Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20. Bölüm

@su_izi

İnsan boşlukta kalirmiydi? Dünyayı duymaz umursamaz bir hâle gelir miydi.

 

Üç gün olmuştu dewran'in ölüm haberi geleli. Urfa yerinden oynamış ağıtların aglayislarin en büyüğü yapılmıştı Çolak ağa dewran için.

 

İnanması zor ve güç olan ölüm yakismamisti dewran ağaya.

 

Geldiği günün ertesinde cenaze namazı kılınıp gömülmüstü dewran ağa .

 

Hem Urfa'da hem doğuda bir yiğit yok olmuş cenazesini bile görmek nasip olmamıştı ailesine.

 

Dila Hanım'ın göz nuru toprak olmuştu.

Boran Ağa'nın ilk göz ağrı kayıp gitmişti.

 

Ferman'in arkamdaki dagim babam dediği abisini mezara kendi elleriyle koymak nasip olmuştu.

 

Sıla'nın dünyaya gelmeme sebep olan adamın yapmadığını yapan kayni abisi yok olmuştu.

 

Mihra'nin çavreşamın'ı hayattaki tek dayanağı gitmişti. Kalbini söküp onunla mezara koymuştu o.

 

Herkes ölüm haberine alışmış dewran'in yokluğunu kalbullenmisti.

Mihra hariç o en başında olduğu gibi yine inanmıyordu.

 

Bişey olsa o bilirdi hissederdi . Dewran'in yaptığı hiç birşeyi aksatmadan yapmaya devam ediyordu.

 

O nasıl oğlunun günden güne büyüdüğünü fotograflıyor çekiyorsa aynı şeyi yapıyordu.

 

Gözünden akan yaşlara kalbinden yanan ateşe rağmen ayakta duruyordu.

 

Ferman ve sıla mihra'nin odasının kapısına geldi.

Yine aynı şeyi yapıyordu. Fotoğraf makinasını ayarlamaya çalışıyordu.

Ferman görünce acıyla başını çevirip zorla nefes aldı.

 

Ne zaman soyleyeceksin? Dedi sıla endişe ile.

 

Ferman gözlerini kaçırdı. Nasıl soylecekti ki?

Bilmiyorum. Dedi bir yanda kaybettiği abisinin acısı diğer yanda öldüğüne inanmayan yengesi.

Kara'nin durumunu öğrenirse daha da kötü olabilir. Dedi sıla .

 

Ferman ve sıla yüzlerini düzeltip kapıyı tiklayip içeri girdiler.

Ferman şunu ayarlarmisin? Dedi mihra aldığı makinayı ferman'a uzatarak.

Tabi yenge . Dediğinde canın dan can gitmişti.

 

Mihra duvarın önüne geçip ferman'da bir kaç poz çekmesini istedi. Ferman fotoğraflari çekmiş işi bitmişti.

Ferman daha duramadi oda da her yer her şey abisiyle doluydu.

Sanki hiç gitmemiş gibiydi.

 

Kardeşim. Dedi sıla aldığı nefesi ile .

Mihra ne kadar ayakta duruyor olsa da boş bakışları belli ediyordu durumunu.

Aglamamak için kendini zor tutuyordu.

Söyle canım. Dedi mihra güleç tutmaya çalıştığı sesi ile.

 

Bugün taziye için gelecekler. Dedi sesi titrerken.

Mihra sıla görmeden akan göz yaşını silmişti.

İnerim onlar gelince . Dedi ağlamaklı sesini düzeltip.

 

***********

Öğleye doğru konak misafir dolmuştu.

Herkes gelmiş gelmeyen kalmamıştı.

Reşit ağa ve diğer Mardin ağaları da gelmişti.

 

Başını sağolsun boran ağa. Dedi burkan asiretinin yaşlı ağası Halil ağa.

Boran ağa elini göğsüne götürüp aldı baş sağlığını.

Keza konuşacak mecali yoktu.

 

Töre bellidir. Dedi izol ağası yiğit ağa.

 

Doğru belliydi. Yası bitmeyen kocası ölen kadını alıp kardeşine nikahlamakti töre.

 

Burası zamanı değildir ağa. Dedi Kadir sert sesiyle.

Eğer töre yeğenimi kocasının kardeşine vermekse ben alırım yeğenimi.dedi reşit ağa gür sesiyle.

 

Kardeşim sahipsiz değildir ağa . Dedi adar sert tuttuğu sesiyle.

 

Töre bellidir sen yeğenini alırsın lakin çocuk burda kalır. Dedi kirban aşiretinin ağası.

 

Yengemin evi burasıdır onu çocuğundan da evinden de kimse ayıramaz. Dedi ferman sinirli sesiyle.

 

Ferman doğru söyler ağalar böyle devam ederseniz Urfa Mardin birbirine girer. Dedi rohat bakışları öfkeli bakıyordu.

 

Töre değişmez. Dedi kirban aşiretinin ağası sakalını sivazlarken.

Siz gençler bilmezsiniz neyin doğru neyin yanlış olduğunu. Dedi

 

Sizin töre dediğiniz şey üç gün önce kocası ölmüş karnında bebeğiyle kalmış bir kadını alıp kardeşi saydığı kaynina vermekse eğer yere batsın töreniz. Diye arkadan gelen sert sese dönmüştü herkes.

 

Gelen adam boran Ağa'nın elini öpüp baş sağlığı dilemiş boş bulduğu yere oturmuştu.

Bıyıklı kara gözleri uzun boylu bir adamdı gelen.

 

Sen kimsin ki bizim toremizi yok sayarsin.dedi burkan asiretinin ağası Halil ağa.

 

Ben medâl birekan. Dedi keskin gözleri Halil ağa da iken.

 

Sen kim için karar veririz bilirmisin ki? Dedi izol ağası yiğit ağa.

Medâl hafifçe gülümsedi. Niye burda olduğunu sormak istiyorlardı belliki.

 

Bilirim ağa sen merak etme. Dedi gür sesiyle.

Medâl'in ağalık dan da töre den de haberi yoktur. Dedi Tufan gülerek.

 

Ağalık nedir bilmem doğru dersin. Dedi gözlerini tufan'a çevirmişti.

Lakin sırf kocası öldü diye bir kadını alıp kardeşi saydığı kaynina vermekse töre dediğiniz şey kalsın bilmesemde olur. Dedi gözleri alev sacarken.

 

Bu sırada kapı yeniden açılmıştı. İki tane yabancı adam girmişti içeri.

Kapıdaki koruma ferman'in yanına geldi.

Ağam dewran Ağa'nın bebek odası siparişi varmış onu getirmişler.

Dedi söylemekten çekinerek.

Bu sırada mihra merdivenleri inmeye başlamıştı.

Noldu ferman. Dedi sert tutmaya çalıştığı sesi ile.

Ferman olduğu yerden kalkmış mihra'nin önüne gelmişti.

Abim. Dedi duraksadı.

 

Ne abi ferman ? Dedi mihra sinirlendiği belliydi sesinden.

Abim oda siparişi vermiş o gelmiş. Dedi yutkunup boğazına oturan yumruyu temizleyip.

Mihra zorla bir kaç nefes aldı.

Bizim odanın yanındaki odaya çıkarsınlar. Dedi arkasını dönüp merdivenleri çıkmaya başlamıştı.

 

Hâli mecali yoktu artık ayakta durmaya. Yok olmak istiyordu. Zorla çıktı merdivenleri.

Adamlara odayı gösterdi.

 

Babanı öldüren adamın karısını mi savunursun. Dedi harun alayla gülmüştü sonra.

 

Savunurum var mı bir diyeceğin. Dedi medâl sert bakışları harunda iken.

Noldu medâl ağa kendinemi alacaksın? Dedi Tufan alayla gülümsemiş kaşlarını kaldırmıştı.

 

Ağzından çıkanı kulağın duymazsa eğer yarında senin taziyene geliriz. Dedi dişlerini sıkarak medâl.

 

Yeter ağalar. Dedi mihra merdivenin başında durmuş ayakta duracak hâli olmadığı hâlde gelmişti.

Merdivenleri inip ağaların karşısına geldi.

Ben dewran Ağa'nın karısıyım bunu değiştirmek isteyeni gebertirim. Dedi gözleri sinirle ağalara bakarken.

 

Ben mihra dixeri Çolak ağa dewran in karısıyım. Benim çocuğum burada babasının evinde doğacak .

Lakin ölsem bile fermanla evlenmem ben .

Diye bağırdı gözünden düşen yaşları silerek.

 

Töre bellidir büke sana söz düşmez. Dedi kirban aşiretinin ağası.

 

Abilerim. Dedi mihra sözüyle adar,kadir ve welat ayağa kalkmıştı.

 

Bu evlilik meselesini açan olursa kafasına sıkın.

Dedi göz devirip merdivenlere doğru adımladi.

Üçü de silahlarını ellerine almış bekliyordu.

Tabi bu emirden sonra söz eden olmamıştı.

 

Misafirler gitmiş. Konak sesizlesmisti.

 

*********

Arya ve Asya'nın bile neşesi yoktu.

Onlar bile anlamıştı biseylerin ters gittiğini. Mihra misafirler gidince kurulan odaya geçti.

 

Camın kenarına doğru koyulan beşik sabah güneşinin tam ona vurmasını sağlayacaktı.

Duvara asılan mihra'nin hamile olduğunu öğrendiği gün dewran'in çektiği fotoğraf ise akmasın diye zor tuttuğu göz yaşlarının akmasına sebep olmuştu.

 

Beşiğin yanına koyulan tekli koltuğa oturdu.

Beşiğin üstüne yazılı olan ismi görmesiyle dişlerini sıkarak kendini durdurmak istedi.

"Fırat " yazdırmıştır dewran besige.

 

İnsan en çok istediğini goremezmis yine öyle olmuştu. Dewran ağa oğluna hasret gitmişti.

 

Nolur gel. Dedi mihra hicriklari arasında.

Dayanamiyordu artık. Dewran ölmüş olamazdı.

 

Ne kadar kaldı bilmiyordu. Göz yaşlarını silip ayağa kalktı.

Avludan gelen seslere baktı.

Dewrim gidiyordu artık.

Yavaş adımları ile indi avluya.

 

Gidiyormusun dewrim? Dedi ağladığı belliydi sesinden.

Evet yenge . Dedi dewrim gözlerini önüne indirmişti.

 

Mihra gelip karşısında durdu.

Getirdiğin tabutta dewran olmadığına adım kadar eminim. Dedi mihra bozulan sesini düzeltmek için duraksadı.

Dewrim konuşmak için hamle yaptı.

Mihra'nin elini kaldırması ile durmak zorunda kaldı.

 

Eğer getirdiğin tabutta ki dewransa onu bu hâle sokanı. Deyip nefes aldı. Eğer değilse dewranı getireceksin bana .

Dedi zor çıkan ağlamak üzere olan sesiyle.

Ama yenge. Dedi dewrim durdu.

Ama yok dewrim bebeğim doğana kadar müsade sana yoksa oğlum doğunca ben gelirim Irak'a.

Dedi yutkundu kalbindeki yangını suturup devam etti.

 

Ben Irak'a gelirsem dewrim omuz üstünde baş taş üstünde taş bırakmam dedi elini dewrimin kalbine doğru vurdu.

 

İlk önce de senden başlarım haberin olsun. Elini çekip nefes aldı.

 

Şimdi var git yolun açık olsun. Dedi arkasını dönüp giderken.

 

************

Sabah olmuş ferman çiftliğe gitmek için hazırlanmıştı. Kara'ya bakması lazımdı. Abisinden sonra kara'ya da bişey olursa mihra dayanamazdi.

 

Sıla fermanı kapıya kadar geçirdi.

Bana haber et. Dedi korktuğu belliydi sesinden.

İnşallah kara'ya bişey olmaz. Dedi ferman endişe ile.

 

Kara'ya nolmus? Diye gelen sesle irkildi iskiside.

Size diyorum kara'ya nolmus? Dedi mihra sinirle.

 

Ferman nefes aldı. Hastalanmış. Dedi zor sesiyle.

Bekle geliyorum. Dedi mihra odasına doğru çıkan merdivenlere yürüdü.

 

Dewran mihra'yı bırakıp gitmişti. Kara da alacayi mi bırakıp gidecekti?

 

10 dakika sonra hazırlanıp gelmişti.

Konuşmadan arabaya binmişti.

Yok boyunca aklında dolaşan tek soru vardı. Kara da dewran gibi gidermiydi?

 

Cama yasladigi başı arabanın durmasını ile cama vurmuştu.

Kendine gelip indi arabadan.

 

Hızlı adımlarla atların olduğu bölüme doğru ilerledi.

Hoşgeldin hanım ağam. Dedi Kahya Yusuf.

Kara nerde? Dedi sert sesiyle.

Yerinde. Dedi Yusuf .

 

Mihra hızlı adımları ile kara'nin yanına geldi.

Yere uzanmış zor nefes aldığı belliydi.

Gidip başına yaklaştı ellerini yelelerinde gezdirdi.

Nesi var ? Dedi ağlayan sesiyle.

Bir anda oldu bişey yemiyor. Dedi adam üzgün sesiyle.

 

Alaca nerde? Diye sordu bakışları adama dönmüştü.

Hastalanınca oda hasta olmasın diye ayırdık. Dedi Yusuf.

 

Mihra bakışlarını kara'ya çevirdi.

Git getir onu yeri burası. Dedi sert sesiyle.

Yusuf gitti. Beş dakika sonra Alaca ile geldi.

Alaca gelir gelmez kara'yi koklamis kisnemis ona yalvarır gibi bakmıştı.

 

Mihra bir elini alacanin yelelerine diğer elini kara'nin yelelerine koydu.

Dewran beni bıraktı sen alacayi bırakma. Dedi göz yaşları akarken.

 

Bak oda ağlar.dedi alacanin sulanmış gözlerine bakarak.

Gitme gitmeki umudumuz kalsin. Dedi dewran'in ölümü gerçek olamazdı.

 

Alacayi bırakma. Dedi son kez kara'yi sevdi.

Alacayi öpüp kalktı olduğu yerden.

Akan göz yaşlarını silip Yusuf'a döndü.

 

Alaca burda kalsın ayırmayın onları. Dedi kısılan sesiyle.

Yusuf başıyla onayladı.

 

Eğer kara'ya bişey olursa alacayi da öldür acı cekmesin. Dedi uzaklaşırken kendinden biliyordu gidenin arkasında kalmak çok acıydı.

 

*********

 

Durumu nasıl? Dedi Keskin di sesi.

 

Aynı hâlâ domuz gibi. Dedi adam arkadan gelen bağırma sesiyle.

 

Sigarasını çekti adam. Herşeyi unutacak o . Dedi sinirle.

 

Zor kendini unutur onu asla. Dedi yorgun sesiyle adam.

 

Unutacak. Diye bağırdı sinirli sesiyle.

 

Madde ver elektrik ver işkence yap ama unuttur dedi.

Keskin sesiyle.

Telefonu kapatıp tekrar yaktı sigarasını.

 

Yıllarca ben acı çektim şimdi sıra sende hanimagam. Dedi adam gülüp kahkaha attı.

 

********

Sizce bu adam kim ?

 

Evet bölüm burada biter arkadaşlar beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın teşekkür ederim ❤️

 

Buraya kadar okuduysaniz vote yapmayı unutmayın ❤️

 

Bide yorum yaparsanız yazarinizdan mutlusu olmaz 😘

Loading...
0%