Yeni Üyelik
4.
Bölüm

DÜĞÜN

@su_izi

Hadi başlayalım ❤️❤️❤️.

 

************

 

Damat'sız bir düğün kurulacağı haberi Amed ve Rıha topraklarında dilden dile dolaşır olmuştu.

 

Günler geçiyor her geçen gün düğüne bir gün daha yaklaşıyordu.

 

Erîvân konağında ise büyük bir sessizlik hâkim di.

 

Jêhat nuh demiş peygamber dememiş'ti. Hâlâ xezâl ın bu düğünden vaz geçmesini bekliyordu.

 

Ama bu sırada da oturduğu yerden bir çok şey yapmıştı. Önceliği ise kendi annesine her yıl yaptığı gibi bu sene xezâl ve sidan hanım içinde hediye almasiydi.

 

Tabi bu geçen zamanda tekir ile de arası da iyiydi. Hâlâ çok sevmiyor olsa da fena değillerdi işte.

 

Ne olursa olsun emanet ti ve ona gözü gibi bakıyor du.

 

Anneler gününde xezâl ile aralarında geçen konuşma ve ona söyledikleri hâlâ aklını kurcalıyor du.

 

Gerçi oda hala neden xezâl için anneler günü hediyesi almıştı bunu bilmiyordu.

 

Peki xezâl annemi anlarım da bana niye aldın dediği zaman.

 

Sen de geleceğin annesi sin diye cevap vermesi. Bu onun için ne demekti? O bir çocuğu olsun ister miydi?

 

Düğüne bir kaç gün kala açıldı erîvân konağında ki saklı 24 senedir gizli tutulan o kapı.

 

Hicran hanım yıllardır sakladığı o kapıyı bugün sonuna kadar açmıştı. Bu oda da dünyaya gelen gelini bu odaya gelin gelecekti.

 

24 SENE ÖNCESİ.

 

Kaç çocukları al ve kaç unutma Erivan konağına gideceksin. Hamit ağa bunları eşine söylüyordu. Başına dayalı olan silah umrumda bile değildi.

Eğer yakalanırlar sa Destan ağa onlara acimazdi. Ne çocuklara ne de hamile eşine.

 

Kan davalısı konaklarını basmış onu ve daha iki yaşında olan oğlu Rizwan'ı esir almıştı. Sidan hanım görümcesi zor zahmet kaçmıştı konaktan.

 

Yenge dayan nolur dayan.deyip duruyordu Esma artık yürüyecek takati kalmayan yengesine doğru bakarak.

 

Bir elinde yeğeni reha kucağında ise diğer yeğeni Hazal ile birlikte yürümeye çalışıyordu.

 

Artık adım atacak gücüm yok.dedi sidan hanım yere dizleri üstüne gelmişti. Aklında geride bıraktığı oğlu ve eşi vardı.

 

Yenge nolur dayan abimin dediği yere az kaldı araba onu alıp Rıha ya gitmemiz lazım. Unutma cengiz erîvân ı bulucaz onu bulalım ki abim ve yeğenim kurtulsun yoksa.. deyip durdu yoksanin sonu ölümdü.

 

Sidan hanım zorlada olsa kalktı olduğu yerden. Eline yerden bulduğu eğri bir sopa aldı karını burnunda akşam sabah doğum için bekliyordu.

 

Esma çocukları kucaklamış atabildigi kadar attıgı hızlı adımları ile ormanın içinde ilerliyordu. Yağan yağmur işlerini ne kadar zorlastir'sa da Esma yengesini geride bırakıp abisinin dediği yere gelmiş arabayı bulmuştu.

 

Arabayı açıp çocukları arabaya bıraktı. Kapıları kapatıp geriye sidan hanım in yanına doğru yeniden koştu.

 

Sidan hanımı bulduğunda sidan hanım acı ile kıvranıyordu yerde. Esma bebek geliyor.diye bağırdı sidan hanım esma'yı görmesi ile.

 

Yenge doğum başladı,ben napicam? Ben bebek , doğum yaptiramam. Diye söylendi Esma.

 

Yenge hadi sabret sık dişini bulacaz sana doğum yaptıracak birini. Dedi bunları söylerken yengesini yerden kaldırmış elini omzundan geçirip yürümesi için destek veriyordu.

 

Sidan hanım attığı her adımda acı ile bağırıyordu. Zor da olsa arabaya gelmişlerdi. Esma yengesini arka koltuğa Hazal ve reha nin yanına oturtdu.

 

Esma anahtarı kontağa takmış çalışması için çevirdi ama çalışmadı.

Çalış artık çalış.diye bir yandan da konuşuyordu.

 

En sonunda araba çalışmış Esma son sürat erîvân konağının yolunu tutmuştu.

 

Gece yarısından sonra çalan kapı ile cengiz ağa ve kardeşi cemal ağa avluya inmişti. Avluda biri iki üç yaşların da bir erkek çocuk iki yaşlarına yakın bir kız çocuğu karnı burnunda doğum yapmak üzere bir kadın ve 25 yaşlarında bir kız vardı.

 

Siz kimsiniz ne bu haliniz? Dedi Cengiz ağa n olduğunu anlamamış öylece bakıyordu.

 

Ben Esma sêngêr Hamit sêngêr in kız kardesiyim oda yengem çocuklar yegenlerim. Abim sana gönderdi bizi destan Digor abimi ve büyük yeğenimi esir aldı onları öldürecek şimdi her yerde bizi arıyor. Dedi son kalan nefesleri ile sonra da olduğu yere oturup kalmıştı.

 

Bu sırada gelen Hicran hanım ve Dilşad hanım sidan hanımı alıp odaya çıkarmıştı.

 

Esma çocukları ile avluda duruyordu hâlâ. Hazırlanın çabuk olun.dedi cengiz ağa bu sırada konakta sidan Hanım'ın acı sesi yankılanıyordu.

 

Cengiz ağa adamları ile gitmiş Cemal ağa ise konak halkını korumak için kalmıştı.

 

Saatler geçmez dakikalar akmaz olmuştu.

 

Sabah kolundan ve bacağından vurulmuş ağzı yüzü yediği dayaktan morarmış Hamit ağa ve Rizwan ile konağa gelmişti.

 

Gece boyunca dogmayan bebek sabki bu güzel haberi bekliyormuş gibi babasının kapıdan girişi ile dünyaya gözünü açmıştı.

 

Peki o gece nolmus tu? Kimse bunu bilmiyordu. Cengiz ağa destan Digor u öldürmüş kan davası olmasın diye de kardeşi dilruba yi rojdar digor a kan bedeli vermişti.

 

Hamit ağa olanların ardından can borcuna ve yıkılan bir hayata karşılık söz vermişti ona...

 

GÜNÜMÜZ....

 

24 sene önce çığlıklar yankılanan bu odada şimdi gülüşme sesleri olsun istiyordu hicran hanım.

 

Gelen çalışanlar bütün oda da olan her şeyi çıkarmış temizliği yapılmış ve açık bembe bir renge boyanmış ti.

 

Diğer gün ise sabahın erken saatlerinde gelmişti yatak odası takımı. Pembe sade bir yatak başlığı ve yatak. Beyaz 12 kapılı bir duvarı boy dan boya kaplayan her kapısı aynalı bir dolap.

 

Makyaj masası ve oturmak için pembe bir puf. Yatağın ayak ucuna na da biraz daha büyük başka bir puf iki sifonyer ve bilgisayar masası. Ayrıca hicran hanım her şeyi düşünmüş kediler için de birer yatak almıştı.

 

***************

 

Günler geçmiş ve nihayetin kına günü gelmiş catmisti. Xezâl özenle hazırlandı bu gün için kırmızı bir kınalık göndermişti Hicran hanım ona.

 

 

( Xezâl ın kınalıgi)

 

Akşama doğru herkes başta Rıha halli olmak üzere doğunun dört bir yanından herkes gelmişti kınaya.

 

Xezâl abisi ile girmişti kınaya damat yok tu belki ama damat dan daha değerlisi vardı yanında...

 

 

Kına müziği ile kına ya girmişti xezâl..

Önce abisi ile orta da halay çekmiş ardından kardeşleri ve görümceleri ile oynamıştı.

 

Sıra kına yakmaya gelince ise Hicran hanım almıştı mifrafonu eline

 

(Kahvaltıya biraz getir

Hinê bînin li teştê kin

 

Kahvaltıya biraz getir

Hinê bînin li teştê kin

 

Süt ve şurup yapın

Şîr û şerbetê çêkin

 

Süt ve şurup yapın

Şîr û şerbetê çêkin

 

Kaşık kaşık dövdün

Kevçî bi kevçî hûn lêkin

 

Kaşık kaşık dövdün

Kevçî bi kevçî hûn lêkin

 

Damadın eline ver

Bînin li destê zavê kin

 

Gelinin başına koy

Bînin li serê bûkê kin

Kaşık kaşık dövdün

Kevçî bi kevçî hûn lêkin

 

Kaşık kaşık dövdün

Kevçî bi kevçî hûn lêkin

 

Onu damadın eline ver

Bînin li destê zavê kin

 

Gelinin başına koy

Bînin li serê bûkê kin

Gelinin atkısı yedi renklidir

Şarika bûkê heftreng e

 

Gelinin atkısı yedi renklidir

Şarika bûkê heftreng e

 

Anne, geç oldu

Dayê rabe dereng e

 

Anne, geç oldu

Daykê rabe dereng e

 

Düğün kapıya geldi

Dawet hate ber derî

 

Düğün eve geldi

Dawet hate ber malê

 

Damadın nefesi çok dar

Bêhna zavê pir teng e

 

Gelinin nefesi çok dar

Bêhna bûkê pir teng e

Düğün kapıya geldi

Dawet hate ber derî

 

Düğün eve geldi

Dawet hate ber malê

 

Damadın nefesi çok dar

Bêhna zavê pir teng e

 

Gelinin nefesi çok dar

Bêhna bûkê pir teng e

Eve geldiler

Berbû hatin bermalê

 

Eve geldiler

Berbû hatin bermalê

 

Kalk sevgili gelin

Rabe bûka delalê

 

Kalk sevgili gelin

Rabe bûka delalê

 

Ha dilan dilan dilan

Ha dîlan dîlan dîlan

 

Şarkılar, şarkılar ve danslar

Stran lîlan û dîlan

 

Ne güzel bir gelin

Çi bûkekî delal e

 

Damadın bir evi vardı

Zava bû xwedî malê

Ha dilan dilan dilan

Ha dîlan dîlan dîlan

 

Şarkılar, şarkılar ve danslar

Stran lîlan û dîlan

 

Ne güzel bir gelin

Çi bûkekî delal e

 

Damadın bir evi vardı

Zava bû xwedî male)

 

Hicran hanım gelinin kına türküsünü kendi söylemiş xezâl ağlayınca da kına yakmak için egilmisti Esma hanım.

 

Doğumuna şahit olduğu yeğenine bugün kına yakmak nasip olmuştu.

Kaynanası gelin kızımız elini açmaz.diye yüksek sesle bağırdı Esma hanım.

 

Hicran hanım gelip çantasından çıkardığı beşi bir yerde yi xezâl ın boynu na taktı.

 

Oooo kaynanamız bonkör dür kına da beşi bir yerde ise düğün de ne takar acaba?diye söylendi Esma hanımın kızı Büşra.

 

Kına yakıldı herkes bu gece doya doya eğlendi.

 

Bu gece son gece idi xezâl in ferman'ı düşünerek uyuması için son gecesi kalmıştı.

 

Yarından itibaren fermanı düşünmesi bile haramdı artık.

 

Önce ellerine sonra asılı olan gelinliğe baktı istemsizce akan göz yaşları kinaligini ıslatıyor du.

 

Bugünü nede güzel düşünmüşler di hâlbuki.

 

Ferman tuzlu kahve içmek istiyordu sürekli ondan askere gitmeden bile yap içeyim demişti. Ne büyük pişmanlık di şimdi xezâl için keşke o gün yapsaydı.

 

Aklında kalbinde binlerce soru yüzlerce acı en büyüğü ferman di hep öyle kalacaktı.

 

*************

Sabahın ilk ışıkları ile xezâl in odası dolmuştu. Önce ablası sonra kuzenleri derken nefes alacak yer kalmamıştı.

 

Emir de elin den geleni yapmış sonunda düğünu jêhat a canlı izletmek için hazırdı her şey.

 

Xezâl gelinliğini giymiş son kez veda etmek için çıkıyordu dama çıkan merdivenleri.

 

Kafeste duran güvercin in birini alıp öptü. Özür dilerim.dedi akan göz yaşını silip tekrar öptü ve onu özgürlüğe uçması için bıraktı.

 

Ardından diğer eşi ni de alıp onu da saldı.

 

Uçun beni affedin bugün başka bir adam için gelinlik giymiş onunla evlenirken sizin benle olmanız olmaz .

Dedi hıçkırıklari ne kadar di farkında bile değildi.

 

Arkasından gelip ona sarılan kollar ile bir an duraksadı.

Yapma güzelim.rizwan kardeşi sevdiğinin emanati olan güvercinleri özgürlüğe saliyirdu bugün.

 

Onlar özgürlüğe xezâl ise bir sonsuzluğa mahkûm oluyordu.

 

Abi, abi , ölüyorum ben abi çok özledim ben , onun isteği olsun diye evleniyorum ama ben onu kalbimden atamamki... Diye ağlarken konuşuyordu.

 

Xezâl biraz ağlamış sakinleşip de konağın kalabalık olduğunu görünce kendini toplamıştı.

 

Rizwan karşısında duran kardeşine bakıyordu nede güzel olmuştu bugün. Gözüne takılan ise ile bir anda yüzü düştü.

 

Abim.dedi sevecen sesiyle.

 

Buyur abim.dedi xezâl gözlerini abisine getirip.

 

Onları çıkarsan mı artık bugün yeni bir başlangıç.dedi söylerken içi yandı.

 

Onları birinin benden alması için beni öldürmesi lazım abi. Dedi xezâl keskin sesi ile. Biliyordu künye den bahsediyordu.

 

Odanın kapısı açılmış sidan hanım ve Hamit ağa gelmişti.

Ah benim bahtsız kızım. Dedi sidan hanım.

 

Xezâl gidip annesine sarıldı. Deme öyle annem ben bahtsız değilim ki.dedi annesini bir bebek gibi sevmeyi çok seviyordu.

 

Nasıl bahtsız değilsin be kızım? Bugün düğünün var ama damat yok.dedi bu çok acıydı.

 

Xezâl anne ve babasının karşısına geçip ikisininde ellerinden tuttu.

 

Size söz veriyorum bir daha bu konağa geldiğim de kocam ile geleceğim...dedi yüzündeki gülümseme den belliydi dediyse yapardı.

 

Onlar konuşurken erîvân aşireti ve diğer aşiretler konağin kapısına dayanmıştı.

 

Rizwan xezâl ın kuşağını bağladı. Xezâl önce anne ve babasınin elini öptü ardından ise halalari ile vedalaştı. Daha sonra abileri ablası ve küçük kardeşi ile de sarılıp yavaş adımları ile merdivenleri inmeye başladı.

 

Merdivenlerin bitmesine bir kaç basamak kala ile karşısında duranlar ile yine aktı göz yaşları zaxir aşireti tam tekmil buradaydı.

 

Murat ağa eşi Ayşe hanım büyük oğlu Gökhan 'kucuk oğlu Gürkan ve kızları selin. Hepsi gelmişti bugün xezâl ise onlara gidip hiç bişey diyememisti bile..

 

Alacağı tepki den korkmuştu. Çünkü Gökhan ona söz vermişti nikahima alırım senin odan odam olmaz herkesin gözünde eşim olursun benim ise dünya ahiret bacım olarak kalırsın. Demişti ama xezâl istemedi bunu evet demiş olsaydı eğer Gökhan yıllardır sevdiği kadını bırakmak zorunda kalırdı.

 

Xezâl merdivenleri inip onların önüne geldi. Ayşe hanım akitmisti gene göz yaşlarını. Ferman hep derdi annemin göz yaşları akmak için hep hazırda bekliyor diye.

 

Xezâl derin bir nefes aldı ardından akıtma incilerini . Dedi Ayşe hanım duyduğu ile gülümsedi akan göz yaşlarını silip xezâl'a sıkıca sarıldı. Ogluda hep öyle derdi göz yaşları kıymetli imiş kimse için akmazmis.

 

Xezâl sırayla onlarada sarıldı bu sırada tâbi Emir kapıya gelmişti. Gökhan kapıya gelip açtı.

 

Niye geldin? Dedi sert sesiyle.

 

Emir karşısında gördüğü adama ne diycekti.

 

Şey bir gelin var onu alicam ama kendime değil. Ben araciyim mi?

 

Ben.dedi ama gerisini getiremedim.

 

Biz öyle kolay kolay kız vermeyiz kapı açılmıyor.dedi Gökhan.

 

Aslında ardına kadar açık ama kapı.dedi selim.

 

Abi işte para istiyor da verelim de alalım yengemi. Dedi Emre.

 

Cebinden çıkardığı iki deste parayı Gökhan a uzattı.

 

Gökhan sağ tarafın da duran Gürkan a bakıp yetermi diye soruyordu sanki.

 

Abi bunlar bizi dilenci sandı galiba.dedi Gürkan alaycı tavrı ile.

 

Ne dilenci mi dolar orası kaç para var orda biliyon mu sen? Diye atıldı hemen Emre.

 

Ben sana verim onun beş katını gelini bırakıp git istersen.dedi Gürkan sesinin sertliği Emre yi dövmek ister gibiydi.

 

Yani Emre biz dolar kaç para eder onu biliriz de buna bu evden kız değil mutfaktaki tuz bile çıkmaz.dedi Reha ortalık sakinles'sin derken daha da fena etmişti istemeden.

 

Bu sırada gelen iki adam bir sandık dolusu altın bıraktı ayaklarının ucuna.

 

Buna da açılır be abi? Dedi Gürkan ve öylede oldu.

 

Onlar kapıdan çekilmiş Emir xezâl'ı arabaya bindirmisti.

 

Emir, Rizwan ve xezâl üçü birden gidiyor du. Xezâl Amed toprakları bitmeye başladıkça daha ağlıyordu için için.

 

Emir bir anda konvoy dan ayrılmış arabayı başka bir yone sürmüştü. Xezâl ne olduğu anlamadı önce sonra ise mezarlığa geldiğini görünce kala kaldı araba da.

 

Jêhat istedi. Seni gelinlikle görmek en büyük hayali olsa gerek.dedi ve arabadan indi.

 

Xezâl in kapısını açıp inmesine yardım etti. Rizwan arabadan inmiş sigarasını yakmıştı çoktan.

 

Xezâl yavaş adımları ile geldi mezarın başına. Emir onu bırakıp uzaklaştı.

 

Sevdiğim.

Dedi akan göz yaşları mezarın üstüne geliyordu.

 

Yaptım, istediğini yaptım. Dedi o ölürken bile söz almıştı ondan. Hayatına devam etmesini mutlu olmasını istemişti. Xezâl da verdiği sözü tutuyordu.

 

Xezâl bir süre kaldı orda. En son Rizwan dayanamadı yanına gidip kollarından tuttu. Ayağa kaldırıp arabaya getirdi.

 

Uzun ve sessiz bir yolculuk başlamıştı.

 

***************

Akşam herkes düğüne gelmişti gelmeyen kalkmamış ti. Xezâl ilk dansını her şeyini abisi ile yapmıştı.

 

Hazal da bir türlü emir ile konusamamisti. En son ise aldığı bir peçete ye numarasını yazıp emir ve arkadaşlarını oturduğu masaya bıraktı. Bu sırada herkes halay da idi bir kişi hariç oda yeni gelmişti zaten.

 

Azad xidrekan. O Şırnakli bir aşiret agasiydi. Aynı zaman da da Emir in en yakın dostlarından biriydi.

 

Terini silmek için aldığı peçete de yazan numara ve isim ile kısa bir şok yaşadı. Ardından telefonu alıp Instagram dan Hazal sêngêr yazdı çıkan ilk sonuça tikladi.

 

Profil resmine bakarken bir yandan da arada kafasını kaldırıp düğünde olanları izliyordu. Bu sırada ise tam karşısında az önce profil resmine batığı kızı gördü. Giydiği yeşil elbise kara sürmeli gözleri ile azad in gözlerin de bir ışığa yol açmıştı.

 

Düğün bitmiş xezal ailesi ile vedalasmisti. Artık bir Erivan gelini idi.

 

Konağa gelmiş Dilşad hanım onu odasına çıkarmıştı.sabah çarşafı almaya geleceğim unutma.

Dedi kibirli sesi ile.

 

Xezâl saatlerde bekledi ama jêhat gelmedi. Sabaha karşı kendisi çıktı odadan artık karşısında gördüğü ile de hafif bir tebessüm etti.

 

Xezâl jêhat ı ilk defa görmüştü. Jêhat elinde tuttuğu kutuyu xezâl a verdi ardından yüzünü açtı.

 

Bir insanın gözleri bu şekilde Güler miydi. Bir insana hayat verecek Can verecek gibi bakarmiydi.

 

O kadar naif o kadar güzel bir yüzü vardı ki. Jêhat arabasını geri çekti. Giyin gel sana bişey göstermem lazım. Dedi ve aşağı inmek için asansör ün olduğu kısma geldi.

 

Xezâl kutuyu yatağın üstüne bırakıp gelinliğini çıkardı siyah diz altında biten siyah bir elbise giydi. Üstüne dolapdan bulduğu hırkayı da giyip aşağıya jêhat'ın yanına indi.

 

Jêhat konağın arka kısmına doğru ilerliyordu. Bahçenin sonuna geldiklerinden ise iki tane adam vardı küçük kulübenin önün de bekliyorlardı.

 

Adam kapıyı açtı ince jêhat girdi içeri arından xezâl. Xezâl gördü adam ile bir kaç adım geri adım attı.

 

Nasıl olmuştu üç yıldır ortada olmayan herkesin aradığı adam burda karşısındaydı.

 

Sen, sen onu nerden buldun? Dedi sesi titriyordu bunları söylerken.

 

Sana düğün hediyem. Dedi jêhat düz sesiyle.

 

O her şeyi hak ediyor ne istersen ona yapmakta özgürsün. Diye ekledi.

 

Kuduz köpeklere atın onu o benden canımı aldı on dört kurşun sıktı ferman'a onun her yerini parçaladı onun da her yeri parçalansin.dedi daha fazla onu görmeye hâli yoktu.

 

Jêhat adamlara emir verip oda çıktı ardından.

 

Ben senin istediğin her şeyi yapacağım ama sende benim istedigimi yapacaksın.dedi

 

Xezâl meraklı ağlamış olan gözlerini jêhat a getirdi. Ne istiyorsun der gibi bakıyordu.

 

Jêhat cebinden çıkardığı peceyi xezâl'a uzattı. Bir gün ben sana çıkar diyene kadar bunu takacaksin.

Dedi .

 

Xezâl peceyi alıp yüzüne taktı. Bir gün bu peceyi çıkarmam için bana dil dokeceksin unutma. Dedi ve konağa doğru adımladi.

 

Sabah olur olmazda Dilşad hanım kapıya gelmişti.

 

Xezâl el mecbur açtı kapıyı. Çarşafı ver.dedi düz ve sert sesiyle.

 

Yok ,, çarşaf yok.dedi xezâl zorla.

 

Dilşad hanım bir anda sinirle tuttu xezâl ın saçlarından.

 

Ne demek yok . Dedi xezâl i saçından sürüyerek avluya indirdi.

 

Duy abi duy oğluna gelin diye bir asifteyi almışsın. Daha çarşaf bile veremz bu.diye bağırıyordu.

 

Jêhat nasıl unutmuştu bunu asansöre binip avluya indi.

 

Aldığınız gelin namussuzdur.diye ard arda bağırıyordu.

 

Yeter yenge. Diye bağırdı jêhat.

 

Ağzından çıkanı kulağın duysun. Dedi sert sesi yankılandı avluda.

 

Senin bu karın.diye konuşmuştu ki Dilşad hanım jêhat'ın üstüne doğru arabasını sürmesi ile durdu.

 

Ne bilirsin kızın namussuz olduğunu belkide asiretinizin oğlu iktidarsiz dir.dedi sözleri duyan herkesi olduğu yere çivi gibi çalmıştı.

 

Bu kız çarşafı veremedi diye namussuz ilan ettin onu demi? Dedi üstüne basarak.

 

Şimdi de git hadi söyle herkese de oğluna gelin alabiliyor musun görelim. Dedi gözlerini devirip xezâl'a da gel demiş ve odanın yolunu tutmuştu.

 

Dilşad hanım olduğu yerde kalmıştı çünkü haklıydı jêhat in bu durumunu duyan olursa oğlu hiç bir zaman evlenmezdi.

 

***************

 

Evet arkadaşlar bölüm burda biter yeni bölüm de görüşmek üzere ❤️

 

Allah'a emanet olun.......

 

Loading...
0%