Elif Sıla' dan

Her zamanki gibi sabah erkenden uyandım. Elimi yüzümü yıkayıp acıkan karnımı doyurmak için mutfağa yöneldim. Çay suyunu ocağa attıktan sonra ketıla da su koyup kaynama bıraktım. Buzdolabını açtım. Ekmeği dışarı çıkardım. Ardından da kahvaltılık malzemeleri masanın üzerine çıkardım. Salatalığı da kestikten sonra masaya bıraktım. Ketıl dan gelen tık sesinden sonra çayı demledim.

Ardından kendime azıcık menemen yapmaya karar verdim. Doğrayıcıya soğan ve sarımsağı koyarak incecik hale getirdim. Sahana biraz tereyağını koyup eridikten sonra soğanları ilave ettim. Biraz kızardıktan sonra annemin menemenlik kavanozlarından bir tanesini alarak tavaya ilave ettim. Onlar orada pişerken dolaptan yumurta alıp kaseye kırdım. İçine tuz ve baharat ekledikten sonra çatalla iyice çırptım. Çırpma işini bitirdikten sonra yumurtayı da tavaya aktardım. İyice karıştırdım. Yumurta da piştikten sonra üzerine kaşar dilimleri ekleyerek ocağın altını kapattım. Ardından buzdolabından çıkardığım ekmeği doğrayarak tost makinasına ısıtmaya bıraktım. Telefonu elime alarak annemleri görüntülü aradım.

"Kuzum"

"Annem günaydın"

"Günaydın anne , menemenlik kavanozunu açarken aklıma geldin dedim annemi bir arayayım."

"İyi yapmışsın kuzum afiyet olsun"

Ekmekleri tost makinasından alıp masaya bıraktım. Ardından da masaya çekmeceden aldığım nihaleyi yerleştirdim.

"Günaydın kızım"

"Günaydın Komutanım" dedim bu sırada da ocaktaki menemeni nihalenin üzerine bıraktım. Fincana da çayımı koyduktan sonra masaya oturup kahvaltımı yapmaya başladım. Bir yandan da bizimkilerle hasret giderdim.

"Çiğdem nasıl anne arayamadım hiç , final haftasında diye"

"İyi yavrum oda meşgulsündür diye seni aramıyor. Aferin böyle devam aramamaya"

"Aman anne tamam , haydi ben kapatıyorum hazırlanacağım daha"

"Ay hazırlandıktan sonra bana fotoğraf at tamam mı bir bakayım nasıl olmuşsun."

"Tamam anne atarım haydi dikkat et görüşürüz" diyerek kapattım.

Kahvaltı masasını toplayıp bulaşıkları da hallettikten sonra banyoya gittim. Dişlerimi fırçaladım. Hızlıca duşa girdim. Duşta işlerimi hallettikten sonra bornozumu giyerek duştan çıktım.

Banyonun kapısını aralayarak aynanın önüne geçtim. Dolaptan yüz maskesi alarak uyguladım. Bu sırada kurulanarak iç çamaşırlarımı giyindim.

Tekrar banyoya yöneldim. Maskeyi yüzümden çıkarıp attıktan sonra siyah nokta burun bandını burnumun üzerine yerleştirdim.

Antreye adımladım. Mutfaktan antreye bir sandalye çektim. Üst dolaplardan elbisenin altına giyeceğim ayakkabıyı aradım. Aradığımı bulduktan sonra girişe bıraktım. Sandalyeyi de mutfağa geri bıraktım.

Tekrar banyoya yöneldim. Dolapta ki saç kurutma makinasıyla saçlarımı kuruttum. Ardından da maşayı prize taktım hafif saçıma dalgalar verdikten sonra maşayı soğumaya bıraktım. Dolaptan saç kremimi alarak saçıma yedirdim. Tarakla da üzerinden geçtikten sonra istediğim görüntüye kavuştuğuma memnun oldum. Burun bandını da çıkardıktan sonra o kısmı yıkadım. Sonra da odama geçerek yüzüme hafif bir makyaj yaptım.

Odamdaki saate bakıp saatin 13.25 olduğunu gördüm. Hızlıca parfümü mü sıktım. Ardından çantaya silahımı kimliğimi ve kredi kartını koydum.

Antreye yöneldim topukluyu da giyerek vestiyerdeki araba anahtarını elime aldım. Kapının gözündeki anahtarı da alarak dışarı çıktım. Kapıyı da kilitledikten sonra merdivenlere yöneldim. Dışarı çıktıktan sonra evin anahtarlarını çantama attım. Ardından da kafamı kaldırarak karşıya baktım. Karşıya baktığımda Yiğit' in elleri cebinde beni beklediğini gördüm. Hemen Yiğit' e doğru adımladım.

"Çok bekletmedim değil mi?"

"Çok güzel olmuşsun , ve hayır beklediğime de değdi"

"Teşekkürler " diyerek Yiğit' i süzdüm.

"Sende güzel olmuşsun" dedim. Elif ne güzelinden bahsediyorsun sen ya of rezillik.

"Güzel mi? yakışıklı olmasın o " diye sordu. Hafifçe gülerek.

"Evet o işte , haydi gidelim anca varırız." dedim.

"Buyurun siz önden" diyerek eliyle gösterdi.

Bende arabaya doğru adımladım ardından da kilitleri açtım.

Koltuğa geçtiğimde Yiğit de yan tarafıma oturmuştu. Çantamı Yiğit'i kucağına koydum.

"Sana emanet ama bilemedim Hırsız Doktor " dedim gülerek.

Ve ardından kemerimi takıp arabayı çalıştırdım.

"Ya Elif hallettik diye sanıyordum. Yanılmış mıyım yoksa " diye sordu hafif kızgınca

"Yok yok takılıyorum " dedim.

"Takılma ya takılması bile hoş değil , hırsızlık kötü bir şey bir kere"

"Hadi canım " dedim şaşırmış gibi yaparak ve ağzımı hafif şaşkın bir hale sokarak ona döndüm. Bana ifadesizce bakıyordu. Tipi o kadar komikti ki kahkaha atmaya başladım.

"Of of " diyerek cama doğru döndü.

"Tamam tamam hadi bu şarkı sana gelsin" diyerek radyoyu açtım.

Ellerimle yazdım bu sonu

Şimdi yerle bir şehrin yolu

Pek olmadı gibi ama olsun be Elif şarkı güzel

Gönlüme girdin ama son oldu yalancı gül sevemem

Bin kere geldin ama hiç oldu yürekle yol çizemem

Dertle bir oldum adım çok yandı sonunda kal diyemem

Gözlerimin içine kar yağdı soğukla baş edemem

Bu aşkın tozlu yolunu bulduğum yerden

Gündüz gözü görmediğim çaldın benden

Sürgün gibi çekmediğim kalmadı senden

Ellerimle yazdım bu sonu

Şimdi yerle bir şehrin yolu

Gönlüme girdin ama son oldu yalancı gül sevemem

Bin kere geldin ama hiç oldu yürekle yol çizemem

Dertle bir oldum adım çok yandı sonunda kal diyemem

Gözlerimin içine kar yağdı soğukla baş edemem

Şarkı sona erene kadar Yiğit konuşmadı sadece şarkıya konsantre oldu ve hafifçe şarkıya mırıldanarak eşlik etti.

"Güzel şarkı bence ne düşünüyorsun" diye sordu. Ben mi ben ne düşüneceğim ki

Hafifçe boğazımı temizledim "Güz..zel" dedim. Niye takılıyorsun Elif ne gerek var böyle şeylere sakin ol. Ve arabanı sürmeye odaklan.

Yiğit gülerek cama odaklandı o sırada radyo çalmaya devam ediyordu. Organizasyonun yapılacağı yere gelince hemen arabayı rahat bir yere park ettim.

Yiğit' e baktığımda oda bana bakıyordu. "Geldik , inebiliriz " diyerek kucağındaki çantama uzandım. Çantamı aldıktan sonra arabadan indim. Yiğit de indikten sonra arabayı kilitleyip anahtarı çantaya attım.

Geldiğimiz yer kır bahçesi gibi bir yerdi. Kapı girişine yöneldiğimizde Arzunun Hakanla orada olduğunu gördüm. Hızlıca yanına adımladığımda Arzuya seçtiğimiz kıyafette ufak değişiklikler de yaptığını fark ettim.

"Arzum çok güzel gözüküyorsun" dedim sarılarak ardından da yanaklarından öptüm.

"Asıl sen harika olmuşsun be yanında sönük kaldım" ardından sesini kısarak "Yiğit hocamda beğenmiştir" dedi sırıtarak.

Dişlerimin arasından "konuşacağız Arzu" dedim.

Beni takmıyormuş gibi yaparak Yiğit'e döndü.

"Hoşgeldiniz Yiğit hocam"

"Hoşbulduk Arzu , Yiğit de lütfen hocam çok resmi oluyor"

"Tamamdır Yiğit ", dedi gülümseyerek.

"Hoşgeldin Yiğit"

"Hoşbuldum Hakan" diyerek tokalaştılar.

"Melek teyze fotoğraf istedi hemen geç şuraya seni çekmem lazım" diyerek ittirdi.

Ardından da "Yiğit Elif ne güzel olmuş değil mi?" diye sordu. Şaşkınca kaldım ardından da yiğite döndüm.

"Evet çok güzel olmuş" dediğinde hafif tebessüm ettim.

"Çektimmm Melek teyzeye de attım , sana da gönderdim. Hadi siz geçin içeri doğru biz diğer gelecekleri karşılayalım"

"Tamamdır" diyerek içeri yöneldik. Bir sürü bar masaları vardı birinin önüne geçip durduk. Sonra yüz yüze bakıp birbirimize tebessüm ettik.

"Çok tatlı olmuş " dedi Yiğit

"Evet bence de sade ve güzel"

"Bakalım iki renk de çıkınca ne yapacaklar"

"Bakalım merakla bekliyorum , özellikle de Arzu'nun tepkisini" dedim heyecanla

"Çılgına dönecek" dedi Yiğit

Tam ona cevap vermek için dudaklarımı aralamıştım ki telefonumun zil sesini duydum.

Hemen Çantamı karıştırarak telefonu çıkardım. Yüzbaşının aradığını görünce hızlıca cevaplandırdım.

"Üsteğmen Elif Sıla Yüksel" dedim sesimi resmileştirerek.

"Üsteğmenim biliyorum senin için güzel bir gün ama görev var hızlıca gel" diyerek kapattı.

Telefonu çantama attım. Yiğit'e doğru kafamı kaldırdım.

"Yiğit benim acil görevim çıktı. Buradan karargah yakın ben taksiyle giderim sen al benim arabanın anahtarlarını" diyerek anahtarlarımı uzattım. "Ben gelince görevden alırım senden olur mu " diye sordum.

"Olur olur da istersen ben seni bırakayım taksiyle uğraşma yetişmen lazım gibi gözüküyor."

"Yok çok sağol hallederim ben hadi görüşürüz" diyerek koşarak çıkışa ileerledim. Girişle çıkış aynı yerdi. Arzu da oradaydı hemen Arzu'nun önünde durdum.

"Arzum biliyorum çok önemli gün ama görev çıktı acilen gitmem lazım , kusuruma bakma tamam mı" dedim.

"Ne kusuru Elifim hadi oyalanma git video çektirim ben kaçırmazsın hiç bir şeyi" diyerek sarıldı ardından da yanaklarıma öpücükler kondurdu. "Yolun açık olsun sağ salim gidip gelin , dikkat et " diyerek uğurladı bende hemen taksiye atlayıp karargaha doğru yol aldım.