Yeni Üyelik
15.
Bölüm

12-Karışık Duygu

@su_krtky

Yiğit' den

Sabah erkenden uyandım. Banyoya gidip elimi yüzümü ve dişlerimi fırçalayarak kendime geldim. Gardırobu açarak şort ve T-Shirt çıkararak giyindim. Çoraplarımı da ayağıma geçirdikten sonra hazırdım. Mutfağa yönelerek dolaptan portakal suyu şişesini alıp antreye geçtim. Ayakkabılıktan sporlarımı alarak ayağıma geçirdim. Kapının gözündeki anahtarı alarak dışarıya çıktım.

Evin yakınındaki parka doğru adımladım. Parkın etrafında hafif tempolu yürüyüş yaptım.

Yürüyüşüm bittikten sonra eve yöneldim. Kafamı kaldırmamla Elif'i görmem bir oldu.

Hemen " Komutanım" diyerek seslendim.

Elif hemen arkasını döndü . Yüz ifadesinde hiç şaşırma yoktu sanki bekliyormuş gibi.

"Doktor Yiğit" dedi hemen

"Günaydın Elif diyeceğim ama sen şimdi diyeceksin ki nerden geliyor bu rahatlık o yüzden günaydın Elif Komutanım" dedim gülümseyerek.

"Günaydın Yiğit , problem değil ya sürekli Elif Komutan dersen çok belli olurum gerek yok Elif iyi merak etme ayrıca bende sana Yiğit diyorum. Sorun edeceğini düşünmüyorum" dedi kaşlarını havalandırarak.

"Hayır problem yok da. Daha dün ameliyat oldun akşamında hastanenin bahçesinde yürüyordun. Bugün yürüyüşe bile çıkmışsın kıyafetine bakılırsa. Ne ara hastaneden çıktın da iyileştin de karşımda böylesin Allah aşkına biraz canına kıymet mi versen sence" dedim sitemle

"Hayırdır Yiğit sana ne oluyor acaba benim bedenim , benim canım. Ne yapacağıma ben karar veririm merak etme vücudumu senden daha iyi tanıyorum. Yine de teşekkürler ama ben hallederim. Haydi görüşürüz" diyerek bakkala girdi.

Olduğum yerde kala kaldım. Yani sanane sen niye karışıyorsun düşünme kadını ne yaparsa yapar haklı. Of of yemin ediyorum sıçtım sıvadım ya. Çok sinirlendi ya e haklı Yiğit haklı. Git kızdan özür dile. Yok gitmiyim karşılaşırsak belki şey yaparım. Evet evet öyle yapayım ben gidiyim işe geç kalmıyım. Evet evet eve gideyim en iyisi diyerek hızlıca eve gittim.

Eve girdikten sonra Poyraz'ın odasına girdim.

"Poyraz hadi kalk , çıkıcam ben 10 dakika hazırlan" diyerek omuzundan dürtüklemeye başladım.

"Hı hı"

"Poyraz vallaha beklemem kalktın kalktın alarm kur artık uğraşamam daha" diyerek omuzundan dürtüklemeye devam ettim.

"Tamam abi ya" lafını duyduktan sonra banyoya geçip hızlıca duş aldım. Havluyu belime sardıktan sonra odama yöneldim. Gardırobu açarak ne giyeceklerime karar verip yatağın üstüne attım. Deodorantımı da sıktıktan sonra giyinmeye başladım. Saatimi koluma geçirdim. Ardından da parfümümü sıkıp antreye yöneldim.


Ayakkabılıktan da kahverengi deri ayakkabılarımı giyindim. Arabanın ve evin anahtarlarını elime alarak Poyraz' ı beklemeye başladım. Aradan geçen 1 dakika sonra Poyraz antreye geldi. Ayakkabılıktan beyaz sporlarını alarak giyindi. Kapıyı açarak geçmesi için yer verdim. Çıktıktan sonra kapıyı çektim ve kilitledim.

"Sana da anahtarı kopyalatayım bugün ben kalsın sende "

"Aslında bugün kopyalatıp bana getirirsen güzel olur. Nöbetim var"

"Tamam hallederim ben sana da haber veririm"

"Tamamdır kardeşim"

Konuşmamızın bitiminde arabaya varmıştık. Arabanın kilidini açtıktan sonra arabaya geçtim. Arabayı çalıştırarak karargaha doğru gazladım. Poyraz'ı bıraktıktan sonra bende hastaneye doğru sürmeye başladım.

Hastaneye girdikten sonra arabayı park yerine park ettikten sonra arabadan inerek kilitledim ve odama doğru yol aldım.

Kendi katıma çıkınca Naz hemşirenin bana doğru geldiğini gördüm.

"Hocam günaydın" dedi nefes nefese

"Günaydın Naz hayırdır niye nefes nefesesin " diye sordum.

"Hocam şimdi Melek hanımın kocası aradı doğum başlamış hastaneye geliyorlar bende sizi aradım ama açmadınız aşağıya iniyordum."

"Sessizde herhalde sen in geliyorum önlüğümü giyip" diyerek hızlıca odama girdim. Önlüğümü giydikten sonra ellerimi yıkadım. Kenardan eldiven alıp cebime attım. Hızlıca acile yöneldim. Acil kapısındaki Naz hemşirenin yanında durdum. Durmam la birlikte bir arabanın acilin önünde fren yapması bir oldu.

Mehmet bey şoför koltuğundan indi. Onu görmemle beraber arka koltuğun kapısını açtım. Melek hanım kıpkırmızı olmuş boncuk boncuk terler yüzündeydi.

"Sakin Melek derin derin nefes al ver şimdi seni sedyeye alıcaz ve bakıcaz durumuna"

"H..ocamm kork..uyor..umm"

"Korkma senle her şeyi konuştuk bir problem yok"

"Hemen sedye getirin, Naz doğumhaneyi hazırlamalarını söyle hemen"

"Tamam hocam"

Melek hanımı sedyeye alırlarken bende eldivenlerimi giydim. Acilden içeri soktukları anda hasta yatağındaki örtüyü alıp üzerine örttüm. Önlüğümdeki ışığı alarak ne kadar açılma olduğunu kontrol ettim.

"Tamamdır açılman çok iyi melek hemen doğumhaneye gidiyoruz." diyerek sedyeyi doğumhaneye sürdük.

Mehmet beye dönerek istiyorsanız sizde gelebilirsiniz hemşirelerimiz sizi hazırlasın" diyerek içeri yöneldim.

Antiseptikli solüsyonu alarak ellerimi, parmaklarımı, tırnaklarımı ve dirseklerime kadar kollarımı yıkadım.

Ameliyathanenin içine girdikten sonra tek kullanımlık cerrahi önlüğü giymeme yardımcı oldular. Eldivenleri de ellerime geçirdikten sonra doğuma başladım.

Aradan geçen 10 dakika sonrasında "Hadi Melek son defa ıkın görüyorum kafasını haydi son bir nefes"

"Ahhhh......." dedikten sonra minik meleği ıkınma sayesinde çektim. Minik melek hemen ağlamaya başladı. Ameliyathane minik meleğin ağlamalarıyla doldu. Kordonları kıstırdıktan sonra anne ve bebeği ayırdım. Naz hemşireye uzatıp örtüye sardık hemen Melek hanıma götürdü minik meleği.

Gülümseyerek ve içimdeki heyecanla izledim onların ilk buluşmalarını. Ardından da Melek hanım işimiz daha bitmedi ıkının ve içinizdeki parçayı alayım sonra minik meleğimizle doya doya ilgilenin.

Haydi diyerek plasentayı da çıkardık. O sırada minik meleği hemşireler temizleyip kontrollerini yapıyordu. Dikme işlemim bittikten sonra geçmiş olsun dileyerek üzerimdekilerden kurtuldum. Ellerimi de yıkadıktan sonra kafeteryaya yöneldim.

Kahve aldıktan sonra odama geçtim ve sırasıyla randevularıma bakmaya devam ettim.

Son hastamı da gönderdikten sonra önlüğümü çıkardım. Odamın penceresini de kapattıktan sonra çıktım.

"Ben çıkıyorum Naz yarın görüşürüz"

"Görüşürüz hocam"

Arabaya yöneldim. Çarşıya geçip anahtarcı buldum. Poyraz'ın anahtar işini halletikten sonra karargaha yöneldim. Bu sırada da Poyraz'ı aradım.

Bir kaç çalıştan sonra telefon açıldı.

"Evet"

"Benim Poyraz"

"Ha Yiğit söyle pansuman yapıyordum da bir yandan kim olduğuna bakmadan açtım."

"Fark ettim onu , şey diyecektim ben anahtar işini hallettim. 5 dakika ya ordayım dışarı mı gelirsin . Nöbetçi askere mi vereyim ben"

"Aa şey yapalım dur , Elif dışardaki askerlere söylesen arkadaşım anahtar bırakacak bana onu bana getirebilirler mi , senden sonra diğer askere de pansuman yapıcam"

Demek ki pansumanı Elif' e yapıyordu.

"Olur ben telsizden söylerim şimdi bıraksın arkadaşın ne bırakacaksa" hayır ne bu sinir Allah Allah diye geçirdim içimden.

"Tamam kardeşim bırak sen hadi görüşürüz" diyerek cevabımı bile beklemeden kapattı. Ulan var ya bilerek yapmadıysa ben de Yiğit değilim. Şerefsiz herif.

Karargahın önüne gelince arabadan indim. Arabadan inmemle nöbetçi askerin bana adımlaması bir oldu.

"İyi günler , kolay gelsin"

"Teşekkürler , anahtar verecektiniz demi revirdeki Poyraz hoca için " diye sordu.

"Evet " diyerek anahtarı uzattım. Anahtarı verdikten sonra karargaha baktım ardından da arabaya bindim ve eve doğru sürmeye başladım.

Loading...
0%