Yeni Üyelik
7.
Bölüm

🥀 KAYIP 🥀

@su_izi

Hadi başlayalım ❤️

 

*********

Dijvar ne kadar kaldı baygın halde bilmiyordu.

Dudakları patlamış bütün kemikleri kırılmış gibi ağrıyordu.

 

Zorla kalktı olduğu yerden. Ağzına dolan kanı temizleyip etrafa baktı idâl'i aradı ama yoktu.

 

Ceplerinde telefonu aradı ama kavga sırasında düşmüş olacaktı ki bulamadı.

Zorla bindi arabaya oturdu.

İdal'in telefonu arabada kalmıştı.

 

Telefonu alıp numarayı çevirdi.

Alo. Diye gelen ses Ciwan di.

 

Zorla bir kaç nefes aldı. Oksurup boğazını temizledi.

Kimsin? Dedi Ciwan alınan zor nefeslerden sonra endisenlenmisti.

 

İdâl. Dedi ve durdu. Nefes almaya çalıştı ama alamadı.

Dijvar . Dedi Ciwan anlamaz sesi ile .

Noldu lan? Diye bağırdı sinirle.

 

Doğan idâl'i kaçırdı. Dedi zor aldığı nefesleri arasında.

Sen nerdesin? Dedi Ciwan keskin sesiyle.

 

Mirhân'larin konağına gelin. Deyip kapattı telefonu.

 

Arabada bulduğu suyu kafasına boşaltıp kendine geldi biraz. Arabayı çalıştırıp konağa doğru sürdü.

Arabanın hızı bile belli ediyordu dijvarin öfkesini.

 

Yarım saat sonra konağın önünde toplanmıştı herkes. Ciwan, ağit,rizgar ve Haydar ağa da gelmişti.

Dijvar gelmeden haydar ağa girmişti bile konağa.

 

Dijvar sinirle gelip karşısında gördüğü doğan'in abisine yumruğunu geçirdi.

Gözleri alev saçıyordu.

O pezefenk kardeşin nerde lan ? Diye bağırdığinda Konak çınlamıstı resmen.

Naparsiniz ağa? Dedi büyük abi baran.

O it kardeşin karımı kaçırdı. Diye öfkeyle bağırdı dijvar.

 

Biz kadına dokunmayiz. Dedi baran sert sesiyle.

Sen dokunmazsin ama o piç kardeşin dokundu lan. Diye yüksek sesle konuştu.

 

Yapmaz öyle şey. Dedi yiğit kadını hele de dijvarin karısını kacirirsa öleceğini bilirdi.

 

Senin kardeşin uyuşturucunun etkisi ile her bir boku yer. Dedi ağit gür sesiyle.

 

Yapmaz yaparsa bilir sonucunu. Dedi Baran endişeli sesi ile.

Elif den sonra idâl'e de bişey yapmamıştır demek istiyordu.

 

Sırf dijvari öldürmek istedikleri için Elif'e kiymislardi.

 

Rewşin ve rotinda da gelmişti korkak ve ürkek bakışları ile dinliyorlar di olanları.

 

Rizgar acı bakışlarını rotin'daya çevirmişti. Zaten zor olan aşkı daha da çıkmaza giriyordu.

 

Barış olursa diye umutlanip durduğu sevdiği abilerinin yüzünden ihtimali bile konuşulmaz düşünülmez oluyordu.

 

Kan davasında kadına dokunmak olmaz bilmezmisiniz? Diye bağırdı Haydar ağa.

Biliriz Haydar ağa lakin haberim yoktur. Dedi baran ağa eli silahına gitmişti.

 

Eğer karımın kılına zarar verirse parçalara ayırıp hakkari'ye dağıtırım o pezenfk kardeşini. Diye bağırıp kapıya doğru adimlamisti dijvar.

 

Ağam kaçıyor. Diye bağırdı kapıdaki adam.

 

Yürüyün çabuk. Diye gür sesiyle konuştu Haydar ağa.

 

***********

Doğan idâl'i dağ başındaki eve getirmişti.

Çok güzelsin bebeğim. Dedi idâl'i sedire bırakıp saçlarına elini atmıştı.

 

Ağam. Deyip durdu adam. Oda biliyordu dijvar onu yasatmazdi.

Dijvar ağa.dedi endişe ile.

 

Çık dışarı lan. Diye bağırdı doğan.

 

İdâl'e arkasını dönüp dolaptaki içkiyi aldı eline. Aldığı içkiyi bir kaç adım uzaktaki masadan aldığı bardağa doldurdu.

Yaktığı sigarasını içerken aynı zamanda da içkisini içiyor du.

 

İdâl başındaki agirisi ile yavaşça araladı gözlerini. Bir kaç göz kırpmadan sonra kendine gelmişti.

Gördüğü koca adam ile doğruldu yerinden.

 

Doğan arkasındaki ciprasmayla idâl'e dönmüştü. Pis bakışları idâl'i suzerken dudakları kıvrılmış yüzüne pis bir gülümseme oturmuştu.

 

He şükür güzellik. Dedi dudaklarını yalayıp idâl'e doğru adımladi.

İdâl ellerini bulunduğu sedire dayamış bacaklarını kendine doğru çekmişti.

 

Dokunma. Dedi korkuyor ve sesi titriyordu.

 

Doğan'in dehşet saçan gözleri idal'in yirtmacindan açılan bacağına bakıyordu.

Doğan elini idâl'in bacağına doğru uzattığı sırada idâl korku ve öfke ile kalkmış duvara atmıştı kendini.

 

Nereye güzellik. Dedi adımlarını idâl'e doğru atarken. Daha yeni başlıyoruz. Dediğinde gözleri parlamisti.

 

İdâl korku ile uzaklaşmak için adimliyor doğan ise hem içkisini içiyor hemde idâl'i süzüyordu.

Doğan içkisinin bittiğini görünce durmuş masanın üstündeki şişeyi almak için arkasına dönmüştü.

 

İdâl korkuyor. Kalbi sıkışıyor nefesi kesiliyordu.

Ama doğanın ona dokunmasına müsade edemezdi.

 

Gözlerini odada gezdirdi. Ocağın sağ tarafında duran odunları gördü. Hemen carprazinda duran yarı açık olan pencereyi gördü.

 

Derin bir nefes aldı. Yavaş adımları ile ilerleyip aldığı odunu hızla adimlayip doğan in kafasına vurdu.

Doğan in yere çöktüğünü görünce hızlı ve seri adımları ile pencereden çıkıp ağaçların arasına doğru koştu.

 

Doğan acıyla kalktı çöktüğü yerden. Lan kahpe. Diye bağırdı elini başına getirdiğinde kan gelmişti.

Adam sese gelmişti.

Ağam. Dedi endişe ile .

 

O kahpeyi bulun lan. Diye bağırdı. Kapıya doğru yürümüş dışarı çıkmıştı.

Seri adımları ile idal'in gittiği tarafa doğru yürüdü.

 

Doğan ve 3 adamı idâl'i takip ediyordu.

İdâl biraz koşmuş nefes almak için durmuştu.

Gelen sesler ile tekrar koşmaya başladı.

Ağam orda. Diye bağırdı adam.

Koşun yakalayın. Lazım o bana . Diye seslice konuştu.

 

İdâl kaçmak için uğraşmış en son ağaçların ve kayaların olduğu uçurumun kenarında durmuştu.

Doğan ve adamları nefes nefese kalmıştı.

 

Parti başlamadan nereye güzellik. Dediğinde doğan geriye doğru adimlamisti.

Lütfen bırak. Dedi idâl boğuk sesiyle.

 

Azıcık eğlenelim sonra . Dedi alayla gülmüştü doğan.

 

Doğan adımlarını idâl'e doğru atmaya başlamıştı.

İdâl geri geri küçük adımlar atarak gidiyordu.

Yaklaşma. Dedi idâl hickiriklari sesini kesmişti.

Doğan adımlarını seri atmaya başlamıştı.

İdâl arkasını dönüp kendini aşağıya doğru bıraktı.

 

Dur. Diye bağırdı doğan. Öldü mü? Dedi adam endişe ile .

Ölürse ölsün. Dedi doğan arkasına bakmadan geriye dönüp adimlamisti.

 

Nereye gidiyoruz? Dedi adam endişeli sesi ile.

 

Konağa. Dedi içkili sesiyle doğan.

 

**********

 

Dijvar doğan in peşine düşmüş Hakkari sokaklarını inletmisti sesler.

Sokağın başında ağit doğanın arabasının önünü kesti.

Dijvar sinirle silahı elinde inip geldi arabanın yanına.

Kapılar kilitli idi.

Dijvar silahın kabzasini cama vurup cami kırdı.

Elini uzatıp kapıyı açtı.

 

Doğan maddenin etkisi geçmiş olacaktı ki korkmaya başlamıştı.

Gel lan it. Dedi dijvar öfkeli bakışları ve sesi ile.

 

Doğanı tuttuğu gibi aldı dışarı.

Karım nerde lan pezefenk? Dedi silahı doğanın çenesi altına dayaliyken.

Doğan alayla gülmüştü. Dudakları açılmıştı gülerken.

 

Öldü. Dedi sırıtarak.

 

Dijvar duyduğu ile üst üste yüzüne vurdu silahla.

Doğru söyle lan. Diye bağırdı acısı sesine vurmuştu.

 

Ciwan gelip durdurdu onu. Ağit yerde yatan doğanı kaldırdı. Yenge nerde lan it. Dedi sesi sertti.

 

Eliyle kaynayan dudağını sildi. Ağzına dolan kanı yere tükürdü doğan.

Uçurumdan attı kendini. Dedi soğuk bakışları dijvara dönüktü.

Lan it eğer bişey olursa parçalarım lan pezefenk seni.

Dedi dijvar kızaran gözlerini doğana çevirmişti.

 

Ciwan doğanı arabaya almıştı. Önde Ciwan ve ağit arkalarında dijvar Haydar ağa ve rizgar doğan'in tarifi ile gidiyorlardı.

Yarım saat sonra uçurumun kenarına gelmişlerdi.

İdâl. Dijvarin sesi yankilanmisti ama cevap gelmemişti.

 

İdâl. Nolur ses ver. Diye bağırdı dijvar sesinin tonu yalvaririr gibiydi.

 

Işık getirin çabuk.dedi rizgar endişe ile.

Bagaja atın bunu. Diye söyledi ağit sert sesiyle.

Herkes idâl'e bağırıyor ama cevap gelmiyordu.

 

Ağam orda. Diye bağırdı ali.

 

Dijvar ve diğerleri olduğu yere gelmiş bakıyordu. Hareket etmez. Dedi Haydar ağa yüzünü acıyla çevirmişti.

 

İp getirin ben ineceğim yanına. Dedi dijvar ölmüş olmasını düşünemezdi.

Rizgar getirdiği ipi dijvarin beline bağladı. Dijvar yavaş adımları ile inmeye başlamıştı.

Korkusuna yenik düşmek istemiyordu.

 

Ya öldüyse demek diye düşünmek dâhi istemiyordu.

İdal'in olduğu yere indi. Yavaş yavaş ona yaklaştı.

Her yeri kana bulanmış ti.

 

Mavi elbisesi kırmızıya dönmüştü.

Hayır. Hayır . Dedi içindeki boğuk ve korkulu sesiyle dijvar.

 

Elini uzatıp saçlarına dokundu. Kokusu kaybolmuştu yerini ölüm kokusu kan kokusu almıştı.

Yavaşça başını kaldırıp göğsüne kaldırdı. Affet koruyamadım. Dedi kalbi durmuş sesi yok olmuştu.

 

Sahip çıkamadım sana. Dedi göz yaşları idal'in yüzüne düşerken. Koruyamadım. Deyip sarıldı acıyla ona.

 

Duyduğu ses ve hissettiği nefes ile kendine geldi.

Geldin. Demişti idâl gözlerini biraz olsun açmıştı.

 

Yaşıyor yaşıyor. Diye sevinçle bağırdı dijvar. İdâl'i kucağına alıp sakin adımları ile yanına inen ağit ve rizgar'in yardımıyla idâl'i çıkarmıştı uçurumdan.

 

Ciwan arabayı çalıştirmış hazır bekliyordu.

Dijvarin idâl'i arkaya yatırması ile son hızla çıkmıştı yola.

İdâl dijvarin kucağında yatıyordu.

Nolur gitme gitmeki umudum kalsın. Dedi dijvar aldığı zor nefesleri arasında.

 

Kokuna muhtacım sana esirim. Dedi kanayan başına elini koymuştu idal'in.

 

Ciwan'in sert fireni ile irkilmisti.

Ciwan hızla inmişti arabadan. Sedye sedye . Diye Bağırdı endişeli sesi ile Ciwan.

Getirilen sedyeye idâl'i koydular.

Dijvar koşarak gitti arkasından.

 

Çöl kuru dediği kalbinde çiçek actirmisti idâl. Şimdi ise sonsuza dek kaybediyor olamazdı onu.

 

Herkes hastaneye toplanmıştı.

Endişeli ve korku ile bekleyiş sürüyor du.

 

Sabah olmak üzereydi artık. Sır dağların ardından doğuyordu güneş. Sanki gece bir kadının hayatı kararmamışcasına. Ellerinden hayatı alınmaya calisilmamis gibi.

 

Yine aydınlanmış ti ufuk güneş ışıkları ile. Yine kuşların neşeyle öttüğü bir Sabah başlamıştı.

 

Dijvar ameliyathanenin kapısında bekliyordu. Ağit yanında idi. Haydar ağa,Zerda hanım rizgar ve cîwan bahçeye çıkmıştı. Kılıçhan ve mirhân aşiretinin birbirine girmesi an meselesiydi.

 

Bütün Hakkari hastaneye gelmişti.

Herkes bir iyi haber bekliyordu sadece.

 

Saat 06:12 ameliyathane kapısı açılmış orta boylu 40 lı yaşlardaki doktor geliyordu.

Dijvar ve ağit hızla gelmişti yanlarına.

Karım nasıl? Dediğinde kötüyü düşünmek istemeden sormuştu içindeki umudu ile dijvar.

 

Karınız iyi iyileşmesi zaman alacak . Sol kolu bir süre alçıda kalacak. Bir iç kanama atlattı dinlenip kendine gelmesi lazım. dediğinde dijvar sevinçle sarılmıştı agit'e. Yanlız. Dedi doktor hanım bişey sormasın bekler gibi.

 

Ne yanlız? Dedi dijvar anlamayan bakışları doktorun üstündeydi.

Bebeği kurtaramadik. Dedi doktor hanım bilmedigini anlamıştı.

 

Dijvar kalbinin üstüne oturan acısıyla sendeledi. Gözünden birer damla yaş geldi.

Bebek? Dedi sesi titrerken.

 

İdâl hanım altı haftalık hamileymiş. Dedi doktor karşısında haberi olmadığı bebeğini kaybeden adama bakıp.

 

Bilmiyordum. Dedi pencereye yaklaşmış olmayan nefesini almaya çalışırken.

 

Bir saate kadar odaya çıkar karınız. Dedi doktor uzaklaşırken.

Dijvar hızlı adımlarla geldi yanına tekrar.

Bebeği söylemeyin karıma ben söylerim. Dedi biliyordu dayanamazdi.

 

Doğan attıysa onu o uçurumdan yada kurtulmak için o atiysa kendini bebeğine sebep olduğu öğrenirse dayanamazdi.

 

Doktor başıyla onaylayıp uzaklaştı.

Bro doğrumu yaptığın? Dedi ağit zor olan durum muydu yoksa bu durumu idâl den saklamak mı?

 

Bilmiyorum. Dedi yere çökmüş sırtını duvara yaslamis ti. Dijvar Elif için bile bu kadar canı yanmamış ti. Şimdi ise alev olup yanıyordu yüreği.

 

Ben disardakilere haber vereyim. Deyip uzaklaştı ağit. Yanlız kalsın ağlayıp kendine gelsin istemişti.

 

Belki ilk defa böyle ağlamıştı. Göz pinarlarinda göz yaşı kalmayana dek ağlamıştı.

 

Canı çok yanmıştı. İdal'in kurtuluşuna sevinemeden kaybettiği bebekleri için göz yaşı dökmüştü. Hem idal'in yerine hem kendi yerine ağlamıştı bugün.

 

Kan davasına çok kurban verilmişti. Son kurbanı ise varlığından haberi dâhi olmadığı çocuğu olmuştu.

 

***********

İdâl odaya çıkmıştı. İlk önce yanına Zerda hanım ve Haydar ağa girdi.

Güzel kızım. Dedi Zerda hanım ağladığı belli olan sesiyle.

İyisin demi kızım? Dedi Haydar ağa sevecen bakışları idal'in yuzundeydi.

 

Zerda Hanım'ın ağladığını görünce iyiyim yadé merak etme. Dedi idâl kısık sesiyle.

İlk defa yadé diyordu ona . Hep istemişti bunu ama annesine diyemedigini bir yabancıya demek garip bir duyguydu onun için.

 

Ama Zerda hanım yabancı değildi. O gerçek bir hanimaga olduğu kadar güzel bir anneydi. Bir annedeki sevgi merhamet ve şevkat hepsi vardı onda.

 

Herkes sırayla girmişti idal'in yanına dijvar hariç o girmemişti.

Akşama doğru herkes konağa dönmüştü. İdal'in yanında hevi ve rizgar kalmıştı.

 

***********

Dijvar öğrendiği acı gerçeğin ardından depoya gelmişti. Ciwan doğanı ellerinden yukarı demire bağlamıştı.

 

Dijvar aldığı sopayla doğana vurmaya başladı. Ulan it senin yüzünden. Deyip söyleyemediği acı gerçekle devam etti vurmaya.

 

Karım ölümden döndü. Dedi vurmaya devam ederken.

Bebeğim öldü lan. Diye bağırıp daha da hızlı vurmaya devam etti.

 

Ne karımı ne bebeğimi koruyabildim. Dedi öfkesi ve acısı sesinden belliydi.

Doğanı çözüp yere fırlattı.

 

Her ona vurduğunda. Bebeğim öldü lan. Diye bağırdı.

Dakikalarca sopayla dövdü doğanı. Artık taninabilecek hâli kalmamıştı.

Vücudu aldığı darbelerin ardından parçalara ayrılmış tı.

 

Durup nefes aldı akan terini koluyla sildi. Buna bakın öldüyse götürüp atın konaklarının kapısına. Dedi bıraktığı ceketini almış kapıya doğru adimlarken.

 

Parçalara ayırdı hâlâ öldüyse diyor. Dedi Ciwan keskin sesiyle.

 

Hakkıdır. Dedi ağit doğanın yüzüne eğilmiş nefes alıp verişini kontrol etmişti.

 

Ölmüş. Dedi ağit ayaklanmış sandalyesine doğru yürürken.

 

Bide bunu götürmesi var. Dedi cîwan doğana elini dahi sürmek istemediği belliydi sesinden.

 

Hadi atalım bitsin. Dedi ağit arabayı açmıştı.

 

***********

Akşam olmuş hava kararmıştı ama hala dijvar gelmemişti.

İdâl hevi ye doğru başını çevirdi.

Abin nerde? Dedi en son onu gördüğünde dövüyorlar di.

 

Rizgar abim mi ? Gelir şimdi yengem. Dedi hevi dijvari soracağı aklına gelmemişti.

 

Dijvar. Dedi idâl yutkunup kısılan sesiyle.

 

Doganla işi vardı yengem. Dedi adını söylerken bile midesi bulanmış ti.

 

Gece bitmiş sabah olmuştu. İdâl yavaşça araladı gözlerini. Etrafına baktığında yatağın yanında tekli koltukta oturan adama doğru baktı. Dijvar anlamıştı uyaniyordu.

 

Daha da uyanmadan kalktı olduğu yerden kapıya doğru adımladi.

 

Dur.Dedi idâl zor çıkan sesiyle.

Dijvar arkasına döndüğü zaman yine bakarken parlayan gözler ile göz göze geldi.

 

Niye kaçıyorsun? Dedi idâl kuruyan boğazını temizleyip dudaklarını ıslattı.

 

Dijvar masadaki şişeden su koydu bardağa idal'in yatağını biraz doğrulttu. Su vermek için idal'in başını yavaşça kaldırdı.

İdâl bir Yudum aldı su dan.

 

Gitmek için hamle yapan dijvarin kolundan tuttu.

Kendini suçlama. Dedi gözleri ona bakmaya korkan adama bakarken.

 

Özür dilerim. Dedi dijvar zor çıkan sesiyle.

 

İdâl sadece kendini koruyamadigi için suçluluk duyuyor sanıyordu ama o kaybettiği haberi bile olmadığı bebegi içinde sucluydu.

 

Dijvar çıkıp gitmişti odadan. İdal'in yüzünü hiç bir zaman gulduremeyecekti. Onu tek mutlu edecek kişi vardı.

 

Bu olanları unutması mutlu olması gerekiyordu.

Telefonu eline alıp arama tuşuna basıp basmamak arasında çok düşündü en son bastı.

 

Gene ne var lan ? Dedi adam sinirle.

 

Dijvar sıkıntılı bir nefes aldı. Hakkari'ye gel, idâl kaza geçirdi sana ihtiyacı var.

Deyip kapattı telefonu.

 

Hastanenin arka bahçesine geçti.

Bulduğu banka oturup akmasın diye zor tuttuğu göz yaşlarını serbest bıraktı.

 

Bağırarak ağlamak istiyordu hickiriklarini dışa vurmamak için eliyle kapatmıştı ağzını.

 

Peki neydi hayat sevdiğin için sevdiğinden vazgeçmek mi?

 

Serhad'in onca yaptığı şeye rağmen ondan medet unmustu bugün.

 

İdal'in ona hiç bir zaman sevgiyle bakmayacagini bile bile seviyorum seni öldün diye öldüm diyebilirmiydi?

 

Kalbinde yesermek orda yaşamak istiyorum dese babanın sevmediğini ben sevmem diye haykırdıgini nasıl unuttururdu?

 

Aglayislarina sessiz kaldığını hickiriklarina kulaklarını tıkadıgini nasıl affettirirdi?

 

Onca şeyden sonra kokuna muhtacım sana esirim dediği kadına kendini afettirmesi onu sevmesini sağlaması mümkün muydu bilinmez...

 

İdâl serhad'in yaptıklarından habersiz onun için yandı kalbî.

 

Dijvar eziyet ettiği kadına aşık olduğunda her şey için geç kaldığını biliyordu.

 

***********

 

Evet bölüm burada biter arkadaşlar beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın ❤️

Loading...
0%