@su_krtky
|
Elif Sıla'dan Annem çıktıktan sonra uyumaya çalıştım ama başaramadım. Yavaşça yataktan doğruldum. Serumu mu yerinden alarak kafama koydum ve hava almak için hastanenin bahçesine yöneldim. Bahçede turladıktan sonra yorulduğum için banka oturarak çevredeki insanları izleyerek dinlenmeye başladım. Hava hafif esintiliydi saçlarımı savuruyordu. Derince bir iç çektim. Gözlerimi kapatıp kendimi rüzgara bıraktım. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama benim artık odama çıkmam lazım çünkü aşağıya inerken anneme söylememiştim ve beni merak etmiştir. "Kalkmışsın hemen , dinlenseydin en azından yarına kadar acelen neydi " diye sordu. Yanaklarımı şişirip bir nefes verdim. "Ya şu hırsızı atsak artık. İnsanlar yanlış anlıyor ya. Doktorum ben Allah Allah." diye çıkıştı. "Ee ne yapıyım ismini bilmiyorum ki o yüzden söylüyorum." dedim. "Tamam o zaman doğru düzgün tanışalım" diyerek elini bana doğru uzattı. Hafif bir boğaz temizlemeden sonra "Ben Yiğit Alptekin , Kadın doğum doktoruyum" dedi gülümseyerek. Uzattığı eline hemen cevap verdim. Ve bende elini sıktım. "Bende Elif Sıla Yüksel , Askerim" dedim sesimi biraz kalınlaştırarak. "Tanıştığıma memnun oldum Elif" dedi ve ellerimizi memnun olduğunu belli edercesine sallamaya başladı. "Bende öyle Yiğit" dedim gülümseyerek. "Benim gitmem gerekiyor. Arkadaşım bekliyor. Sana iyi yürümeler dilerim." dedi. "Sağ ol , görüşürüz" dedim. "Görüşürüz" diye cevap verdikten sonra park alanına doğru yöneldi. Arkasından bir müddet baktıktan sonra önüme döndüm. Ve odama doğru hareketlendim. Odama çıktıktan sonra kapıyı açarak içeri girdim. Annem pencerenin önünde durmuş dışarıya bakıyordu. "Anne" diyerek seslendim. İrkildi ve hızlıca bana döndü. "Ay kızım geldin mi dalmışım bende" dedi soluklanarak yan taraftaki sandalyeye yönelip oturdu. Hemen yanındaki sandalyeye oturdum. "Ay annem iyi misin sen?" Ellerimi ellerinin arasına alarak okşamaya başladı. "İyiyim kuzucum , bir şey yok sen iyisin ya yeter bana" dedi bu seferde eli saçıma uzandı. Saçlarımı okşamaya başladı. "Hadi bak bende iyiyim evime gidelim sende perişan oldun bir duş falan alalım sonra sen bana bir tarhana çorbası yap ben hemen iyi olurum zaten iyiyim burada durdukça bana geliyorlar ya sevmiyorum" diye mızmızlanmaya başladım. "Tamam yavrum sen giyin o zaman bende işlemlerini halledeyim , giderken de Çiğdem'i arayalım da haber verelim iyisin zaten" "Babam peki" diye sordum. "Buradaydı yavrum baban ama çağırılınca gitmek zorunda kaldı. Haberi var uyanıp ayaklandığından yeni konuştum" "Tamam anne ben giyineyim o zaman benim araba hakkında bilgin var mı?" diye sordum. "Kaya getirdiydi yavrum anahtar çantamda sen hazırlan çık girişte bekliyorum ben" diyerek odadan çıktı. Bende dolaptan kıyafetlerimi alarak banyoya yöneldim. Serumu kolumdan söktüm. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerimi değiştirdim. Komodinde ki telefonumu ve çekmecedeki silahımı belime yerleştirdikten sonra girişe yöneldim. Annemi kolumun altına alarak park alanına yöneldik. 1 saat içinde eve varmıştık. "Anne ben bir duş alayım , gelirim 10 dakikaya" "Tamam kızım dikişlerine su geçirmez bant tak vestiyerde torba , bende sana bir tarhana yapayım da iç güzelce" "Tamam sultanım" diyerek önce antredeki vestiyerden bantları aldım ardından da banyoya yöneldim. Suyu açıp sıcaklaşmasını beklerken üzerimi çıkarıp dikiş yerlerime bandı yapıştırdım. Hızlıca saçımı taradıktan sonra kendimi suyun altına attım. Güzelce yıkanıp rahatladıktan sonra , üzerimi giyinip saçımın fazla ıslaklığını aldıktan sonra kremledim. Mutfağa girdiğimde annemin sadece çorbayla kalmadığını yanına da sebzeli bulgur yaptığını gördüm. "Sultanım geç oldu zaten bir çorba yeter di" "Sabah erkenden bir şey yemeden gideceksin iyice doyur karnını bir şey olmaz arada geç yersen" "Tamam tamam bir şey demedim , kız anne dur bende cacık yapayım o zaman bulgurla güzel gider" dedikten hemen sonra dolaba yöneldim. Malzemeleri çıkarıp cacığı yapmaya başladım. Cacığı hazırladıktan sonra dolaba işi biten malzemeleri geri koydum. "Kızım hele otur bir şöyle bulgur pişene kadar azıcık bir konuşalım" Kendime bir bardak su doldurduktan sonra annemin karşısına oturdum. "Yavrum iyisin demi bir problem yok ?" "Yok annem bir problem güzel her şey" "Alıştın demi timine falan , yavrularımda iyi şükürler olsun ama" "Alıştım annem alıştım hepsi iyiler sağolsunlar" "İyi annecim senin için yoksa bir sorun benlik de yok. Ben yarın dönüyorum. Sabaha bilet aldı baban karargaha giderken beni de bırakırsın" "Bırakırım da kalsaydın biraz daha" "Yok annecim gideyim ben dedeni bırakamam fazla, babanla girerler birbirlerine" "Ah ah bir bitmedi kavgaları kaç yaşına geldiler" "Sorma yavrum sorma" "Haydi soframızı kurup yemeğimizi yiyelim sende ilaçlarını içip güzelce uyu" "Tamam anne" Hızlıca sofrayı kurup yemeğimizi yedik. İlaçlarımı içtikten sonra odama doğru ilerledim. Yatağın içine girip biraz telefonumla oyalandıktan sonra telefonu komodine bırakarak uyku moduna geçtim. Sabah göğsümdeki hafif ağrıyla uyandım. Telefonu elime alıp saate baktığımda 06.00 olduğunu gördüm. Yataktan kalktıktan sonra yatağımı topladım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ardından da mutfağa yöneldim. Dolaptan suyu çıkarıp bardağa doldurmaya başladım. Ekmek kutusunun üstündeki ilaçlarımı içtim ardından da muz ve kuruyemişi mideme indirdim. Mutfakta ki işimi hallettikten sonra odama gidip dolabımı açtım. Raftaki siyah taytı , çekmecedeki siyah sporcu büstiyerimi alarak üzerime geçirdim. Askıdaki gri sweatshirt ü omuzlarıma attıktan sonra , çorap çekmeceme yöneldim. Siyah patik çorabı elime alarak kapıya yöneldim. Askılıktaki bel çantamın içine telefonumu , silahımı , kimliğimi , kredi kartımı ve anahtarımı koydum. Çorabı ayağıma giydikten sonra kerata(ayakkabı çekeceği) yardımıyla sporlarımı ayağıma geçirdim. Sessizce dış kapıyı araladım ve aynı şekilde sessizce kapattım. Merdivenleri inerek dış kapıya ulaştım. Dış kapıyı da açtıktan sonra kendimi dışarı attım. Temiz havayı içime çekerek vücudumu esnettim. Esneyip rahatladıktan sonra binanın çıkışına yöneldim. Bacağımı çok ağrıtmadan hafif tempolu yürüyüşüme başladım. Yorulduğumu hissedince parkta ki banklardan birine oturdum. Esen hafif rüzgar eşliğinde parkta göz gezdirmeye başladım. Önüme gelen saçımı kulağımın arkasına atarken Doktor Yiğit'i gördüm. Demek ki oda sabah yürüyüşünde diye düşünürken telefonumun zil sesini duymamla düşüncelerimden uzaklaştım ve hemen çantamdan telefonu çıkarmaya çalıştım. Ama küçücük çantaya silahımı yerleştirdiğim için telefona ulaşmakta zorluk yaşadım. Ay telefonumun zil sesi de en yüksekte , ay sinir geldi. Çık be telefon yeter diyerek silahımı kucağıma koyup hemen telefonu bulup kulağıma yasladım. "Efendim" dedim . Hafif panik ve sinirle soluyarak. "Annecim yoktun evde , postallarında ayakkabılıkta karargaha gitmedin demi ay beni unutmuşsun kızım" dedi panikle "Ay annem yok erken kalkınca dolaşmaya çıktım. Geliyorum 10 dakikaya sen çay suyunu at ben ekmek alıp geleceğim. Unutur muyum ben seni sakin ol." diyerek hızlıca ayaklanmamla silahımın yeri boylaması aynı anda oldu. "Ay annem kapat tamam geliyorum" diyerek hızlıca kapattım. Telefonu çantama attım. Eğilerek silahımı yerden aldım. Omuzumdaki sweatshirt'ü çözerek silahımı silmeye başladım. Silme işlemim bittikten sonra belime silahımı yerleştirdim. Ardında sweatshirt'ü üzerime geçirdim. Hızlı adımlarla parkın çıkışına , Cengiz abinin bakkalına doğru yöneldim. "Komutanım" sesini duymamla sesin geldiği yöne yani arkama dönmem bir oldu. Bilin bakalım kim tabi ki Doktor Yiğit "Doktor Yiğit" "Günaydın Elif diyeceğim ama sen şimdi diyeceksin ki nerden geliyor bu rahatlık o yüzden günaydın Elif Komutanım" dedi gülümseyerek. "Günaydın Yiğit , problem değil ya sürekli Elif Komutan dersen çok belli olurum gerek yok Elif iyi merak etme ayrıca bende sana Yiğit diyorum. Sorun edeceğini düşünmüyorum" dedim kaşlarımı havalandırarak. "Hayır problem yok da. Daha dün ameliyat oldun akşamında hastanenin bahçesinde yürüyordun. Bugün yürüyüşe bile çıkmışsın kıyafetine bakılırsa. Ne ara hastaneden çıktın da iyileştin de karşımda böylesin Allah aşkına biraz canına kıymet mi versen sence" dedi sitemle "Hayırdır Yiğit sana ne oluyor acaba benim bedenim , benim canım. Ne yapacağıma ben karar veririm merak etme vücudumu senden daha iyi tanıyorum. Yine de teşekkürler ama ben hallederim. Haydi görüşürüz" diyerek bakkala girdim. "Günaydın Cengiz abi 2 ekmek alabilir miyim sana zahmet" "Günaydın kızım veriyim hemen ne zahmeti" diyerek ekmek dolabına yöneldi. Bakkalın camından dışarıya baktığımda Yiğit'in hala son söylediklerimde takılı kaldığını fark ettim. Hayır anladık iyiliğimizi düşünüyorsun da doğru düşün ne ara bu kadar yakın olduk da bana ne yapacağımı söylüyorsun. "Kızım iyi misin sen , sana sesleniyorum ama cevap vermiyorsun" "Ha , efendim Cengiz abi " "İyi misin diyorum " "İyiyim iyiyim şükür sen nasılsın" "İyi bende hamdolsun." "Cengiz abi bozuğum yok bırakırım ben sana sonra hadi dikkat et görüşürüz. Hayırlı işler" "Tamam kızım , görüşürüz" cevabını aldıktan sonra bakkalın kapısına yöneldim. Dışarıya çıktığımda Yiğit' e baktım ama orada değildi Allahtan. Bende hemen hızlıca eve yöneldim annem merak etmiştir. Anahtarla kapıyı açtıktan sonra annemin önüme dikilmesi bir oldu. Böyle bir şey beklemediğim için afalladım ve geriye doğru bir adım attım. "Kızım ne 10 dakikaymış bu" "Anne korktum ya öyle dikilinir mi bir anda " "Ay ne biliyim ben 10 dakika dedin çay oldu hala yoksun. Merak ettim annem napayım" "Tamam anne al ekmekler , ben üzerimi giyip geliyorum sen hazırsın değil mi?" derken bir yandan da odama doğru yöneldim. "Hazırım ben , çok oyalanma hazır sofra" diye seslendi. "Tamaaam" Banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerime üniformamı geçirdim. Silahımı da belime koyduktan sonra , mutfağa yöneldim. Annem çayları dolduruyordu o sırada "Ellerine sağlık annem" "Afiyet olsun yavrum , haydi yiyelim de çıkalım geç kalacağım uçağa ben" "Tamam" diyerek hızlıca sofradaki kahvaltılıklara gömüldüm. En sonda çayımı içtikten sonra ayaklandım. "Haydi yediysen çıkalım akşam hallederim ben bunları" diyerek banyoya yöneldim. Ellerimi yıkadıktan sonra postallarımı ayakkabılıktan alarak dış kapıyı araladım. Postallarımı giymeye başladım. Annemde bu sıra ayakkabılarını giyip küçük bir çantayla yanımda bekliyordu. Kapıyı kapatarak kilitledim. Annemin elindeki çantayı aldıktan sonra beraber asansöre yöneldik. Asansör geldikten sonra asansöre binip zemin katı tuşladım. Asansörden indikten sonra dış kapıyı açarak annemin geçmesi için yer verdim. Dışarı çıktıktan sonra arabama yöneldik. Çantayı ben arka koltuğa bırakırken annemde yolcu koltuğunda yerini aldı. Arka kapıyı kapattıktan sonra bende şoför koltuğuna geçtim. Arabayı çalıştırıp rotamı havalimanına yönelttim. Yarım saat sonra havalimanının önündeydik. El frenini çektikten sonra , kapıyı açarak dışarı çıktım. Ardından da arka kapıyı açarak annemin küçük bavulunu kaptım. "Yavrum ben biliyorum gelmene gerek yok zaten geç kaldın sen ben hallederim. Sen ver bana bavulu" "Emin misin anne" "Eminim yavrum ver" dedikten sonra bavulu anneme uzatmadan yere koydum. Anneme sıkıca sarılıp doya doya kokusunu içime çektim. "Dikkat et varınca ara , açamazsam mesaj at tamam mı" "Tamam yavrum sende kendine çok dikkat et" diyerek yanaklarımdan öptü. Vedalaşma faslımız bittikten sonra annem bavulunu alarak giriş kapısına yöneldi. İçeri girdiğini gördükten sonra bende arabaya yönelerek karargahın yolunu tuttum. |
0% |