Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@stuntmanmike

Olur

Motorum 150 cc’lik bir KTM’di. Yan evde oturan kadın motorumdan son derece rahatsızlık duyuyordu. Motorum yokuşu çıkamadığı ve evime en yakın düzlük yer kadının evinin önü olduğu için oraya park ediyordum. Motorum sabahları soğukta zor çalışıyordu. 10 15 defa arka arkaya 5 saniyelik marş sesine maruz kalmak sanırım onu delirtiyordu. Motor çalıştığında da iyice içindeki yağ karışsın diye boş viteste gaz verip devir oynatıyordum. Yine aynı sabahlardan biriydi.

“Çek şu motoru artık evimin önünden. Yoksa polis çağrıcam. Ne bu ya her sabah aynı şey.” Arkasından homurdanmalarla karışık çığlıklar. Her sabah pencereye çıkar beni polis çağırmakla tehdit eder küfürler yağdırırdı. Önceden karşılık verirdim ama daha sonra öğrendim ki ev sahibimizin yeğeniymiş o gün bugündür daha saygılıyım. “Abla sakin ol lütfen.” derdim ona. “elimden geleni yapıyorum. Motor eski.” Zar zor motor çalıştıktan sonra kadının çığlıkları arasında yokuştan aşağı süzüldüm.

İşlerimi hallettikten sonra akşamüstü evime dönerken Gazi Bulvarında bir kırmızı ışıkta gözüme sahte bir sarışın çarptı. “Yaşam bana neler yaptı, bak” der gibiydi makyajlı suratı. Onu Basmane’de Olimpiyat otelde şişman bir adamın altında sahte orgazm sesleri çıkarırken hayal ettim. “Ne kadar şanslıyım allahım. Onun yerinde olmak istemezdim.” dedim içimden. Ona baktığımı fark etti ve el sallayarak bana seslendi.

“Beni gideceğim yere bırakır mısın?” dedi.

“Kaskı tak.” dedim. Arabaların arasından koştu ve arkama oturdu.

“Gaziler caddesine gitmek istiyorum.”

Yüzüne bakınca anlamıştım zaten. O caddede takılırlar. Bir ara 4 ayım orada geçmişti. Ucuz barlar, fuhuş otelleri ve kaçak striptiz kulüpleri. Hint işi Amerikan rüyasının döndürülmeye çalışıldığı bir caddeydi. O caddedeki kadınların çoğu beleş içki ve kalacak yer peşindeydiler. O cadde gece hayatının bölgesel amatör ligiydi. Piyasada rağbet görmeyen kadınlar bu caddede iş yapmaya çalışırdı. Oradaki mekanların içi hep karanlıktır. O karanlıkta fena gözükmezler. Gaziler caddesine yaklaşıyorduk, sessizliği bozdu.

“İnince bana 200 TL verebilir misin?”

“Olur.”

“Karşılığında ne istersin.”

“Sende ne var?”

“İstediğin her şey.”

“Kucağında yatarken şarap içebilir miyim?”

“Olur.”

Eve kırdım gidonu. Çok geçmeden mahalleye yaklaştık. Onu motordan indirmek zorunda kaldım.

“Burada inip sokağın sonuna yürü, siyah boyalı ev.”

“Neden birlikte gitmiyoruz.”

“Motor çıkmıyor.”

“Ekstra ücret yazar.”

“Olur.”

Birlikte eve girdik. Evimin manzarası güzeldi. Karataş’ın en tepesinden Körfezi izliyordu.

“Ne kadar kira veriyorsun?”

“Çok.”

“Ne iş yapıyorsun?”

“Yazıyorum.”

“Paranı neden fahişelere harcıyorsun? Elin ayağın düzgün.”

“Sevgilim var, uzaklarda. Başkasına duygusal olarak bağlanmak istemiyorum.”

Cevap vermedi salondaki L koltuğa uzandı, bacaklarını sıyırdı. Elimdeki şişeyi gösterdim.

“Şarap?”

“Olur.”

Sabahına uyandığımda evde yoktu. Koltuktan kalkıp banyoya yürüdüm. Aynanın önünde bir kâğıt vardı.

Gece yarısı sabaha karşı kapı çaldı. Bende açtım. Sanırım sevgilindi her şeyi gördü. Onu ikna etmeye çalıştım ama çekti gitti. O iyi biri. Git onu bul.

                                                                                                 Leyla

“Olur Leyla.”

 

Cuma akşamıydı. Eve kendimi zor atmıştım. Televizyonda izleyecek pek bir şey yoktu. Ben 45 karım Zehra 46 yaşına gelmişti. 25 yıldır birlikteydik ve hala çocuğumuz yoktu. Işığı söndürüp yatağa uzandım. Zehra’da yanıma kıvrıldı.

“İyi geceler öpücüğü yok mu?” dedi Zehra.

İçimden “Zoraki rutinler peşimi bırakmıyor. İş, seks, uyumak, iyi geceler öpücüğü…” Zehra’ya doğru dönüp yavaşça öptüm.

“Sence bu bir öpücük mü? Lisede misin?”

Sırtımı tekrar döndüm. Cevap vermek gelmedi içimden.

“Bugün kargon geldi ama açıp bakmadın.” dedi Zehra.

“Yarın bakarım.”

“Kargoyu getiren kadın ne kadar da Leyla’ya benziyordu değil mi?”

“Dikkat etmedim.”

“Hayır. Ettin.”

“Zehra başlama yine.”

“Zaten senle hiçbir şey konuşulmaz. Hemen kaçarsın. Bir kerede dürüst ol be. Benziyor muydu benzemiyor muydu?”

“Ne değiştirir ki bu hayatımızda.”

“Merak ediyorum sadece.”

“Peki. Andırıyordu.”

“Kargoyu alırken uzun uzun yüzüne baktın dimi.”

“Allah aşkına Zehra…”

“Cevap ver bana! İzledin dimi yüzünü uzun uzun.”

“Evet izledim. Ne olacak!”

“Ne hissettin bakınca. İçin hoş oldu mu?”

“Bak Zehra yeter. 20 yıl olmuş olan şeyi neden sürekli konuşuyorsun.”

“Yıllar geçse ne olur. Gördüklerim değiştirir mi gerçekleri.”

“Senden defalarca özür dilemiştim ve sende affetmiştin. Evlenmeseydin o zaman.”

“Öyle mi! Sen bana neler yaptın farkında mısın? Benim seni aldattığımı düşün, ne hissedeceksin?”

“Bilemiyorum. Denersen konuşuruz.”

“Olur.”

“Bunu 300 400 500 600 bilemedin 1000 gece tartıştık. Sonuç hep aynı çıkıyor neden yoruyorsun kendini.”

“O gün 20 yıl önce Leyla ile sevişirken onu beni bu gece öptüğün gibi mi öpüyordun?”

“Yalvarırım kes artık. Sevgililik dönemimizde bir fahişe ile yaşadığım gecelik ilişki bu kadar önemli olmamalı.”

“Nasıl öpüyordun onu söyle?”

“Farklı öpüyordum Zehra! O an bir yenilikti o kişi.

“Beni öpünce ne hissediyorsun? Heyecanlanıyor musun?”

“Birbirimize aşinayız, iç içeyiz.”

“Sevgi bu değil mi zaten beraber büyümek.”

“Evet ondan.”

“Neredeyse uyuyacaksın. Hayvan herif.”

“Ne istiyorsun Zehra benden?”

“Beni Leyla’yı öptüğün gibi öpmeni, Leyla’yı siktiğin gibi sikmeni istiyorum!”

“Sen kafayı yemişsin Zehra dön yat hadi.”

“Tamam onu siktiğin gibi sikmesende onu öptüğün gibi öp hadi.”

“Beni korkutuyorsun.”

“Beni öpemeyeceksen bunca yıl neden beraber yaşadık hayvan herif? Hayatımı gençliğim senle birlikte harcadım.

“Evlenen herkes harcar.”

“Senden ne kadar nefret ettiğimi bir bilsen.”

“Boşanmak ister misin Zehra?”

“Ne kadar sakinsin. Ne kadar duygusuzsun. Hayatımı harcadın yıllarca sana emek verdim. Hatalarını kabul ettim. 45 yaşıma geldim. Nereye gidebilirim artık boşanıp söyle bana?”

“Git kendine bir Leyla bul. İsmi de Levent olsun.”

“Seni aldattığımı düşün Leventle. Ne hissedeceksin.”

“Keşke aldatsan Zehra. En azından dır dır etmezsin.”

“Olur.”

Hakan gözlerini kapamış derin bir uykuya girmişti. Zehra’nın hıçkırık sesleri tüm sokakta inliyordu. Zehra komodinin alt çekmecesinde Hakan’nın kendisini koruması için aldığı silahı çıkarttı. Emniyeti açtı. Hakanın göğsüne dayayıp tetiği çekti. Yatak sarsıldı. Zehra silahı yere fırlattı.

Leyla Olimpiyat Oteli’nin 2. Katında jübile maçındaydı. Saçları boyanmaktan artık kalmamış derisi ise tırnaklanmaktan aşınmıştı. İri yarı göbekli adam elindeki köpek öldüren şişesini Leyla’ya gösterdi.

“Şarap?”

“Olur.”

 

 

Loading...
0%