Yeni Üyelik
9.
Bölüm

🌹🧚‍♀️ISTANBUL 🧚‍♀️🌹

@su_izi

Selam canlarım....

 

Öncelikle yeni bölüm ne zaman diye soruyorsunuz ya sınırı doldurun hemen gelsin hazırda bekliyor bölümler.

 

Ve tabiki yeni bölüm merak edenler için.

Tik tok su-izi ve Instagram hesabını takip de kalın.

 

su-izi hesabımı takibe alın.

 

Vote -150

Yorum-500

 

Hadi başlayalım ❤️

 

*******

Dijvar İstanbul için bütün hazırlığını yapmıştı. İçi içine sığmaz küçük bir çocuk kadar mutluydu.

 

İdâl'in kolunun alçısı çıkmış artık daha rahat hareket eder olmuştu.

Tabi dijvarin işine gelmemişti bu durum.

 

Alıp kucağına tasiyamiyor cennet kokuyor dediği saçları ile ilgilenemiyordu.

 

İstese idâl müsade edermiydi bilinmez.

 

İdâl ve kızlar İstanbul için bavulları hazırlamıştı. En lorin elinde 7 tane elbise ile gelmişti.

 

Bunlar olmaz kalsın. Dedi zira bu kadar açık giymezdi o.

 

Hakkâri değil orası yengem giyersin.dedi hevi elbiseleri ayrı bir valize koyarken.

 

O hödük de başlar gene konuşmaya.dedi sinirle.

 

Hevi ve lorin ikisi birden idâl'e Sıkıca sarıldı. İkisi birden yanaklarına sulu sulu öpmeye başladı.

 

Abim eski abimmi sence abla? Dedi hevi lorin'e Bakarak.

 

Abim pamuk kalpli oldu.dedi lorin idal'in yanağından makas alırken.

 

Hadi kızlar uçağa geç kalıyoruz. Diye bağırdı dijvar.

 

Kızlar valizler'le indiler avluya.

İdâl Haydar ağa ve Zerda hanımla vedalaştı. Sıra asil e gelmişti ki yüzü sirke satıyordu

 

Asilcim. Dedi idâl sevecen sesiyle.

 

Asil kolları önünde birleştirmiş şekilde geldi idal'in yanına. Gözlerini abisine çevirmiş bakıyordu.

 

Bende gelmek istiyorum. Dedi buruk sesiyle.

 

Bence de gelmelisin asilcim abinle vakit geçmez. Dedi idâl asil in burnu nu sıkıp bıraktı.

 

Göm ya göm beni. Dedi dijvar sitemle.

 

Bak napariz biliyormusun şimdi ben abinle gideyim öğreneyim sonra beraber gideriz olurmu asilcim ikimiz. Dedi asil in yanağına öpücük kondurdu ardından.

 

Abim gelmiycek ama.dedi asil kaşları çatık vaziyette bakarken.

 

Tamam gelmez onu bırakıp kacariz biz senle. Dedi idâl asil'i gidiklamaya başlamıştı.

 

Asil gülerek sarıldı idâl'e.

Gelirken abimi bırak İstanbul'da. Dedi yengesini abisinden ayırmak istiyordu resmen..

 

Allah'tan küçüksün. Dedi dijvar asil tam bir baş belası olmaya başlamıştı artık.

 

Dijvar ve idâl havaalanına gitmek için çıktılar.

Havaalanı na geldiklerinden valizlerini alıp içeriye doğru yürüdüler.

 

Kontrolleri tamamlanmış uçağın kalkmasına az bir zaman kalmıştı.

 

Anons yapılmış yolcular uçağa binmesi için çağırılmisti.

İdâl sıkıca dijvarin kolunu tutuyordu.

 

Korkuyor musun? Dedi dijvar korksa onu için daha iyiydi.

 

Uçağa binmeden böyle tutuyorsa bide binseler nolurdu acaba.

 

Biraz. Dedi idâl uçağa yaklaştıkça daha da korkuyordu.

 

Ben yanındayım. Dedi dijvar idâl'in elini sıkıca tutmuştu.

 

Uçağa geçmiş kendi koltuklarına oturmuşlar di.

Hostes Hanım'ın dediklerini dinleyip uçağın kalkmasını beklemeye başlamışlardı.

 

İdâl hâlâ korkuyor ve dijvarin elini bir saniye olsun bırakmıyordu.

 

Uçak havalanmış idâl içini kaplayan korku ile derin ve zor nefesler almaya başlamıştı.

 

Sakin ol ben yanındayım. Dedi dijvar getirdiği kulaklıkları çıkarıp birini idâl'in birini de kendi kulağına taktı.

 

Rahatlarsın biraz . Dedi uçak havalanmış ti.

 

Dijvar müziği açtı.

 

Yükselmenin ardından bulutların içine girmişti uçak. İdâl biraz olsa rahatlamıştı.

 

Sohbet edelim mi? Diye sordu dijvar İstanbul'da neyi merak ettiğini öğrenmek istiyordu.

 

Olur. Dedi idâl dijvara bakarken.

 

Istanbul da ne yapmak istersin? Dedi dijvar idâl'in sorudan sonra gözleri ışıldamış tı.

 

Sahil. sahile gitmek istiyorum denizi çok merak ediyorum. Dedi heycanlidigi belliydi sesinden.

 

Başka? Diye sordu dijvar .

 

Lunaparka gidebilir miyiz? Dedi çok istiyordu oyuncakları görmeyi.

 

Gideriz. Dedi dijvar gülümsedi. Karısı küçük bir çocuk gibi duryordu karşısında.

 

Bide Eyüp Sultana gidelim dua ederiz olurmu? Dedi içi içine sığmaz olan heyecanı ile.

 

Olur.dedi gülümseyerek.

 

Ben sana sen ona dua edersin. Dedi kısık sesle.

 

Saatler geçmiş uçak Sabiha Gökçen havalimanı na iniş yapmıştı.

Kapıda dijvarin kiraladığı araba ile bekliyordu adam.

 

Eşyaları arabanın bagajına yerleştirdiler.

 

Otele doğru yola koyudular.

Yarım saatte kalmadan otele geldiler.

Görevliler valizleri alırken idâl merakla bakıyordu etrafına.

 

Kapıdan girdikleri sırada bütün kızların gözleri dijvarı bulmuştu.

 

Resepsiyona gelip işlerini hallettiler.

Adama bak yanındaki kıza bak.dedi sarışın kız küçümseyerek.

 

Adam yakıyor. Dedi esmer kız ağzının suları akmisti.

 

Evli galiba.dedi sarışın kız parmağında ki yüzüğünü görmüştü.

 

Aman evli olsa ne ben her türlü alırım onu koynuma.dedi esmer kız dijvara doğru adımladi ardından.

 

Dijvarin dalgın olduğu bir sırada ona omzuyla çarptı.

Pardon çok çok ozur dilerim. Dedi cilveli ve ince sesiyle.

 

Sorun değil. Dedi dijvar düz sesiyle.

 

Buse ben siz? Diye sordu kadın dijvara elini uzatmıştı.

 

Dijvar. Dedi uzattığı elini tutmadan sert bir şekilde.

 

Gidelim dilemin. Dedi dijvar arkasında duran idâl'e elini uzattı.

 

Gidelim hayatım.dedi idâl dijvarin elini tutmuş diğer eliyle de kolunu tutarken.

 

Onlar uzaklaşırken kadın arkalarından bakıp sinir krizi geçirmek üzereydi.

 

Dijvar ağzı kulaklarında sırıtarak gidiyordu.

 

Hayatım. Diye tekrar etti.

 

Hödük den iyidir. Dedi kızaran idâl'e bakarken.

 

Odaya gelmiş görevliler valizleri bırakıp gitmişti.

 

Dijvar yatağı ve odanın halini görünce farketmeden ha siktir. Dedi ağit ve cîwan balayı odası tutmuşlardı. İdâl görünce pek mutlu olmayacaktı.

 

 

Ne oldu gene? Dedi idâl yatağın olduğu bölüme gelmişti.

Yatağı görünce duraksadı.

 

Vallahi ben masumum. Dedi dijvar kendini korumaya almıştı.

 

Çok güzel. Dedi idâl yatağın ayak ucuna gelmiş dururken.

 

Güzel? Diye tekrar etti dijvar bu kızı anlaması zor ve güç olacaktı onun için.

Gelip idal'in yanına durdu.

 

Bozalim mı yatağı? Diye sordu idâl gülen yüzü daha çok gülüyordu.

 

Tâbi şöyle toplarız. Dedi dijvar örtüye elini atmıştı ki idâl durdurdu.

 

Öyle değil. İdâl kaşlarını yukarı attı ardından.

Dijvar nasıl der gibi bakıyordu.

 

Dijvar'ın sırtını yatağa gelecek şekilde çevirdi kendi de aynı şekle geldi.

Üç deyince atlıyoruz.

Dedi idâl neşesi ve mutluluğu görmeye değerdi.

 

Bir iki ve üç. Dedi. Heycanla kendini geri atmış ki dijvarin tek hamlesi beline sardığı kolu ile dijvar yatağın üstüne düşerken idâl dijvar'ın üstüne düşmüştü.

 

Ya niye bozdun? Dedi idâl dudak büzerek.

 

Canın yanardı. Dedi dijvar güller kuruydu ve batarsa canı yanardı.

 

Kırmızı güller çok yakıştı hödükcüm. Dedi dijvarin saçlarına dolan gülleri atarken.

 

Dijvar idâl'i belinden tutup kendine doğru biraz daha çekti.

Sende çok yakışırsın aslında. Dedi gözleri idâl'e Sevgi dolu bakıyordu.

 

Ben açım çok açım. Dedi idâl hızla kalktı dijvar'ın üstünden.

 

Hazırlanıp restorana inelim akşam oldu zaten. Dedi saat sekiz olmak üzereydi.

 

Dijvar duş alıp üzerine rahat bir şeyler giydi. İdâl ise geldiklerinde kızların söylediklerini hatırlamış ve kızların sonrada hazırladığı valizi açmıştı.

 

Kolları açık etekleri efil efil olan bulduğu beyaz renk elbiseyi alıp giydi.

 

 

Saçlarını ve makyajını yaptı sıra dijvar'ın görmesine kalmıştı.

Yavaş adımları ile geçti dijvar'ın yanına . sırf kızlara inat olsun diye giymişti ama bu dijvardan çekindiği gerçeğini degistirmiyordu.

 

Dijvar telefona dalmış bakıyordu idâl gelip durdu karşısında.

Dijvar gözleri ile aşağıdan yukarıya doğru bir süzdü idâl'i.

 

Kalkıp idal'in yanına geldi. Beyazın içinde en masum duransin dilemin. Dedi elini gitmek için idâl'e uzattı.

 

Kizmadin mi? Dedi bağırıp cagirmiyor aksine çok güzel olmuş diyordu.

 

Dijvar gülümsedi başını hayır anlamında salladı.

Biraz daha durursak açlıktan seni yerim. Dedi dijvar idâl'e bir adım attı ardından.

 

İdâl hemen gelip girdi koluna.

Restoranın olduğu kata indiler.

İdâl gördüğü kızlar ile dijvar in koluna daha çok girdi.

 

Aralarındaki mesafeyi kapattı.

Dijvar deniz tarafına bakan masaya geçip önce idâl'i oturttu sonra kendi oturdu.

 

Ne alırsınız? Dedi genç garson.

 

Makarna. Dedi idâl tek vazgeçilmez yemeği bu olabilirdi.

 

Dijvar seslice güldü.

Garsona siparişleri verip gönderdi.

Çapraz masasında duran iki adamın idâl'e olan bakışları yüzünden rahatsız olmuştu ama belli etmedi.

 

Yemekler geldi idâl büyük bir zevkle yemeğini yemeye başladı.

 

Dijvar'ın telefonu çalmış müzik sesine duyamayinca dışarı çıkmıştı.

 

İdâl yemeğini bırakmış dijvar'ın gelmesini bekliyor hemde ışıklarla dolu deniz manzarasını izliyordu.

 

Merhaba güzel hanım. Dedi adam idal'in yanına gelmiş elindeki içki dolu bardağı uzatırken.

 

Beraber içmeye ne dersiniz? Dedi gözleri idâl'i suzerken.

 

Teşekkürler kalsın. Dedi idâl Keskin sesiyle.

 

Ama . Dedi adam yüzünü asmaya çalışırken.

 

Lütfen gidermisiniz? Dedi idâl sinirli sesiyle.

 

Ama kırıcı oluyorsunuz? Sadece tanışmak niyetim. Dedi idal'in yüzüne eğilirken.

 

Gel biz tanışalım.dedi dijvar sert ve öfkeli sesiyle adamı masanın üstünden çektiği gibi kafa attı ona..

 

Ben kiricam seni. Dedi sendeleyen adamı tutup ard arda yumruğunu geçirdi.

 

Masadaki diğer adam kalkmış dijvar'ın arkasından vuracağı sırada idâl masadaki şamdanı alıp adamın kaşına doğru vurdu.

 

Görevliler gelmiş kavgayı ayırmıştı.

Bir daha karımın yakınında görürsem seni gebertirim lan. Diye bağırdı burnunu tutan adama bakıp.

 

İdal'in elinden tutup hızla ve sinirle çıkışa doğru yürüdü.

 

Of aç kaldık. Dedi idâl bu sözüyle dijvar bir anda durmuştu...

 

Sen hâlâ yemekmi düşünüyorsun? Dedi sinirlerini bastırmaya çalıştığı sesiyle.

 

Evet senin yüzünden aç kaldık. Dedi yüzünü asarak.

 

Dijvar sinirle güldü. Tamam yaparım ben sana yemek. Dedi.

 

Sen ? Yemek? Ölmeyiz inşallah.. dedi idâl dijvar'ın kızgın yüz ifadesini görünce gözlerini kaçırıp yüzünü astı.

 

Sen odaya çık ben geliyorum. Dedi ve uzaklaştı.

 

İdâl odaya çıktı üzerini değiştirip pijamaları ni giydi.

 

Çok geçmeden dijvar odaya gelmişti. Elinde bir poşet bir tencere ve küçük sos tavası ile geldi.

 

Arkasından gelen görevli elindeki küçük piknik tüpünü bırakıp çıktı.

Sen ciddisin? Dedi idâl gerçekten beklemiyordu.

 

Evet ciddiyim dilemin. Dedi bunu söylemeyi çok seviyordu.

 

Ben yapacağım beğenirsen küçük bir şey istiyorum senden? Dedi tüpü yakmış üzerine su dolu tencereyi koymuştu.

 

Ne gibi bir şey? Dedi istemediği şeyi yapmak istiyor olabilirmiydi.

 

Seni zorlayacak bir şey değil merak etme dilemin. Dedi makarnaları kaynayan suya koymuş pişmesini bekliyordu.

 

Tamam. Dedi idâl düşünürse sorması bile ilerlemeydi. Daha önce o istemediği halde zorla yapmıştı.

 

Dijvar yemeği hazırladı tabakları koyup televizyondan rastgele bir kanal açıp ortadaki sehpanın üzerine bıraktı tabakları.

 

Karşılıklı oturmuş yemeğe başlamışlardı.

Hmm bence ahçı olmaliymissin. Dedi idâl uzun zamandır yediği en iyi makarnayi yapmıştı.

 

Sen iste ben yaparım sana her zaman dilemin. Dedi dijvar gülen yüzüyle.

 

Tamam.

Yarın sabah.

Öğlen.

Akşam.

Her öğün de istiyorum o zaman. Dedi yüzündeki kocaman gülümsemesi ile.

 

Dijvar kahkaha ile karşılık verdi idal'in sözlerine.

 

Yemek bitmiş uyku vakti gelmişti.

İdâl yatağın sağ tarafına dijvar ise sol tarafına yattı.

 

Şartı mı söyleyeyim mi? Dedi idal'in vereceği tepkiyi çok merak ediyordu.

 

İdâl dijvara doğru çevirdi kendini.

Söyle hödükcüm. Dedi ardından gülümsedi.

 

Uyurken sana sarılsam olurmu?

Dedi küçük bir çocuk kadar masum bakıyordu.

 

İdâl biraz duraksadı.

Demedim say. Dedi dijvar sağ tarafına doğru dönerken idal'in kolundan tutması ile durdu.

 

İdâl yaklaştı. Kolunu kaldırıp başını dijvar'ın göğsüne koydu.

Çok hızlı atıyor. Dedi dijvar'ın kalp atışları çok hızlıydı.

 

Senin yüzünden. Dedi dijvar idâl in bişey demesine müsade etmeden sıcak dudaklarını idal'in saçları arasına bastırdı.

 

tu aramî dilê min.

Sen huzursun dilemin.

 

Tu yî kulîlka dilê min ê ziwa.

Çöl kuru kalbimde çiçek olansin.

 

tu dermana rıhemın roniyaye jiyanamin.

Hayatıma ışık ruhuma ilaç olansın.

 

Dedi kalbinden geçenleri söylemesi ne kadar doğru bilmiyordu ama söylemesi gerekiyordu.

 

Sen istemediğin sürece kimsenin seni benden almasına izin vermem. Dedi kolları arasında ufacık kalan kadına daha çok sarılırken.

 

*******

Sabah ışıkları aydınlatmış ti odayı. Dijvar kımıldama dan uyumuştu sabaha kadar. Kolları idâl'i bir dakika olsun bırakmadan.

 

İdâl uyanmış uykulu gözlerini dijvar'ın yüzüne çevirmişti.

 

Niye böyleyim ben. Dedi kalbinde neler oluyordu.

 

Neden senin yanında güvende hissediyorum ki. Dedi gün geçtikçe dijvarı seviyor olmazdı demi?

 

Neden kokun da huzur var ki? Dedi dijvar uyanmış bir anda açmıştı gözlerini.

 

Bilmem seninde öyle dilemin. Dedi sırıtan yüz ifadesi ile.

 

İdâl hemen çıktı dijvar'ın kolları arasından banyoya geçip duşunu aldı. Üzerini giyinip çıktı.

 

Dijvar da işlerini halledip geldi.

Güzel bir kahvaltı yaptılar.

 

İdal'in isteği üzerine toplu taşıma kullanarak gezmeye başladılar.

 

İlk önce kısa bir Kadıköy turu yaptılar.

Ardından vapur ile Eminönü ve Karaköyü gezdiler.

 

Teşekkür ederim. Dedi idâl Eyüp Sultana kadar ne kadar görüp gitmek istediği yer varsa gitmişti bugün.

 

Galata kulesi nin hikâyesini bilirmisin? Dedi dijvar beraber çıkmışlardı bugün.

 

İdal'in anlamayan ve meraklı bakışlarını görünce anlatmaya başladı.

 

bir erkek ve bir kadın Galata Kulesi’ne ilk kez birlikte çıkarsa bu iki kişinin kaderi mutlaka birbirileri ile evlenerek sonuçlanırmış yani öyle derler.

Dedi bunu daha önce söylemiş olsa çıkmazdı belkide.

 

Yani beni sonsuza dek kendine mahkûm ettin. Dedi idâl.

 

Sözlerinin ne kadar kırıcı olduğunu bilmeden. Dijvar'ın kalbine tek cümle ile sapladigi onlarca hançer ile .

 

İstediğin an gitmekte özgürsün. Dedi dijvar yanında huzur bulsun istediği kadın ona mahkûm edilmekten bahsediyordu.

 

En akşam yemeği yenmiş lunaparka gelmişlerdi.

Bunlar çok büyük. Dedi idâl adını bilmediği oyuncağa bakarken.

 

Hız treni o dolanarak gidiyor. Dedi dijvar .

 

Birlikte bir çok oyuncağa binmiş güzel vakit geçirmişlerdi.

 

İdal'in yorgunluktan ayakta duracak hâli kalmamıştı artık.

 

Gördüğü pamuk şekerler ile yüzü istemsizce gülmüştü.

Pamuk şeker alalım mı? Dedi dijvara heyecanla bakarken.

 

Dijvar seslice gülüp kalktı olduğu yerden satıcıya doğru adımladi.

 

İdâl ise gözüne takılan adama bakıyordu dikkatle.

O olduğunu anlayınca ona doğru adımladi.

 

Serhad. Diye seslendi sevinçle.

 

Serhad ona bakmıştı ki bu sırada yanına gelen küçük sarı saçlı mavi gözlü kız baba diye bağırmış ti bindiği oyuncağın üstünden.

 

Baba. Dedi idâl Serhad idâl'e doğru adimlamis idâl kendini geri çekmişti.

 

Sandığın gibi değil güzelim. Dedi Serhad .

 

O senin kızın mi? Dedi idâl gözlerinden akan yaşlarla.

 

Serhad başıyla onayladı.

 

Hayır.

Hayır.

 

Biz bir çocuğun hayatı ustunemi kurduk hayallerimizi? Diye bağırdı acıyla.

 

Senin çocuğun varmış.

 

Sen evliymissin.

 

Dedi sesi titrerken. Hayatında tek umud sandığı adam meğer herkesten daha çok sahtekarmis.

 

İdal'im. Dedi Serhad ona dokunmaya çalışırken.

 

İdâl sertçe bir tokat attı serhad a .

 

Allah belanı versin.

 

Sen benim Dünyam hayatım herseyimdin ama en çok sen vurmussun beni sırtımdan. Dedi bacaklarındaki derman kesilmiş. Yediği darbenin ve öğrendiği gerçeklerin yükü omuzlarına binmişti.

 

Ben bir çocuğun hayatına sebep olacaktım senin yüzünden. Dedi elleriyle serhad'i geri iterken.

 

Sen benim canıma can katan değil canımdan Can alanmissin meğer. Dedi canı yanmıştı kalbi durmuş bir kere daha ölmek istemişti bugün.

 

İdâl. Dedi sert sesiyle Serhad.

 

Ben seni seviyorum aşığım sana. Dedi elleriyle idal'in omuzlarından tutmuş sıkarken.

 

Hayatımın en büyük hatası sin. Dedi idâl son kez umud dediği Deniz gözlere bakarak.

 

Dijvar gelmiş sinirle serhad'in kolunu tutmuştu.

Çek ellerini. Dedi dişlerini sıktığı sesinden belliydi.

 

Serhad ellerini çekmiş idâl dönme dolaba binen küçük kıza bakıyordu.

 

Ona çok acıyorum biliyormusun senin gibi karaktersiz bir babası olacak. Dedi yavaş adımları ile uzaklaştı ardından.

 

Dijvar yavaş ve küçük adımları ile gidiyordu arkasından.

Düşeceğini anladığı sırada gidip sıkıca tuttu onu.

Taksiye bindirip otele getirdi.

Odaya çıkarıp üzerini değiştirmesine yardım edip yatağa yatırdı onu.

 

Yatağa başını koyar koymaz ağlamaya başlamıştı. Sesiz hickiriklarini dijvarin çaresizliği basmıştı odayı.

 

Dijvar daha fazla dayanamadı idal'in yanına gidip arkasında sıkıca sarıldı ona.

 

Bişey söylemek istedi ama söyleyemedi.

 

Bir süre sonra idal'in ağlaması hafiflemiş ti. Dijvara dönüp oda aynı şekilde sarıldı ona. Elleriyle oda sıktı ki kollarını parmaklarının izleri çıktı dijvar'ın kollarında.

 

Herkes gitti sen gitme olur mu? Dedi idâl hayatında kimse kalmamış tek başına kalmıştı artık.

 

Şşşşş ben hiç gitmeyeceğim tamammi. Hiç bir zaman . Dedi idal'e daha çok sarılmıştı.

 

İdâl aşkım dediği umud bağladığı adamdan yemişti hayatının en büyük darbesini ona zulüm olan acı veren adama sığınmıştı.

 

Dijvar kaybettiği aşkına ağladı yıllarca idâl ile çiçek açtı hayatı. Sevmem dediği kadına sırıl sıklam aşık olmuştu.

 

İki yaralı yürek ti onlar birbirine mahkûm edilen tutsak kılınan hayatların hikayesiydi onlarınki.

 

**********

 

Sabahın köründe gelmişti rizgar öğrendiği şey gerçek olamazdı.

Zar zor ikna etmişti ciwan'i.

 

Rotinda kimseye görünmeden çıktı konaktan rizgar in beklediği yere doğru koştu hızla.

 

Arkasında gelen abisilerinden habersiz.

 

Rizgar . Dedi ağlamaklı sesiyle gelip sarıldı.

 

Sakin ol . Konuşulanlar doğru mu? Dedi rizgar olmaması lazımdı. Olamazdı.

 

Doğru. Abim halamın oğlu demir'e veriyor beni. Dedi akan göz yaşları sel olmuş akarken.

 

Olmaz . İzin vermem. Dedi sinirle.

 

Vazgeç. Olmaz . Dedi çıkmaz olan sesiyle rotinda.

 

Ulan it. Diye bağırdı baran ağa.

 

Demek kardeşime yavsarsin. Dedi öfkeli sesi yankilanmisti.

 

Abi. Dedi rotinda dediği gibi de yüzüne yemişti baran dan tokatı.

 

Abi sakin. Dedi yiğit hevi den yeni olumlu yanıt almışken bozulamazdi.

 

Baran bir kaç yumruk attı rizagara.

Ciwan gelip durdurdu onu.

Yeter lan. Dedi baran'i rizgar dan ayırıp geriye doğru attı.

 

Sen karışma lan. Dedi baran sinirle bağırdı.

 

Rahat durun yoksa ben bilirim yapacağımı. Dedi öfkeyle.

 

Rizagari alıp arabaya doğru adımladi.

Abi yapma. Dedi yiğit silahı almaya çalışmıştı.

 

Baran ağa yiğit i kenara doğru itmiş tetiğe basmıştı.

 

Ciwan rizagari önüne geçirmişti sesleri duyunca.

 

İki el ateş baran ağa. Abiiiiii.

 

Dedi acı sesle bağırdı rotinda.

 

İki el daha ateş etti baran ağa ardından durmadan.

 

İki cana mezar olmuştu Sevda. Bu topraklarda sevdaya yer yoktu.

 

Göz göre göre ölüme gitmişlerdi sevdaları daim kalsın isterken mahşere kalmıştı...

 

************

 

Evet bölüm burada biter arkadaşlar beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın teşekkür ederim ❤️

Loading...
0%