Yeni Üyelik
17.
Bölüm

14-Ocakbaşı

@su_krtky

Yiğit 'den

Poyraz'ın anahtarlarını teslim ettikten sonra eve vardım. Hızlıca duşumu aldım. Havluyu belime sardıktan sonra aynanın karşısına geçtim. Ama ayna buharlandığı için kendimi göremedim. Banyonun kapısını açtıktan sonra elimle aynayı sildim. Tıraş köpüğünü alıp uzayan sakallarıma sürdüm. Jileti alarak sakallarımı kestim. Ardından da tıraş losyonunu sürerek işimi bitirdim. Kullandığım malzemeleri aynalı dolabın içine koyduktan sonra ışığı kapatıp odama yöneldim.

Gardıroptan şort ve atlet çıkartıp yatağa fırlattım. Bu sırada içeriden telefonumun sesi geliyordu. Telefona doğru yöneldim. Ekrana baktığımda Dr. Cüneyt'in aradığını gördüm. Hani acildeki doktor. Aramayı cevaplandırdım.

"Efendim Cüneyt"

"Nasılsın Yiğit" diye sordu.

"İyi kardeşim eve yeni geldim sayılır. Sen ne yaptın nasılsın?"

"İyi bende, yemek yemeğe gidecektim ocak başına , kebap falan gelir misin diye soracaktım. Tek başına tadı çıkmaz oranın"

"Gelirim bende yemek hazırlayacaktım o dertten de kurtulmuş olurum hem."

"Tamam o zaman Poyraz'a da söyleriz. Gelmiş diye duydum"

"Aynen bende kalıyor ama nöbetçi o gelemez yalnızız yani"

"Olsun bir dahakine onla gideriz. Ben çıkıyorum şimdi geçerken seni de alırım. Ben zaten hazırım sende o sıra hazırlanmış olursun."

"Olur kardeşim yaklaşınca çaldırırsın çıkarım."

"Tamamdır haydi görüşürüz." dedi

Bende "Görüşürüz" dedikten sonra kapattı. İşte Cüneyt lafımın sonuna kadar bekliyor. Neyse gelir 10 dakikaya ben hazırlanayım.

Odama geçtikten sonra yatağa attığım kıyafetleri aynı şekilde bıraktım. Gelince giyecektim nasıl olsa.

Gardırobu açarak ne giyebileceğimi düşündüm. Ocak başına gidiyorsak rahat olayım. Ama kalında giyinmeyeyim. Diye düşünürken seçtiğim keten parçalarını aynı şekilde yatağa attım.


Parfümümü de sıktıktan sonra cüzdanımı cebime koydum. Spor saatimi de koluma taktıktan sonra hazırdım. Antreye yöneldim ayakkabılarımı giyip anahtarı kapının gözünden çıkardım. Kapıyı açıp çıkıyordum ki içeriden telefonumun sesi geliyordu.

Ya ama ayakkabılarımı giymiştim. Oflama seansından sonra sol ayağımdaki ayakkabıyı çıkardım. Sağ ayağımın üzerinde sekerek salona girdim. Telefonumu elime aldıktan sonra aynı şekilde antreye vardım. Çıkardığım ayakkabıyı da ayağıma geçirdikten sonra dışarı çıktım. Kapımı da kilitledikten sonra merdivenlerden hızlıca indim. Aynı hızla dışarı çıktım. Kapının önünde ki Cüneyt'in arabasına yöneldim. Kapıya açarak oturdum.

"Hoş geldin yakıyorsun ortalığı" dedikten sonra gaza bastı. Bende o sıra kemerimi takıyordum.

"Sağ ol kardeşim " dedikten sonra Cüneyt' e baktım. "Aynı şekilde sende yakıyorsun." diyerek sözlerime devam ettim.

"Eyvallah , inşallah çok dolu değildir ya aslında çok aç olmasaydım. Biraz daha geç gidelim diyecektim ama çok açtım dedim otururuz baya olmadı"

"Vallaha sonradan ben gelmezdim gibi Üşenirdim"

"Allahım yarabbim üşenirmiş " dedi homurdanarak.

"Ne ben üşengecimdir zaten yoruluyorum. Sonradan çıkmaya halim olmuyor"

"Sen yoruluyorsan ben napayım acaba" diye sordu.

"Sorma tamam seninki de yorucu , belki benden bir tık" derken elimle bunu gösteriyordum.

Cüneyt güldü ve geçti.

"Geldik bile" diyerek arabayı sağa kırdı. Hızlı bir park etmeden sonra araçtan indik.

Lokantanın içine girdiğimizde kalabalık olduğunu ama ilerde boş ocak başı olduğunu görüp oraya adımladık.

"Hoş geldiniz , ne alırsınız"

"Hoş bulduk , abi sen karışık ver bize hepsinden yeriz. Birde soğuk ayran alalım."

"Abi ben bir 35 lik rakı alayım sana zahmet"

"Tamamdır getiriyorum" diyerek yanımızdan uzaklaştı.

"Ulan tek tadı çıkmaz rakının bende araba kullanacağım tüh , seni izlerim olmadı" dedi dudaklarını büzerek.

Haline güldüm. "Bir duble içersin yudum yudum bir şey olmaz" dedim.

"Peki" diyerek kollarını masaya dayadı.

"Ee anlat bakalım nasıl gidiyor" diye sordu.

"İyi işte aynı , senin "

"Benimde aynı , ben sana şey soracaktım"

"Sor kardeşim"

"Naz hemşire iyi mi?"

"İyi herhalde hayırdır" diyerek masaya yanaştım.

"Hiç , yani aslında biraz Naz hemşireden etkileniyor olabilirim." dedi parmağıyla biraz gösterircesine

"Hımm, biraz iyiymiş." dedim gülerek.

"Ne gülüyorsun sende de yok mu birileri" dedi kaşlarını kaldırarak.

"Hayır yok nerden çıkardın" diye sordum.

"Emin misin senin Meltem hemşireyle konuştuğun söyleniyor hatta bir kaç kere görmüşler ki duyduğuma göre Meltem hemşire sana karşı boş değilmiş."

"Yuh abi bir iki kere rastlaştık öle kısaca sohbet , ayrıca hoşlanabilir bir şey diyemem. Ama ben Meltem hemşireye karşı bir şeyler hissetmiyorum işte buna eminim."

"Başka birisi yok yani " dedi lafı uzatırcasına

"Hayır yok " dedikten sonra Cüneyt den gözlerimi kaçırırcasına etrafta dolaştırdım. Tekrar Cüneyt' e dönecekken Elif ile göz göze geldim.

Çok güzel burada da karşılaştık. Kader bizi ne güzel bir araya getiriyor böyle diye içimden geçirdim.

"Yan tarafınıza arkadaşları da alsak sizin için problem olur mu?" diye sordu abi

"Hayır sorun yok buyurun tabi ki" diyerek yanda ki boş yeri gösterdim. Elif tam karşıma yanındaki boylu poslu adamda benim yanıma oturdu. Acaba erkek arkadaşı mı ki diye düşünmeye başladım.

"Yiğit , Yiğit" diye Cüneyt'in bana seslendiğini duydum. Hemen düşüncelerimi def edercesine kafamı sallayıp Cüneyt' e döndüm.

"E..f.efendim bana mı seslendin " dedim hızlıca toparlanarak.

"Evet sana dedim , tanıyor musun. Kadına bayağı baktın da" diye sordu.

"Ha evet Poyraz'ın çalıştığı yerde komutan" dedim. Elif'e bakarak. Sanki bizi duymuşçasına oda bana baktı. Ardından yanımdaki adam bana doğru dönerek hafifçe eğildi.

"Sen bir tanıdıksın , biz tanışıyor muyuz " diye sordu.

Elif cevap vermeme izin vermeden lafa atladı. "Ziyarete gelmişti ya , küçük kızla" dedi hatırlatmaya çalışarak.

"Ha hırsızz" dedi Ömer kelimeyi uzatarak.

Cüneyt hemen " Hırsız derken ayıp oluyor yalnız doktor kendisi" diye atıldı.

"Yani şu hırsız muhabbeti bir kapanamadı , Elif ile aramızda bir yanlış anlaşılma. Hatta hallettik biz değil mi Elif " diye sordum.

Elif elini yumruk yaparak yanağına yasladı. "Yo ben hatırlamıyorum öyle bir şey" diyerek hafifçe sırıttı.

Gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"Aşk olsun Elif ya tamam biraz fazla ileri gitmiş olabilirim. Ama seni düşündüğümdendi kusura bakma gerçekten."

"Ne ileri gitmesi , ne düşünmesi " diye araya girdi Cüneyt ve Ömer

Elif " Yok bir şey haydi herkes yemeğine dönsün" diyerek konuyu kapattı.

Elif' e bakmaya devam ettim. Elif sanki bakıldığını hissetmiş gibi bana baktı ardından gözleriyle ocakta ki kebapları gösterdi. Peki dercesine kafamı salladım.

Ve getirilen rakıdan doldurup kafama diktim.

"Hop , hop yavaş " dedi Cüneyt " Tadını çıkara çıkara , sarhoş olup başıma kalma şimdi" dedi.

"Kalmam merak etme "diyerek solumdaki lavaşı alarak şişteki kebabı içine çektim. Lavaşın içini doldurduktan sonra sarıp yemeğe başladım. Bu sırada rakıyı bardağa tekrar doldurup yavaş yavaş yudumladım.

Herkes kendi halinde yemeğe gömülmüş teker teker kebapları midemize indiriyorduk.

"E şimdi ne yapacaksın Naz ile" diye sordum Cüneyt'e

Ağzını yuttuktan sonra cevap verdi. Bende o sıra son parçamı ağzıma gönderdim.

"Yani hemen açılmam benimki de bir beğenme sonuçta gözüne falan girmeye çalışırım. Vaktim olursa yanına uğramaya çalışır sohbet falan ederim diye düşündüm."

"Olabilir aslında tamam sen gel sonra bakarız ne olur ne biter" dedim rakıdan son yudumu mu alarak.

"E sen söyle yok derken gözünü kaçırdığını görmedim sanma " dedi.

O sıra gözlerim Elif'i buldu. Evet tamam beğenmiş olabilirim. Ama çok sert.

Elif ağızındaki lokmayı çiğnerken karşısında ki Ömer'e gülüyordu. Artık ne bu kadar komikse diye içimden geçirdim. Elif yine üstünde gözlerimi hissedip , gözlerini bana çevirdi. Kısacık bakışma sonrası gözlerimi kaçıran ben oldum. Cüneyt'e döndüm. Oda bana bakıyordu hafif sırıtarak.

"Kalkalım yediysen yorgunum" dedim.

"Kalkalım kalkalım , ben çağırdım hesap benden ama bir dahaki senden olur itiraz etme o yüzden"

"Tamam ben çıkıyorum o zaman gelirsin" dedikten sonra ayaklandım. Çıkmadan Eliflere "İyi akşamlar , size afiyet olsun" dedim.

Elif " Sağ ol " derken Ömer "İyi akşamlar hırsız bey" dedi gülerek.

Sessizce sabır çektim. Yanaklarımı şişirip bıraktım ve hafif baş hareketi yaparak. Çıkışa yöneldim. Cüneyt'in arabasının önünde bekledim. Bir kaç dakika sonra arabanın kilitleri açıldı. Hemen yolcu koltuğuna kuruldum. Ardından da Cüneyt şoför koltuğuna oturdu.

Ardından arabaya çalıştırıp. Yola koyuldu.

"Kardeşim bu arada geçmiş olsun" dedi.

"Ne alaka" dedim Cüneyt'e dönüp.

"E kardeşim sen tutulmuşsun lokantadaki kıza"

"Yok be ne tutulması" dedim elimi sallayarak. Ardından da kendi camımdan dışarıyı seyretmeye başladım.

"Hiç yok deme bakışından belli, ilerde çıkar zaten kokusu sen geçiştir beni" dedi.

Cevap vermedim. Bende içimdeki karmaşayı çözmeden bir şeyleri dile getirmek istemedim.

Acaba yanında ki sadece asker arkadaşımı , fazlası var mı ki. Bana niye gene hırsız dedi ki . Ah be salak kafam belki özür dileseydim böyle yapmazdı. Ama bugün bence dilemiş kadar oldum. Kusura bakma dedim yani. diyerek düşüncelerimle boğuşmaya başladım.

"Yiğit şu düşüncelerine ara versen de insen evine gitsen. Bende evime gidip uyusam nasıl olur acaba" dedi

"İyi olur " dedim düşüncelerimden sıyrılırken.

"Teşekkürler kardeşim yemek içinde, eve bıraktığın içinde"

"Ne demek haydi iyi geceler"

"Sana da" diyerek kapıyı açtım. İndikten sonra kapıyı kapattım. Binanın girişine yürüdüm. Çipi okuttuktan sonra merdivenlere yöneldim. Kapımın önüne gelince anahtarla kilitli kapıyı açarak içeri girdim. Ayakkabılarımı çıkarıp ayakkabılığa koydum. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ardından da yatağın üstünde ki atlet ve şortu giyerek çıkardıklarımı çamaşır sepetine atmak için yine banyoya yöneldim. Banyo ya gelmişken dişlerimi de fırçaladım. Mutfağa yönelip dolaptan 1 bardak su doldurup içtim.

Bardağı elimle çalkaladıktan sonra bulaşıklığa koydum. Elimi de kuruladıktan sonra odama ve ardından yatağa girip kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Loading...
0%