@su_krtky
|
Yiğit 'den Muayene saati geldiğinde Naz hemşirenin beni uyandırmasıyla hastalarımla ilgilenmeye başladım. Randevular bitince randevusuz gelen bir kaç hastayla daha ilgilendikten sonra hazırlanıp hastaneden çıktım. Eve gelince üzerimi değiştirdim. Karnımı doyurdum. Spor çantamı hazırladım. Ardından da eşofman takımını giyerek Ahmet abinin boks kulübüne gitmeye karar verdim. Evden çıkıp boks kulübüne doğru yürümeye başladım. Bu sırada da yolda bana arkadaşlık etmesi için müzik açtım. Ahmet abinin kulübüne geldiğimde içeri girdim. Etrafa göz atarken ringdeki Elif direk dikkatimi çekti. Saçlarının her bir vuruşta savruluşu , her nefes alış verişindeki kabaran göğsü, her hamlesinde yüzünde beliren o hırs ve güzellik içimde anlamlandıramadığım ve ilk kez tecrübe ediyor olduğum farklı şeyleri yaşatıyordu bana. Uzunca bir süre ringi izledim daha doğrusu itiraf etmeliyim ki sadece onu. Gözlerim istemsizce sadece onu aradı, her hareketine tanıklık etmek için varını yoğunu ortaya koydu. Dakikaların nasıl geçtiğini anlamadım bu anlamlı güzelliğin karşısında. Kendilerini artık yere attıklarında hemen soldan su kapıp yanlarına ilerledim. Komutanımızın atikliğinden emin olduğum için suyu direk yüzüne doğru attım ve Bingo , düşündüğüm gibi de oldu. Suyu kapıp hemen bana doğru baktı. Komutanım o yüzünüzdeki ifade sinir mi yoksa , içimden güldüm. "Güzel maçtı komutanım , susamışsındır" dedim gözlerimle elindeki suyu içmesi için gösterirken. "Sağ ol" dedi şaşkınlığını attıktan sonra ve oturur pozisyona geldikten sonra suyu açıp kana kana içip bitirdi. E sende beni bekliyormuşsun be "Sende hoş geldin Yiğit" dedi Ahmet abi bana dönerek. Bende aynı şekilde ona dönerek, "Hoş buldum abi" dedim dedikten sonra Elif'e döndüm. "Bir maça daha gücünüz kaldı mı Elif hanım " diye sordum. Hafifçe sırıtarak. Seninle uğraşmaya şimdiden bayıldım yalnız komutanım. "Gel görelim bakalım gücüm kalmış mı" dedi. Yüzünü ifadesizleştirerek ve oturduğu yerden kalktı. "Hay hay" diyerek ringe girdim. Acaba bir üzerimi mi değiştirseydim lan , aman neyse boş ver Boş su şişesini kenara attıktan sonra karşıma geçti. Duruşunu aldı bende duruşumu alarak onu süzmeye başladım. Önce yüzünün her köşesini ardından yüzüne dökülen saçları , şakağından akan ve boynuna kadar inen ter damlacığını incelerken zayıf düştüğümü sanıp atağını gerçekleştirdi. Yüzüme indirmek için uzattı yumruğunu engelleyip karnına yumruğumu geçirdim. Bir kaç adım geriledikten sonra direk yüzüme baktı şaşırdığı yüzünden okunuyordu. "Her fırsat doğru değildir komutanım , aldanma" dedim ve ardından göz kırptım. Peki Yiğit sence de bir komutana fazla özgüvenli davranmıyor musun , haşat edecek olum kız seni benden söylemesi. Diyen iç sesime ne kadar hak versem de ona karşı kendimi zayıf gösteremezdim. "Aldanmak değil de beni şaşırtıyorsun Yiğit" dedi. "Onu fark ettim " dedim sırıtarak. Lafımın bitmesinin ardından hemen atağa geçti. Bu sefer yumruğunu engelleyemedim. Kafam sağ tarafa doğru düşmesinin ardından sol tarafa döndüğüm anda bu sefer kafamı sol tarafta buldum. Hemen kendimi yere bırakarak oturdum. "Ama olmaz ki hep yüzüme çalışıyorsun" dedim somurtarak. "Eee madem mızmızlanacaktın teklif etmeyecektin o zaman Yiğit bey" diyerek ring den ayrılmak için yöneldi. Bu sırada bende hemen ayağını tutup çektim ve yere düşürdüm. Ve altıma aldım. Altıma almamla birlikte bacaklarını geriye çekip açtı ardından da ayaklarını boynuma dolayarak beni sağına düşürdü. Ben şok etkisinden daha çıkamamışken boğulmaya başladığımı idrak etmeye başladım -şükür ki - hemen ellerimle ayağına vurdum. Pes dermişçesine. Biraz daha tuttuktan sonra boğazımı serbest bıraktı. Bırakmasının ardından hafif kafamı kaldırıp öksürmeye başladım. Bir kaç öksürüğün ardından kendime gelerek Elif'e döndüm. "Tamam pes benden bu kadar komutanım" dedikten sonra benim halime gülerek Ahmet abi ye döndü. "İdman için teşekkürler Ahmet abi" "Ben teşekkür ederim benim için bir zevkti" dedikten sonra Elif'e göz kırptı. Elif Ahmet abiye hafifçe bir tebessüm ettikten sonra soyunma odasına yöneldi. "Yiğit nasıl gidiyor?" diye sordu Ahmet abi "İyi abi yoğun senin nasıl gidiyor?" diye sordum. "İyi benim de Elif'le tanışıyorsunuz anladığım kadarıyla" diye sordu. "Aynen abi tanışıyoruz." Elif'in soyunma odasından çıktığını görünce hemen toparlandım ve Ahmet abiye döndüm ve "Haydi ben kaçtım görüşürüz Ahmet abi" diyerek Elif'in peşine takıldım. "Kolay gelsin görüşürüz Yiğit" dedi arkamdan bağırarak. "Elif " diye seslendim arkasından "Efendim" dedi arkasını bile dönmeden. "Nasılsın , nasıl gidiyor?" diye sordum. "Aynı yoğun senin?" diye sordu. "Bende aynı yoğun" "İyi" "Şey diyecektim sana tabi sana da uygunsa " "Ney diyecektin?" diye sordu. Evet Yiğit ne diyecektin "Iıı sana da eğer uygunsa yemek yiyelim mi?" "Ne zaman şimdi mi?" diye sordu. "Şimdi terlisin olmaz , hasta olursun. Şöyle 1 saat sonra falan" Dudağının kenarı dediğimle birlikte hafifçe yukarıya doğru oynadı. "Tamam olur ne yiyelim?" diye sordu. "Bilmem ben öyle ayırt etmem canının çektiği bir şey varsa yiyebiliriz" diye teklif ettim. "O zaman , o zaman" diye konuşurken bir yandan da kafasında nereye gideceğimizi ya da gidebileceğimizi tartıyordu. "Ocakbaşına gidelim mi ya şimdi acılı bir kebap efsane olur." dedi alt dişleriyle alt dudağını ezerek. Yapma be komutanım yanarız yapma "Ee " dedikten sonra bir kaç kere öksürdüm. "Tamam o zaman akşam 8'de buluşalım." "Tamam iki araba gitmek saçma olur nasıl yapalım" diye sordu. "Sana da uyarsa benimkiyle gidebiliriz." "Tamam olur 8' de burada görüşürüz o zaman" dedi. Burada derken etrafıma göz attığımda evin oraya geldiğimizi gördüm. "Tamamdır görüşürüz" dedim. Elif binasına doğru ilerlerken de , binadan içeri girerken de arkasından bakmaya devam ettim. Kendime geldikten sonra bende kendi binama yöneldim ve eve çıktım. Eve geldikten sonra hemen kendimi duşa attım. Duştan çıktıktan sonra gardırobu açarak ne giyebileceğime baktım. Ve giyeceklerimi seçip yatağa attım. Ardından da banyoya yönelip saçlarımı yaptım. Odaya gelince üzerimi giyindim. Cüzdanımı ve arabanın anahtarlarını cebime attıktan sonra antreye yöneldim. Dolaptan ayakkabı olarak ne giyeceğime bakarken Poyraz dış kapıdan içeri girdi. "Oo hayırdır kardeşim pek bir fiyakalı olmuşuz nereye" diye sordu. Ayakkabıları incelerken " Yemeğe" diye cevap verdim. "Vallahi mi lan bende çok açtım bekle beni bende geliyorum." diyerek ayakkabılarını çıkarmaya başladı. "Maalesef sen sipariş et yemekte yalnız olmayacağım çünkü" "Ne sen kimle nasıl ne zaman lan ne ara" diye sorularını sıralamaya başladı. "Sadece şunu söyleyeyim Elif komutanla , haydi görüşürüz" diyerek seçtiğim ayakkabıyı alıp dış kapıyı açtım. Ayakkabılarımı da giyindikten sonra binanın çıkışına yöneldim. |
0% |