@su_krtky
|
Elif Sıla'dan Eve girdikten sonra hemen kendimi banyoya attım ve güzelce bir duş alıp diğer işlerimi de hallettim. Bornozumu giyindikten sonra saçlarımı da havluya sardım. Banyodan çıkıp odama yöneldim. Makyaj masamın pufuna oturduktan sonra yüzüme nemlendiricimi sürdüm. Ardından da pek kullanmadığım C vitamini serumu sürüp yüzüme iyicene yedirdim. Hayır kızım alt tarafı kebapçıya gideceksin ne bu süslenme , ay Elif adam sana soruyor sende kebapçı diyorsun şaka mısın sen ya? diyen iç sesimle düşünmeye başladım. "Bir kere samimi olalım diye kebapçı dedim Allah Allah , canım da çok çekiyordu ne yapabilirim yani hem ben öle söylesem de Yiğit'in yüzü hiç değişmedi bence oda samimi bir yere gitmemizi sevdi." He aynen sevdi salak git de ne giyeceğini seç sonra da makyaj yap sen anca yaparsın makyajını oyalanma haydee! "Doğru" diyerek puftan kalkdım. İç çamaşırlarımı çıkarıp giyindim. Ardından da gardırobu açarak ne giyeceğime bakmaya başladım. "Çok siyah olsam cenaze gibi mi olur , çok renkli de olsam abartı olur. Eşofman giymeyeyim bence" diye teker teker kıyafetleri inceledim. En sonunda karar kıldıklarımı giyinmeye başladım. Boynuma kolye de taktıktan sonra makyaj masasına oturup günlük sade bir makyaj yaptım. Makyajım bittikten sonra banyoya yönelip saçlarımı kurutup kremledim ve elimle elimden geldiği kadar şekillendirdim. Sonra tekrar odama yöneldim. Bir kaç fıs parfümde sıktıktan sonra dolaba yöneldim tekrar. Dolaptan da rahat taba rengi deri kol çantasını çıkartıp içine gerekli olabilecek her şeyi doldurdum. Ceket alıp almamayı bir yandan düşünürken antreye yönelip ayakkabı dolabını açtım. Gene taba kısa botlarımı çıkarıp kapının yanına bıraktım. Saate baktığımda saatin 19.50 olduğunu gördükten sonra hızlıca odama yönelip dolaptan trençkot çıkartıp koluma astım. Çantamı da elime aldıktan sonra kapıya yöneldim. Kapının kenarına bıraktığım botlarımı da ayağıma geçirdikten sonra çıktım. Kapımı da kilitledikten sonra aşağı inmeye başladım. Dış kapıyı açmadan önce saçlarımı arkaya atıp bir kaç kere öksürüp boğazımı temizledim ve kapıyı açtım. Dış kapıdan çıktıktan sonra arabasına yaslanmış bir şekilde deri ceketiyle beni bekleyen Yiğit'i gördüm. Bir dakika deri ceket çok yakışmış yalnız , ay keşke bende deri giyseydim. "Hayırdır Elif bir yükseldin saçmalama istersen" diyen iç sesimi susturdum. "Efendim" dedi ardından Yiğit. "Ha yok bir şey öyle kendi kendime , ee gidelim mi?" diye sordum. "Gidelim gidelim de şey diyecektim " dedi üzerimi süzerken. "Ney diyecektin" dedim bende onu süzerken. "Bence kebapçı için fazla şık olmuşsun bilseydim bende giyinirdim güzelce" dedi ardından da kendi üzerine doğru baktı. "Yoo iyisin bence hatta deri ceket baya bir yakışmış. Olmuş bence " dedim hızlıca "Hım yakışmış yani" dedi kaşlarını kaldırarak. "Yani iyi" dedim ve ardından öksürdüm boğazımı temizlemek maksadıyla. "Kebapçı ya gitmesek mi ki acaba bu şıklık fazla bence" dedi Yiğit Elif çocuk sana ikinci kere iltifat ediyor kızım. Bir kabul etsene şunu "Ha şey iltifatın için teşekkür ederim. Ama benim canım çok kebap istemişti. Bir dahakine başka yer yapsak olmaz mı?" diye sordum. Eee sen uçtun Elif bir sonraki falan yavrum hayırdır! "Olur olur tabi ki neden olmasın. Mutlu eder bu beni o zaman gidelim" diyerek arabayı gösterdi. "Gidelim tamam" diyerek yolcu koltuğunun kapısına yöneldim. Bindikten sonra direk kemerimi bağladım. Yiğit de benimle birlikte bindi ve oda kemerini bağladı. Arabayı çalıştırmadan bana döndü ve ; "İstersen ceketi ve çantayı arkaya bırakabilirsin." diye teklifte bulundu. "Hallederim ben sorun yok" dedikten sonra ceketimi arkaya bıraktım. Çantamı da kucağıma koydum. İçinde silahım var elimin altında dursun şimdi. "O zaman haydi bakalım" diyerek arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk. "Biliyorsun değil mi ocakbaşının yerini görmüştüm çünkü seni orada" diye sordum. "Aslında benim hastaneden arkadaş götürmüştü. Ama konumdan baktım biraz da yolları hatırlıyorum sorun yok yani" dedi. "Ben yanlış olursa söylerim o zaman. Halil abinin ocakbaşı efsanedir ya ben bir kaç yere daha gitmiştim ama ondan başka bir yerde o lezzeti yakalayamadım." "Doğrudur baya iyiydi. Sen bayağı midene düşkünsün o zaman" diye sordu. "Yemek bu hayatta vazgeçilmezim ya , güzelse ben yerim vallahi , sen peki doktorsun falan sağlıklı şeyler mi tüketiyorsun?" diye sordum. "Yok bende yerim arada kilo falan alınca dikkat ediyorum o kadar yoksa takmıyorum bende pek" dedi. "Anladım" dedim. Ortam sessizleştiği için radyoya uzandım. Uzandığım gibi Yiğit ile elimizin birbirine değmesi bir oldu. Resmen vücudumdan bir elektrik akımı geçti. Elimi çektim fazla tutmadan. "Sormadan açacaktım ama sessizlik olunca açayım" dedim. "Yok iyi yapmışsın demek ki kalp kalbe karşıymış bak bende öyle düşündüğüm için radyoya uzanmıştım." dedi hemen "Efendim" dedim. Duyduklarımı doğrulamak için , kalp kalbe karşı mı demişti o. Elif salak mısın başka ne diyecek Allah aşkına ya "Yani şey frekanslarımız uyuşuyor demek ki" diye devam ettirdi. "Ha aynen frekans ya işte " diyerek kahkaha attım. Elif belli etmiyorsun illaki , sıçtın sıvıyorsun kızım kendine gel. Allahım sen akıl ver YaRabbim O da benimle birlikte güldü. Radyoya gerek kalmadan Halil abinin yerine gelmiştik. Yiğit aracı park ettikten sonra indik ve içeriye yöneldik. İçeriye girdiğimiz anda her zaman ki gibi kalabalık karşılamıştı bizi "Hoş geldiniz efendim" dedi garson çocuk. "Hoş bulduk" dedik Yiğit ile aynı anda. "Şuradaki masamız boş" diyerek ileriyi gösterdi. "Halil abi yok mu?" diye sordum. "Patron mutfak tarafında çağırayım mı ablam?" diye sordu. "Çağır çağır de ki Elif komutan gelmiş." "Ha komutanım pardon ben tanıyamadım sizi , ocaklarda yer ayarlıyorum hemen patronu da çağırayım." diyerek uzaklaştı. "Bayağı iç içesin burayla anladığım kadarıyla " dedi Yiğit gülümseyerek. "Yemek olunca " diyerek göz kırptım. "Evladım hoş geldin" dedi Halil abi bana bakarak. Ardından da Yiğit'e döndü. "Sende hoş geldin evladım" "Hoş buldum" dedi Yiğit. "Hoş buldum Halil abi" dedim gülümseyerek. "Komutanım buyurun yer" hazır dedi bizi karşılayan garson. "Teşekkürler" diyerek gösterdiği ocaklı masaya yöneldim. "Eyvallah kardeşim" dedi Yiğit' de ve benimle birlikte masaya yöneldi. "Hemen karışık getiriyorum Elif" dedi Halil abi de. "Tamamdır abi" diyerek etleri beklemeye başladık. Etleri beklerken masaya mezeler ve salatalar konulmaya başladı. "Ekmek de alalım biz bir de 35 lik " dedi Yiğit. "Tamamdır abi getiriyorum" diyerek uzaklaştı garson çocuk. "Rakı olmazsa olmaz şimdi sen içer misin?" diye sordu Yiğit. "İzinde olduğum zaman e bir de sen içeceksin madem şoför olarak ben kullanırım arabayı sorun yok iç sen" dedim. "Aa 1 bardak içersin , olmaz o zaman anca beraber kanca beraber bende içmiyorum." dedi omuzlarını silkerek. "Sorun yok Yiğit iç sen" dedim gülümseyerek. Bu sırada Yiğit'in istedikleri ve bana da yayık ayran getirmişlerdi. "Afiyet olsun gençler , etler de geldi." diyerek yanımıza bıraktı Halil abi. Maşayı alarak etleri ızgaraya attım. Kebapları da kömür ün üzerine pişmeye bıraktım. Ekmek le beraber yavaş yavaş mezelerden yemeğe başladık. "Boks sürekli yapıyor musun yeteneğin vardı" Dedim. "Yok ya öylesine işte stres atmak için" dedi. "Hım anladım" dedim. "Sen" diye sordu. "Ki benim ki de soru" dedi gülerek. Bende güldüm dediğinin ardından. "Sürekli eğitim , sürekli parkur , dövüş sanatlarıyla da ilgileniyorum biraz o kadar" dedim. "Onu anladım zaten yeterince beyaz ışığı görür gibi oldum sayende" dedi gülerek. "Ee sende kaşınmıştın biraz Yiğit" dedim. Ardından da ızgarada ki etleri çevirdim. Birde kebapları döndürüp Yiğit'e döndüm. Ona bakmam la birlikte onun da bana baktığını gördüm. Bir süre bakıştıktan sonra Yiğit öksürerek bardağındaki rakısını kafasına dikti. "Hop hop yavaş" dedim bardağı elinden alarak. "Şoför olurum dedim de sarhoşla da uğraşamam Yiğit" dedim hafif kızarak. "Tamam ya bıraktım " dedi elimden bardağı alarak sonra bardağı kendinden uzak bir yere koydu. "Ha şöyle yemek yemeğe geldik ne alaka sarhoş olmak şimdi" dedim. "Güzelliğin sarhoş olunası zaten" dedi. Tam cevap vermek için ağzımı açmışken büyük bir gürültü koptu. |
0% |