Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@su_izi

Dewran'in babalık haberi başta Urfa olmak üzere tüm doğuya yayılmıştı. Konak ahalisi mutluydu. Birekanlardan emine hanım in hamlesi soğuk bir hava estirmisti konakta.

 

Emine hanım Seyfettin Ağa'nın dostundan olma oğlu medâl'i Ankara'dan alıp Urfa'ya getirmişti.

 

Bununla da kalmamış aşiretin ağalığını ona vermişti. Kimse kalmayınca mecbur kalmıştı.

 

Medâl Urfa topraklarında büyümemiş töre ve ağalık hakkında hiç bir firki yoktu.

 

Emine hanım zar zor ikna edip getirmişti onu. 25 sene babalık yapmayan arayıp sormayan babasının yerine ağalığı vermişti emine hanım.

 

Mihra'nin gözlerinin içi gülüyordu. Dewran her fırsatta mihra'nin karnına bakıyordu. Orda ikisinden bir can vardı.

 

Dewran oğlu olsun istiyordu. Kim bilir belki kendi gibi bir oğlu olurdu.

 

Ama kız da olsun istiyordu. Belki deli kızı gibi deli olur Urfa'nın altını üstüne getirirdi.

 

Sıla artık hiçe ağırlaşmış ti. Yürütmekte bile Zorluk çekiyordu. Ve kendisine itiraf edemediği o şeyden emindi.

 

Ferman her sabah uyandigi zaman ilk omce Sıla'nın karnındaki kızları ile konuşuyordu.

 

Henüz doğmamış ti lar ama ferman onlar için birer tane ev almıştı.

Ferman kahvaltı için avluya inmis bekliyordu. Telefonu eline alıp gördüğü tarih ile gözleri parladı.

 

21 Mayıs bugün tam 3 sene olmuştu. Ferman ve sıla evleneli.

 

Bugün farklı olacaktı. Son bir 1 sene içinde kalbinde olanları aklından geçenleri sılaya söylemesi için iyi bir fırsatı vardı.

 

Dewran ve mihra'da gelmişti. Onlar sılaya sürpriz hazırlamak için yardım eder di.

 

Dewran oturdu. Mihra sılaya bakmak için gidiyordu ki ferman izin vermedi.

 

Abi yenge bana yardım etmeniz lazım.

 

ikisi de şaşkınlık ile bakıyordu.

 

Edelim ferman neye yardım edeceğiz?

 

Ferman gülümsedi.

 

Bizim bugün evlilik yıldönümümuz. Ben sılaya sürpriz hazırlamak istiyorum.

 

Dewran ve mihra birbirine bakıp gülümsedi.

 

Biz den ne istiyorsun?

 

Abi Suruç'ta ki konak var ya ben ilk sılayı orda görmüştüm.

 

Orayı hazırlarım. Hem sılaya geç kaldığım bir soru var sormak istediğim.

 

Hemde sadece bana olacağım için ona iyi davranıyorum sansin istemiyorum. Benim ona söylemek istediğim çok şey var.

 

Dewran kahkaha attı.

 

Aferin lan bak şimdi gözüme girdin.

 

Acaba ağaliğı sana geri mi versem?

 

Ferman kaşlarını çattı.

 

Yok abi aman kalsın?

 

Niye öğle diyorsun oğlum?

 

Ben böyle hayatımdan memnunum. Sonra yine zivanadan çıkarım mazallah.

 

Onlar konuşurken merdivenden inen sılayı gormeleriyle sustular.

 

Sıla bir eli karının da bir eli belinde yavaş adımları ile gelip oturdu.

 

Sıla'nın gözü kahvaltı masasindaydi henüz hazır değildi.

Mihra sevecen sesiyle.

 

Kardeşim niye öğle bakıyorsun? Bişey mi istiyor canın söyle yapayım hemencecik.

 

Sıla dudak büzdü.

 

Ben çok açım.

 

Sıla'nın hâli gerçekten çok komikti. Sürekli acikiyordu. Dewran alayla gülümsedi.

 

Sıla dewrana bakıp göz devirdi.

Yarın mihra'da olur olmadık yerde acıkınca görürüm ben seni abi.

 

Sıla mihra'ya çevirdi bakışlarını.

 

Kız olur olmadık şeyler aş er abim arasın dursun.

 

Mihra sılaya o iş bende bakışı attı.

 

Boran ağa ve Dila hanım in gelmesiyle kahvaltıya başladılar.

 

********

 

Rohat ve Havin hanım sabahında köründe kadir'in kapısına dayandı. Gelin alışverişi yapılacaktı bugün.

 

Havin hanım, Şilan,rohat ve Berivan birlikte çıktılar.

 

Hem kına için hem düğün için elbiseler takılar bı ton şey almıştı Havin hanım.

 

Şilan Havin hanımı alıp çarşıdaki hana girdi. Niyeti rohat ve berivan'i yalnız bırakmaktı.

 

Onlar arkadan yavaş yavaş geliyordu. Rohat sağ bacağındaki sakatlığından dolayı elinde koltuk değneği den yardım alarak yürüyordu.

 

Bı süre böyle gezecekti. Eğer tedavi işe yararsa iyileşecek yok olmazsa hayatı boyunca böyle kalacaktı.

 

Berivan rohat'in sol tarafında yürüyordu. Rohat sabahtan beri berivan'in elini tutmak istiyordu lakin her seferinde bir sorun çıkıyordu.

 

En son canına tak etmişti. Hiç düşünmeden direk tuttu elini.

Berivan şaşkın gözlerle bakıyordu rohat'a.

Noldu tutma mı istemzmisin?

 

Berivan yutkundu. İsterim elbet lakin böyle herkesin içinde olur mu ? Biz daha evlenmedik.

 

Rohat berivan'a yaklaştı.

Noldu Mardin kızı evlenmekten vazmi geçtin?

 

Berivan sinirli bakışlarını rohat'a getirdi.

 

Senden vazgecersem ölürüm mavişim.

 

Rohat'in yüzü gülmüştü.

 

Mavişim ne Mardin kızı? Kockoca ağa ya mavişim oluyor mu?

 

Berivan tebessüm etti.

 

Niye gözlerin mavi mavi degilmi? Mavişim.

 

Rohat dudağının kenarından gülümsedi.

 

Sana kızamıyorum da. Sen benim Dünyam sin. Yüreğimin ışığı evimin gülüsün.

 

Şilan'in gelmesiyle romantik ortam bozulmuştu.

 

Siz bu hızda devam ederseniz biz anca seneye düğün yaparız. Hadi gelin artık Havin teyze sizi bekliyor.

 

Rohat ve Berivan akşama kadar alışveriş yaptı. Rohat berivan'in gülüşünde kayboluyordu.

 

*******

 

Ferman konağı hazırlanmaya başlamıştı. Konağın üst katına masa kurmuş mumlar ile süslenmişti.

 

Konağın bahçe kapısından masanın olduğu yanına kadar güller ve mumlar dan oluşan bir yol yapmıştı.

 

Mihra sılayı hazırlamak istiyordu ama Sıla'nın hiç keyfi yoktu.

 

Hadi ama kardeşim giy şu elbiseyi.

Mihra yine kedi yavrusu moduna geçmişti.

 

Gece gece nereye gideceğiz onu söylemiyorsun. Düğüne gider gibi hazırlıyorsun ne olduğunu söyle bari?

 

Sıla normalde olsa mihra'yı sorgulazmadi ama bugün sancısı vardı.

 

Kimse telaş olmasın diye söylememişti. Artık normaldi sancı olması.

 

Dewran konağa gelmişti mihra Zar zor sılayı hazırlamıştı. Mihra sılayı arabaya bindirdi. Ali götürecekti onu ferman'in yanına.

 

Yarım saat sonra Suruç'ta ki konağa gelmişlerdi. Saat 19:30 olmuştu. Ferman bütün heyecanıyla bekliyordu sılayı.

 

Araba durdu sıla fermanı damat gibi hazırlanmış görünce çok şaşırdı. Ferman Sıla'nın elini tuttu. Yavaş ve sakin adımlar ile içeriye doğru ilerlediler.

Ferman'in yaktığı mumlar sayesinde ortalık ışıl ışıl parlıyordu.

 

Sıla sancısını unutmuş etrafına bakıyordu. Ferman elini tuttuğu zaman hissetmişti belkide ilk defa heycanliydi ve titriyordu.

 

******

Mihra ve dewran terasta oturmuş yıldızları seyrediyorlar di. Mihra dewran'in gözlerine baktı .

 

Ağam sence bebeğimiz kız mı olacak yoksa erkek mi?

 

Dewran gülümsedi.

 

Ne fark eder?

 

Tabi ferktemz ama ben sana benzeyen bir oğlumuz olsun istiyorum.

 

Dewran yaklaşıp mihra'yı yanağından öptü.

 

Aslında oğlumuz olsun isterim. Ama belki kızımız olur. Sana benzer gözü kara olur. Oda Urfa'nın altını üstüne getirir.

 

Mihra gülümseyip dewrana sarıldı.

 

Peki ismi ne olacak?

 

Dewran'in mihra'nin ona heycanla bakan kahverengi gözlerine baktı .

 

Aslında ben düşündüm ama sen ne dersin bilmiyorum.

 

Mihra'nin gözleri söyle der gibi bakıyordu.

 

Eğer kızımız olursa Melike oğlumuz olursa Fırat koyarız olurmu?

 

Duyduğu ile mihra'nin gözlerinden yaş akmaya başlamıştı. Dewran mihra'nin göz yaşlarını sildi.

 

Ağla diye söylemedim hatun. Gözlerinden akacak bir damla yaşa kurban olurum.

 

Mihra ağlamayı bırakıp dewrana baktı.

 

Sen hangi duamin kabulusun ağam?

 

Dewran mihra'nin ellerini tuttu. Avuç içlerini öptü.

 

Sende öylesin hatun. Bana aşkı öğreten sevgi tattiransin.

 

Hayalini kurmadigim şeyleri yaşattın bana. Senin gibi dünya güzeli bir karım var hem daha önemlisi ben baba olacağım.

 

Mihra sıkıca sarıldı dewrana. Anne ve babasız oluşu üstüne ilgaz'ın yaptıkları çektiğin bütün acıların mükafatı dewran olmuştu.

 

Bir süre sessizlik oluştu. Dewran derin bir nefes alıp konuştu.

 

Redkanlar rezzan'ı evlendirmek istiyormuş aşiret toplantısı isterler.

 

Mihra doğruldu.

 

Rezzan durumunda olan birini nasıl biriyle evlendirirler.

 

Dewran nefes adlı.

 

Rezzan dul kaldı. Ferman'in ona el surmedigini bizden başka kimse bilmez. Bu durumdaki kızı dul çocuklu birine verirler yada yaşlı birine.

 

Dewran Rezzan istemezse onay verme olur mu?

 

Dewran kaşlarını çattı.

 

Neden ki ? O bize az çektirme di.

 

Mihra'nin yüzü asıldı.

 

Belki de kendi istememiştir olanları. Yani babası ve abileri zorlamış olamaz mı?

 

Sen bişey mi biliyorsun?

 

Redkanlarin konağında çalışan kadından öğrendim. Rezzan kuma olmak istememiş. Abileri çok dövmüş bir işkence etmişler bide.

 

Deyip sustu mihra. Dewran'in sorgular bakışları üstündeydi.

 

Rezzan'ı kendinden 20 yaş çocuklu bir adama vereceklermis. Sen olmaz dersen olmaz .

 

Hem Rezzan ne kadar kötü olursa olsun bu şekilde evlenmeyi hak etmiyor.

 

Dewran burukca gülümsedi.

 

Aşiret toplansın bakarız.

 

******

Ferman ve sıla çok güzel bir yemek yediler. Sıla'nın sancıları hâlâ vardı ve artmaya devam ediyordu. Fermana belli etmemeye çalıyor du.

 

Ferman sılayı ayağa kaldırdı.

 

Sılam benim sana söylemem gereken çok şey var. İlk önce sana yasattigim her şey için çok pişman olduğumu bilmeni istiyorum.

 

Sıla biseyler söylemek istedi am ferman hazır tüm cesaretini toplamisken hepsini soylemeliydi.

 

Sen şimdi çocuklar için böyle değiştim saniyorsundur haklısın da .

 

Ama öyle değil. Ben seni ilk burada gördüm üzerindeki açık mavi elbiseni sarı tülbent ini saçına taktiğin papatya yi hiç unutmadım.

 

Sen haklıydın ben ağa olduğum için çocuğum olsun diye evlendim ama sen den başkasıyla olmazdı.

 

Ferman Sıla'nın ağlamaya meyilli sesi duyuldu.

 

Ferman devam etti.

 

Sıla ben seni ilk gördüğüm gün kalbime bı ateş düştü lakin ben o ateşi ağalık hevesim yüzünden görmezden geldim.

 

Ferman dizinin üstüne çöktü.

 

Çok geç biliyorum ama ben seninle hep birlikte olmak nereye baksam seni görmek seninle uyumak seninle uyanmak istiyorum.

 

Benim gibi bı adamı affedip bir ömür gecirirmisin?

 

Ferman'in gözlerinden iki damla yaş aktı. Hayatında ilk defa bu kadar içtenlikle konuşuyordu. Sıla elini fermana uzattı. Ayağa kaldırdı.

 

Ferman ben çok düşündüm seni sevdiğimi anlamam belkide bunu kabullenmem zamanımı aldı.

 

Ferman duyduğu ile gülümsedi. Herycanla sordu.

 

Sen beni seviyormusun?

 

Sıla durdu evet am seviyordu onu.

 

Seni seviyorum ferman.

 

Ferman yüzüğü çıkarıp Sıla'nın parmagina taktı. Sıla'nın alnına içtenlikle bir öpücük kondurdu.

 

Sıla mutluydu ama bu mutluluk Sıla'nın bacaginda hissettiği sıcaklık ile son buldu.

 

Korkan sesiyle .

 

Ferman bebeklerimiz.

 

Ferman telaşla baktı. Kan geldiğini gördüğü an sılayı arabaya bindirdi. En yakın hastaneye doğru sürdü arabasını. Sıla yolda çok ağladı.

 

Bebeklerine bişey olmasından çok korkuyordu.

 

Ferman aracını acilin önüne bıraktı. Sılayı kucağına alıp içeri daldı. Onun o hâlini gören hemşire sedye getirdi.

Ameliyathane kapısına kadar Sıla'nın elini tutarak gitti.

Sonra konağı arayıp olanları anlattı.

 

Bir saat kadar sonra herkes hastaneye toplanmıştı.

 

Ameliyathane kapısı açıldı içerden orta yaşlı kel göbekli bir doktor geldi.

 

Sıla Hanım'ın ailesi siz miziniz?

 

Ferman koşarak geldi.

 

Ben esiyim.

 

Doktor duraksadı sonra devam etti.

 

Sıla hanım çok kan kaybetmiş doğum şuan çok riskli ama doğum başlayalı çok olmuş.

 

Ferman endişe ile sordu.

Yani? 

 

Ameliyatta sıla hanım ve bebekler arasında kalabiliriz. Kalırsak kimi seçmeliyiz bunu size sormak zorundayım.

 

Ferman yere çöktü. Ellerini yere sertçe vurdu.

 

Şimdi ne yapacaktı?

 

kizlarindanmi vazgeçecek ti?

 

Yoksa karısından mi?

 

********

Loading...
0%