garsonlar geldi ve masaları gösterdi. Neden bukadar ilgili olduklarıni anlamadim aslinda. Normalde biryerde garsonlar sadece yemek getirir. Ben tam gölün yanında üstü kapalı biryere oturdum. Burası çok güzeldi, hem burda yanımda getirdiğim resim eşyalarımla resimde yapabilirdim. Koruma ayakta bekliyordu. Garson hemen geldi ve siparişimi istedi. Dayanamadım ve sordum, geldiğimden beri etrafımda dörtdönüyorlardı. Elif: Şey yanlış anlamazsanız... neden bukadar ilgilisiniz. Yani cok guzel ama başım döndü doğrusu. Garson: Ah efendim, Halil bey'in gelinini böyle ağarlamassak ayıp olurdu. Lutfen siz keyfinize bakın. Başınızı döndürdüğümüz için özürdileriz. Daha az kişi göndereceğim. Elif: A-ah... tamam, önemli değil. Gulümsedim ve siparişimi verdim. Bir tane tatlı ve birde sıcak bir bitki çayı siparişi verdim. Hava biraz yağmurlu gibiydi, ama ben çok seviyordum bu havayı. Garsonun Halil bey demesiyle anlamıştım. Kenan'ın babasıydı o. Çok büyük bir şirketi vardı, hatta şirketleri. Birçok mekanında sahibiydi. Burasıda onun olmalıydı, buyüzden benle bukadar ilgilenmişlerdi demmekii. Siparişlerim gelince getiren cocuğa teşekkürettim. Çilekli ve çikolatalı kek! En sevdiğim. Bir catak aldim ve gölü izleyerek yemeğe koyuldum. Bir tane fotoğraf çektim, gittiğim yerlerde fotoğraf çekmeyi çok seviyordum. Ben yerken koruma(şoför) ayakta duruyordu, biliyordum bu onun işiydi ama bende tek başıma sıkılmıştım zaten oyüzden karşıma oturmasını istedim. Ilk başta biraz istemedi ama sonra oturdu. Koruma: Efendim- yani elif hanim, halil bey duyarsa etrafa göz kulak olmadığım için sinirlenebilir. Elif: Hadi ama, hem çok sıkılıyorum tek başıma. Madem koruma gonderiyor muhabbet edecek birinide göndersinde sıkılmıyım. Güldük ve konuşmaya başladık. Laf arasında evli olduğunu söyledi. 2 tanede ikiz çocuğu varmış. Çok sevinmiştim onun adına sevdiği biriyle evli olmalıydı. Yağmur yağmaya başlayınca toprağın güzel kokusu heryeri sarmıştı. Koruma: Elif hanım içeri geçmek istermisiniz, soğuk oldu hava. Elif: Ah, hayır hayır. Burası iyi. Koruma garsonlardan birinden şal getirmesini istedi ve garson kalın bir şal getirdi, omuzlarıma koydum. Biryandan konuşuyor biryandanda resmimi yapıyordum. Gölü çizdim,aradan 1 buçuk saat geçti ve artık kalktık. Eve dönüyorduk, garsonlara teker teker teşekkürettim. Arabaya gittik ve eve sürdü. Saat ikinidiye yaklaşıyordu Kenan gelirdi artık, bende evde olmalıyım. Hey neden öyle olsun ki... o gerçekten kocam değil zaten.... Eve gidince duş aldım ve üzerime rahat birşeyler giyip, mutfağa gittim. Kek doyumamıştı, kendime yemek tarifi baktım. Bitane buldum köfte yapicaktım. Dolapta kıyma vardı. E tarifte nasıl olacağınıd gösteriyordu nesi zor olabilir ki. Tarifteki yönelgele tek tek uyarak yaptım. Aslinda kolaydı, tek zor olan yoğurma işiydi. Yanınada patates püresi yaptım. Yaparken aslında yemek yapmanın okadarda zor olmadığını ve bundan zevk aldığımı farkettim. Hepsini hazırladığımda tabağa koydum ve birde yanına su aldım. Yemek odasına gittim ve yemeğe başladım. Kendim yaptım diye mi bilmem ama,tadı çok guzeldi. Kendimle gurur duydum ve güldüm. Alt kattan kapı açılma sesi geldi. Kenan geldi. Ayak seslerinden tek onun geldiğini anladım, alt katta biraz durdu ve ardından merdivenlerden üst kata geldi. Kendi odasına girdiğini gördüm. Kapıyı kapadı ve üzerini değiştirip çıktı. Ben yemeğimi bitirmiştim, bulaşıkları mutfağa götüdüm. Mutfaktaydı benim hazırladığım yemekleri görmüştü. Bana baktı, ben makineye bulaşıkları koydum. Beni yine görmezden geleceğini düşündüm ama beni saşırttı ve konuştu. Kenan: Bunları sen mi yaptın? Elif: Evet, ilk defa denedim. Biraz duraksadım sonra soru sordum. Elif: Açmısın...? Durdu ve biraz düşündü. Kenan: Aslında evet, yiyebilirmiyim? Elif: Tabii, sormana gerek bile yok. Dolaptan bir tabak aldım ve yemekten koydum. Mutfakta yedi, yerkenki tepkisini çok merak ediyordum ilk yemeğimi o denemişti. Ama izlemek tuhaf olur diye yemeği koydum ve oturma odasına gittim. Televizyondaki reality programına bakarken biryandanda goz ucuyla mutfağa bakıyordum. Tabak çanak seslerinden makineye koyduğunu anlamıştım bulaşıkları. Ayak sesleri buraya gelince televizyona dikkatimi verdim. Kenan: Çok güzel olmuş, eline sağlık. Elif: Teşekkürederim... afiyet olsun. Gülümsedi ve üst kata çıktı. Kalbim çok hızli atıyordu, neden böyle olmuştu şimdi. Bu guzel sözleri mi hızlandırdı kalbimi? Düşünceleri atıp televizyona baktım. Saat geç olunca yattım. Yatmadan önce telefona bakarken kayıtlı olmayan numaradan arandığımı gördüm. Numarayı ilk başta açmadim ama tekrar arayinca actim. Elif: Alo, kimsiniz? Karsidan gelen sesle vucudum titredi. Hakan: Elif... benim Hakan. Duraksadım ve yataga oturdum. Hiçbirşey demedim konuştu. Hakan: Geçen gün telefonda dediklerim... isteyerek çikmadı agzımdan. Saarhoştum, bilmiyorduk dediklerimi aşkım ozürdilerim. Elif: Hala aşkım diyorsun, Hakan ben göreceğimi gördüm tamam mı? Beni aramanı istemiyorum artık. Sadece rahatsız ediyorsun beni. Hakan: Ama Elif, o gordüklerin gerçek değil. Yani gerçek ama, ikimizde sarhoştuk tamam mi? Sarhoşken atmışım o fotoğrafları o laflari öyle söyledim. Nolur bırakma beni. Elif: Sana kapat telefonu dedim! Telefonu suratına kapadım ve sinirle karışık üzüntüyle dizlerimi kendime çektim. Ağlamaya başladım, tek yapabileceğim buydu. Tam kendimi iyi hissediyorum derken tekrar sesini duydum. Hıçkırıklara dönüşürken ağlamalarım yastığa gömüldüm. Çok fazla ağlıyordum, kendimi durduramıyordum. Bu zamana kadar tuttuğum bütün damlalar bu darbeyle gözlerimdeki camı delip geçmişti sanki, fışkırıyordu sular yerlerinden. KENAN: Ela ile birlikteydim bütün gün, hiç evde durmuyordum. Ela'nın kötü düşüncelere kapılıp birseyler düşünmesini istemiyordum. Ama babam evde değilde sevgilimin yanında olduğunu öğrenirse iyi şeyler yaşamazdım. Odada oturmuş Ela ile mesajlaşırken içerden gelen ağlama seslerini duydum. Elif ağlıyormuydu. Tabiki o ağlıyordu evde baskasımı var? Kapımı açtım ve ses biraz daha netleşti. Elif'in kapisinin onunde durunca hıçkıra hıçkıra ağladığını duydum. Okadar kederle ve içten ağlıyordu ki, onun için gerçekten üzüldüm. Kapıyı açmak için elimi kapının koluna götürdüm... ama geri çektim. Çekiniyordum onunla konuşmaya sanki, sadece... sadece yanına gidip ne olduğunu soracaktım. Birşey yoktu bunda. Onunla hiç ilgilenmiyordum, görünce bakmıyordum bile kendini yalnız hissediyor olabilirmiydi yoksa? Neden bunları düşünüyorum ki ben, onunla ilgilenmem gerekmiyorduki, karım değil... Ama sevgi istiyorsa... ne yapmam gerek? Ona mesafeli yaklaşmaya çalışıyorum ama içimde nedense ona karşı sorumluluk hissediyorum. Bunun olmaması gerek hayır, hayır beni ilgilendirmiyor. Kapıdan cekildim ve odama geri gittim. Onunla konuşmamaya devam etmem gerek, görmezden gelmem gerek. Aynı evdeyken bu cok zor oluyor.
|
0% |